# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ENTOMBED – Left Hand Path
| 21.06.2010

Ortada kuyu var soldan geç.

(Yazıyı okumaya zamanı olmayanlar şuradaki formatı, bu albüme de uygulayabilirler. “Okurum” diyenleriyse aşağı alalım.)

Death metal Amerika’da şekillenirken, ergenliğin tavan yaptığı yaşlardaki bir avuç İsveçli genç, muhtemelen farkında bile olmadan bir canavar yaratmaya başlamıştı. Akranları ortaokul sıralarında pandik “orgy”leri düzenlerken; özellikle A.B.D. ve İngiltere’den çıkmaya başlayan death metalin öncü gruplarını gıptayla dinlemekle meşgul olan gençler, kurdukları irili ufaklı gruplarla kısa zamanda bu ortama özgü bir müzik ortaya koyuyordu. “Left Hand Path” de bu çevrenin birkaç yıl içinde yaptığı birikimin, albüme dönüşmesinin ilk örneği olarak kayıtlara geçti ve bir piyasanın oluşmasının fitilini ateşledi.

1987 yılında Nicke Andersson ve Alex Hellid tarafından önce Brainwarp, hemen ardından da Nihilist adı altında oluşturulmaya başlayan kadroda bulunan; efsanevi Sunlight gitar tonunun da kâşifi sayılan Leif “Leffe” Cuzner’in zorunlu olarak Kanada’ya taşınmasıyla gruba, yine efsanevi İsveçli grup Morbid’den (Mayhem’den tanıdığımız Dead de bu grupta bir dönem vokal yapmış) Lars-Göran “L-G” Petrov ve Ulf “Uffe” Caderlund’un katılmasıyla çekirdek kadro oluşmuş oldu.

Entombed elemanlarının, 2007 yılında yayınladıkları “Serpent Saints – The Ten Amendments” albümünün kapağına, 2006 yılında ölen Leffe’yi anmak için “Leif Cuzner Rest in Peace” yazısını iliştirdiklerini de eklemiş olayım. Hatta ansiklopedik bilgi vermeye devam edeyim, Leif Cuzner’in Boss HM-2 Heavy Metal pedalla elde ettiği “elektrikli testere” tonu, 25 yıldır İsveç death metalinin alametifarikası olarak anılmaya devam ediyor. Biz de kendisine olan minnet borcumuzu “Rest in Festering Slime” diyerek ödeme çalışalım.

Nihilist adı altında üç demo yayınlayan grup, bırakın internetin olmasını, C64’ün yerini Amiga’ya yeni yeni bırakmaya başladığı yıllarda adını İsveç dışına duyurmayı başaracak derecede iyi besteler yapmaya başlamıştı. Son demonun ardından dağılıp akabinde Entombed adıyla toparlanarak, vakit kaybetmeden “But Life Goes On” demosunu yayınladılar. Earache Records tarafından fark edilmeleri, neredeyse tamamı Nihilist dönemi parçalarından oluşan “Left Hand Path”in ilk albümleri olarak yayınlanmasını sağladı.

Ansiklopedik bilgi geliyor: Kesin bir tanımı olmamakla beraber, Entombed’un kullandığı anlamıyla “Left Hand Path”, Satanizm’in de değişik kollarını içinde barındıran, bireyselciliğe, dogmalara başkaldırıya, dünyevi zevkleri kucaklamaya dayanan felsefi yolu ifade ediyor. Dönemin grupları açısından bakıldığında, yapılan müziğin verdiği hissiyatı yansıtmak için biçilmiş kaftan desek yanlış olmaz. Albümle aynı adı taşıyan açılış parçasının sözlerinin de Anton LaVey’in “Satanik İncil”iyle paralellik gösterdiği aşikâr. Bunların hepsi kedi kesiyor zaten.

I am my own God, master, slave
And I will be beyond the grave
No one will take my soul away
I carry my own will and make my day

Altı buçuk dakikalık bu başyapıtın adını anmışken ayrıntısına girmeden geçemem, istisnamı yaparım. Amerikan death metalinin yobaz bir neferi olarak Avrupalı death metalle ilk tanışmam bu albüm ve bu parçayla olmuştu. Albüm kapağındaki mezar taşı, bin kuşağın ruhlarının yandığı yerden bahsediyordu ve CD’yi takmamla yanan ruhların çığlığı basması bir olmuştu. Arkasından giren gitar tonu kırk dakikalık bir ses duvarı oluşturup albüm bitiminde dinleyiciyi kazıkçı müzik dükkanlarına, Boss HM-2 pedal aramaya yolluyordu. Hızlı ilk bölümün ardından gelen, kuzeyli grupların olmazsa olmazı “doom-vari” havayı taşıyan mid-tempo rif, bugün Death Breath’in sıklıkla yâd ettiği İsveç patentli lead kalıbıyla “ağır” bir rife ve bol tremolo kollu, karambol bir soloya bağlanıyordu. L-G Petrov’un düğün ekolu, kusan brutal vokali okült atmosferi iyice yükseltiyor, hemen arkasından giren klavye, 1979 yapımı korku filmi Phantasm’ın müziğini çalarken “doom-vari” gitarların devreye girmesi, melodik ve bol bendli bir soloyla epik bir sona bağlanıyordu. Bu tariften de anlaşıldığı gibi karşı karşıya olduğumuz şey, pek de alışık olduğumuz formatta değildi ve daha yirmi yaşında bile olmayan gençler tarafından yapılmıştı.

Genellikle Avrupalı death metal gruplarının olayı, müziklerinde değişen ölçülerde melodiklik barındırmaları; bunun olmadığı durumlarda da şarkı yapılarının, Amerikalı death metal gruplarının çoğunun aksine yoğun bir atmosfer oluşturacak şekilde olmasıdır diye düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse Cannibal Corpse şarkılarının insani duygulardan tamamen arınmış psikolojisi, dönemin Avrupalı gruplarında yerini daha insani (!) temalara bırakabiliyor. “Left Hand Path”te de durum aynı şekilde. Müzik sürekli bir saldırganlık, vahşilik içerisinde ilerlemek yerine, zaman zaman -yukarıda da bahsettiğim- doom-vari havaya bürünüp öldürürken düşündürüyor.

Nispeten ağır tempolu ve doom hissiyatı aşılayan bölümleri çevreleyen, her notasından leşlik damlayan hızlı rifler, düşük akordu da yiyince, ortama yeşil sis efektli koku saçmaya başlıyorlar. Zamanla “Stockholm beat” adını alan ve 80’lerin hardcore ve punk’ının etkisini taşıyan ritim üzerine kurulu power chord rifleri hızlı bölümler de taramalı riflere ek olarak dinleyiciyi ahenkle kafa sallatıyor.

Grubun o yıllarda Amerikan camiasından en çok etkilendiği iki grup R.A.V.A.G.E. ve Xecutioner… Daha sonra Atheist ve Obituary adıyla efsaneleşecekleri önceden belli olan iki grubun ismini “Serpent Saints – The Ten Amendments” albümündeki “Masters of Death” adlı parçanın sonunda da duyuyoruz, tespiti iyice sabitliyoruz. Bu parçanın olayı, Entombed’un alçakgönüllülüğünün de bir göstergesi olarak, death metalin ustalarına itaf edilmiş olması. Grup, geçenlerde de iptal olan Güney Amerika konserlerinden birinde myspace sayfalarına “Buraya otelde uyumak için gelmedik, bi bar ayarlayın da kendi kendimize çalıp oynayalım” minvalli bir mesaj yazarak gönüllerde bir kez daha taht kurmuştu.

Bu ve benzeri albümlerin kayıt yeri olmasından kelli efsaneleşen Sunlight stüdyosunda, Tomas Skogsberg tarafından yapılan kayıt, Nihilist dönemindeki imkânsızlıkların aşılarak elektrikli testere zinciri takılmış ve “si”ye varan düşüklükte akortlanmış gitarların ve bol “reverb”lü vokallerin bulanmadan duyulmasını sağlıyor. Albüm kapağının da bir efsane tarafından çizilmiş olması, albümün efsaneoğlu efsanevi olmasını sağlıyor. Dan Seagrave’den ayrıca bahsetmeme gerek yok sanırım.

Yazının başında da dediğim gibi, bu albüm sadece kaydeden kadronun değil, dönemin ortamının ortak birikiminin ürünü dersek, herkesin hakkını iade etmiş oluruz. Mesela Carnage’ın “Dark Recollections” albümüne veya geçtiğimiz yıl Relapse Records tarafından şarkıları topluca tekrar basılan Nirvana 2002’nin müziğine bakarsak bu durumu daha iyi anlayabiliriz. Nirvana 2002 vokalisti Orvar Säfström’ün de “Left Hand Path”in ardından çıkan “Crawl” EP’sinde Entombed’dan bir süreliğine ayrılan L-G Petrov’un yerini doldurduğunu da hatırlatmakta fayda var.

Özellikle Entombed, Grave, Dismember ve Unleashed dörtlüsü, yirmi yılı aşkın bir süredir yeni gruplara ilham verirken, bu grupların çatısı altından da bu süre boyunca aynı tarz veya tarz dışı, ama illa ki kaliteli gruplar ve albümler çıktı, çıkmaya da devam ediyor (bkz. The Hellacopters, Death Breath, Vicious Art, Repugnant vb.). Ağırlıklı olarak yazdığım kritiklerden de anlaşılacağı gibi bu dönemin adeta bir “fanboy”uyum, şakşakçısıyım, bayraktarıyım. Özellikle son birkaç yılda old school İsveç death metalinde gözlenen dirilişten de her fırsatta bahsediyorum. Ama bugün Opeth ve Katatonia gibi dev grupların elemanları ve Dan Swanö gibi bir deha bile sözü edilen dönemin ve özellikle de Entombed’un hakkını ödemek için grup kuruyorsa, burada lafı daha fazla uzatmama da gerek yok.

Entombed özelinde bakarsak, “Left Hand Path”i izleyen yirmi yılda, aynı şeyi yapmayı sevmeyen adamlar topluluğu olarak, her albümde farklılaşan ama kaliteyi de koruyan bir grup görüyoruz. 15-16 yaşlarında oluşturdukları bu maya; yaptıkları tarz, death metalin sınırlarını ne kadar zorlarsa zorlasın, hatta aşarsa aşsın, aynı kalmaya ve ilham vermeye devam ediyor.

İkinci bir Swedish Death Metal kitabı da ben yazmadan burada bitiriyorum. Kendimi tutamadım; albüm kritiğiyle beraber, bir döneme, bir piyasanın doğuşuna inceden ışık tutan bir yazı oldu. Umuyorum herkesin hakkını vermişimdir. Eksiğim, kusurum varsa affola…

What man’s created
Man can destroy
Bring to light
That day of joy

hysteresis

10/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.64/10, Toplam oy: 250)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1990
Şirket
Earache Records
Kadro
Lars-Göran “L-G” Petrov: Vokal
Ulf “Uffe” Cederlund: Gitar, bas
Alex Hellid: Gitar
Nicke Andersson: Davul, bas
Şarkılar
1. Left Hand Path
2. Drowned
3. Revel in Flesh
4. When Life Has Ceased
5. Supposed to Rot
6. But Life Goes On
7. Bitter Loss
8. Morbid Devourment
9. Abnormally Deceased
10. The Truth Beyond
11. Carnal Leftovers [bonus şarkı]
12. Premature Autopsy [bonus şarkı]
  Yorum alanı

“ENTOMBED – Left Hand Path” yazısına 21 yorum var

  1. Ahmet Saraçoğlu says:

    Nefis bi yazı olmuş ellerin dert görmesin.

    hysteresis

    @Ahmet Saraçoğlu, afiyet olsun. Albümün hakkını vermeye çalıştım. Eksik gedik yoktur umarım.

  2. like fire says:

    Allaaaaaaaaaaahhh

  3. like fire says:

    albüm kapağının hastasıyım. metal alemindeki en iyi kapaklardan biri bence. bi de grubun isminden bile asalet akıyor. entombed ne güzel bi isim öyle.

    hysteresis

    @like fire, grup isminde minimalizm döneminin tipik örneklerinden (Death, Grave, Obituary, Unleashed, Carcass vs.) biri daha: ENTÜĞUMBDT

  4. Ugur says:

    Entombed’i anlatmak için şu fotoğrafı yeterli görüyorum: http://userserve-ak.last.fm/serve/500/6176003/Opeth+Mikael+kerfeldt.jpg

    baldur

    @Ugur, bu tişört süper ya tema olarak. var mıdır acaba istanbul’da?

  5. janslore the celebrity says:

    ilk fotoğraf efsane fotoğraf. adamın tüylerini diken diken ediyor.

  6. heat says:

    Lg petrov un vokalleri, albümün havası herşeyiyle hastalıklı, uğursuz. başyapıt. ulan keşke su saf death halinizi hiç bozmasaydınız be. sevmiyorum ben entombed’un son dönemimini.

    deathless

    @heat, haklısın heat,kimseye zorla sürekli aynı albümü yap demiyoruz ama çatır çatır death yaparkende ”rock a dönmenin ne alemi vardı”sorusunu sormak da hakkımız diye düşünüyorum!!…bknz:chris barnes-six feet under ve acdc açılımı!

  7. Left Hand Path,İsveç Death Metal’i adına çıkmış bence en kral şarkıdır.Taş albüm,güzel kritik.

  8. Sambalici says:

    Bir sonraki hayatımda dünyaya Left Hand Path’in son 3 dakikası olarak gelmek istiyorum, böyle bir arzum var.

    janslore the celebrity

    @Sambalici, ben de bu fikre katılabilirmiyim.

    Sambalici

    tabi kontenjanımız herkese açık.

  9. masteroforion says:

    Nicke Andersson ne yüce adamdır yahu.

    Btw Entombed özelinden girersek Death n Roll candır

  10. blackroseimmortal says:

    clandestine kritiği yok :( bu albüme 10…

  11. Albüm kapağı hani şu nette dolaşan geyikler var ya; resimde kaç tane insan sureti var, kaç tane hayvan var vs. Hah işte bu albümün kapağı da bana aynı o saçmalığı yaşatıyo ne zaman baksam herhangi bi şekli kurukafaya benzetiyom. Misal köprünün altında ki dallar bile kurukafa suretine bürünmüşler. Seagrave üstadın her çizgisinden ürpertici derece de lanetlik akıyo. Müthiş bi yetenek.

  12. necrobutcher says:

    Çok az soloda uçuyorum ve en başta Left Hand Path’ın outrosunda başlayan kısım var. İnanılmaz bir his ,müthiş bir lezzet. Albüm hakkında söylenecek söz, cidden yok. Kültürel bir miras olduğunu düşünüyorum. Kapak ayrı,tonlar ayrı,trafikler ayrı muazzam.Yine aynı parçanın ortalarında başlayan sololar bana hep kerry king jeff hanneman atışmalarını hatırlatıyor, ama hemen akabinde gelen klavyeler ve o solo… Yazı da aynı derecede süper. Teşekkürler.

  13. Zero_Tolerance says:

    L.G Petrov nadir görülen tedavi edilemez bir kansere yakalanmış , bu süreçte kendisine destek olmak amaçlı gofundme üzerinden bağış linki açılmış.

    ~ https://www.gofundme.com/f/support-petrov ~

    Petrov abimize acil şifalar dileriz.

    Fuck!!

  14. şeyh hulud says:

    Oh

    Bu albümden sonra denebilecek tek şey: oh

  15. Raddor says:

    Entombed ve Sodom’ı karıştıracağım aklıma gelmezdi ama geçen shuffle’de bu albümden bir parçaya denk geldim ve ekrana bakmadım. İki dakika boyunca Sodom çaldığından emindim.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.