# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
LOU REED & METALLICA – Lulu
| 01.11.2011

Bu kez kimse sanatı anlamamakla suçlanamayacak.

Berca B.

“Vay be!”

2009 Rock & Roll Hall of Fame’inde Lou Reed’in, Metallica ile birlikte Sweet Jane’i çalışını izlediğimde ağzımdan çıkan buydu. Olayın Metallica tarafıyla ilgilenen biri olarak Metallica’nın birlikte çaldığı herkesle olan videolarını izliyor ve kafama göre bir beğeni listesi oluşturuyordum. Ve ne yalan söyleyeyim, o gün Sweet Jane’i o listenin ne kadar tepelerine koymuş olsam da, o zamana dek Lou Reed’in sadece ismini duymuştum, şarkılarından tamamen bihaberdim, Velvet Underground’la alakam olmamıştı. Tam bir kara cahildim kısacası. Fakat Sweet Jane bana “vay be” dedirtmişti gerçekten. Belki de o an öyle bir müziğe ihtiyacım vardı, belki de Metallica faktörü bana bu şarkıyı sevdirmişti diye düşünürken şarkının orjinalini dinledim, yine çok hoşuma gitti. O andan itibaren “çok bilinen fakat dinlemeye bir türlü sıra gelmemiş olan gruplar” listemde bulunan Lou Reed’e sempatiyle bakmaya başlamış, birkaç süper ünlü Velvet Underground şarkısına da el atmıştım ki, dinlemek istediğim albüm sayısındaki coşkunluk sebebiyle Lou Reed ismini tekrar unuttum ve bu sayfa da burada kapanmış oldu.

Derken, bir proje duyuruldu. Lou Reed ve Metallica ortak bir albüm yapacaklardı. Azman bir Metallica hayranı olarak yine heyecanlanmış ve ortak şarkılarını tekrar dinlemeye başlamıştım tabii ki. Sonuç, 2 yıl sonra olsa bile tatmin ediciydi. Kafatası kalınlığı 10 santimi bulan bazı dinozorlar ve metal serüvenlerinde Metallica’ya bok atma evresine yeni geçen çılgın delikanlılar projeyi daha hiçbir şey duymadan kötülemeye başlarken, “Load” dönemine ve rock’n roll’a da hasta olan bendeniz, beklentileri bayağı bir yukarılarda tutup albümü beklemeye başlamıştım. Sonuçta böyle bir beraberlik nasıl kötü olabilirdi ki? Metallica “Load” dönemindeki gibi takılsa, Lou Reed de… ne bileyim Sweet Jane gibi olsa acayip bir şey dinlerdik, günlerce başka bir şey dinleyemez olurduk, hayatımıza süper bir yol albümü daha kazandırırdık diye düşünüyordum. Ve fakat, albümü baştan sona üç kez dinledikten sonra ağzımdan çıkan şey hala 2009′daki videoyu izledikten sonra çıkan şeyle aynı olsa da, bu kez keyfim o anki kadar yerinde değil. Hakikaten vay be, gerçekten bu adamlardan bu kadar kötü bir albüm çıkması nasıl mümkün olabildi?

Albüm duyurulduktan sonra yapılan açıklamalara bakınca, tüm bu sözlerin Lulu için sarfedildiğine inanmak gerçekten çok güç. Bir tarafta “mükemmel bir birliktelikti, bilinen Metallica olarak her şeylerini ortaya koydular ama bana daha yakın duran denemelere de uyum sağlamayı başardılar” diyen Lou Reed, diğer tarafta “hiç bu kadar özgür hissetmemiştik” diyen Lars Ulrich. Yeni kayıt gazıyla yapılan açıklamalar hiçbir zaman güvenilir olmamıştır fakat bu kadar tecrübeli müzisyenlerin böylesi açıklamalar yaptıktan sonra ortaya çıkan materyalin Lulu olması, ne kadar “haşa, ne haddime böyle bir şeyi sorgulamak” desem de, ister istemez “acaba stüdyoda ne yaptıklarının farkındalar mıydı?” sorusunu aklıma getiriyor.

Gerçek şu ki, Lulu, hayatım boyunca dinlediğim en uyumsuz işbirliklerinden biri. Bunun temel sebeplerinden biri, hiçbir şarkının gerçekten bir şarkı gibi tınlamaması. Neredeyse hiçbir şarkıda nakarat diye bir şey yok, köprü diye bir şey yok, şarkılarda iyi kötü herhangi bir melodiyle karşılaştığınızda altın bulmuş gibi seviniyorsunuz, Lou Reed ön alt dişlerini kaybetmiş bir berduş gibi konuşurken arkadaki müzik biraz olsun değiştiği zaman oksijen maskesi takmış gibi ferahlıyorsunuz.

Şarkılar bir şekilde başlıyor ve ölümcül uzunluklara sahip olsalar da şarkı boyunca neredeyse hiçbir şey değişmiyor ve şaka yapar gibi birden bire bitiyor. O anda olan, aynı rifi 400 kere dinlemesine ve daha da kötüsü, Lou Reed bu riflerle tamamen alakasız bir konuşma vokali yapmasına rağmen şarkıdan hala umudunu kesmeyen, hala bir şeyler bekleyen dinleyiciye oluyor. Albümde o kadar hiçbir şey olmuyor ki, Pumping Blood’da bu duruma Lou Reed de isyan edip “Come on James” diye haykırıyor fakat, yine hiçbir şey olmuyor.

Şarkılardan devam edecek olursak, hiçbir şarkının herhangi bir yerini beğenmediğimi söyleyemem. Örneğin, albümün açılış şarkısı Brandenburg Gate’in ilk anları, “aha tam da istediğim albümü yapmışlar galiba” dedirtse de, şarkının 4 dakika boyunca göbek bağını koparamaması ve başladığı gibi devam etmesi yavaş yavaş can sıkmaya başlıyor. Aynı şekilde The View’u da albüm yayınlanmadan önce dinlediğimde “fena değil ama şarkı dümdüz gidiyor, herhalde ara şarkılardan biri olacak” diyerek beğeniyle kararsız kalma arasında bir yere koysam da, şu anda albümün en iyi şarkısı olarak görüyorum fakat bunun sebebi şarkıdaki 3 rifin ve o dandik solosunun hastası olmam değil, albümün en şarkı gibi şarkısı olması. Yani ara şarkılardan, B yüzü şarkılardan biri sandığınız şarkının aslında albümün en iyisi olması can sıkıcı bir durum.

Yine Iced Honey’de, Frustration’da, Dragon’da güzel rifler olduğunu söylemek mümkün fakat aynı dertten bu şarkılar da nasipleniyorlar maalesef. Hadi Iced Honey yine hiç değişmeden başladığı gibi bitse de Lou Reed’in şarkıyı albümün geneline göre daha derli toplu söylemesi sayesinde bir nebze daha dinlenebilir duruyor fakat, asıl darbe Frustration’da vuruluyor ve dinleyici tam “oh be bu rif fena değilmiş” diye nefes almışken şarkı birden duruyor ve Lou Reed albüm genelindeki en kötü konuşma vokallerini ortama salarken Lars da olabilecek en feci davul sololarından biriyle dinleyiciyi şarkıdan utandırıyor adeta. Hani bir şarkıyı dinlerken pek çok şey hissetmişimdir fakat, dinlediğim şeyden utandığımı hatırlamıyorum.

Albümün Metallica tarafına bakarsak, daha önce tartışıldığının aksine St. Anger yerine Load dönemi bir hava var gitar işçiliğinde. Fakat Lars’ın söylediğinin aksine Metallica’nın hiç özgür olmaması Load sihirinin bu albüme ulaşmasına engel olmuş. Ha, eğer Metallica’nın albüme katmak istediği şey gerçekten bu ise durum çok daha vahim. Bu albüm, her ne kadar bir Metallica albümü olmasa da, tüm üyelerin bu albümü bir Metallica albümü olarak görülmemesi gerektiğine dair bas bas bağırsa da, şu linkte dendiği gibi Lou Reed durumdan her türlü yırtacak fakat Metallica günah keçisi olmaktan kurtulamayacak.

Daha fazla uzatmak istemiyorum ve herkesin farkında olduğu, sadece çok acayip sanatçı ruhlu artistik kuul çocukların itiraf edemedikleri durumun özetini geçiyorum; Lulu çok çok çok kötü bir albüm. Ve başlıkta da dendiği gibi, bu kez kimsenin “ben anlamıyorum galiba, neyse sessiz sessiz bir yerde durayım” diye korkmasına gerek yok, kimse sizi “albümü anlamamışsınız siz” diye suçlayamaz. Albümü dinledikten sonra açacağınız ortalama bir şarkının kulaklarınıza ne kadar güzel geldiğini görünce bunu daha rahat anlayabilirsiniz. Ha, bunca olumsuz yorum Metallica’nın gözümdeki değerini düşürdü mü, tabii ki hayır. Sonuçta kadir kıymet bilen bir insanım, adamlar ne albümler yaptı. Fakat “Lulu”nun, Metallica ismi geçen tüm kayıtlar içerisindeki en kötü yapıt olduğunu da görmezden gelmeyeceğim. Lars’ın davul meziyetlerini geçtim, yaratıcılığının ne kadar bittiğini düşünerek asıl Metallica kaydına kadar beklentilerimi toprağa gömüyorum. Metallica ile Lou Reed’in yollarının bir daha kesişmemesini umarak hepinize iyi günler diliyorum.

Not: Alttaki ilk 181 yorum albüme dair haberler içindir.

2/10
Albümün okur notu: 12345678910 (3.31/10, Toplam oy: 227)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2011
Şirket
Warner Bros.
Kadro
Lou Reed: Vokal, gitar, klavye
James Hetfield: Gitar, vokal
Kirk Hammett: Gitar
Robert Trujillo: Bas
Lars Ulrich: Davul
Şarkılar
1. Brandenburg Gate
2. The View
3. Pumping Blood
4. Mistress Dread
5. Iced Honey
6. Cheat on Me
7. Frustration
8. Little Dog
9. Dragon
10. Junior Dad
  Yorum alanı

“LOU REED & METALLICA – Lulu” yazısına 258 yorum var

  1. Haxprocess says:

    bu iğrenç şey, sırf ”metallica” ismi geçiyor diye her yerde istisnasız satılıyor. her yerde karşıma çıkıyor bu çirkin karı, geçende seyhan müzikte gördüm 30 tl. birinin buna 30 kağıt vermesi için kokain falan çekmesi lazım

  2. Mr Shred says:

    Uzatınca dökülen saçlar…

  3. Nightwing says:

    bu albümü ilk çıktığı zaman dinleme hatasına düşmüştüm. sonra dayanamadım yarısında kapattım zaten. bir daha da albümü baştan sona dinleyecek evliya sabrını kendimde bulamadım. açık ara hayatımda dinlediğim en kötü albüm. bloodrunk bile bunun yanında the sound of perseverence gibi kalıyor yeminlen. 0 versem ayıp olur 1 versem o da fazla. en iyisi 0.5 evet.

    Rotten Angel

    @Nightwing, aynı fikirdeyim. içinde gitar olan en kötü albüm olabilir :D

    ama bence, bu albüm mazoşist fantazilerde kullanılabilir. sevgiliye dinletilip ”sesini aç sesini aaaaaaaaaç son ses veer” falan

  4. Rotten Angel says:

    Lars bile taşak geçiyor bu albümle. İnsanları korkutmak için konserde ”bakın şimdi lulu’yu baştan sona çalacağız” diyor. Millet kahkahalara boğuluyor. Lars St. Anger için bile iyi albüm diyen adam yani, boru değil.

    Gelmek istediğim nokta şu: eski yorumlarda albüme 8,7 gibi puanlar verip ”ohhşşş beybi bunu metalciler anlayamaz. metal sitesinde incelenir mi bu hiç cık cık cık. çok deneysel ve ince bir çalışma bu” havalarında olan arkadaşlara götümle değil, asshole um ile gülüyorum.

    kendini şartlandırma ile yazılmış yorumlar o kadar sırıtıyorki…

    b

    @Rotten Angel, şimdi lars bile alay ediyor deyince bu albümün gözümde değeri düşüyor mu düşmüyor bu bir. kaldı ki sen sadece kendi tarafından değerlendirip düşüncelerini öyle sunuyorsun insanlara bu iki. ben bu albümü ilk dinleyişimde sevdim ve hiç kimsenin de sevmesini bekleyerek dinlemiyorum bu üç. herkes alay ediyor diye senin de alay etmen gerekmez bu dört. şu senin yazdığın yorum da kendini şartlandırma (kötüye şartlanma) ile yazılmış bir yorumdur bu da beş.
    insan nasıl psikolojiyle yazıyor anlamak mümkün değil. yani herkes kötü diyor diye senin de buna sevinmen kahkahalarla gülmen de beni güldürdü. yani bir yandan kendini rahatlatmaya çalışıyorsun. aferin sana, böyle devam! insan bir başkasının dinledikleriyle alay etmemeli.

    Rotten Angel

    @b, benim kendimi şartlandırdığım yok. herkes alay ediyor diye ben alay etmiyorum, bu nasıl bir iddia? albümü 5-6 kere baştan sona dinlediğimi samimi bir şekilde söyleyebilirim. ayrıca ben başkasının görüşlerini temel alarak yazı yazacak son insanlardan biriyim. bu sitede herkesin müthiş dediği albüme iğrenç, iğrenç dediğine çok iyi dediğim olmuştur. kimsenin yorumu/fikri şeyimde değildir kısacası. ama sen böyle bir iddia atarken neye temel dayandırıyorsun onu çözemedim.

    ben seni south park’ın you’re getting old bölümündeki randy marsh’ın haline benzettim güzel kardeşim. saygılar

  5. Burakarub says:

    Bence kayıt ve önceki iki albüme göre Lars’ın yaratıcılığı, gayet iyi.
    Albüme bir şey demiyorum.

    En çok merak ettiğim şey ise Junior Dad’i sonuna kadar dinleyen insan olup olmadığı.Kayıtlarda çalmasalar grup üyelerinin dinlediğininden şüpheleneceğim.

  6. Ufuk Sönmez says:

    beyler koskoca michael jackson yıllarca “i am bed” dedi, james “i am a table” demiş çok mu…

  7. Rockersoldier says:

    hetfült; “bu albumü diğer albülerden çok ayrı bir yere koyuyoruz, biz içimizden geldiği gibi hareket ederek farklı bişeyler denedik, bazı sorunlarımızdan kurtulma adına bu iyi geldi.” dyo..! içinizden gelene şaklatayım bu ne yaa! çok ayrı derken iyimi düşünelim kötümü onu anlamadım. ayrıce sabredip albümü tümüyle dinledim kimi şarkılarda çok güzel rifler yakalamışlar ama hepside mundar olmuş

    Rockersoldier

    @Rockersoldier, ben şarkımı dedim..! PARDON

  8. saw you drown says:

    Bir de utanmadan ‘mistress dread’ şarkısına enstrümantal demişler ve enstrümantal müzik yaptıklarını sanmışlar.

    -Lou reed.
    -ne var?
    -amk senin!

  9. Korhan Tok says:

    Ara ara albümü açıp Iced Honey, The View, Junior Dad gibi şarkıları dinlediğimi, dinlerken de pek keyif aldığımı itiraf etmem gerek.

    Bir de keşke şu albümün enstrümantal versiyonunu yayınlasalar.

  10. saw you drown says:

    The view parçasını dinleyince bambaşka duygular hissediyorum. Kendi kendime gülüyorum falan:D

  11. judaspriest says:

    bu albumu sırf elinde metallicanın albumu olsun digerlerine yetişemedik diyen ergenler almıştır

    Overload

    @judaspriest, Açıkçası Metallica diskografisi yapmaya çalışan biri olarak bu sözüne pek iyi bakmamaktayım.

    Tribinal sound

    @Overload, Eee doğru söyleyeni… diye başlayan deyişimizi hatırla der o da muhtemelen!..

  12. onur öztemir says:

    Bu albüme çok yükleniliyor. Öyle aman aman bir albüm olmasa da Metallica’nın son çalışmalarını fazlasıyla aşmış bir albüm olduğunu düşünüyorum. Enstrümantal bağlamda en azından Lars Ulrich kendini bir hayli geliştirmiş,müzikal bağlamda ise gelişim söz konusu değil,zaten amaçlanmamış da, rifflerin bu kadar çok tekrarlanması dinleyiciyi kimi zaman bunaltıyor, bir de buna Lou Reed’in konuşma vokali eklenince… Yine de çok kötü bir konuşma vokalli albüm olduğunu düşünmüyorum, yarattıkları bunaltının da bilinçsiz olduğunu düşünmüyorum, yapmaya çalıştıkları şeyi yapmış gibiler. Zaten metnin öne çıkarıldığı bir albümü metnin dilini bilmeden dinlersek ve sadece müziğine odaklanırsak elbette bir tat alamayız, hele bu albüm müziğin arka fona atıldığı bir albümse…
    Eleştirenlerin en büyük hatası da burada. Lulu’nun Metallica adına ne kadar önemli bir gelişme olduğunu görememeyi anlayamıyorum, Metallica vasatın altında ilerleyen çizgisini aşamasa da umut verici bir açılım yapmış…
    Rakamlarla konuşacak olursak Lulu’ya 3,5 puan veriyorum.
    Diğer albümlerden bir kaçını ise şöyle puanlayabilirim.

    Master of Puppets 7,0
    AJFA 7,5
    Metallica 7,0
    Load 3,5
    St. Anger 0,0
    Death Magnetic 1,5

    (Puanlamanın öznel olduğunu da belirtmeliyim, zaten sanatının beğeni yönü her zaman öznel olmak zorundadır.)

  13. Korhan Tok says:

    Fakat rahmetli Lou Reed özellikle The View klibinde ve proje fotoğraflarında net “çok yaşlı Jason Newsted” gibi değil mi ya. Bunu şu an fark ettim ve paylaşmak istedim. Neden şu an Lulu albümünü dinlediğimi ise ben de tam bilmiyorum.

    Üstteki yorumun sahibine de acil şifalar.

    ben

    @Korhan Tok, Hakikaten öyle. Yorumunu görünce açıp seyrettim tekrar videoyu.Olayı komple unutmuştum,iyi mi oldu şimdi? :)

    Berca B.

    @Korhan Tok, Abi birinci günden beri aynı şeyi düşünüyorum. Adam net bir şekilde yaşlı Jason Newsted.

    B U R Z U M

    @Korhan Tok, aga şu an okudum yorumunu ve ağzımdaki birayı püskürtecektim aq:):):) ahahahahahaha yarıldım harbiden. “Üstteki yorumun sahibine de acil şifalar” … Cidden sağol varol:):):)

    O değilde gülmekten yorumu 5 dakkada yazdım ya la:) süpersin korhan dost:):):)

    Korhan Tok

    @B U R Z U M, Ahah, eyvallah moruk.

  14. Ayı_Yorgo says:

    Son yorumlar 2014′e ait. Bence böyle bir rezillik unutulmamalı.
    Bu arada PA’daki en iyi albümleri siteyi takip eden herkes az çok biliyordur. Peki ya en kötüler? Kritik arşivi kısmı düzgün çalışırken araştırmalarım esnasında 0,5 puan görmüştüm ama kim olduğunu hatırlamıyorum. Belki sitedeki kötü albümleri merak eden tek mazo benimdir.

  15. Salata says:

    @Ayı_Yorgo, ARCH ENEMY – The Root of All Evil var 0 kritik puanı hahahahah

  16. wirelesson says:

    Bu albümün plağını hangi akla hizmet aldım bilmiyorum.1 kez bile dinlemeye tahammül edemedim ayrıca.

    Ama şimdi discogs üzerinden bakınca bu plak en ucuz 120 euro falan ediyor.Nedir bu ilgi alaka anlamadım.Sıfır versiyonu tükenmiş anladım ama kim bu albüme neden 150-400 euro aralığında para ödemek ister ki? Ben neyi kaçırıyor olabilirim?

    Opethsevenbiri

    @wirelesson, Koleksiyonculuk.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.