# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
ZİFİR
02.11.2017

İzmirli grupla yeni albümlerini ve black metali konuştuk.

Yeni bir röportajdan selamlar. Bu kez İzmir’e gidiyor ve ülkemizin en karanlık gruplarından biri olan ZİFİR’in tedirgin edici dünyasına giriyoruz. Başarılı yeni albümü “Kingdom of Nothingness”ı yakın zamanda çıkaran grupla hem ZİFİR’e hem de black metalin geneline dair konuştuk.

Sorular: Ahmet Saraçoğlu, Oğuz Sel

Öncelikle yeni albümünüz “Kingdom of Nothingness”ten dolayı bir kez daha kutlamak istiyoruz. Çok içten gelen, gerçek, saf bir karanlık ortaya koymuşsunuz ve bizce yılın üst düzey black metal albümlerinden birini yaratmışsınız. İlk olarak, sizinle bu albüm vesilesiyle tanışan dinleyiciler için ZİFİR’i kısaca özetlerseniz seviniriz.

ZİFİR 2006 yılında 2 kişilik bir grup olarak başladı ve ilk albüm drum machine ile kaydedildi. İlk Albüm “Y.M.C.W.U.” 2007 yılında çıktı. Bunun hemen sonrasında Nursuz gruba dâhil oldu ve “P.A.H.” 3 kişilik kadro ile yazılıp kaydedildi. 2011 “P.A.H.”ın çıkması sonrası kadro Onur Önok ve Nursuz olarak devam etti. Bu geçiş sürecinde 2013 yılında Belçikalı grup Cult of Erinyes ile birlikte yaptığımız ve 4 parçamızın yer aldığı bir split var. Sonrasında da 2017 yılında çıkan ve bu röportaja konu olan “Kingdom Of Nothingness”. ( O )

İlk albümünüz “You Must Come With Us” çıkalı tam 10 yıl oldu. O albümdeki ZİFİR ile bugünkü ZİFİR arasında bu müziğe olan bakışınız açısından ne gibi farklılıklar var?

Müziğe karşı bakış açımızda bir değişiklik yok, aynı şekilde aynı yerden bakmaya devam ediyoruz. Bu konuda sabit fikirliyiz. Zaman içerisinde farklılaşma algılanıyorsa eğer bu müzikal durum ile ilgili olabilir. Grubun dinamikleri müzikal olarak değişti. Grup kurulduğu kadro ile devam etmiyor, bu da haliyle müziğin üretim sürecinde değişikliklere sebep oluyor ve fakat 2007 de anlatılan, anlatılmaya çalışılan söz, duruş ve deklarasyon kısmı aynı çizgide devam ediyor. ( O )

Albümün yazım sürecinden bahseder misiniz? Şarkılar son 6 yıl boyunca yazılmakta mıydı yoksa son dönemde yazılan şarkılar mı?

“Kingdom of Nothingness” albümü parçaları 2013 de Cult of Erinyes ile yaptığımız split sonrasında şekillenmeye başladı. Yazım süreci 3 yıl kadar bir süre aldı, 2013-2016 arası diyebiliriz. Yoğunluklu olarak 2 bölüme ayrılan bir oluşturma mevcut; 2013-2014 arası çıkan bir bölüm fikirler ile 2015-2016 arası çıkan fikirler. 2016 yılı başlarında bu zaman içinde yapılan tüm parçaların bir elemesini gerçekleştirdik ve son olarak bu 13 parçada karar kılıp kayıda girdik. ( O )

“Kingdom of Nothingness”ta hem ilk albüme hem de “Protest Against Humanity”ye oranla ciddi anlamda daha yoğun bir karanlık mevcut. Değişen ne oldu? Bu süreçte sizi daha karanlık ve buhranlı bir müzik yapmaya iten olaylar, gruplar, albümler nelerdi?

Bahsi geçen zaman aralığında etkileşimde olduğumuz olaylar ve düşüncelerin gelişimi grubun müzikal ve genel yapısını da etkiledi. Doğal bir gelişim veya etkileşim süreci olduğunu düşünüyorum. İlerlemek veya geliştirmek ya da daha derine inmek; adına her ne dersek diyelim. Onur’un da belirtiği gibi albümlerden ziyade düşünsel etkileşim ZİFİR’in yapıtlarına çok daha fazla yön veriyor. ( N )

“Kingdom of Nothingness”ın dikkat çeken ilk özelliği kapağı. Kapaktaki üç büyük figür neyi ifade ediyor? Kapak görseli fikri size mi ait, biraz bahseder misiniz?

Kapak fikri 2013 yılı gibi beynimde tohumlandı. Güdülmeye meraklı insanoğlunun girdiği çıkmazlar ve yanılgıları üzerine daha çok gittiğim zamanlardı sanırım. Ve dönüp dolaşıp yanılgılarının kurbanı olmaları, kadercilikleri, inançları ve sonuçları… Bunlar kafamı kurcalıyor ve Nursuz ile bunun üzerine konuşmalarımız oluyordu. Bu fikirler gelişerek çoğaldı, daha somut bir şekilde bedenlendi ve bu kapak canlandı. 2016 yılına kadar kapak için çizim yapabilecek, anlattıklarımızı görsele dökebilecek, kendi fikri ile birleştirebilecek birilerini arıyorduk. Bunu bulabilmek oldukça güç, bunu çizebilecek ve hatta düşündüğümüzü bizimle paylaşıp büyütebilecek değişik bir yetenekle tanıştık. Nursuz’un bir gece gönderdiği bir link sonrası bu kapağı yapabilecek insanı bulduğumuzu anladık. Bir tanışma konuşması sonrası sadece özet olarak anlattığımız ufak bir paragraf ve harikalar yaratarak geri dönen bir eskiz. Sonrasında sadece iş perspektifi konuşacağımız pozisyona geldi. Renklenmeden bile ürküten yönü ortadaydı ve sonuç muhteşem. Bir kapaktan öte başka bir coğrafyada aynı hissiyatı paylaşabildiğimiz ve anlayışta olan bir insan bulmak inanılmaz keyifliydi. ( O )

“Kingdom of Nothingness”ı dijital, CD veya plak olarak satın almak isteyenler var. Bu konularda onları aydınlatır mısınız? Ne zaman, nereden, nasıl satın alabilirler?

Digital olarak satın almak isteyenler, Bandcamp sayfamızı kullanabilir. CD ve plakların Kasım ayında Türkiye’de olmasını planlıyoruz. Genelde Facebook sayfasına ya da e-mail adresimize gelen bildirimlere cevap veriyoruz. Dileyen buradan ulaşabilir ya da Hammer Müzik daha önceki albümlerimizin de satışını gerçekleştiriyor ve bu albüme de oradan ulaşabilirler. CD ve plaklar geldiğinde Facebook sayfamızdan bunun haberini vereceğiz. ( O )

Diğer tüm türlerde olduğu gibi, son yıllarda black metalde de belirgin değişimler söz konusu. Tür içerisinde atonal işlere giren, black metalin melodik yanını yok sayıp çok daha iç içe geçmiş ve kaotik müzikler yapan grupların sayısı giderek artıyor. Bu konudaki düşünceniz neler? DEATHSPELL OMEGA ve benzeri türde müzik yapan grupları nasıl buluyorsunuz?

Melodiklikten kastın İsveç etkisinin black metal üzerine yarattığı melodikleşme ise onu anlayabilirim fakat 90’lar Norveç black metalini baz alırsak bahsetmiş olduğun iç içe geçmiş kaotik yapı zaten mevcuttu diye düşünüyorum. DEATHSPELL OMEGA, Fransız yükselişi, 2000 sonrası tıkanıklık yaşandığı iddia edilen black metale keskin bir yön verdi, bir tür kırılma noktası veya Norveç tekelinden güçlü bir şekilde sıyrılmaların başlamasını tetikledi sanırım. Orta Avrupa black/death ekolünün çorbaya çevirdiği black metal türünün Avangart bir yaklaşımla tekrardan ayrıştırdığı için benim açımdan sevindirici bir durum oldu diyebilirim. Fakat buradaki en güçlü olay sound’dan çok sözel durumdur ki bu genel olarak hep göz ardı ediliyor. DEATHSPELL OMEGA’nın sözel kısmının da black metal açısından önemli olduğunu düşünmek ve durumu salt müzik olarak değil toplu olarak düşünmek gerekir. Sözleri amaca yönelik olmayan oluşum ve şarkıların müziği, melodisi, sound’u iyi olacağına; sözleri, anlatmak istediklerini dolu dolu destekleyen iç içe geçmiş kaotik bir yapıyı tercih ederim. ( O )

Black metali post-rock’la birlikte yorumlayarak daha geniş kitlelere ulaşan gruplar hakkında ne düşünüyorsunuz? Black metal konusunda kendinizi ne kadar muhafazakâr görüyorsunuz? Türe başka dinamikler sokmak, black metali eğip bükmek sizce kaçınılmaz ve anlayışla karşılanacak şeyler mi, yoksa bunlar sizi rahatsız ediyor mu?

Black metal konusunda hangi oluşum ne kadar samimi olduğu, kimin ne kadar katkı sağladığı konusunda izlenimler yanıltıcı olabiliyor. Bu konuda en iyi süzgecin “zaman” olduğunu düşünüyorum. Geçmiş herhangi bir zaman diliminden bu zamana kadar olan süreyi baz alarak herhangi bir oluşumun black metal ile alakalı ne kadar samimi olduğu konusunda kolayca yorum yapabilirsiniz. True ve False zamanla kendini mutlaka belli ediyor. ( N )

Son yıllarda dinlediğiniz en iyi birkaç black metal albümünü paylaşır mısınız? Yeni albümlerini merakla beklediğiniz isimler kimler?

• SCHAMMASCH – Triangle
• AVERSIO HUMANITATIS – Longing for the Untold
• BLUT AUS NORD – Deus Salutis Meae (incelemesi yakında sitede)

( N )

Black metal harici dinlediğiniz şeyler arasından müziğinizi etkileyen şeyler oluyor mu? Black metal dışında en çok dinlediğiniz metal ya da metal dışı türler neler?

Black metal haricinde ya da black metal janrı içinde dinlediğim hiçbir şey yaptığımız müziğe etki etmiyor. Yaptığımız müzik “şurada şunu dinledim ve etkilendim, böyle birşey yapmalıyız” üzerine değil, “şurada şunu düşündüm ve bu düşünceyi böyle yansıtmalıyız” üzerine. Kendi adıma etkilendiğim gruplarda ise benim için ne ifade ettiğinden öte onların neyi anlatmaya çalıştığı ve neyi ifade ettiği ile ilgileniyorum. Severek dinlediğim ve bir şeyler anlamaya çalıştığım grupların benim gönlümü hoş etmek için değil kendi fikirlerini açıklamak için bu müziği yaptıklarına inanıyorum; en azından benim görüşüm bu yönde. Diğer müzik türleri hakkında ise, pop çok sevmem ama sağda solda illaki her tür şey denk geliyor. Dinleyebildiğim kadar çok şeyi dinlemeye çalışırım. Sadece yaptığım müzik konusunda köşelerim var dinleyici olarak. Ne kadar çok tür ve örneğini dinlersem o kadar iyi diye düşünüyorum. ( O )

Abet’te kullanılan Ortodoks ilahisi formundaki kısımlarda BATUSHKA etkilenimi var mı? Buna ek olarak, doksanların ortalarından beri saygı duyulası işler yapan ve MGŁA, BATUSHKA, FURIA, BLAZE OF PERDITION gibi gruplarla özellikle son dönemde iyice ön plana çıkan Polonya black metal sahnesi hakkında neler düşünüyorsunuz?

BATUSHKA bildiğim kadarıyla 2015 yılında ilk ürününü çıkarttı. Grubu da bu soruyu sorduktan sonra dinledim. Bahsettiğin koral vokaller 2007 “Y.M.C.W.U.” albümünde ve sonrasında “P.A.H.”de de mevcut, yani ZİFİR kurulduğu günden bu yana koral vokal kullanan bir grup.

Kendi adıma Norveç gruplarını ve soundunu yeğlerim. ( O )

Son olarak da aşağıdaki gruplara dair bir cümlelik yorumlarınızı içeren minik bir anket yapalım:

INQUISITION: Sevimsiz ve rahatsız edici bir grup. Menşei olan kıtadan çıkan önemli gruplardan olduğunu düşünüyorum.

TSJUDER: Özetle “Norwegian Apocalypse”.

URGEHAL: Ölümü ve soğukluk kavramını müziği ile bu kadar iyi hissettiren bir grup daha yok; cinnet ve cinayet.

BETHLEHEM: İsmini mesihin doğduğu kabul edilen yerden almasına rağmen ölümcül suicidal tarzına öncülük etmesi muazzam bir detay.

CARPATHIAN FOREST: İnsan hakları evrensel beyannamesi üzerinde kocaman bir kusmuk; The First Cut Is the Deepest!!!

WATAIN
: Adanmışlık abidesi ve black metalin en sarmal hallerinden biri.

“Behold the black cloud of corpselike birds
Their wings are on fire
And their song has turned backwards
A morbid cacaphony singing of…
A new dawn! “

1349: Black metalin yıkım kanadı. Bir nevi özel harekat. İsim çıkış noktası muhteşem.

DARK FUNERAL: “The Secrets Of The Black Arts” albümünü ilk kez dinlediğim zaman dünya başıma yıkılmıştı.

CRAFT: Sözün bittiği yer. Varoluşun üzerine örtülmüş en karanlık örtü.

TAAKE: Norveç’in havasına ve suyuna…

DEATHSPELL OMEGA: Engizisyon mahkemesinde yargılanmadan önceki son bir saat.

BEHERIT: “Raw” kelimesinin derinlemesine tanımı, black metaldeki karşılığı.

BEHEXEN: Biz bu zehirli yola kefenimizle çıktık dedirten grup.

( N )

Sorularımız bu kadardı. Yeni albümünüz için bir kez daha kutluyoruz, röportaj için de teşekkür ediyoruz.

etiketler:
  Yorum alanı

“ZİFİR” yazısına 10 yorum var

  1. TAAKE says:

    çok güzel olmuş elinize sağlık,artık hammer dan alırız albümü,çok samimi ve güzel cevaplar vermişler,özelikle gruplara dair bir cümlelik yorumlar içeren minik bir anket harikaydı,adamlar tam karşılığını söylemişler

    P L A G U E

    @TAAKE, besatt kariyerinin en iyi isini yapmis haberin ola…her dinlemede baska muthis detaylar yakalaniyo. Kesinlikle pas gecme.

    TAAKE

    @P L A G U E, senin tavsiyene güvenip hemen daldım,zaten besatt son albümlerinde(en son Tempus Apocalypsis dinlemiştim)koptu gidiyor,kesin pislik var,vahşstül dehşet bi şeyler var dedim ve zerre hayal kırıklığı yaşamadım,adamlar gittikçe mükemmmelleşiyor,albümü bir kere döndürdüm şirazem kaydı,adamlar malı masaya vurmuş,aşmış,yarmış,behexen ile birlikte dipten dipten gelip ortalığı s.kip atan bir diğer grpta bu,bir de bu polonya ya ne oluyor arkadaş,witcher i,mgla sı,batushka sı,behemoth u,odraza sı,kriegsmachine i,plaga sı falan adamlar koptu geliyor,bi de besatt çıktı başımıza,nedir bu polonya nın olayı biri çıkıp açıklasın çıldırıcam

    P L A G U E

    @TAAKE, blaze of perdition ı da yaz oraya. Ben bu yorumu yazarken tarantino filmine koysan siritmayacak sekilde ırzıma geçiyor son albümleri…

    TAAKE

    @P L A G U E, sağolasın blaze of perdition zaten sürekli takibimde olan bir grup yeni albümleri elimde yakında dinlerim

  2. poison says:

    teşekkürler.

  3. 12ParmakBağırsağı says:

    Albüm çok iyi, grubun hem samimi hem de profesyonel tavrını da takdir ettim. Fakat o nasıl bir kapaktır, benim için şimdiden 2017nin en iyisi.

    Umarım hakettiğiniz çok daha iyi yerlere gelirsiniz.

  4. Şafak says:

    Dile ve dolayısıyla söze bu kadar özen göstermeleri takdire şayan bir olay: Anlatacak bir meselelerinin olduğuna, bu türü laf olsun diye değil bir manifesto aracı olarak kullandıklarına işaret ediyor.

    Gerçi şarkılarda anlatılmak istenenler genelde çok sığ oluyor ya da derin bir üslup kullanılsa dahi anlaşıldığı anda insan “bu muydu?” diye düşünmeden edemiyor. Ama bir de öğreti niteliğinde, belirli bir düşünce ürünü olarak ortaya çıkmış lirikler var ki -bunlar oldukça enderdir-insan hayret ediyor.

  5. bahadır says:

    sarcophagus ile birlikte kendi tarzında türkiye’de ortaya çıkmış en iyi topluluk. net!
    ayrıca albüm kapağı için kutluyorum. bu kadar olur!

  6. yusuf eryan says:

    röportajı çok beğendim. ayrıca, söyledikleri gibi facebook sayfalarına gelen mesajlara cevap verdiklerine bizzat tanık oldum. ayrıca kendi sayfalarında paylaştıkları şu linkte de, grup hakkında bir tanıtım yazısı bulunuyor. (bu sayfaya da ordan doğru geldim)
    http://www.satanist.club/zifir

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.