# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
LACRIMAS PROFUNDERE – Memorandum
| 18.12.2021

Doksanların sonunda çıkan bir dolu gizli kalmış başyapıtın en önemlilerinden biri.

Oğuz Sel

Müziğindeki devinimi albümlerine de yansıtan ve günümüzde, başladığı müzikal türden biraz uzaklaşmış olsa da metal dünyasına hediye ettiği muhteşem eserlerle dinleyicilerin saygısını kazanırken -özellikle de- ilk dönem yapıtlarıyla adının hakkını verip onlara gözyaşı döktüren Lacrimas Profundere, anıt albümü “Memorandum” ile bugünkü konuğumuz.

1993 yılında müzik sahnesine adım atıp ilk albümünü 1995’te kendi imkânlarıyla yayımlayan Lacrimas Profundere, orta şekerli olarak tanımlayabileceğim “…and the Wings Embraced Us” ve 1997 yılında yayımladığı bence ilk önemli eseri “La naissance d’un rêve” ile death doom aleminde kendisinin de yer aldığını dünyaya ilan etti. Ancak grubun hız kesmeye niyeti yoktu ve 1999 yılında, bugüne kadarki kariyerinin en iyi albümü olan “Memorandum”u dinleyicilerle buluşturdu. Bu kez melodik doom death kimliğini ikinci plana alıp gothic unsurlarla müziğini zenginleştiren Lacrimas Profundere, prodüksiyon ve bestecilik açısından önceki iki albümü ezip geçen “Memorandum”la zor bir işe girişmişti. Çünkü 1999, can acıtan şu albümlerin de çıktığı sıra dışı bir yıldı:

Katatonia – Tonight’s Decision
Empyrium – Where at Night the Wood Grouse Plays
October Tide – Grey Dawn
Estatic Fear – A Sombre Dance
Agalloch – Pale Folklore
On Thorns I Lay – Crystal Tears

Ve daha nicesi.

Oliver Nikolas-Christopher Schmid biraderlerin önderliğin yaptığı ve ilk iki albümden sonra tam bir kabuk değişimi yaşayan Lacrimas Profundere, doom metalden aldığı yavaş tempo, süründüren melodi ikilisinin altını, gotik elementlerle doldurup üst düzey müzisyenlik ve bugün bile son derece modern duyulan sound’la bir araya getirdi. Destansı lirikler içeren ilk albüm şarkıları ve doğası gereği uzadıkça uzayan ama herkese göre olmayan ikinci albüm parçalarından farklı olarak derdini, 5-6 dakikalık zaman dilimine indirgenen eserlerle başarıyla anlatabilen “Memorandum” art arda dinleme dostu şarkılara sahip.

Yapıtın en süründüren üyesi “Infinity” grubun, “İstesek topunuzun belasını verebiliriz ama vermiyoruz,” mesajı kıvamında. “Helplessness” ise önceki şarkının, yarım kalmış bir aşkın belki de ömür boyu sürecek ızdırabını anımsatan kadanstan uzak bitiminin, aynı notadan başlayan ama bu ızdıraba başka boyutlar kazandıran, içinde farklı bölümler bulunan bütünlüklü bir şarkı. Grubun takipçilerinin dikkatini çekecektir, parçada yer verilen bazı “damar” noktalar, “Burning: A Wish”te de kullanıldı, çok da iyi edildi. İkinci parçanın devamında gelen “…and How to Drown in Your Arms”, albümün hiç şakası olmadığını gösteren, buram buram 1990’lar kokan havası ve akılda kalıcı melodik yapısıyla yıllara meydan okuyan işlerden biri.

Yaratıcılık konusunda hiçbir sıkıntı çekmeyen Oliver Nikolas Schmid’in, dönemin önde gelen death doom gruplarının kopyası işler yapmak yerine daha kendine has işler çıkarabildiğini gösteren “Memorandum” akılda kalıcı ve yapaylıktan uzak besteleriyle olduğu kadar zengin enstrüman içeriğiyle de dikkat çekiyor. Grubun diskografisindeki en kalabalık kadro ile tamamlanan ve standart metal enstrümanlarına ek olarak; klavye, keman, arp gibi enstrümanlar ve kadın vokallerle güçlendirilen yapım, Christopher Schmid’in vokalleriyle daha bir değer kazanıyor. Yanaklardan süzülen ılık gözyaşlarına benzeyen temiz bariton vokalleriyle parçaların derinliğini artıran kardeş Schmid, kükremeye başladığında şarkıların atmosferini değiştiriyor, “The Crown of Leaving” gibi eserlerdeki scream’leriyle de istese rahatlıkla bir black metal vokalisti olabileceğini cümle âleme ilan ediyor. Albümün, az önce de belirttiğim gibi bugün bile iyi tınlayan geniş sound’u, kusursuz miksajı, atmosfer yaratan ama dinleyici boğmayan etkili reverb kullanımı (crash’lerdeki reverb’ler özellikle harika), zevk sahibi bir müzisyenin tercih edeceği klavye sesleri, bu seslerin stereo imaj içindeki dağılımı ve bilumum ayrıntılar, yapımın mutfak tarafında da üzerine enikonu uğraşıldığının göstergesi.

Yayımlandığı yıldan 2-3 yıl sonra deneyimleme şansı yakaladığım “Memorandum”, kendisinden sonra çıkan “Burning: A Wish” ile birlikte en sevdiğim Lacrimas Profundere albümlerinden. Türe uzak olsanız da, hüzünlü müziklere mesafeli yaklaşsanız da mutlaka dinlemenizi önerdiğim yapım, grubun kendisinin bile bir daha yakalayamadığı bir kaliteye sahip.

10/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.35/10, Toplam oy: 26)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1999
Şirket
Napalm Records
Kadro
Christopher Schmid: Vokal
Christian Steiner: Klavye
Lorenz Gehmacher: Davul
Markus Lapper: Bas
Marko Praschberger: Ritim Gitar
Olive Nikolas Schmid: Lead Gitar
Şarkılar
1. Infinity
2. Helplessness
3. ...and How to Drown In Your Arms
4. Black Swans
5. Reminiscence
6. The Crown of Leaving
7. All Your Radiance...
8. The Radiance and The Eclipse
9. The Fate of Equilibrum
  Yorum alanı

“LACRIMAS PROFUNDERE – Memorandum” yazısına 3 yorum var

  1. Aaron says:

    “Burning A Wish” ve bu album 2000′li yillarin baslarinda bir grup mutsuz ve ask arayan gencin el kitabiydi. Ilk dort album inanilmaz guzel. Diskografileri, “Fall, I Will Follow” ve sonrasinda gelen albumlerle ciglesti diyebilirim.

    Yukarida bahsettigim donemde Agathodaimon’un “Blacken the Angel” ve “Higher Art of Rebellion” albumlerine cok fazla sarmistim. Hatta “Ribbons/Requiem” kendi arkadas grubumuz icerisinde mars gibiydi diyebilirim. Bu arada, bu dort albumu ardi ardina dinleyince muazzam keyifli oluyor 😇

    Kritik yazarinin 90 sonlari ve 2000 baslari donemde yayinlanan can yakici albumlerden bahsederken Lake Of Tears – Forever Autumn’u atlamis olmasi kesinlikle buyuk skandal 😆

    Ouz

    @Aaron, Skandal sadece Lake of Tears’la sınırlı kalmıyor maalesef. :) Yazıyı hazırlarken şu https://bit.ly/3ml6ydr liste önümde açıktı ve ilk gözüme çarpan albümleri yazdım. Yazmadığım ne albümler var burada.

    Geçen yıl kritiğini yazdığım “Blacken the Angel” benim de çok sevdiğim bir eser. O albümün bana yaşattığı hisleri yaşatan pek az albüm var.

  2. markusulf says:

    Doom/death metalden başka bir şey dinlemediğim zamanlarımın efsane albümü.
    The crown of leaving ile az kesmedik kendimizi zamanında 10/10

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.