# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
LINKIN PARK – Living Things
| 13.07.2012

Elektronikleşen şeyler.

Son albümlere bakıp; Linkin Park genelde kendi kafasına göre takılan ve kafasına göre müzik yapan bir grup olarak söylense de durum hiç de öyle değil. Linkin Park ciddi bir şekilde, hatta diğer gruplara 3-4 kat fark atacak şekilde trendi takip eden bir grup. Bunun sonuçları şu an tam karşınıza duruyor. Linkin Park – “Living Things”.

Linkin Park hepimizin bildiği gibi, hatta çoğumuzun rock ve metale başlama ya da geçiş sürecinde şarkılarına aşık olduğumuz güzide bir grup. İlk 2 albüm ile müzik piyasasını kasıp kavurmuş, nu-metalin azgın meyvelerini hepimize tattırmış grup. Grup o kadar popüler olmuştu ki, ilkokul 2., 3. sınıfa giden çocukların bildiği bir grup haline dönüştü. O zamanların popüler yalama TV’si MTV’de sabahtan akşama kadar klipleri dönen, Numb’ın sözlerinin herkesin ağzında olduğu bir gruptu, hayatımızın içine keskin bir bıçak gibi saplanmıştı, uzun bir süre o bıçağı kulağımızdan çıkaramamıştık. Bazı çevrelerce ”bu nasıl metal? Solo yok, durmadan rap yapan bir dengesiz var, bu metal değil. Yazıklar olsun birbirbir” gibi eleştrileri de yoğun olarak aldı. Gel zaman, git zaman durum böyle devam etti. Taa ki; müzik piyasası değişene dek.

Yıl 2004 sonlarıydı, günler aylar 2005 yılına doğru almış başını gidiyordu. Her şey çok normaldi ama bir anormallik vardı; Fark edilen şey, nu metalin artık eskisi gibi dinlenmiyor, eskisi gibi albümleri peynir ekmek gibi satmıyor, klipleri popüler rock/metal kanallarında dönmüyor oluşuyordu. Durmadan eleştirilen, durmadan aşağılanan, küçük görülen ve poser gibi isimlerle adlandırılan; nu metal hayran kitlesi müziğini satmıştı. Nu metale zaten bir ateş yağmuru tutulurken, çok basit iğrenç ve piyasa müziği olduğu hakkında propaganda yapılırken üstüne hayranlarının bu müziğe ihaneti çöküşü getirdi. Sayıları milyonları bulan nu-metal hayranları ikiye ayrıldı. İlk tayfa rock/metal müziği çok sert ve baş ağrıtıcı bulup; farklı müzik türlerine doğru yol alan tayfa. Diğer tayfa aslında bizler. Ben, bu yazıyı okuyan sen ve bu siteyi ziyaret eden binlerce kişi; yani nu metali bir geçiş olarak kullanıp, heavy thrash progressive death black metal çizgisine doğru kayanlar.

Sonra ne oldu? 2007 yılında Linkin Park “Minutes to Midnight” albümünü çıkardı. Albümde neredeyse rap vokal yoktu. Sadece 2 şarkıda azıcık rap vokal duyabiliyorduk. “Minutes to Midnight”, Linkin Park’ın hiç olmadığı kadar sert (Given Up), hiç olmadığı kadar yumuşak (Shadow of the Day) şarkılar vardı. Ama hepimizin tahmin ettiği gibi: Linkin Park’ın hiç olmadığı kadar yumuşak olduğu şarkılar çok daha ağır basıyordu. Zaten sert ya da metal denilecek 3 şarkı vardı; Given Up, Bleed it Out ve No More Sorrow, geriye kalanı yumuşacıktı. Uzun lafın kısası “Minutes to Midnight” içinde rap, elektronik gibi ögeleri neredeyse içermeyen, Linkin Park’ın bildiğimiz rock/metal çizgisine en yakın albümdü. Bir ara bu albümü dinlerken gitar solosu duyacağımı bile zannettim gerisini siz düşünün. Şunu da belirtmeden geçmeyelim ki; “Minutes to Midnight” nu-metal olmadığı için, vakt-i zamanında Linkin Park’ın kemik kitlesi tarafından eleştirilse de çok iyi bir albüm. Hatta Linkin Park’ın en iyi albümü olduğunu düşünüyorum bazen.

Ardından bizi “A Thousand Suns” selamladı. Albümün, İlk 2 albümle uzaktan yakından alakası olmadığı gibi, “Minutes to Midnight” ile de alakası yoktu. Her albümde farklı tarz gidiyordu Linkin Park. “Minutes to Midnight” klasik rock çizgisine yakınken, bu albümde elektronik ögeler hiç olmadığı kadar kullanılmıştı, gitar bateri falan hak getire. Linkin Park rock ve metal müziği iyiden iyiye bırakmanın sinyallerini hayranlarına iletmişti.

Gelelim asıl konumuz olan “Living Things” albümüne. Bu yeni çıkan, çiçeği burnunda ve dumanı yeni tüten albümümüz müzik tarzı olarak “A Thousand Suns” albümüne yakın. Hatta o albümün devamı gibi. “Neden?” diye soracak olursanız cevap vereyim. “A Thousand Suns” ile başlayan elektronikleşme ve poplaşma dönemi bu albümde devam ediyor. Elektronik ögeler almış başını gitmiş, Linkin Park hiç olmadığı kadar elektronik olmuş, bu kimi çevreler için güzel, kimi çevreler için boktan bir durum tabii ki. Artık bu karar elektronik müzik sevginizin boyutuna kalmış…

Şarkılara gelelim. Albümde birkaç tane eski hayranların ağzına bir kaşık bal çalmayı amaçlayan şarkı var. Mesela Victimized şarkısından bahsetmek istiyorum. O kadar yapmacıklık kokan, samimiyetlikten kilometrelerce uzak bir şarkı ki anlatamıyorum. Yani şarkının süresi 2 dakikayı bile bulmuyor. Silah zoruyla yapmışlar kesin. Şarkıyı sorsanız saçma sapan, içinde ruhun bir gramı yok. Sadece eski hayranlarımız ”Chester’ın bağırmaları nerede” diye sorarsa “ahan da bu var” deriz diye yapılmış gibi. Dediğim gibi bu şarkının tek amacı, eski hayranları bir nebze olsun tatmin etmek. “A Thousand Suns” albümünde de bu amaçla yapılmış bir şarkı vardı, albümü iyi bilenlerin hemen aklına gelmiştir. Blackout evet. Bu onun “Living Things” versiyonu. Ama Blackout, Victimized şarkısından fersah fersah daha güzel.

Lost in the Echo, albümün kaliteli şarkılarından. Birkaç dinlemede hemen alışacaksınız. Zaten iyi bir şarkı olmasa, taa albümün en tepesine konmazdı. In My Remains kolay alışılan bir şarkı olmasa da, meyvesini size sonradan verecek bir şarkı. Ama biraz sıkıntı var bu şarkıda, o sıkıntı da alışma evresinde çekilen çilede, elinizin mp3 çalar tuşuna gitmeyip dayanmasında yatıyor.

Burn it Down albümden fırlayan ilk single ve doğal olarak ilk klibin ortamlara aktığı şarkı. Tam elektronik bir şarkı. O kadar elektronik ki, şarkıdan böyle cızır cızır elektrik akımı geçiyor gibi. Zaten klibini izleyenler ne demek istediğimi anlayacaktır. Çocukluğunu atari ile geçirmiş, 8-bit müziklerine kulağı aşina tipler de sevecektir bu şarkıyı. Albümün en iyi şarkılarından biri.

Lies Greed Misery o kadar iyi bir şarkı değil. Linkin Park kalitesi ile uzaktan yakından pek alakası yok. Şarkının sonunda Chester’ın bağırmalarını duyacaksınız. Şarkıda Chester’ın kendine has bağırma vokalinin olması, maalesef bu şarkıyı, diğer şarkılardan ayırt edecek belki de tek özelliği. Bir numarası yok anlayacağınız.

Castle of Glasses ve Road Untraveled albümün lezzetlerinden. Yavaş şarkı olsalar da dinlenmeyi ve durmadan mp3 çalar içinde döndürülmeyi hak ediyorlar.

Skin to Bone, belki de Linkin Park tarihinin en iyi şarkısı olabilirdi. Evet çok ciddiyim. Belki de Last Fm’in Linkin Park sayfasının en çok dinlenenler bölümünde en tepede yer alabilirdi. Ama olmadı işte. Neden? Çünkü albümde nakarat uyumsuzluğu olan noktalar var. Neden böyle yapıldı bilmiyorum, bilinçli mi yapıldı onu da bilmiyorum ama “ashes to ashes dust to dust” nakaratı o kadar güzel ki, daha da tekrarlanabilirdi ama ardından gelen kısım ”ashes to ashes dust to dust” kısmıyla çok uyumsuz ve zorlama duruyor. Kısacası Linkin Park tarihine balyoz gibi inebilecek bu şarkıyı Linkin Park değerlendirememiş. Ama gene de iyi şarkı, sırf bazı kısımlarından dolayı.

Bazı şarkılardan bahsetmediğimi siz de fark etmişsinizdir. O şarkılardan bahsetmek istemiyorum, çünkü yazmaya değer bir şey bulamıyorum onlar için. Hiçbir özellikleri yok, albümdeki şarkı sayılarını arttırmak için orada duruyor gibiler. Onlar için yazsam ”ruhsuz, olmamış” gibi kelimeleri durmadan kullanmak zorunda kalacağım ve bu da kritiğe pek uymayacak.

Kritiği uzatmadan sonu yazalım. “Living Things” Linkin Park tarihinin en elektronik ve genel rock/metal çizgisinden en uzak albümü. Bana göre Linkin Park’ın en az güzel ve vasıfsız 2 albümünden biri (Diğeri “A Thousand Suns”). Gene de dinlenecek, sevilecek ve tekrar tekrar dinlenmek istenilecek şarkılar var, ama maalesef bu şarkıların sayısı azınlıkta…

Enver KANGAL

6,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (3.15/10, Toplam oy: 180)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2012
Şirket
Warner Bros.
Kadro
Chester Bennington: Vokal
Rob Bourdon: Davul
Brad Delson: Gitar
Dave "Phoenix" Farrell: Bas
Joe Hahn: Elektronik
Mike Shinoda: Vokal, gitar, klavye, piyano
Şarkılar
1. "Lost in the Echo"
2. "In My Remains"
3. "Burn It Down"
4. "Lies Greed Misery"
5. "I'll Be Gone"
6. "Castle of Glass"
7. "Victimized"
8. "Roads Untraveled"
9. "Skin to Bone"
10. "Until It Breaks"
11. "Tinfoil"
12. "Powerless"
  Yorum alanı

“LINKIN PARK – Living Things” yazısına 36 yorum var

  1. atoutlemonde says:

    Kritiği okurken kendimi buldum hatta bi ara ben mi yazdım diye şüphe ettim. Ancak cevabını bulamadım bi soru da yok değil. LP nu metal soundunda devam etseydi şimdinin heavy ve trash metalcisi ben açıpta dinler miyidim ?

    Bu arada kritiği beğendim ancak şarkıları hiç dinlemediğimden oy kullanamıyorum, LP’yi değerlendirebilmem için hybrid theory, meteora ve her ne kadar çok sevmesem de “LP sonuçta” diye dinlediğim minutes to midnight kritiği gerek…

  2. saw you drown says:

    Bu ne nefret arkadaş.Bu kadar nefret edilen bir grup görmedim sitede.Albümün okur puanı 2 bile değil:)

    ManOmeR

    @saw you drown, olması gereken bu.

    saw you drown

    @ManOmeR, Beni aydınlattın:D

  3. Ufuk Sönmez says:

    sonunda bir albümün okur notu, hemen hemen benim not ortalamamı tutturdu.

  4. serdar91 says:

    albümü indirmiştim ve dinlemeye başlamıştım.daha sonuna gelmeden çoktan sıkılmıştım.hatta indirdiğime pişman etti yani.

  5. Zeynel says:

    Bilgisayarımdan silmediğim 4. Linkin Park albümü oldu :) (O 4 albüm arasında Minutes The Midnight ve A Thousand Suns yok).

    Rotten Angel

    Sildiklerin, bu albümden 10-15 kat daha iyi bence

    Zeynel

    @Rotten Angel, zevk meselesi :)

    Erşah

    @Zeynel, yok, o anlamaz. Genelde troller böyle.

    Rotten Angel

    @Erşah, bak orada nerede yazıyor? ”bence”, yani bana göre, herkes için geçerli olacak diye bir kaide yok.

    yaş ortalaması düştü iyice. türkçe dersi kaçıncı sınıfta başlıyordu?

    illuminati

    @Rotten Angel, “zevk meselesi konusunu anlamaz” anlaminda demis bence.

  6. Rotten Angel says:

    this thing sucks

  7. ben says:

    Rock ya da metal albümü olarak değerlendirilmediğinde kendi içinde fena değil bence.Pop.Kolay dinlenen.Kolay sıkılınan.

  8. Baybora says:

    Yok,olmamış. Harbiden olmamış bu albüm.

  9. ManOmeR says:

    46 oy gelmiş, hepsi de 1 ve 1.5 civarlarında. Bravo millet, sizinle gurur duyuyorum!!!

    Rotten Angel

    üç ünlem koyunca ironi yapıyorsun gibi durmuş.

    ManOmeR

    @Rotten Angel, yok canım ironi değil, duygu patlaması o… ironi parantez içinde ünlem ile olur. (!) bunun gibi.

  10. Ubeydullah İndiroğlu says:

    Hybrid Theory’den sonra dağılacaktı Linkin Park.

  11. Erşah says:

    Çatır çatır albüm olmuş, heavy metalden sonra elektronik soundu duymak pek memnun etmiyor sizleri tabi. Ne yapsalardı, ergen müziği nu metale devam mı etselerdi ?

    Vokallerin bu kadar ön planda olduğu çok güzel bir albüm. Tercih meselesi tabi, benim için Hybrid Theory ve Meteora’nın yanına eklenecek bir albüm daha çıktı.

    Baybora

    @Erşah, ”Ergen müziği” en azından müzikti.

  12. Özgür says:

    Önce düşündüm biraz.Yalaka diyorsak eğer MTV’ye madem bu kadar iyi ne işi var bu grubun orada dedim. İlerileri okudum değişme olduğunu gördüm. “Neden olmasın?” dedim. Sonra tekrar içim içimi kemirdi. “Piyasaya oynadıklarından böyledir dedim”. Bağnaz metalci olma yaa dedim kendime. Yakıştıramadım kendime. Ardından büyükleri hatırladım. Metalin geçmişini. Geleceğine takıldı aklım. Bunlar yapar mı dedim. Linkin park tişörtü giyen ilkokulları anımsadım birden. Hafif bir gülümsedim geçmişi anıp. SONRA VERDİM BİR PUANI! Dip Not: Kritik muazzam, hiç lafım yok ona.

  13. Rajeesh says:

    serdar ortaç dinlerim daha iyi hiç değilse pink floyd coverlıyor

  14. DrAQA says:

    Numb şarkısı var beyler onu dinleyin, çok güzel sözleri var. Ben çok beğendim.

    All I want to do is be more like me and be less like you

    oha süper lan.

    illuminati

    @DrAQA, Master of Puppets diye sarki var cok guzel…

  15. albümü dinleyemedim daha ama kapak pek güzelmiş

  16. huveha says:

    komik misiniz gençler?

  17. Rabia says:

    bence albüme o kadar da yüklenmemek gerek evet ben de ilk dinlediğimde biraz değil bayağı yadirgamiştım ama sonradan alışıyorsun o kadar da boş adamlar değiller yani a thousand sunsa da çok yükleniliyor bence o da gayet iyi bir albüm albümü baştan sona bir çok kez dinlemiştim yani sırf mikeın ve chesterın sesini duymak için bile dinleyebilirim linkin parkı.

  18. kertenkelebek says:

    Abartmissin.Linkin Parkin zaten cizgisi numetal neden rock a kaysin ki.en iyi satislarinida nu metalle yaptilar.ama o kadar elestirildi ki bu tur.adamlar kendilerini saf rocka kaymak zorunda hissetti.ve grubun hem satislari hem istikrari dustu.minutes to midnight ve a thousand suns albumleri bence basarisiz albumler.elim hala dinlemeye gitmiyor.tabiiki birkac guzel sarkilari var ama o tat yok.bunu yani modaya ayak uydurmanin baskalarinin dedigini yapmanin yanlisligini anlamis olacaklar ki living thinfs gibi eski tarzlarina yonelen bir album cikarmislar.akillica fakat gec kaldilar.suan top 40da bile yoklar.yinede umitliyim.ozellikle yerden yere vurdugun victimized bence en saglamlarindan cok kisa olmasi dezavantaj yoksa lying from you ayarinda yani.

  19. bedirhan says:

    LP Albümlerini sırayla yazarsam

    HYBRİD THEORY
    METEORA
    COLLİSİON COURSE(JAY-Z FT.LİNKİNPARK)
    REANİMATİON
    A THOUSAND SUNS
    LİVİNG THİNGS yorumları okudum o kadar bilip bilmeden yorum yapılmış ki, şunu belirtiyim koyu bir LP fanıyım. bakın bilip bilmeden konuşmayın geçen gün brad delson röportajdayken aynen şöyle dedi; Biz pink floyd değiliz yada led zeppelin, gitar veya drum solo atmayız, bizim kafamız neyi eserse onu yaparız dedi. A THOUSAND SUNS albümünün kapağında ise, ”Biz her albümde değişmeye grupça yemin ettik yazıyor”(80GR ORİJİNAL BONUS ŞARKILARIDA İÇİNDE OLAN ATS) ”Sürekli aynı şeyleri yapmak bize göre değil” – brad delson

    şimdi gelelim başka bir konuya. buraya gereksiz yorum yapan o kadar çok kişi var ki çoğu kişi öyle bilip bilmeden konuşmuş.buraya yorum yapanların çoğu eminim ki dead by sunrise ve fort minor’ı bilmeyen kişiler. linkin park’ı dinliycekseniz linkin park’ın değişimine saygı duymanız gerekir. evet lp fanıyım çünkü sürekli aynı şeyleri dinlemek bana göre değil. gerektiğinde gitar solosu gerektiğinde rap dinliyorum. öyle farklılar ki mesela chester, dead by sunrise adlı yan projesinde heavy/thrash metal tarzı müzik yapıyor ya da mike shinoda’nın ayriyetten bir rap grubu olması? yapmayın arkadaşlar linkin park dinliycekseniz her albümünü dinleyin ve ona göre yorum yapın çünkü farklı bir grup. sürekli yeni şeyler öğrenmeye meraklı bir grup.

    Osman

    @bedirhan, Aynısını Muse için de söyleniyor, ve içimden birilerini çok fena tokatlamak geliyor. Geçen şu son albümden bir şarkı dinledim, “Pitbull nerde a…k…” derken buldum kendimi. Bi de bu piyasalaşmayı olgunluk olarak görenler var, “alternatif metal ergen müziği elektro pop yapsınlar” diyen arkadaşlar. Tamam bir görüşünüz olabilir fakat çok yanlış, grup eskiden ne kadar (sizin deyiminizle) ergen kitleye hitap etse de, sonuçta bir kitleye hitap ediyordu. Artık Linkin Park = Muse = Pitbull = Taio Cruz = Maroon 5 = Serdar Ortaç…

    Linkin Park dinlemem, Muse beni doldurdu sana patladım arkadaşım, kusura bakma.

    oz

    @bedirhan, bunu PA gibi bir yerde yazman çok ilginç. emin ol buradaki insanlar çok geniş müzikal zevklere sahipler. LP gibi basit ve katmansız müzik icra eden grupların amaçlarını ya da kalitelirini kolayca anlayabilirler.

    Yenilikten kastın trendi takip edip satan şeyi yapmaksa o pek yenilik olarak adlandırılmıyor(ki piyasaya bakarsan aynı yeniliği yapan bir sürü grup var). bir müzisyenin onlarca farklı türde müzik yapması da onu başarılı kılmaz.

    bende niye yazdıysam bunları zaten alt rock/modern grunge grubuna thrash metal diyecek kadar olaya yabancısın. yazdıklarından tek anladığım koyu bir LP fanı olduğun, devam et böyle.

    bedirhan

    @oz, burada konumuz diğer sanatçılar değil linkin park’ın yeni albümü,sen bana gelmiş burda thrash/heavy m. yapan gruba alternatif rock diyorsun. thrash metal dedim linkin park solistinin yan grubu. DEAD BY SUNRİSE . yenilikten kastım, linkin park’ın ilk 3 albümde nu metal yapması 4. albümde alternatif rock türüne yakın birşeyler yapması ve living things(son albümü) ondada pop -nu metal karışımı. ayrıca dead by sunrise -let down dinle bi. o tür müziklere heavy metal diyoruz. LP sana göre basit ve katmansız, ayriyetten anladıkları için mi böyle konuşuyorlar? ve bir müzisyenin onlarca farklı müziği yapması başarılı kılmaz demişsin ,ben öyle bir şey demedim , iyi oku. HER SÜREÇTE DEĞİŞEN LİNKİN PARK VEYA BENZERİ BİR GRUP DİNLİYORSANIZ SAYGI DUYMANIZ GEREKİR DEDİM.

  20. Asmin says:

    Teşekkür ediyorum düşüncelerimiz %100 aynı.

  21. Rotten Angel says:

    Linkin Park’ın bu albümünü ilk çıktığı zaman çok eleştirmiştim. Geçenlerde tekrar açtım, lan dedim aslında baya güzel albümmüş bu.

    İyice şuna benzedim:

    http://www.youtube.com/watch?v=IJt3pGaa7V0

  22. Rıdvan Kahraman says:

    Linkin Park’ın Bu kadar eleştiriyi hak etmediğini düşünüyorum sonuçta bir konserini 50.000 den fazla kişi izlemeye geliyorsa.. SAYGI DUYACAKSINIZ.Ayrıca kıyas yapmak aptalların işidir herkesin müziği kendine ve hayranlarına burda boşu boşuna iğneleme yapmayın Sırf Chaz için bile dinlenir.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.