# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
SWEVEN – The Eternal Resonance
| 20.07.2021

Gerçek bir deha ürünü.

Oğuz Sel

Öfke ile acıyı, dinginlik ile coşkuyu ve içinde zıtlıklar barındıran daha nice olguyu notalara dökme konusunda mahir Robert Andersson, Morbus Chron projesinin sonlanmasının ardından, sevenlerini bayağı üzmüştü. Kendisi, müzikal açıdan büyük buluşlar yapmadığını söylese de progresif death metal cenahına küçük tuğlaları eklemek yerine devasa duvarlar örmeyi başardığı için kendisinden yeni materyaller bekleniyordu öyle veya böyle.

5 yıllık uzun bekleyiş, geçen yılın başlarında sonlandı ve Andersson, Sweven projesi ile karşımıza çıktı. Adından da anlayacağınız üzere bu proje, Morbus Chron’un ulaştığı son hâlin temsilcisi niteliğindeydi. Tabii bir farkla; artık bestelerin neredeyse tamamını Andersson yapsa da gruba katılan ve kendisiyle kanları hayli uyuşan gitarist Isak Koskinen Rosemarin ve davulcu Jesper Nyrelius da şarkılara küçük ama etkili katkılarda bulundu. Bunun sonucunda da ortaya yine Andersson’un belirttiği üzere gerçek bir zafer ayarındaki “The Eternal Resonance” yayımlandı.

Sweven, aslında Morbus Chron projesi henüz sonlanmadan grubun has adamının zihninde şekillenen müzikal fikirler ve notalara dökebileceği daha olgun materyallerden hareketle meydana gelen bir oluşum. Bestelerin üzerinde uzun uzadıya çalıştıktan sonra kayıtlarına 2017 yılında başlayan ve Andersson’un aşırı detaycı oluşu nedeniyle kayıtları tam iki yıl süren “The Eternal Resonance” gerek beste yapma aşamasında gerekse kayıt sürecinde mükemmel bulunana kadar üzerinde uğraşılmış, derinliklerinde kaybolunmuş, bu nedenle dinlerken derinliklerinde rahatlıkla kaybolabileceğiniz derecede detay içeren bir yapıt. Bazı parçalardan biraz sonra bahsedeceğim ama albümde; “Crimson” ve “Crimson II” dönemi Edge of Sanity, “Perfect Symmetry”, “Parallels” ve “Inside Out” dönemi Fates Warning, “Morningrise” ve “Still Life” dönemi Opeth tınıları işitebileceğinizi söyleyebilirim. Bununla birlikte yapımın silme kasvetli olduğunu, ümitten pek bir eser bulunmadığını açık yüreklilikle belirtebilirim.

“The Eternal Resonance”ın genelinde dikkatinizi çekecek iki temel unsur var. Bunlardan ilki, distortion’dan genellikle uzak tutulan ve atmosferi, erişilmesi güç bir noktaya taşıyan gitarlar, ikincisiyse Robert Andersson’un gerçek manada bir acı çektiğini düşünmemize vesile olan yırtıcı, acı dolu ve dinlerken sizi de acısına ortak etmek konusunda hayli kararlı olan vokal stili.

Önceki albümde de üzerine biraz konuşmuş, saniye saniye örneklerini de vermiştim belki anımsarsınız; Andersson, parçalardaki ilk 30 saniye meselesine Sweven’da da dikkat ettiğini, “The Spark” adlı muhteşem oğlu muhteşem şarkıyla bir kez daha göstermiş. Elbette bu defa albümü en başından dinlemeye niyetlenen müzikseverleri değil 30. saniye, 3. saniyeden tavlayabilecek bir eserle “The Eternal Resonance”ın start’ını vermiş. Hüzünlü bir filmin veya oyunun jeneriği akarken arka planda çalabilecek derecede dertli tasalı bir parça olan “The Spark”, yapıtın geri kalanına dair fikir veriyor belki ama albümün ilerleyen dakikalarında karşınıza öyle şeyler çıkıyor ki “Acaba albüme hiç başlamasa mıydım?” diye de düşündürtüyor. Tabii, ben zaten her acının tiryakisi olmuşum diyor, hayatım dertlere köle diye de ekliyorsanız, yapımdaki eserler sizi pek etkilemeyecektir.

Morbus Chron zamanlarında oluşturulan ve tamamlanan yegâne Sweven parçası olan “By Virtue of a Promise”, Andersson’un yüreğinin ta derinliklerinden gelen acılarının ses tellerine nasıl tesir ettiğini tecrübe edebilmemize vesile olurken yaklaşık 10 dakikalık süresi içerisinde ne denli müzikal inişler çıkışlar barındırdığını, bu iniş çıkışların nasıl da profesyonelce kurgulandığını da görebilmemizi sağlıyor. Özellikle eserin, dördüncü dakika civarında temposunun yükselişi, progresif tatlar barındıran bölümlerle beni alıp havalara yükseltmesini ve bunu ilk kez deneyimlememi tarif etmem hakikaten epey güç.

Bazı şeylerin nedensiz olmadığını düşünüyorum, yaşadıklarımla, bunun kendimce doğru bir önerme olduğunu da görüyorum. Son birkaç yıl içerisinde metal harici türlerde müzikler tüketmeye başlamam, son dönemde smooth caz, dark caz veya caz noir derlemeleriyle vakit geçirmem, bu albüm özelinde bazı çıkarımlar yapabilmemi sağladı. Başkalarının ne düşündüğünü bilemem ama hâlihazırda progresif metal camiasının öyle veya böyle cazcılardan, fusion’cılardan beslendiğini bildiğim için (hatta elimde kompozisyon temelli acayip kanıtlar bile var) Sweven’da da caz noir konseptine uygun iz düşümler olduğunu görüyorum. Özellikle parçaların dinginleştiğinde, enstrümanların o sertlik kabuğundan sıyrılıp dinleyiciyi, eserlerin sahip olduğu duygunun kendisiyle yüzleştirmek istediği anlarda bu konseptin daha çok su yüzüne çıktığını görüyorum. Bunda konuk sanatçı olarak bulunup klavyesi, piyanosu ile müzik parçalarına harikulade şekilde eşlik eden Marcus Mohlin’in etkisinin yüksek olduğunu düşünüyorum.

Parçalarından ayrı ayrı söz etmek istediğim albümlerden biri olan “The Eternal Resonance”; “The Sole Importance”, “Solemn Retreat” (1.03 ile 1.18 arasına özellikle dikkat) ve tabii ki hüzünle yoğrulup acı fırınında pişirilen “Sanctum Sanctorum” gibi muhteşem eserler içeriyor. Death metal konusunda açık fikirli olan müzikseverlerin daha kolay içselleştirebilecekleri, albümü şu an soyut ve belki de anlamsız bulanların ise muhtemelen birkaç yıl sonra hastası olacakları “The Eternal Resonance”, müzik dünyasının dâhi çocuklarından Robert Andersson’un gelecekte neler yapabileceğine dair izler barındırıyor. Bana, albüme tam not verip yeni Sweven eserlerini dört gözle beklemek düşüyor.

Not: Kritiklerini hazırlamamı rica edip Morbus Chron ve Sweven ile tanışmamı sağlayan owlbos’a teşekkürlerimle.

10/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.48/10, Toplam oy: 23)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2020
Şirket
Ván Records
Kadro
Robert Andersson: Vokal, bas, gitar
Isak Koskinen Rosemarin: Lead gitar
Jesper Nyrelius: Davul

Konuk:
Marcus Mohlin: Klavye
Şarkılar
1. The Spark
2. By Virtue of a Promise
3. Reduced to an Ember
4. The Sole Importance
5. Mycelia
6. Solemn Retreat
7. Visceral Blight
8. Sanctum Sanctorum
  Yorum alanı

“SWEVEN – The Eternal Resonance” yazısına 18 yorum var

  1. Morbus Chron’u çok seven bir insan olarak bu albümü dinlemeyi unutmuş olmanın haklı utancını yaşıyorum. Az sonra dinleyeceğim, daha düzgün bir yorum yapacağım.

    Eline sağlık Oğuz, albümün yazılmasına vesile olduğun için sağ ol owlbos.

    çaksu

    @Ahmet Saraçoğlu, Morbus Chron’u çok sweven biri… Pun fırsatı kaçınca acı çekiyorum.

    Base humor ftw.

    Buralarda bi yerlerde yazdığım “Matip’i satip (yeni stoper alırız..)” ifadesi all time favourite pun’ım olabilir haha. Acayip tatmin edici geliyo kulağıma.

    Ahmet Saraçoğlu

    @çaksu, Sweven’leri ayırmayın.

  2. berk says:

    bu neymiş yahu. bu kadar kudretli bir album açılışı çok çok uzun zamandır karşıma çıkmamıştı. afallamış haldeyim.

  3. Kastaga says:

    2020′nin en iyi albümlerinde çıkmıştı çoğu sitede, bir horrendous değil bence; ama yine de epey döndürmüştüm.

  4. owlbos says:

    Bir gün death metal yapacak olsam çok büyük bir oranda bu Sweven’a benzerdi. Gerçek anlamda son yillarda dinledigim en ilham verici şey. Hatta bol keseden puan vermeyen bir dinleyici olarak en son ne zaman bir albüme 10/10 yakıştırması yaptım hatırlayamıyorum ama bu albüm sabaha kadar 10/10. 2020li yıllarda şuana kadar çıkan en çok etkilendiğim albüm… Daha fazla da övmek istemiyorum.

    Eline sağlık Oğuz Sel. 2 albüm içinde aynı puanları düşünüyor olmamızı da belirtmek isterim.

    owlbos

    @owlbos, Adana sıcağında yürürken tuyleri diken diken edip üşütme kudretine sahip bir albüm daha ne diyebilirim ki..

    owlbos

    @owlbos, Mycelia gibi bir hayvanlığı albumun merkezine koymak…

    Ahmet Saraçoğlu

    @owlbos, bu yorumu onaylarken Mycelia çalıyordu.

    owlbos

    @Ahmet Saraçoğlu, :)

    Ouz

    @owlbos, Rica ederim, beğendiysen ne mutlu. Ayrıca ben sana teşekkür ederim, benim son birkaç haftada en çok dinlediğim albümlerden biri oldu bu. Sen demesen hiç haberim dahi olmazdı maalesef. Puan konusunda da aynı düşünmemize sevindim. :)

  5. Oğuz da yukarıda değinmiş, By Virtue of a Promise’in 3.04′ünde giren vokal…

    Ouz

    @Ahmet Saraçoğlu, Felaket :/

  6. owlbos says:

    Kritigin gazıyla yine düştüm ve çıkamıyorum bu albümden. Death metalin en elit hallerinden biri var burda. Samimiyet desen dibine kadar yaratıcılık desen dibine kadar müzisyenlik desen o da aynı şekilde. Övmelere doyamıyorum.

  7. owlbos says:

    Buralar değerlenecek.

  8. owlbos says:

    Jacob Bannon reisin selamı var.

    Unsung Release of the Day:⠀
    Sweven “The Eternal Resonance”⠀

    I really enjoyed the band Morbus Chron. Though they were rooted in death metal, there was an atmospheric depth that was unique to them alone. When they disbanded and Sweven was formed, I was pulled right in to the next chapter.⠀

    This album is filled with incredible melodic twists and turns. Creating something you likely have never heard in a metal oriented release before. Visceral, potent, and very emotional.⠀

    Give this album a listen. If inclined and support them via their socials/labels/distros. ⠀

    Thank you.

    -Jacob Bannon

  9. Melkor says:

    Sitede yeterince kıymeti bilinmeyen albümlerden biri.

  10. taylan says:

    albüm ilk çıktığı zamanlar bir parçaya takılıp kalmıştım. ondan sonra kayboldu gitti 10 gündür o parçadaki soloyu bulmak için taramadığım aramadağım yer kalmadı. dün akşam bir şey için eşimin telefonu elimdeyken wp dan ona o parçayı göndermişim ve sonunda buum.. The Sole Importance dünyanın en harika sololarından birine sahipsin

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.