# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
DEATHSPELL OMEGA – The Synarchy of Molten Bones
| 01.11.2016

Hayatımda dinlediğim en kötü kalpli şey.

Hayatta herhangi soyut bir kavrama inanmayan bir insan olarak, kendime bir inanç sistemi seçme zorunluluğum olsaydı bu muhtemelen DEATHSPELL OMEGA’nın yarattığı müzik olurdu. Bileğime dövme yaptırıp sonsuza dek üzerimde taşıyacak kadar çok sevdiğim, sevmekten öte adeta güç aldığım DEATHSPELL OMEGA müziği; elbette ki benim gibi birçokları için müzikten çok daha fazlasını ifade ediyor.

Etraftaki her şeyin çirkin yüzünü göstermek üzerine kurulu DEATHSPELL OMEGA müziği, black metal tarihini değiştiren o eşsiz üçleme sonrasında “Drought” EP’si ile biraz nefes almış ve post tarafını daha bir öne çıkararak bize black metalin sınırsızlığını bir kez daha göstermişti. Şu anda karşımda duran “The Synarchy of Molten Bones”, pek çok anlamda karanlığın ve kötülüğün müzikal karşılığı olduğunu düşündüğümüz DEATHSPELL OMEGA’nın aslında daha bile fazlası olduğunu yüzümüze çarpan, grubun özellikle son iki çalışmasındaki sofistike black metali çok daha çirkin, grotesk ve nihilist biçimde beynimize sokan bir albüm.

En baştan çok net şekilde söyleyebilirim ki, DEATHSPELL OMEGA bu albümü yazma öncesinde bugüne dek yarattığı şeyleri uysal kılacak düzeyde bir kaos, işitsel bir ızdırap amaçlamış. “The Synarchy of Molten Bones”, ne “Paracletus” ne de “Drought” kadar özgür bir albüm. Kendi içinde çok sıkışık bir karabasan havasına sahip ve başlattığı kaosun içinden çıkmakta zorluk çekiyor; çırpınıyor, can çekişiyor, diğer her şeyi de kendisiyle birlikte yıkıma götürüyor. Ancak olayı gerçek anlamda dehşet verici kılan şey, DEATHSPELL OMEGA’nın bunu bilinçli olarak yaptığını ve kendini bu zifiri kaosa isteyerek sıkıştırdığını hissettirmesi. DEATHSPELL OMEGA yarım saat boyunca bu karanlık kaos içinde debelenip duruyor, kendisiyle birlikte bize de zarar vermeye çalışıyor. Bu açıdan bakıldığında, grubun dinleyiciye yaşatmak istediği sadizmi yansıtabilmek adına mazoşist bir tavır takınması gibi garip bir durum söz konusu. Öyle ki, “The Synarchy of Molten Bones” bittiğinde DEATHSPELL OMEGA’nın neden 29 dakikalık bir albüm çıkardığını da net şekilde anlayabiliyoruz. Grup, bariz şekile albüme ve dinleyiciye nefes alma imkânı sunmamak adına böylesi kompakt ve nefes kesici bir yarım saat sunmuş.

“The Synarchy of Molten Bones”u gerçekten ilginç ve korkutucu yapansa, kendini bu bahsettiğim mutlak kaosa sıkıştırmasıyla birlikte DEATHSPELL OMEGA’nın adeta daha özgür hâle gelmiş olması. Müziğe varyasyon katma ve alışık olduğumuz post ögelerle zenginleştirme gibi bir gereklilik kalmayınca, grup bu tasvir edilemez karanlık içinde daha özgür hareket alanı bulmuş. Albüm öylesine soluksuz, öylesine baskıcı ki, misal bir “Drought”, bu albümün yanında baya formüllere bağlı bir çalışma olarak kalıyor.

Kaosu vurguladım, baskıdan ve tavizsiz işitsel ızdıraptan bahsettim, ancak grup elbette ki kendine özgü özel hareketleri de olanca kusursuzluğuyla sergiliyor. Uyumsuz nota bileşimleriyle kendi eşsiz karakterini yaratan DEATHSPELL OMEGA, özellikle albüme adını veren şarkıda ve Onward where Most with Ravin I may meet’in 6. dakikası itibarıyla bu tür mükemmelliklerini olanca ruhaniliğiyle sergiliyor. Bu anlarda saf DEATHSPELL OMEGA’ya dönüşen müzik, geri kalan pek çok anda olayı müzik kavramının dışına çıkaran bir vahşete, cezalandırmaya, pornografik düzeyde bir karanlığa bulanıyor. Bu vesileyle “Drought”tan ziyade “Paracletus”a yakın duran “The Synarchy of Molten Bones”; yoruyor, bastırıyor, karabasan gibi dizini göğüs kafesinize koyuyor ve işi bitene kadar da geri çekmiyor.

Ne kadar vurgularsam az olan bu kaos bir yerden sonra katıksız bir psikopatiye bağlıyor, her yana saldırıp yok eden karanlık bir kötülüğe dönüşüyor. “Paracletus” kapağındaki çok kafalı iblisi düşünün; etrafındaki ateşlerin aydınlatması sayesinde onu belli oranda görebiliyoruz. Buradaki karanlık ise bize mutlak, katıksız bir zifirilik sunuyor ve herhangi bir form görmek, bir şeyleri tasvir etmek söz kokusu olmuyor. Bu açıdan bakıldığında “The Synarchy of Molten Bones”un hayatınız boyunca dinlediğiniz en kaotik yarım saatlerden biri olması büyük olasılık.

Konu DEATHSPELL OMEGA olunca betimlemeler, tasvirler yetersiz kalıyor. Grup black metalin yok edişsel sınırını zorlamak istercesine, adeta notalar aracılığıyla karanlığa bir kapı açıyor. Ortada öylesine yoğun ve duygusuz bir karanlık var ki, bir yerden sonra işin şeytandan, cehennemden falan çıkıp daha katıksız, tahayyül edilemez mutlak bir kötülüğe doğru gittiğini hissediyorsunuz. Bu minvalde, DEATHSPELL OMEGA’nın kendi geçmişine bile taviz vermeyen bir iş ortaya koyduğunu düşünüyorum.

DEATHSPELL OMEGA, seslerin bir arada kullanılmasıyla ortaya çıkacak her şeyin illâ ki müzikle sınırlı kalmak zorunda olmadığını bize gösteren bir şey yaratıyor. Evet; “The Synarchy of Molten Bones” elbette ki müzik kavramını oluşturan bileşenler kullanılarak ortaya çıkarılmış bir şey, ancak sonuçta asla ve asla sadece müzikle sınırlı kalmayan bir şey meydana geliyor.

Burada ciddi anlamda psikolojik, felsefi bir şeyler var. Bunu kutsayabiliyor olduğumuz için ne mutlu bize.

10/10
Albümün okur notu: 12345678910 (9.43/10, Toplam oy: 145)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2016
Şirket
Norma Evangelium Diaboli
Kadro
Hasjarl: Gitar
Khaos: Bas
Mikko Aspa: Vokal
Şarkılar
1. The Synarchy of Molten Bones
2. Famished for Breath
3. Onward where Most with Ravin I may meet
4. Internecine Iatrogenesis
  Yorum alanı

“DEATHSPELL OMEGA – The Synarchy of Molten Bones” yazısına 46 yorum var

  1. hehe says:

    Gerektiğinden fazla kaotik olmuş dinlerken çok yoruldum. Ben hala 2000-2004 arası dso dan yanayım

  2. ismail vilehand says:

    albümü henüz bir kere dinledim ama şunu diyebilirim; Deathspell Omega’ya ısmarlama albüm yaptırsam anca bu kadar olur. tam istediğim tarzda yardırmışlar.

  3. deadhouse says:

    Dinledim. İnanılmaz bir albüm olmuş. DSO sadece müzik değil. Kritikte buna dikkat çekilmesi çok doğru. Puan falan yok bu albüme. Bu müthiş bir şey. Çok mutluyum bu albümü dinlediğim için şu an. Gerçekten kelimeler kifayetsiz. İyi ki DSO var. İyi ki Black Metal var. İyi ki Karanlık var.

  4. Bende Saklı Kalsın says:

    Albümün ismindeki heybete bak amk…

  5. ismail vilehand says:

    albümü tekrar tekrar dinliyorum, şaka maka DsO kafa sikmede Ion Dissonance ile yarışacak kıvama gelmiş. Paracletus falan bunun yanında ninni gibi kalır. itiraf etmem gerekirse bu kadarını beklemiyodum.

  6. dice says:

    introlara karşı baya bi sempatim var, ama özellikle bu albümün girişi muazzam geldi bana. o 3-4 kerelik tellere penayı sürterek yarattıkları gergin sesi başka bir grup yapsa bu kadar gerginlik yaratamaz heralde

  7. Horrendous says:

    Kabus gördüğünün farkına varıyorsun, uyanmak istiyorsun ama bir türlü uyanamıyorsun gibi. Fazla karanlık, tutunacak dalın yok. Boğulup, ezilip, çiğnenip gidiyorsun… Müzikten fazlası bu gerçekten de dinlemek değil de deneyimlemek lazım. Şuana kadarki düşüncem, müzikal açıdan ”Fas” ile aynı doğrultuda olduğu yönünde. Daha kompakt ve yoğun hali gibi.
    Şu hayatta en sevdiğim albüm olan Paracletus’un eline su dökemez belki ama çok büyük bir eser var karşımızda.

  8. Lefthandpath says:

    Favori Dso albümüm olan Fas gibi bir albüm çıkarmalarını arzularken daha kaotik bir yapıtla geldiler. Bu yılın en büyük süprizi. Hazmetmesi ne kadar zor olursa o kadar kıymetli olacak benim için.

  9. P L A G U E says:

    Biraz önce ilk tur döndürdüm. Yorumum şu: o_O …………..

  10. 12ParmakBağırsağı says:

    Bugün ilk defa dinledim. İlk intibam:gelmiş geçmiş en iyi albüm.

  11. P L A G U E says:

    Onward where Most with Ravin I may meet…siktirin gidin aq taşak mı geçionuz!!!! Bu nedir lan¿¿¿¿¿

    Horrendous

    @P L A G U E, Tüm diskografiyi tek şarkıya sığdırmışlar gibi.

  12. mysh says:

    Sanirim icine girmesi en zor dso albumu.3 yada 4 tur oldu fakat oyle kapali ve kaotik ki hala tam anlamiyla ozumseyemedim.

  13. Ouz says:

    Kırıntı parçası kadar melodi arayıp ona sığınmaya çalıştım albüm başladığında. İlk parçanın ikinci dakikasını geçe başlayan melodi sayesinde bir nefes alabildim. Grubu anlayabilmek için Paracletus’a baktığımda aynısını Wing of Predation’da yaşamıştım.

    Meşuga’yla başlayıp Ulcerate ile devam eden “Anlayamadığım Gruplar” listeme Deathspell Omega’yı eklemekten gurur duyarım. Bunca yıllık metalciyim, böyle şarkılar işitmedim arkadaş.

    Hakikaten rahatsız bu adamlar ama iyiki de rahatsızlar.

  14. ismail vilehand says:

    flood yapıp keyif kaçırmak istemiyorum ama bi yandan da kendimi tutamıyorum. bu sene içerisinde dinlediğim en iyi albüm, hayatımda dinlediğim en iyi albümlerden biri ve bence uzak ara en iyi DsO albümü.

    Mikko Aspa’nın yer yer Mortuus’u anımsatan balgamlı vokali mi desem, gümbürdeyen baslar mı desem, dur durak bilmeyen davullar mı desem, albümde övecek o kadar çok şey var ki…

    türü ne olursa olsun hayatta en çok sevdiğim albümler hep işi dolandırmayan, fazla uzatmayan, “direkt” albümler olmuştur. bu albüm sevdiğim şeyin sözlük anlamı gibi. albümü biraz daha uzatsalar kesin yine çok severdim ama bu derece aklımı kaybetmezdim sanırım.

  15. Horrendous says:

    Insana kafayı yedirtir.

  16. All2 says:

    Albümün cıktıgını sitede görünce isi gücü bırakıp okulun kütüphanesine kostum. İlk bir kac dinlemede melodi arayıp sığınmaya çalışmak kesinlikle benim de yaptığım şeydi.
    Çok iyi bir albüm olduğu açık. Ama hazmetmesi zaman alıcak.

    Söyle ki, eski dso albümleri kuru dalları olan bir ağacın tepesinden düşen sincaba dönüstürüyordu dinleyeni. Bu albümde tutuncak kuru dal bile yok. Dinleyenler eminim ne demek istediğimi anlamıstır

  17. şeyh hulud says:

    Her dinleyişten sonra albüm bi sigara çıkarıp içiyo

  18. psylocke says:

    muhtesem

  19. Horrendous says:

    Dahilik ile delilik arasında kıldan ince bir çizgi vardır ya hani… Bu albümde de kusursuzca planlanmışlık ve gelişigüzellik arasında anlaşılması zor bir ilişki var gibi. 4 yıldır üzerine kafa yordukları pürüzsüz bir şaheser de olabilir, kafalarına göre takıldıkları rastgele bir albüm de. Kim bilebilir ki delinin aklındakileri… Bir dahinin düşünce gücüne sahip olamayacağımız gibi.

    P L A G U E

    @Horrendous, okudugum en guzel yorumlardan biri bu. Sabah yazacaktim ama dogrulama kodu hatasi yuzunden yazamadim:)

    Horrendous

    @P L A G U E, Çok teşekkür ettim:). Albümü dinlerken o kadar farklı diyarlara gidip (geri dönemiyorum) ki bir şekilde ifade etmek istedim.

    Asıl merak ettiğim sene sonu listende Behexen mi DsO mu üst sırada olacağı…

    P L A G U E

    @Horrendous, :):):) behexen 1. bu albüm 2. olacak:) ben bi albüm yapsam yapacağım sey the poisonous path olurdu. Sound, beste, vokal olarak tam olarak ne istersem mevcut onda. Yalniz eger behexen öyle bir iş yapmasa açık ara dso ilk sıraya oturmuştu.

  20. P L A G U E says:

    gerçekten aklım almıyor. nasıl bu besteleri yapabiliyorlar, nasıl böyle bir sanat eseri ortaya çıkarıyorlar. hakikaten düşünürken bile beynimin uyuştuğunu hissediyorum. şu an çok büyük ikilem içindeyim. si monumentum mu? yoksa bu albüm mü??? çok acayip ya…

    her dinleyişte bambaşka detaylar yakalıyorum. eminin daha yakalayamadığım çooook detay var bu albümde.

  21. TAAKE says:

    albümü 1 kere zor dinledim bittikten sonra boş boş evrene baktım
    inanılmza bir şey
    ne kadar çok metal dinlerseniz dinleyin,ne kadar true olursanız olun,artık en raw gruplar benim için arka fon müziği deseniz bile bu albüm adamın ruhuna çok ucuza çalışan bir fahişeye davranan bir manyak gibi davranıyor,s.kip bir köşeye atıp gidiyor

  22. Küçük Zenci says:

    Alla allaaa ben mi başka bir Deathspell Omega dinledim acaba? Yorumlara bakıyorum hepsi övmüş, hele biri gelmiş geçmiş en iyi albüm demiş ağzımdaki enteljans şarabını ekrana püskürttüm şu an zor yazıyorum.

    Hadi ben uçtum.

  23. 12ParmakBağırsağı says:

    Dünyanın en iyi albümü olmaya devam ediyor.

    Onward where most with ravin i may meet in 08:34 ünde giren kısmında her dinlediğimde boşalıyorum.

    ismail vilehand

    @12ParmakBağırsağı, Famished for Breath dinliyorum şuan, aynı şeyi yazmaya gelmiştim. Dünyanın en iyi albümü olma ihtimali çok yüksek.

  24. 12ParmakBağırsağı says:

    Garip şeyler oluyor.

    Deathspell Omega spotifydan bütün şarkılarını kaldırıp synarchy albümünü koymuş. Funeral Nist de bütün şarkılarını kaldırmış.

    Ay hadi inşallah

    12ParmakBağırsağı

    @12ParmakBağırsağı, Sıra DSO’da.

  25. ekrem imamoğlu says:

    DADABOTS 2023.

  26. killyourselfchuck says:

    hasta orospu evlatları.

    10/10

  27. 12ParmakBağırsağı says:

    4 yıl geçti aradan ve hala dünyanın en iyi albümü

  28. SA says:

    Googleda Hasjarl aratıp kim olduğu belli olmayan resimlere bakmayı çok seviyorum. Her seferinde aynı resimler ama yine de değişik bir havası oluyor. Bu arada Hasjarl şimdi ne yapıyor acaba. Belki şarkı yazıyordur. 2021 de sürpriz bir iş bekliyorum.

  29. akanker says:

    En sevdiğim DSO işi Drought ile birlikte

  30. SA says:

    Birkaç gündür dinlediğim bazı albümlerle ilgili bir şeyler yazayım diye düşünüyordum. Dün bu albümü açıp dinledim. Sanki diğerleri anlamını yitirdi. Bu albüm gökyüzünü tamamen kaplayan simsiyah bulut gibi bir şey.

    Ayrıca blast beat bir albüme anca bu kadar yakışır.

  31. Kastaga says:

    terapi gibi bir albüm.

    Ali Osman

    @Kastaga, +1

  32. Ş. Yıldırım says:

    Bir aralar uykusuz’da “ismail: hasta ruh” diye bir köşe vardı. Hah, işte öyle bir albüm.

  33. owlbos says:

    Bu albümü dinledikten sonra son 2 albümü açmak hiç ama hiç tat vermiyor bana. Son 2 albüme de saygım sonsuz ama bu albüm zirveydi bence, varılabilinicek son noktalardan biri.

    Albümü dinlerken adeta bir karga olup üzerime konan aslanların et parçalarını elde edebilmek için gökyüzüne yükseliyorum.

    owlbos

    @owlbos, karga değil kartal be kardeşim kartal.

    Yiğit

    @owlbos, bir an Prometheus’a bağlayacaksın sandım.

    ismail vilehand

    @owlbos, inanılmaz derecede katılıyorum buna. Benim için Deathspell Omega “Kénôse” ile başlıyor ve bu albüm ile maalesef bitiyor.

  34. ismail vilehand says:

    Varoluşsal sancılar geçiriyorum.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.