# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
SADIST – Firescorched
| 28.05.2022

Şaşırtmayı alışkanlık edinmiş bu işkenceci gruba kulak verin.

Emir Şekercioğlu

Uzun yıllara yayılan kariyeri boyunca death metal piyasasındaki varlığını pek de öyle gözler önünde olmadan sürdüren İtalyan progresif death metal devi Sadist nihayet bir süredir beklenen albümü “Firescorched” ile karşımızda. Bilenin zaten bildiğini varsayarak, grup hakkında bir bilgisi olmayan ya da çok az fikri olan dinleyiciler için ilk elden söyleyebileceğim şey Sadist’in gerçekten sağı solu belli olmayan bir grup olduğudur. İlk albümünden başlayarak bu son çalışmasına değin grubun bütün diskografisini dinleyenler zannediyorum ki bana hak verecektir. Kariyerine birbirinden mükemmel iki albümle başlayıp sonrasında yaptığı iki albümle “neler oluyor!” dedirten (kötü anlamda); 2000’lerin başında yayınladığı “Sadist” albümüyle masaya bir kez daha yumruğunu vuran, bundan sonrasındaysa belirli bir çizgi tutturmuş ama aldığı tepkilerin zıtlığını engelleyememiş bir grup aynı zamanda. Hâl böyle olunca, son albümden single’lar yayınlanıncaya değin nasıl bir şey beklemem gerektiğini bilemedim. Önce “Finger Food”, sonra da “Accabadora” şarkıları yayınlandığındaysa beklentim epey yükseldi. Albümü dinledikten sonraki düşüncelerimse, bu kritiğin yazılma sebebi.

Sadist, uzun yıllar bas gitarda Andy Marchini ve davulda Alessio Spallarossa ile çalışmasının ardından son albümü “Firescorched”da bu müzisyenlere veda edip bünyesine iki kişiden müteşekkil taze kan katıyor. Davula Necrophagist ve Benighted gibi gruplarda baget sallamış Romain Goulon, bas gitara ise eski Obscura basçısı Jeroen Paul Thesseling geçiyor. Pasifagresif’in haber köşesinde bu haberi aldığım an bir sevinç yaşadığımı söylemem gerek. Çünkü ilk paragrafta yazdığım durum gereği Sadist’te bir şeylerin gerçekten değişmesi gerektiğini düşünüyordum. Bu belki icra ettikleri death metal türü ya da eleman değişikliği nezdinde gerçekleşebilirdi, ama her hâlükarda bir değişim şarttı. Çünkü grubun “Crust” albümünden beri epey inorganik, ne yapacağını bilemeyen bir hava çizdiğini hissediyordum. Bu havayı “Sadist” albümüyle her ne kadar kırmış olsalar da hemen akabinde aynı rüzgara kapıldılar. Son albümleri “Spellbound” gerek konsept yapısı gerekse besteciliğiyle dinlemesi son derece keyifli bir çalışmaydı, ancak grup bir gotik metal ya da dark ambient grubu olmadığı için de dinleyiciye yer yer uyumsuz hisler yaşatabiliyordu. İçinde bulunduğumuz yıl ve müzik endüstrisinin geldiği nokta itibarıyla da ikinci bir “Above the Light” ya da “Tribe” bekleyecek kadar hayalperest olmadığıma göre Sadist’ten ya yeni bir şeyler dinleyecektim (gerçek anlamda) ya da önceki örneklerin bir tekrarını. İşin ilginci, “Firescorched” her iki koşulu da karşılıyor. Bu yüzden ilk dinlememin sonucunda ne hissettiğimden bile emin olamadım.

Önce grubun giriştiği yeniliklerden bahsedelim. Aldığı iki yeni elemanın haricinde, grubun bir açıdan bundan daha önemli bir değişikliğe gittiği bir konu var; vokaller. Nüansları ve istisnaları bir kenara bırakırsak Sadist’e vokal olarak Trevor Nadir’i oldum olası yakıştırmamışımdır. Brutal vokalinde hiçbir sorun görmemekle birlikte özellikle scream’e çalan ama tam klasik anlamda scream olmayan o tiz vokallerini duydukça grubun (veya özelde Tommy Talamanca’nın) neden bunda bir problem görmediğini anlayamadım. Ne klavye melodilerine, ne gitar tonuna ne de genel olarak yaptıkları müziğin tınısına hiçbir şekilde oturmayan bu tiz vokallerin Sadist’in müziğinden çok şey götürdüğünü düşünüyorum. Hatta son albümle alakalı haber başlığının altında da vokaller konusundaki bu serzenişimi dile getirdim. Ancak grup benim sanki bu şikayetimi duymuşcasına “Firescorched”da Nadir’in tiz vokallerini resmen ortadan kaldırmış ve adamın cayır cayır olan brutallerinin şarkıları ele geçirmesini sağlamış. Hâliyle, eğer benim gibi Trevor Nadir’in tiz vokalleriyle sorunu olan ama Sadist dinlemeyi seven biriyseniz, grubun vokal koltuğunda bu adamın oturduğu albümleri arasında vokal açısından en zevkle dinleyebileceğiniz albümü “Firescorched” olabilir. Trevor Nadir, bu albümde cidden yardırmış. Umarım vokal bahsinde böyle devam ederler.

Diğer bir önemli değişiklik ise davullarda gizli. Önceki davulcuları Alessio Spallarossa’nın ağırlıklı olarak zil oyunlarına (özellikle splash’lere) dayalı, böylelikle bol groove’lu ve Chris Adler’ın prog. death metal versiyonuymuş gibi duran stiline karşılık kökleri doğrudan death metal’e dayanan Romain Goulon “Firescorched”da grubun birazcık hırçınlaşan sound’unun Trevor Nadir’den sonraki ikinci sebebi. Hatta Goulon için bu albümde Sadist’te yekten blast beat’i getiren adam bile denilebilir. Günümüzde, hele ki progresif death metal gibi bir türde müzik yapıyorsanız, blast beat kullanmayan davulcunun adeta linç edilebileceği bir dünyada yaşıyorken senelerdir Sadist’in davullarındaki en büyük eksikliklerden birinin blast beat olması da epey ilginç bir nokta. Gelgelelim, Romain Goulon’un bu tekniği kullandığı bölümlerin sayısı da son derece kısıtlı. Bu noktada Tommy Talamanca’nın, yıllardır Sadist üstünden bizlere dinlettiklerini göz önünde bulundurarak Goulon’u biraz kısıtlamış olabileceğini de düşünüyorum.
Bas gitarın her zaman dominant bir öge olduğu Sadist’de, yeni üye Jeroen Thesseling’in de gayet güzel işleri var. Her Sadist albümünde olduğu gibi “Firescorched”da da basları dinlemek büyük keyif. Andy Marchini’den boşalan koltuk eksiksiz denebilecek bir şekilde Thesseling’in perdesiz bas gitarı ile doldurulmuş.

Şarkılara ve albümün bütününe gelince “Firescorched”un ilk elden farkını ortaya koyduğu nokta, çalışmanın “albüm” denebilecek bütüncül bir karakteristiğinin olması. Şarkıların her biri arasında tını, genel hava ve enstrümantasyon bazında birbiriyle uyumlu bir kimya mevcut. Dolayısıyla ilk şarkıdan sonuncuya değin albümü dinlediğinizde grubun size dili müzik olan bir hikâye sunduğunu işitebiliyorsunuz. Esasen bu durum bir önceki albümleri “Spellbound”da da geçerliydi ancak onun bu özelliğinde konsept bir yapıda oluşunun etkisi vardı. “Firescorched” ise Sadist’in konsept bir yapıya dayanmadan (en azından görünürde), ortaya koyduğu bütüncül bir çalışma olarak öne çıkıyor. Şarkıların genelinde enstrümantal pasajlar ile vokalli bölümler arasında gayet güzel bir denge söz konusu. Grup; ne abartılı denebilecek virtüözite şovlarına ne de müziğin yetersiz kaldığı bir işe kaçmadan gayet hoş tatlar içeren bir bestecilik anlayışıyla harekete geçmiş. “Finger Food” gibi son derece akıcı, “Fleshbound” gibi deneysel ve çok katmanlı, “Loa” gibi enstrümantal ve “Accabadora” ya da “Trauma (Impaired Mind Functionality) gibi şahane riflerle/pasajlarla örülü şarkılar size “Firescorched”un üzerinde epey emek harcandığını göstermekle kalmayıp grup üyelerinin bu dengeyi kurmak için özenle çalıştığını da ortaya koyuyor.

“SADIST” dendiğinde muhakkak ayrı bir parantez açılmasının gerektiği multi-enstrümantalist deha Tommy Talamanca’nın da bize sunduğu önemli değişiklikler mevcut “Firescorched” albümünde. Bu konuda da ilk elden öne çıkan konu klavyelerin kullanımı. Talamanca bu sefer klavyeleri dominant bir enstrüman olarak kullanmaktan ziyade yapılan müziğin bütününe yedirilmiş önemli bir eklenti olarak sunuyor bize. Hâliyle klavye bazında yapılmış bir gövde gösterisiyle karşılaşmayıp, bunun yerine mevcut enstrümanın belirli aralıklarla şarkıları sırtladığı bir anlayışla kullanıldığını görüyoruz. “Finger Food, “Burial of a Clown” ve “Loa” gibi besteler bizlere klavyenin hâlâ grubun müziği için öne çıkan bir unsur olduğunu göstermekle birlikte, bu kullanım Sadist’in önceki çalışmalarına kıyasla çok daha mütevazı denebilecek bir standartta. Öte yandan Talamanca, bize Sadist’in karakteristiği olan birtakım nüansları dinletmeyi de ihmal etmiyor; özellikle “Accabadora”da kendini belli eden egzotik melodiler ve konuşmalar grubun yakın geçmişindeki “Hyaena” albümünü andırır nitelikte. Müzisyen, albümün prodüksiyon ve miksajını da doğrudan üstleniyor.

Yukarıda şöyle bir cümle sarf etmiştim; “Sadist’ten ya yeni bir şeyler dinleyecektim (gerçek anlamda) ya da önceki örneklerin bir tekrarını. İşin ilginci, “Firescorched” her iki koşulu da karşılıyor”. Evet, “Firescorched” için durum tam da böyle. Hem gruba aşina olanlar için “işte Sadist bu” dedirtecek kemikleşmiş bir müzik yorumu, hem de önceki albümlerde mevcut olmayan bir dizi yenilik ile çok daha canlı ve derli toplu bir death metal sunuyor albüm. Hâliyle, “Spellbound”un üstüne çıktıklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Bu nedenle, zannediyorum ki Sadist dinleyicilerini tatmin edecek olan albüm grubu henüz dinlememiş olanlar için de gayet güzel bir başlangıç olmaya aday niteliğinde. Kişisel düşüncem sorulursa; grup hâlâ 2007 yapımı self-titled albümünü aşabilmiş değil an itibarıyla, halbuki mevcut kadro teoride o potansiyeli gerçekleştirmek için iyi bir adım iken. Ancak bu, “Firescorched” için negatif olarak yorumlanması gereken bir husus değil kesinlikle. Grubun elinden gelenin en iyisini yaptığına inanıyorum. Yalnızca benim beklentimin belki de çok üst düzey olmasıyla alakalı bir durum. Neticede Sadist’in özellikle ilk albümüyle bana yaşattığını çok az grup yaşatabildi. Öte yandan eğer Romain Goulon-Jeroen Thesseling ikilisi grupta kalmaya devam eder, Sadist bu kadroyla ikinci bir albüm daha yayınlar ve Trevor Nadir de bu vokal yorumunu korursa “Firescorched” o albümün ne kadar SADİSTÇE olabileceğini ima eden göstergelerle dolu (“Firescorched” adlı şarkının outro’suna kulak verin bu dediğim için). Bu yüzden de zevkle dinlenebilecek, tatmin edici bir çalışma yaptı İtalyan grup.

Kendilerine teşekkürlerimi sunuyor ve çok da uzak olmayan bir gelecekte bu kadroyla Sadist’ten yeni bir albüm bekliyorum. O zamana kadar “Firescorched” albümünü, favorim olan diğer albümleriyle birlikte dinliyor olacağım.

7,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (5.93/10, Toplam oy: 14)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2022
Şirket
Agonia Records
Kadro
Tommy Talamanca: Gitar, klavye
Trevor Nadir: Vokal, sözler
Romain Goulon: Davul
Jeroen Paul Thesseling: Perdesiz bas
Şarkılar
1) Accabadora
2) Fleshbound
3) Finger Food
4) Burial of a Clown
5) Loa
6) Aggression Regression
7) Three Mothers and the Old Devil Father
8) Trauma (Impaired Mind Functionality)
9) Firescorched
  Yorum alanı

“SADIST – Firescorched” yazısına 6 yorum var

  1. OblomoV says:

    Güzel kritik olmuş, elinize sağlık. Çok akıllıca kurgulanmış leziz prog. besteler var.
    Yılın ilk yarısında çıkan albümler içerisinde en sevdiğim işlerden biri oldu.

    Emir

    @OblomoV, Teşekkür ederim.

  2. Ouz says:

    Eline sağlık Emir, dolu dolu bir kritik her zamanki gibi.

    Sadist pek benlik bir grup değil ama yine de albümün açılış şarkısına göz attım. Şarkıyı dinlerken parçanın adına takıldım ve “Yahu Accabbadora diye bir İtalyan grup yazdıydım ben,” dedim. Döndüm, yazıya baktım ve yazının yayımlanma tarihinin 28 Mayıs 2017 olduğunu gördüm.

    Bunlar çok enteresan olaylar.

    Emir

    @Ouz, Teşekkürler Oğuz hocam. İlginç bir denk gelme olmuş cidden “Accabadora” bahsi.

  3. alimdat says:

    italyanca öğrenmeye çalışırken deli gibi rap dinlemek durumunda kalmıştım(gerçi italyanca rap de çok iyidir) sadistin normalde de dili ingilizce olmasından. bu bana iyi gelecek yaralarımı saracak

  4. Koralp says:

    Bu yılın yeteri kadar ilgi çekmeyen işlerinden biri. Bu yıl listeme aldığım albümleri yılın son haftalarında tekrar çevirirken sıra dün akşam buna geldi ve dinlerken yine inanılmaz keyif aldım. Listesini henüz hazırlamamış olanlara öneririm.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.