# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
GREY AURA – Zwart vierkant
| 24.05.2021

Maleviç’in “Siyah Kare”sinin izinde hiçliğe yönelmiş bir soyutlama deneyimi.

Emre Görür

Een andere ruimte, tussen wanden verborgen. Schemerende aandrift, opgetrommeld door het signaal. Een holle echo, een verre climax. Ineens lijkt het allemaal binnen handbereik. (1)

Tarzın temel formunu oluşturan ikinci dalganın “ergen” yapısı sebebiyle özellikle ‘90’larda black metal dışarıdan bakan gözlerce metalin en tutucu, en sekter kolu gibi görülmüş olsa da, aslında en başından beri tür olarak yeniliklere gayet açık bir yapıya sahipti ve adeta biyolojik bir varlıkmış gibi zamanla evrim geçirip olgunlaştı. Black metalin neredeyse istediğiniz her şekle sokabileceğiniz yapısı ve sanki bitimsizmiş gibi görünen devrimci dinamiği onu –death metalin önünde– heavy metalin evriminin temel dinamosu haline getiriyor.

Black metal iki koldan sınırlarını parçalamış ve kendisini “özgürleştirmiş” durumda. “Si Monvmentvm Reqvires, Circvmspice” ve sonrasındaki albümleriyle black metalin üçüncü dalgasına öncülük eden Deathspell Omega’nın avangart müziğini “atonalite” temelinde kurması modernizmden kopuş anlamı taşıyor ve bunun tür açısından “ideal” bir “biçim-öz” uyumu sağladığı iddia edilebilir. Sadece tarzın kendisi için değil, heavy metalin geneli açısından da büyük önem taşıyan bu devrimsel hamleyle black metal iç bariyerlerini kırmayı başarmış görünüyor. Buna ek olarak, temel metal tarzları arasında sadece black metal güçlü bir “post” alt türe sahip ve bu da onun sınırlarını aşıp kendisini oralarda yeniden-üretebilmesini sağlıyor. Farklı farklı post-black metal eğilimleri bu müziği “düşman” arazilerine götürüp ilginç sentezler elde ediyorlar.

Black metal dinleyicilerinin dikkatleri Norveç, Polonya, Fransa, Finlandiya, İzlanda, Yunanistan gibi ülkelere yoğunlaşmış olsa da bana göre New York ve Utrecht dünyanın en yenilikçi, en heyecan verici black metal sahneleri olmaya adaylar. New York için en başta Imperial Triumphant, Krallice, Liturgy, So Hideous ve –her ne kadar grubun tek üyesi Bestial Devotion Almanya doğumlu olsa da– Funereal Presence gibi isimleri anabiliriz. Yaklaşık 350 bin nüfuslu bir Hollanda şehri olan Utrecht’te ise Black Decades, Cer, Grey Aura, Kaffaljidhma, Laster, Project Nefast, Terzij de Horde, Verval, Verwoed gibi gruplar yer alıyor.

2020 şahıs olarak Colin Marston’ın, grup olarak da Imperial Triumphant’ın iyice öne çıktığı ve New York sahnesinin ağırlığını hissettirdiği bir yıl olmuştu. 2021’de ise, Grey Aura’nın nefes kesici albümü vesilesiyle, artık Utrecht’teki hareketliliği de hesaba katmak gerektiği söylenebilir.

Openbaring van het geheim: modernisme, verborgen in de passie. Door het zuiden en het noorden schallen nu de trompetten van Amdusias. (2)

Grey Aura bütün enstrümanları ortaklaşa çalan iki temel elemandan oluşuyor. Bu albüm öncesinde konserlerde kendilerine eşlik eden basçı S. daimi eleman olarak kadroya dahil edilmiş. Ek olarak vokalleri de üstlenen Ruben Wijlacker ismi özellikle anılması gereken bir müzisyen. Kendisi 12-15 yaşları arasında Mindroth, 15-19 yaşları arasında da Folkstorm isimli tek kişilik black metal projeleriyle meşgulmüş. Grey Aura ortaya çıktığında ise sadece 16 yaşında. Bunlara ilgilendiği tek sanat dalının müzik olmadığını da eklediğimizde karşı karşıya olduğumuz istisnai durum netleşecektir.

Grey Aura bütün metal sahnesindeki en sanat odaklı, en mükemmeliyetçi gruplardan biri. Atmosferik/melodik black metal sularında gezinen 2014 tarihli ilk albümleri “Waerachtighe beschryvinghe van drie seylagien, ter werelt noyt soo vreemt ghehoort” hatırı sayılır bir ilgi uyandırmıştı. Sonrasında ise yeni albümlerini hazırlamaları tam altı buçuk yıllarını aldı. Bunun için iki demo ile yeni sound’larını oturtmaları ve Ruben Wijlacker’in “De protodood in zwarte haren” isimli bir kitap yazarak konsepti belirlemesi gerekti.

Derdini Hollandaca anlatmayı tercih eden bir albüm olan “Zwart vierkant”, yani “Siyah Kare” avangart süprematist hareketinin yaratıcısı Kazimir Maleviç’in aynı isimli tablosuna saplantı derecesinde tutkun olan Pedro isimli kurgusal bir karakterin İspanya ve Fransa’da gerçekleştirdiği seyahatlerin hikayesi. Grey Aura Maleviç tutkusunun mantıki bir sonucu olarak bu yeni albümünde avangart black metale kaymış durumda. “Zwart vierkant” caz, folk, ambient gibi unsurlara bolca başvuran bir black metal albümü ve bu öğelerin dozajı hikayedeki seyahatin seyrine göre değişiyor. Örneğin “El Greco in Toledo”da karşımıza İspanyol tarzı akustik gitarlar ve trompetler çıkarken, Fransa’da geçen “Parijs is een portaal”da uzunca bir caz bölümüyle karşılaşıyoruz. Ayrıca atmosfer de Toledo Katedrali gibi hikayenin geçtiği yerlerde kaydedilmiş ortam sesleriyle güçlendirilmiş.

Grubun black metal anlayışı belli açılardan Odraza’nınkine benzetilebilir, fakat söz konusu müzik ondan çok daha zengin ve çok yönlü. Albümün esas olarak Imperial Triumphant gibi caz temelli black metal gruplarının dinleyicileri tarafından beğenileceği öngörülebilir. “Zwart vierkant” genelindeki caz etkili bas ve davul yazımı son derece özgün ve lezzetli. Dahası albümde perküsyon olarak tava ve hurda metalden dahi yararlanılıyor.

“Zwart vierkant” hikayesindeki tutku, şehvet ve “deliliği” hayranlık uyandıran bir yetkinlikle aktaran, duygusal olarak gayet yoğun bir albüm. Kurgusal karakter Pedro’nun “Siyah Kare”nin girdabına kapılması ve onun çağrısına cevap verebilmek için fiziksel dünyayla yüzleşmesi gerektiğini anlaması albümün psikolojik olarak sınırlarda gezinmesine sebep oluyor.

En ze blijft perfect, omdat ze niets meer is. Omdat ze er niet meer is. Omdat ze niets is. En hij blijft geketend. Tot hij niets meer is, niets meer is, niet meer is. (3)

Maleviç’in başyapıtı olan “Siyah Kare” beyaz bir zemin üzerindeki siyah bir kareden ibarettir. Bu eser herhangi bir nesneyi göstermez, ressamın kendi ifadesiyle “susan hiçliğin sembolü”dür ve yeni sanatın geçmişle bağlantılarını tamamen koparıp işe sıfırdan, hiçten başlamasını temsil eder.

Grey Aura’nın kapağı canlı renklerle bezeli “Siyah Kare”si ise Maleviç’in izinde hiçliğe yönelmiş bir soyutlama deneyimidir. Onun eseri gibi kendi alanında, black metalde bir milat teşkil etmez belki, ama türün temel kavramlarından biri olan hiçliği ele alışı açısından biriciktir.

1 Duvarların arasına gizlenmiş başka bir mekan. İşaretin hatırlattığı karartma dürtüsü. Boşluktan gelen bir yankı, uzak bir doruk. Birdenbire her şey ulaşılabilir görünüyor.
2 Sırrın açığa çıkması: Tutkunun içerisine gizlenmiş modernizm. Güney ve Kuzey boyunca Amdusias’ın trompetleri çalıyor şimdi.
3 Ve kadın mükemmelliğini koruyor, çünkü artık herhangi bir şey değil. Çünkü artık orada değil. Çünkü o bir hiç. Adamsa zincirlenmiş durumda. Hiçliğe karışana kadar… Bir hiç haline gelene kadar… Artık var olmayana kadar…

10/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.86/10, Toplam oy: 21)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2021
Şirket
Onism Productions
Kadro
Ruben Wijlacker: Vokal, gitar, bas, perküsyon, efektler
Tjebbe Broek: Gitar, bas, perküsyon, efektler
Sylwin Cornielje: Bas
Bas van der Perk: Davul, perküsyon
Şarkılar
1. Maria Segovia
2. Rookslierten, flessen
3. Het schuimspoor van de ramp
4. El Greco in Toledo
5. Parijs is een portaal
6. De onnoemelijke verleidelijkheid van de bezwijkende deugd
7. Sierlijke schaduwmond
  Yorum alanı

“GREY AURA – Zwart vierkant” yazısına 23 yorum var

  1. All2 says:

    Kritiği okumadan puana baktım ilk iş. Son günlerde çok fazla 10 puanla karşılaştığım için biraz moralim bozuldu, ancak dolu dolu bir kritik okudum. Epey heyecanlanmamı sağladı, eline sağlık. Hemen saldırıyorum albüme. Dinledikten sonra da bir şeyler yazarım mutlaka.

    Ek olarak güzel bir tesadüf oldu, birkaç hafta içinde Utrecht’e yerleşiyorum geçici olarak. Çok zaman kalmamasına rağmen sürpriz olsun diye pek araştırma yapmamaya çalışıyorum ancak ister istemez hep güzel işlerle karşıma çıkıyor şehir. Umarım bahsedildiği kadar güzeldir gerçekten.

    All2

    @All2, Dinledikten sonra yazarım bir şeyler demiştim. Albüm çok iyi. Ancak ne yazık ki ilk birkaç dinlemedeki etkisini zamanla kaybetti. Yine de sene sonu listemde yer bulur mutlaka.

  2. Eline sağlık Emre. PA’daki ilk kritiğin hayırlı olsun.

    Yazıda ve albümde bahsi geçen tabloyu Moskova’daki Tretyakov Devlet Galerisi’nde gördüm. Hatta ilk gidişimde tablonun o müzede olduğunu bilmiyordum, görünce “oha bu burada mıymış?” diye baya şaşırmıştım.

    Albüme de ilk fırsatta bakacağım.

  3. vatay says:

    Çok güzel bir kritik olmuş.

    Albüme de çok yükseğim yayınlandığı günden beri.
    Gerçekten güçlü ve karakterli bir iş.

  4. Erhan says:

    Çok iyi bir Türkçe kullanımı. Uzun zamandır böyle Türkçesi sağlam bir yazı okumamıştım.

  5. deadhouse says:

    Çok iyi bir kritik. Merak ettim albümü.

  6. bardetto says:

    birkaç gün önce tesadüfen dinleyip çok beğendiğim bir albümdü. burada görmek de güzel bir sürpriz oldu. çok zevkli bir albüm. davul ilgini çekmiş özellikle ama ben bassın tonunu da çok beğendim.

    leziz albüm, leziz kritik.

  7. Yiğit says:

    Takdir edilesi bir kritik. Deneysel bir şey dinleyecek kafada değilim diyip biraz yadırgadım ama o moddan çıkıp bakınca harika bir albüm. Kapak yılın kapaklarından biri.

  8. umut özay says:

    Yılın albümlerinden,odraza ve imperial triumphant sevenler kaçırmasın zira ikisinden de izler taşıyor.Ayrıca kritik te muhteşem olmuş.

  9. Emre Görür says:

    Teşekkürler arkadaşlar.

  10. Zeitgeist says:

    Kritik çok iyi gerçekten zevkle okudum. İleride başka kritikler de görmek isteriz sizden.

  11. ordan gecen biri says:

    kritik de guzel album de guzel. 10 puan bence fazla ama yilin en iyi albumlerinden kesinlikle.

  12. Börbır says:

    Kritiğe bayıldım ya. Grup kendinin reklamını yapsa bu kadar etki uyandıramazdı.

  13. deadhouse says:

    Albümü sevdim. İyi bir “müzik” albümü. Black metal değil ama onda anlaşalım. Bu black metalse Linkin Park da black metal. Bunun tutuculukla ilgisi yok. İki black metal riffi kullanarak black metal yapılmaz. Son 15 yıldır black etiketi altında aslında black metalle uzaktan yakından alakası olmayan yüzlerce albüm çıktı. Bu da onlardan biri.

    Black metal atmosfer demektir. Karanlık atmosfer sağlayamazsınız, black metal yapmıyorsunuzdur. Ben bu albümü dinlerken bildiğin eğlendim. Keyfim yerine geldi. Post metal etkileri, flamenko gitarlar, sürekli değişen tempo falan güzel fikirler. Güzel bir avangart albüm olmuş. 7.7/10

    deadhouse

    @deadhouse, Black metal için;

    https://youtu.be/SBwu83RR6ZU

    Emre Görür

    @deadhouse, söz konusu olanın “trve Norwegian black metal” olmadığı açık tabii, ama diğer yandan bu, black metali sos olarak kullanan veya post-black metal olarak nitelenecek albümlerden biri de değil. Odağında net şekilde black metal bulunuyor bana göre.
    Mantığın tutarlı, fakat bunun “true metal”, “trve black metal” gibi algılardan pek farkı yok sanki. Ben bu bakış açılarının işi karikatürize edip türlerin gelişim dinamiğini ketlemek dışında bir işe yaradığından emin değilim. Türlerin “saf” formlarının üretimine her zaman ihtiyaç var, doğru, fakat türlerin alanları sabit değil. Black ve death’in farkı da bu değil mi zaten? Klasik heavy, thrash, power gibi türler kendi alanlarını genişletemiyor ve bu yüzden varlık haklarını yitirme, birer nostaljiye dönüşme riskiyle yüz yüze kalıyorken black ve death kendilerini sürekli yeniden tanımlıyor, alanlarını genişletiyor.

    deadhouse

    @Emre Görür, Ben bu albümü dinlemek istersem, güzel bir müzik albümü dinlemek istiyorum motivasyonuyla albümü açarım. Canım black metal dinlemek isterse dinlemek isteyeceğim albümler belli. DsO da düz black metal yapmıyor. Mesele düz black metal olsa 90′lar black metali yeterdi bana. Bu albümün odağında iyi müzik yapmak var. Avangart var, estetik var. Black metal kullanılan onlarca öğeden biri. Şuna inanıyorum: Eğer bir black metal albümü çıkarıyorsanız, black metal amaç olmalı, araç değil. Burada araç olarak kullanıldığı için albümde black metal tadı alamadım. Black metalin binbir müzik türüyle etkileşime girdiği doğru. Bu kötü bir şey değil. Ama diğer türlerle etkileşime girdiğinde de temel özelliklerini bazen kaybediyor. Cazla süsleyip kaybetmeyen de var sonuçta. İlla kaybedecek diye bir şey yok. Bence bu önemli bir konu da değil. Dediğim gibi albümü çok beğendim. Olaya black metal penceresinden de bakmak istedim. Müzik müziktir, gerisi önemli değil.

  14. 12ParmakBağırsağı says:

    Yazı çok güzel gerçekten, albümü merak ettim. Mevzubahis Siyah Kare tablosunun olayı nedir diye bir gogıllayayım dedim, utanmadan 4 tane varyantını yapmışlar bir de. Merakım söndü ve yapacağınız işe diye küfredip kapattım.

  15. Ouz says:

    Albüm kesinlikle bana göre değil ama kritiklerinin devam etmesini isterim, ellerine sağlık.

    Emre Görür

    @Ouz, teşekkürler. İlk albümlerine de bir göz at istersen. O ilgini çekebilir gibime geliyor.

  16. Dysplasia says:

    2. şarkının 1:37′sinde başlayan latin ritmi üzerinde yırtınan bölüm bu sene duyduğum en güzel şeylerden biri. Şarkının sonuna daha iyi bir geçiş yapılsaydı da içimde patlamasaydı keşke o ayrı.

    Genel olarak sevdim ancak bu avangart metalcilerin bipolar davranışları beni şarkılardan koparıyor. Harika partisyonlar yazıp birbirlerine zönk diye geçmeleri falan sevdiğim şeyler değil. Bana delilikten ziyade beceriksizlik gibi geliyor. Fısıldamalar, konuşur gibi vokaller falan da hep battı bana.

    Diğer bir şikayetim de black metale öykünen çiğ ses yerine daha etli butlu tonlar kullanılsaymış daha felaket bir albüm olurmuş sanki.

    8,5 verdim gitti.

    Emre Görür

    @Dysplasia, bana da beste yapılarını basitleştirseler görecekleri ilgi epey artarmış gibi geliyor. Mevcut haliyle fazlasıyla yoğun, katmanlı bir albüm ve bu yüzden içine girebilmek için en az 4-5 tur döndürmek lazım.

    Dysplasia

    @Emre Görür, Beste yapılarını basitleştirmekten ziyade daha iyi geçişler yazılabilir belki, neblim. Belki yaptığı şeyden tamamen memnundur besteci.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.