# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
CARCASS – Torn Arteries
| 21.09.2021

Etoburlar ve otoburlar: Gelin biraz CARCASS konuşalım.

Öncelikle

13 ila 19. yüzyıllar arasında popüler olan ve insanın çürümesini konu eden tasvirlerden oluşan Japon resim sanatı “Kusōzu”dan ilham alan bir sebze kolajıyla bizi karşılayan yeni CARCASS albümünü konuşacağız bugün. Sevdiğiniz bir grubun yeni albümünün kritiğini okumak sizi ne düzeyde mutlu ediyor bilmiyorum ama yazmasının insana keyif verdiği kesin. Koskoca CARCASS 2022’ye girmemize aylar kalmışken yeni albüm çıkarıyor ve ben de bu konudaki düşüncelerimi dilediğim gibi paylaşabiliyorum. Nereden baksan güzel olay. Albümü defalarca dinledim, altından girdim üstünden çıktım ve tamamen sindirdiğime inandığım anda da yanıma salatalığımı, havucumu alarak bilgisayar karşısına geçtim.

Şimdi gelin biraz CARCASS konuşalım.

17 yıllık dev bir aranın ardından geri döndükleri “Surgical Steel” ile tam anlamıyla yeniden doğan ve bebeleri pistten alalım dercesine ders vermeye gelen CARCASS, o albümün başarısı sayesinde yıllarca turlamayı sürdürmüş ve gayet aktif bir grup izlenimi vermişti. Esasında “Surgical Steel”dan günümüze tam 8 yıl geçti, lakin grubun hep sahnelerde olması sebebiyle kimse “yeni albüm neden gecikti, kuruduk kaldık” muhabbeti yapmıyordu.

Hatırlarsınız, WINTERSUN kendi adını taşıyan ilk albümünün ardından “Time I”ı çıkarana dek 8 yıl beklemiş ve grubun hayranları beklemekten kuşpalazı falan olmuştu. CARCASS da yeni albümü için aynı süre beklemesine rağmen ne herhangi bir kesimden ıslıklar yükseldi ne de alkışlı protesto geldi. “Surgical Steel” böyle bir albümdü. Bu sayede uzun ömürlü ve kalıcı olacağını kanıtladı ve sonrasındaki albüm için de “elbet gelir” güvenini yaratmayı başardı.

Elbet gelen, nihayet gelen yeni CARCASS albümü “Torn Arteries”e baktığımda aklıma iki sıfat geliyor. Bunlar elbette ki CARCASS özelinde düşünülmesi, sözlük karşılığı olarak alınmaması gereken sıfatlar. Bunlardan ilki “ılıman”. CARCASS bu albümde ölü bir cesetten ziyade, canlı bir bedende akan kan gibi daha sıcak bir karakter sunuyor. Bunu yeri geliyor “Kelly’s Meat Emporium”un 0.23’te giren melodik rifinde görülen tarzda, “Orta Doğu havası” dediğimiz armonik minör kullanarak yapıyor yeri geliyor özellikle “Swansong”u “Swansong” yapan “bluesy CARCASS” karakteriyle sunuyor.

Örnek vermek gerekirse, Maya intihar tanrıçası Ixtab’ı konu eden “Dance of Ixtab (Psychopomp & Circumstance March No.1 in B)”de grubun DOWN veya CROWBAR’vari bir giriş yaptığını ve şarkıyı da bu blues karakteri üzerinden ilerlettiğini görüyoruz. CARCASS tabii ki de buna uzak bir grup değil. “Swansong”da ve “Wake Up and Smell the… Carcass”ta bunu defalarca yaptılar ve bluesy riflere kendi kötücül karakterlerini katarak ironik bir çekicilik yarattılar. Aynı durumu “Torn Arteries”deki pek çok şarkıda doyasıya görmek mümkün.

Aklıma gelen ikinci sıfat “uysal”. Tabii ki de CARCASS için uysal. Bunu sadece albümdeki orta tempo şarkıların fazlalığından düşünmüyorum. Bunu albümün geneline yayılmış bir adrenalin eksikliğinden dolayı düşünüyorum. “Torn Arteries”de adrenalin eksik. Bıçağın yaklaştığı gözlerdeki tedirginlik eksik. Büyük ölçüde sadece CARCASS’ın yaratmayı başardığı o ironik/sırıtan katliam havası eksik. Sonuçta “Heartwork”teki “Embodiment” da gayet orta tempolu bir şarkı, ama misal buradaki “Eleanor Rigor Mortis”in kısmen baygın havasıyla kıyaslanamayacak düzeyde toraman bir hayvan çocuğu. Dolayısıyla albüm CARCASS’tan beklediğimiz düzeyde, dolu dolu, kopara kopara “yardırmıyor”. Ameliyat bıçağının soğukluğunu sonuna kadar veren tekinsiz “Surgical Steel”ın ardından, “Torn Arteries” biraz daha uysal karakterli bir CARCASS barındırıyor. Blast beat’e abanıp dellendikleri anlarda dahi tam bir vahşet, kıyım, katliam göremiyoruz. Bunun yaşla ilgili olduğunu sanmıyorum çünkü hem davulcuları genç hem de grup konserlerde “Necroticism – Descanting The Insalubrious”dan, “Symphonies of Sickness”tan dahi şarkılar çalıyor. Dolayısıyla bu bilinçli bir karar ve bu kararın da daha groovy bir karakter sunmak adına alındığını düşünüyorum.

Bu groove olayının en baskın olduğu şarkılardan biri, hem yaklaşık 10 dakikalık süresi hem de sakin girişiyle bana bir önceki albümdeki “Mount of Execution”ı anımsatan ve albümdeki favorilerimden de biri olan “Flesh Ripping Sonic Torment Limited”. Gayet güçlü bir şarkı ve nakaratındaki staccato gitarlarla, değişken yapısıyla ve içerdiği bir dolu rifle adeta yürek hoplatıyor. “Torn Arteries”de bunun gibi bir dolu güzellik, bir dolu mükemmel an var elbet; sonuçta CARCASS’tan bahsediyoruz. Ancak bunlar büyük oranda o “anlar” olarak kalmakla yetiniyorlar diye düşünüyorum. “Necroticism – Descanting The Insalubrious”ı, “Heartwork”ü veya “Surgical Steel”ı albüm adıyla, olduğu gibi hayvan birer yapıt olarak görürken, yıllar geçtikçe “Torn Arteries”in öne çıkan bazı şarkılarla hayatta kalacağını tahmin ediyorum.

İfade ettiğim bu iki sıfat dolayısıyla da ben “Torn Arteries”in en yakın durduğu CARCASS çalışmasını “Swansong” ve o albüme konmayan 5 şarkıyı içeren “Wake Up and Smell the… Carcass” toplamasının ilk yarısı olarak görüyorum. Baktığımız zaman “Torn Arteries”de sertlik de var melodi de var alaycı bir ölüm/çürüme havası da var. Aynı şekilde bluesy bir karanlık da var. Tüm bunları “Swansong”un genelinde ve “Wake Up and Smell the… Carcass”ta bulunan muhteşem “Emotional Flatline”, “Blood Spattered Banner”, “Edge of Darkness”, “Ever Increasing Circles” ve hayatımda duyduğum ilk CARCASS şarkısı olan pek sevdiğim “I Told You So (Corporate Rock Really Does Suck)”ta da duyabiliyorum. Evet onlar kadar rock ‘n’ roll, blues karakterli değil ve içinde “Heartwork”ü de “Surgical Steel”ı da gümbür gümbür barındırıyor, ama genel anlamda ortalığı kana bulamaya o kadar da hevesli olmayan bir albüm izlenimi veriyor “Torn Arteries”.

Hazır az yukarıda yürek hoplatıyor demişken, genelde hep çok detaylı ve ince işçilik içeren kapaklarıyla tanıdığımız Zbigniew Bielak elinden çıkmış olmasına şaşırdığım albüm kapağına da bir referansla düşüncelerimi yavaştan toparlayayım. Her ne kadar Jeff Walker 30 yıldan uzun zamandır vegan olsa da CARCASS yapı itibarıyla etobur müzik icra eden bir grup. “Çürümenin kokusu” diye, “hastalık senfonileri” diye başladılar, akabinde sağlığımızı hiçe saydılar, “Heartwork” ile kalplerimizi çaldılar ve sonrası da dâhil yaptıkları her şeyle daima etle, bıçakla, satırla, zırhta çekilen kıymayla anılan bir grup oldular. “Torn Arteries” gerek kapağıyla gerek anlatmaya çalıştığım içeriğiyle ve genel havasıyla daha ziyade vegan bir albüm. Bütün kuzu yemiş bir insanın midesine, kalbine yüklediği yükü çağrıştıran önceki albümlerinin aksine, albüm adını çok da yansıtmayacak şekilde kalp ve mide dostu, atardamarları zorlamayan, hazım sorunu yaratmayan, kısacası daha light bir albüm. Hayal kırıklığı olup olmadığı nereden baktığınıza göre değişebilir. Ben hayal kırıklığı olarak görmüyorum, ama daha iyisini ister miydim, evet isterdim. Çünkü CARCASS’ın daha iyisini, hele ki 8 sene aradan sonra çok daha iyisini, çok daha dehşetlisini yapabileceğini biliyorum.

7/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.97/10, Toplam oy: 72)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2021
Şirket
Nuclear Blast
Kadro
Jeff Walker: Vokal, bas
Bill Steer: Gitar, geri vokal
Tom Draper: Gitar
Daniel Wilding: Davul, geri vokal

Konuk:
Per Wiberg: Org, piyano
Fredrik Klingwall: Klavye
Şarkılar
1. Torn Arteries
2. Dance of Ixtab (Psychopomp & Circumstance March No.1 in B)
3. Eleanor Rigor Mortis
4. Under the Scalpel Blade
5. The Devil Rides Out
6. Flesh Ripping Sonic Torment Limited
7. Kelly's Meat Emporium
8. In God We Trust
9. Wake Up and Smell the Carcass / Caveat Emptor
10. The Scythe's Remorseless Swing
  Yorum alanı

“CARCASS – Torn Arteries” yazısına 54 yorum var

  1. Erhan says:

    Ben albümden ve içeriğindeki bütün detaylardan son derece memnun kaldım. Albümün önceki yapıtlara göre daha sıcakkanlı ve kulak dostu sayılması çok doğru ama ben bunu da bir artı olarak görüyorum.

    Torn Arteries oldukça temiz, ince düşünülmüş rifler ve sololar ile dolu. Tüm sayılanlara rağmen köpek bir sounda sahip ve çıktığı günden bu yana abartısız kendisinden başka bir şeyi dinletmedi bana.

    Ben Torn Arteries’i ustalık eseri olarak görüyorum ve son olarak CARCASS SİKER diyorum. (Verilen puanı önceden tahmin etmiştim ve gerçekten çok düşük buldum)

    9/10

  2. deadhouse says:

    Çok iyi tespitler. Adrenalini eksik tanımlaması cuk oturmuş.

  3. Dysplasia says:

    Grubun adı Carcass değil de Gates of Dark Flames falan olsaydı buradaki insanlar bir iki puan daha az gaza gelirdi. Grup adı ağza cuk oturuyor, sikip sulamak için güzel bir zemin oluşturuyor. Ama o kadar da yırtıcı bir albüm değil.
    Ben de adrenalin eksikliğine katılıyorum ancak albümün akla takılması, akılda kalıcılığı da yüksek.

    Erhan

    @Dysplasia, PA dinleyicisinin çoğunluğunu dinlediği şeyin ne ve nasıl olduğundan haberdar takipçiler oluşturuyor. Nasıl müzisyenin tecrübelisi veya kalitelisi var ise dinleyicinin de tecrübelisi bulunuyor. Velhasıl kelam fanboyluktan ziyade dinlediği şeyde kalite gözeten, inceleyen ve en küçük bir şüphenin üzerine giden dinleyiciler mevcut.

    Gates of Dark Flames olayına gelecek olursak burada fanboyluk çok çok az. 3 yıl önce çıkardığı albümü listelere girip yeni albümünü itin götüne sokulan gruplar var.

    PA dinleyicisi özeldir, gaza gelmez.

  4. Backbone says:

    7 bence bu albüme ideal bir not. Surgical Steel’i ilk dinlediğimde neredeyse her şarkıda “Oha burası çok iyiymiş” tepkisini verirken bu albümü ilk dinleyişte sadece birkaç şarkıdan etkilendim.

  5. Yiğit says:

    Bunca yılın sonunda Carcass gibi bir gruptan pekala daha iyisini beklerdim. Değil 8 yıl, 1-2 yıl içinde bile bu albümü rahatlıkla yapabilecek bir grup. Genel anlamda kötü değil ama bundan seneler sonra bakınca Carcass diskografisinde kötü duracak bir albüm bence. 7 tam yerinde puan.

  6. Aykut taştan says:

    Heartwork albümüne tapan,swansong albümüne hasta olan,12 ekim 2013 tarihinde omurilik ve bel fıtığı sebebiyle belkide artık yürüyemiyeceğim ihtimaliyle açık ameliyat olmam gerektiğinden hastaneye yattıktan ameliyata alınmamın bir gece öncesi hastane odasında kulaklıkta bangır bangır surgical steel albümünü sabaha kadar hatim etmem, albümün görselliğiyle belkide hayatımın en berbat hiç istemediğim zamanında yanımda olması bana ayrı bir güç belkide ameliyata dayanma gücü verdiğinden, CARCASS’ın bende yeri bambaşkadır. Bu son albümde bence çok çok iyi herşey yerli yerinde ne eksik ne fazla. Benden 9 çalışır. 10 tabiki surgical steel’in. Bazı kişilerin herzaman gönüllerinde yatan birkaç grup vardır ve ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir zaman gönüllerinden düşmez. Bunlardan biride benim için CARCASS dır. Jeff reis krizma nede güzel yakışmış şapka.

  7. Rzeczom says:

    bence çok iyi bir albüm. ne kadar uzun ömürlü olacağını zaman gösterecektir. dinlemeye devam!

  8. owlbos says:

    Eline sağlık güzel bir yazı olmuş Ahmet abi. ”Ameliyat bıçağının soğukluğu” ”Bıçağın yaklaştığı gözlerdeki tedirginlik” gibi harika benzetimler yapmışsın.

    Bu albümü hayal kırıklığı olarak görenleri de hayvan gibi tepinerek zevk alanları da anlarım. Bu tamamıyla yeni Carcass albümünden beklenti seviyenle alakalı bir durum diye düşünüyorum. Tarafımı belli edeyim ben albümden büyük keyif alan taraftayım. Açıkçası yeni bir Carcass albümünden Surgical Steel benzeri bir albüm duymak istemiyordum. Carcass’dan ameliyathane soğukluğunda bir şeyler duymak istediğimde koşacağım taş gibi bir albüm var zaten elimde. O yüzden böyle kısmen daha sıcak Heartwork/Swansong arası bir şeyler duymak beni acayip tavladı. Mutluyum, keyifliyim ve Carcass siker demek istiyorum.

    owlbos

    @owlbos, 93 yılında doğmuş bir insan olarak bu albümün 93 Carcass ruhunu hiç falso vermeden yaşattığını düşünüyorum.

    owlbos

    @owlbos, Surgical Steel saldırgan, ultra hırçın, çelik kapıları zorlayan hatta zindan karmaklıklarını Kara Murad edasıyla bükme kudretiyse, Torn Arteries öz be öz Carcass’ın çekirdeği, Altar’ın oğlu Tarkan’a can veren saf sıcak taze kurt sütüdür, ağır başlı bir sikicilik örneğidir.

    owlbos

    @owlbos, In God We Trust = This Mortal Coil

    Dysplasia

    @owlbos, Solodaki alkışlara eşlik etmeden duramıyorum.

    owlbos

    @owlbos, zamanında götü başı fena dagitmisim anlaşılan haha.

  9. ismail vilehand says:

    Hava -20 derece tipi yağıyor, göz gözü görmüyor. Erzurumlu bu soğukta güç bela kendini köy kahvesinden içeri atmış ve demli sıcacık bi çay söylemiş. Tam o anda bu albüm çalmaya başlamış ve Erzurumlu çaydan bi yudum alıp demiş ki; “Ohhhhh. Sankim beni sikiyiler.”.

    Albümle ilgili düşüncelerim böyle. Puanım ise 9. Carcass siker.

    Erzurumlu

    @ismail vilehand,

    gardaș sen de mi kahvedeydin?

  10. Mahakali says:

    Gördüğüm en basit albüm kapağı tasarımlarından biri ama aşırı hoşuma gitti ya. Akademik kitapların kapakları da böyle oluyor, bunun üstüne Vegan Beslenme yazıp kitap kapağı yap harika olur.

  11. enemyofgod says:

    Sonunda albümü sindirdim. Ama daha çok dinleyeceğim gibi gözüküyor. Evet ”vegan” bir albüm ama ben adrenalin dozunun o kadar da düşük olduğunu düşünmüyorum.

    Objektif Notum:8/10
    Subjektif Notum:9/10
    Ortalaması:8,5/10

    Unutmadan CARCASS SİKER.

  12. Erhan says:

    Çıktığından beri günde ortalama 4 tur falan dinliyorum. Yarın bir 4 tur daha dinleyecek olmanın verdiği dayanılmaz hafifliği ve mutluluğu düşünerek uyuyacağım.

    CARCASS SİKER!

  13. Alondate says:

    Bence en kotu Carcass albumu. Buyuk hayal kirikligi.

    İsin sasirtici kismi benim begenmedigim her album 10 alir siteden. Bu sefer olmadi oyle bir sey, ilginc.

  14. Noumena says:

    Öncelikle albüme notum 8,5. 9 da verebilirdim ama albümün yeni çıkmasının verdiği gaz gibi olsun istemedim.

    Albüm gayet usta işi bestelerle dolu, bir anından bile sıkılmadım. Adamlar çatır çatır çalıp söylemişler nesini beğenmediniz anlamadım doğrusu. Tabi beğenmeyeni anlarım da anlayamadığım nokta şu albüme uysal denilip 7 verilirken içinde saksafonun kullanıldığı The Nightmare of Being kritiğinde bunun ‘progresif’ olarak yüceltilmesi. Bu kıyaslamayı da sırf iki grup da nispeten türdeş gruplar olduğu için yaptım yanlış anlaşılmasın.

    Carcass siker.

  15. Unanimated says:

    Alemin derdi carcass olmuş demek ki zamanında iyi koymuş

  16. ismail vilehand says:

    Carcass çüker.

  17. lammoth says:

    Ben albümü baya beğendim. 8.5′dan 9 gider bu albüme.

  18. şeyh hulud says:

    Swansong’dan daha iyi olduğunu düşünüyorum.

  19. enemyofgod says:

    Kelly’s Meat Emporium ve The Scythe’s Remorseless Swing dinleyerek güne başlayın, tüm gününüze yetecek enerji var.

    12ParmakBağırsağı

    @enemyofgod, Tam olarak öyle yapıyorum. Hatta önce The Devil Rides Out’u dinliyorum, sonra saydığın ikisini, sonra da canım hangi Carcass albümünü çekerse oradan yardırıyorum. Güne Activex reklamı gibi enerjik ve pozitif başlıyorum yeminlen.

    enemyofgod

    @12ParmakBağırsağı, muhteşem.

  20. Rand al thor says:

    8 dokuz yıllık bir aradan sonra bir başyapıt bekliyordum bende herkes gibi ama yinede carcass kötü albüm yapmadı sadece beklenti çok yüksek zaman içinde sindiricegiz albümü

  21. Erhan says:

    Utanmadan her gün dinliyorum.

  22. Erhan says:

    @Erhan,AHMET ABI ONU YANLIŞ YAZDIM BUNU ONAYLA LÜTFEN..

    Bu albüm Truva’nın Çorum dublajındaki Süleyman karakterine Benziyor. Iki karıyı yatağa atmış şekilde yatarken yanına gelen çocuğa “Sikim ağrıyor yaa” dedikten sonra savaş meydanına gidip Hasan’ı da indiriyordu.

    Hasan’ın komutanı: Naptin yiğen yav, kimlerdensin sen?

    Süleyman: Sarıların sülo derler baaa

    HK: Nee “Sarıların Sülo” sen misin. Bileydim vallaha sizi döyüştürmezdim.

    Sarıların Sülo: Bu albüm
    Hasan: The Nightmare of Being

    HEPİNİZİN SONU BÖYLE OLACAK!

    https://youtu.be/9PDVfX_nyhk

    Yiğit

    @Erhan, abi bi snickers ye

  23. Erhan says:

    FLESH
    RI PPING
    SO NIC

    TORMENT

  24. şeyh hulud says:

    Albüm sayesinde yıllardır Firebird dinlemediğimi fark ettim. Birkaç gündür kopuşlardayım.

  25. Rashid says:

    Gayet dingin ve kendi yağında kavrulan bir çalışma var ortada. Ben açıkcası beğendim ama hani genede hit sayılacak parça aramadım değil.

  26. Melkor says:

    Ne oldu sıkıldınız mı albümden? biz atg tnob’i hala keyifle dinliyoruz ahaha

    Erhan

    @Melkor, Sabah işe gelirken arabada dinledim, dün de dinledim, çıktığından beri haftada en az 5 kere dinliyorum. Çok büyük ihtimal yarın da dinleyeceğim :)

    Yapmayın etmeyin Jeff Walker hala köpek gibi vokal yapıyorken TNOB’a daha iyi demek biraz tuhaf oluyor :)

    ismail vilehand

    @Melkor, ben hala düzenli dinliyorum. Hatta albümü baştan sona bitirecek vaktim olmazsa loopa alarak The Scythe’s Remorseless Swing (bence yılın metal şarkısı) dinliyorum.

    TNOB ilk çıktığında yorum yazma amaçlı bikaç defa dinledim, bir daha ömür billah açıp dinlemem gibi gözüküyor.

    Melkor

    @ismail vilehand, @Erhan

    Takılıyorum ya. ne güzel dinliyormuşsunuz. Bu iki albüm sene sonu listelerinde iyi kapışıcak bence. Hala tnob alır diyorum.

    ismail vilehand

    @Melkor, bence de sene sonu listelerinde TNOB daha yukarılarda olur.

    şeyh hulud

    @Melkor, yoöö. Her gün dinliyom.

    Noumena

    @Melkor, ben TNOB’in çıktığını unuttum lan bu entry i görünce hatırladım :D

  27. ismail vilehand says:

    Carcass tersten saplar.

    Erhan

    @ismail vilehand, Yaklaşmakta olan soğuk kış gecelerine sayılı günler kalmışken Erzurum şivesiyle şunu söylemek istiyorum:

    Ooohhh sankim beni sikiiiiler.

  28. Erhan says:

    Scythe’s Remorseless Swing’in introsundan sonra aniden giren o “rif”.
    Dance of Ixtab’ın son saniyelerinde gerilimin tırmanması.
    The Devil Rides Out’un doğu ezgili soloları.
    Eleanor Rigor Mortis’in hayvan girişinin arkasından durduk yere adamı ters köşe eden ana rifleri.

    Vallahi de billahi de şeker gibi, bal gibi bir albüm bu. 2021′in açık ara en iyisi benim için.

    CARCASS KANIRTIR.

  29. ismail vilehand says:

    Gün gelir devran döner, horoz domalır Carcass siker.

  30. Nedediniz says:

    Symphonies of sicknessdan sonra en sevdiğim albümü oldu carcass sikertmiş yine

  31. sheep says:

    hala cayır cayır gidiyor. taş gibi albüm.

  32. ismail vilehand says:

    “The Scythe’s Remorseless Swing” Allah gibi şarkı kuran çarpsın. Çok aşırı bayılıyorum ve dinlemelere doyamıyorum. Haberiniz olsun diye söyledim. Artık huzurlu bir biçimde uyuyabilirim.

  33. TanSolo says:

    I hope the scythe’s remorseless swing can bring some comfort to you all.

  34. owlbos says:

    Bu albümün hakkını 20 yil sonra sadece gerçek metal gurmeleri vermeye devam edecek.♡

  35. Ulan bu albüm çıkalı nasıl 2,5 yıl olmuş olabilir. Haftaya falan 78 yaşına basıp hayata gözlerimi yumacağım artık ne kadar hızlı geçiyor kodumunun zamanı.

  36. Necrobutcher says:

    Şu an saat 06:30 Antalya havaalanında kahvemi içip bu albümü dinliyorum. Bomboş geçen 3 günü 49 dakikada kurtardı. Ne diyelim iyi ki de yollarımız kesişmiş. Bu andan itibaren bu albümün ve grubun bendeki yeri çok daha farklı olacak. Bu arada Antalya havaalanında take off cafe oldukça uygun ve kahvesi güzel öneririm.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.