# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
TRIBULATION – The Children Of The Night
| 28.05.2015

Şehir Işıkları.

Beni bilen bilir, dönemsel olarak bazı grupların bariz goygoycusu olurum. Ev toplantılarında, çay akşamlarında veya olağan bira meclislerinde arkadan aksın diye şarkı açılacak olsa Ozan’ın isteyeceği gruplar bellidir. Hatta öyle ki, bana hiç sorulmaz, doğrudan playliste bir iki tane o dönem deli gibi dinlediğim şarkı koyulur, ardından bana dönülüp “Ozan seni de gördük” biçiminde bir göz atılır. İşte 2013 senesinde, bu bana hiç sorulmadan konulan şarkıların geneli TRIBULATION’ın bir önceki epikliği olan “The Formulas of Death” albümündendi. O sene açık ara en çok dinlediğim albümdü. Atmosferine, barındırdığı elementlerin dengesine, albümü kapsayan eşsiz melodilerine ve daha saymakla bitmeyecek birçok yönüne aşık olmuştum. Grup WATAIN’le turlamaya başlayınca da, PA kadrosundaki dostlarıma “Bu adamlar büyüyecek beyler aha şuraya yazıyorum” deyip koltuğun köşesini göstermiştim. Dediğim bir bakıma oldu. Century Media’ya transfer olundu, geniş bir PR çalışması ve kaliteli konser performansıyla grup adını hiç olmadığı kadar metal piyasasına yaydı. Kendilerine güzel bir köşe kapmayı başardılar diyebilirim. Sonra “The Children Of The Night” çıktı ve büyük bir çoğunluk tarafından hemen senenin en iyi metal albümü seçildi, fakat maalesef ne kadar istesem de bu görüşe katılamıyorum. Hadi gelin size bunun sebeplerinden bahsedeyim.

Müzikal olarak değişimi ve gelişimi sonuna kadar destekleyen, türlerin birbirlerine entegre olmasından zevk alan bir insan olarak grupların müziklerinde radikal değişimlere gitmesine (bazen hoşuma gitmese bile) tek bir şarta bağlı olarak fazlasıyla saygı duyarım. Bu şart da yapılan değişimin bilinçli ve olgunlukla yapılmış olması şartıdır. Yoksa koca bir kafa karışıklığı albümünde pek saygı duyulacak bir nokta bulamam. TRIBULATION yaptığı işi, bir önceki albümün kritiğinde de dediğim gibi her daim tutkuyla yapan bir grup. “The Horror”daki bodosluk da “The Formulas of Death”deki sofistikelik de buram buram içtenlik ve doğallık kokuyordu. Öyle ki iki albüm arasındaki uçurum bile bu güzel özellikler sayesinde göz ardı edilebilirdi benim için. Gelgelelim “The Children Of The Night” için aynı şeyi söyleyemiyorum. Gerçekten söylemek istiyorum ama olmuyor. TRIBULATION benim için eşsizliği sayesinde yeri çok ayrı olan bir gruptu. Her ne kadar oldukça başarılı bir işçilik olsa da (ki ona da değineceğim) bu albümde bir şeylere benzemeye çalışılmış gibi. Hatta gibisi fazla, direk öyle.

“Dawnrazor” dönemi FIELDS OF THE NEPHILIM’e DISSECTION “Reinkaos” dönemi riff yapıları ve tatlı blues soloları eklenilmiş, sound olarak TFOD dönemindeki gitar ve davul tonlarına hiç dokunulmamış, bütün metal öğelerden arındırılmış, öyle ki gotik rock olmuş desem yeridir. Ha bir de kayıt kalitesi gözle görülür biçimde yükseltilmiş ki en olumlu kısmı burası. Albümü bayağı gömdüm gibi görünüyor farkındayım,  işin aslı bu değil. TRIBULATION benim için kendine has şarkı yapıları ve tınısıyla tanıdığım ve sevdiğim gruptu, onları ben başka gruplara benzetemediğim için daha çok sevmiştim. Şimdi ortadaki bariz FoTN etkisini gözardı edemiyorum ve bu da hiç hoşuma gitmiyor. Yoksa şarkıların hepsi dört dörtlük, hemen hepsi hit olma kapasitesine sahip. Grubun daha da büyümesi için gerçekten kaliteli bir basamak niteliğinde albüm. Özellikle “The Mohterhood of God” ve “Strains Of Horror” şarkıları leziz. Adam Zaars’ın da dediği gibi albüm TFOD’un bıraktığı yerden devam ediyor ve kasveti ve karanlığı bir köşeye bırakarak sokak lambalarının aydınlattığı parlak bir karanlığa kendini bırakıyor. Zaten TRIBULATION her albümünde aynı manzaranın farklı yorumlarını yapan bir grup oldu. Ortaçağda geçen bir korku hikâyesini andıran atmosfer “The Horror”da hırçın, TFOD’da karanlık ve derin yansıtılırken bu albümde daha gotik bir biçimde yansıtılıyor. Albüm her ne kadar benim açımdan orijinallikten biraz yoksun olsa da defalarca dinlenecek, sevilecek hatta hastası olunacak bir çalışma olduğu gerçeği değişmiyor elbette. Beklentilerimi tam karşılamadı dediğime bakmayın, çıktığı günden bu yana sayısız defalar çevirdim.

TRIBULATION bu albümle birlikte daha da büyüyecek buna eminim, ancak bir sonraki albümde bizleri neler bekliyor? İşte bu soruyu yanıtlayamıyorum maalesef. TRIBULATION’ının bunca büyük değişimler göstereceğinin habercisi belki de biraz fazla feminen giyinen gitaristi Jonathan Hultén’ın konserlerde kullandığı gitarı olabilirdi, kim bilir? Biraz kızgınlık/üzüntü karışımı bir duyguya büründürse de beni bu albüm, “oğlum neden ilk iki albümün ortası bir şey yapmadınız? Hani “When The Sky Is Black With Devils” şarkısındaki mükemmel geçişler, melodiler? Hani “Wanderer In The Outer Darkness”ın adamı parçalayan riffleri? Hani “Apparitions”daki epik hareketler? Peki ya “Crypt Of Thanatophilia”daki mosh pitten halaya evrilen manyaklıklar?” dedirtse de çok beğendim. Grubun büyümesine ve dostları IN SOLITUDE gibi bir kadere sahip olmayacak olmalarına aşırı sevindim.

“The Children Of The Night” albümü bu senenin en iyi metal albümü müdür değil midir bilemeyeceğim ama bu senenin en dinlemesi keyifli albümü olduğu kesin.

8,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.41/10, Toplam oy: 58)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2015
Şirket
Century Media
Kadro
Johannes Andersson: Bas, vokal
Jakob Ljungberg: Davul
Jonathan Hultén: Gitar
Adam Zaars: Gitar
Şarkılar
01. Strange Gateways Beckon
02. Melancholia
03. In The Dreams Of The Dead
04. Winds
05. Själaflykt
06. The Motherhood Of God
07. Strains Of Horror
08. Holy Libations
09. Cauda Pavonis
10. Music From The Other
  Yorum alanı

“TRIBULATION – The Children Of The Night” yazısına 21 yorum var

  1. Eline sağlık kritik çok güzel olmuş. Albümün ok seviyorum. Önceki albümlerle kıyaslayacak pek bir durum yok, zaten özellikle ilk albümleri düşünüldüğünde şu an bambaşka bir müzik yapıyorlar. Ben çok sevdim albümü.

    Bir de Strange Gateways Beckon yılın şarkılarından biri bence.

  2. Bir de 3:15′de başlayıp şarkının sonuna dek devam eden solo son zamanlarda duyduğum en zekice yazılmış sololardan biri.

    B U R Z U M

    @Ahmet Saraçoğlu, çok çok haklısın. gerçekten dinlerken çok büyük zevk veriyor. bitmese 10 dakika olsa sıkılmadan dinlerim. baya sağlam.

  3. Ugur says:

    Albüm kapağında ve klibinde Irma Vep bulunan adamlardan kötü birşey beklenmez zaten.

    Strange Gateways Beckon çok tatlı şarkıymış.

  4. ahmetarkun says:

    Grubu bu kritikte ilk kez duydum, ve güzel duydum. Farklı ama bikaç sefer dinledikten sonra, sanki aylardır dinliyormuş gibi hissettim. Bugün de kulaklıkta yeni birşeyler çalarak günü kurtarmış oldum.

  5. RideOverNordland says:

    Ben In The Dreams Of The Dead derim. Tam anlamıyla müthiş.

  6. Eren Cansunar says:

    Ben oyumu Melancholia’dan yana kullanacağım sanırım ama albümün geneli de baya hoşuma gitti. Kuzey’in bütün pisliğini kontrol altına alıp paket olarak sunmuşlar sanki.

    Kritik de gayet başarılı eline emeğine sağlık.

  7. gorod says:

    Albümü bütünlüğü içinde fena halde sevdim. Fakat strains of horror’ın hissettirdikleri çok farklı.

  8. Yazdıklarının çoğuna katılsam da sanırım albümü çok fazla dinlemememden kaynaklanan bir bütünlük sorunu yaşadım ben albümde. TFOD’i dinler dinlemez AAAAAAA nidalarıyla sevmiş ve deliler gibi dinlemiş (her ne kadar epey uzun bir albüm olsa da) biri olarak bu albümde de Tribulation’dan özgün ve daha da önemlisi vurucu bir iş bekliyordum. İkisini de beklediğim düzeyde alamadığımı söyleyebilirim, hatta direkt olarak grubun girdiği gothic yönü sevmedim. Tüm bunlara rağmen beni albüme bağlayan tek şey Strange Gateways Beckon adlı mu az zam şarkı oldu, halen de öyle. İçine girmesi biraz daha zaman alacak ve muhtemelen notum biraz daha yükselecek; ama şu an 7 civarında bir albüm benim için.

    Albüm daha iyi anlatılamazdı sanırım, eline sağlık Ozan. Bu arada yazının başındaki çay/bira olaylarında Tribulation çalmamızın nostalji haline gelmiş olması beni baya şaşırttı ya, tanışalı 2 sene olacak neredeyse lan. Vay be :’)

  9. blckrthm says:

    kritik ustaca olmuş, abartmıyorum. gayet anlaşılır bir şekilde albümü özetlemişsin. ayrıcs bir grup daha tanımış oldum, sağolasın.

    Ozan H. E. Turakine

    @blckrthm, Teşekkürler :)

  10. B U R Z U M says:

    Kesinlikle ilgilenicem bu grupla. İsim ve tür olarak bildiğim ama dinleme zahmetinde bulunmadığım bi gruptu. Bu albümden başlayarak geriye doğru gitmeyi planlıyorum.

  11. crowkiller says:

    grubun The Formulas of Death albümü baya iyidir

    at the gates in vokalisti tomas lindberg in de baya öve öve bitiremediği bir albüm, hatta adamın spotify çalma listesinde de bir şarkı mevcut

    https://open.spotify.com/user/atthegatesofficial/playlist/6QEDpkFETLt4Yl0LWhG7AM

  12. Horrendous says:

    Strange Gateways Beckon. Tanımlayacak sıfat bulamıyorum

  13. akanker says:

    Paradise Lost ile birlikte yılın en iyi 2 albümü

  14. Bu yıl dinlediğim en iyi albümlerden biri, bunun yanında The Motherhood of God da abartısız dinlemiş olduğum en iyi şarkılardan biri ya. Arpeji muazzam.

    Tribulation’dan her türlü iyi bir şeyler bekliyordum, ama bu kadarını da beklemiyordum açıkçası. İyi ki bu retro yöne gitmişler, zira The Formulas of Death’i ne kadar sevsem de grup için ideal yönün bu olduğu açık. Her açıdan birçok kapıyı açacaktır zaten bu değişim.

    Dinlemesi inanılmaz keyifli bir albüm cidden, ellerine sağlık Ozanım.

  15. akanker says:

    Yılın en iyilerinden kesinlikle.Müthiş bi albüm

  16. akanker says:

    Melancholia <3

  17. unanimated says:

    Unutmayın unutturmayın

  18. Zeitgeist says:

    Son 1 haftadır önemli görüşmelerin ve buluşmaların hepsinden önce Melancholia’yı dinliyorum deli gibi böyle değişik değişik hareketler yaparak. Kaybettiğim bir savaş olmadı henüz.

  19. Melkor says:

    Canım tribulation çektiğinde elim hep motherhood of god’a gidiyor. Çok tatlı şarkı.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.