Geçtiğimiz Temmuz ayında Yunanistan’a yaptığımız ziyarette, Atina’daki metal dükkânlarının neredeyse tümüyle görüşmüş, doksanlarda Hellenic black metal sahnesine mensup grupların elemanlarıyla konuşmuş ve Yunan metal sahnesine dair kapsamlı bir bir dosya hazırlamıştık. Bu dosya çok yakında Pasifagresif’te olacak. Şu an sözünü ettiğimiz DEAD CONGREGATION da bu sohbetlerin tümünde adı anılan başlıca gruplardan biriydi. Her ne kadar ülkede gayet güçlü bir heavy/power metal kitesi olsa da, varoluşundan bu yana ekstrem yüzünü çok daha ön planda tutan Yunan metal sahnesinin son 10 yıldır metal dünyasına sunduğu gruplar arasında DEAD CONGREGATION epey sağlam bir yerde duruyor.
“Purifying Consecrated Ground” ile gayet iyi bir başlangıç yapan grup, 2008′deki “Graves of the Archangels” ile hiç şakası olmadığını göstermiş ve bir anda underground sahnenin dikkatini çekmişti. INCANTATION ve ilk dönem IMMOLATION tabanlı death metaliyle “Graves of the Archangels”; bir grubun yükselişine tanık olacağımızı kabak gibi ortaya koyan bir çirkinlik abidesiydi.
2014′e geldiğimizde DEAD CONGREGATION ikinci mükemmelliğini, “Promulgation of the Fall”u çıkardı. “Graves of the Archangels”ın pek çok açıdan daha gelişmiş hâli olan bu albümle birlikte grup, adını o zaman dek duyurmadığı ölçüde duyurdu, giderek daha fazla müzisyenin üstünde DEAD CONGREGATION tişörtleri görülmeye başlandı ve böylece grup metal dünyasının karanlık tarafından aldığı destekle kitlesini genişletti. Atina ziyaretimiz sırasında dolaştığımız metal dükkânlarının tümünde “Promulgation of the Fall”un tükendiğini öğrenip albümü satın alamayacağımı düşünürken, ilginç şekilde en kıyıda köşede kalan dükkânda bulup almam da albümün Yunan metal dinleyicisi tarafından hakkının verildiğinin açık bir göstergesiydi.
Şu anda sözünü etmekte olduğumuz “Sombre Doom” EP’si 7 Kasım’da piyasa olacak ve 2 yıldır yeni materyal sunmayan DEAD CONGREGATION’ın gücünü ve tehditkârlığını tekrar hatırlamamızı sağlayan kısa ama etkili bir çalışma olarak karşımızda duruyor. İki şarkı barındıran 13:36′lık EP; 9 dakika süren Redemptive Immolation ile açılıyor. Grubun doom tarafının çok fazla öne çıktığı, klasik uğursuz DEAD CONGREGATION karakterinin net şekilde sergilendiği bu şarkı, grubun bugüne dek yaptığı en yavaş şarkı olarak da kayıtlara geçiyor. Where the Slime Live’vari bir MORBID ANGEL karanlığı ve DEAD CONGREGATION’ın belki de en iyi yaptığı şey olan tansiyonu elinde tutma özelliğini bu şarkıda bariz şekilde görüyoruz. Grup en ağır şarkısını, hem de dokuz dakika boyunca dinleyiciyi rahatsız edecek düzeyde varyasyonlu ve atmosferli kılmayı başarıyor. Anastasis’in kabus gibi çöken vokalleri ve Vagelis’in gerektiğinde aşırı primitif, gerektiğinde daha bir oyunlu mükemmel davul kullanımıyla şarkı bir an olsun monotonlaşmıyor.
İkinci şarkı Wind’s Bane alışık olduğumuz DEAD CONGREGATION’ı gün yüzüne çıkaran; yırtıcı, kırıp döken ve grubun karakteristik özelliklerini bir bir sergileyen bir çalışma. Tam bir DEAD CONGREGATION rifiyle açılan şarkı; grubun zehirli kimliğini tedirgin edici bir biçimde sunuyor. Değişkenliği, yarattığı hava ve sinsiliğiyle tam bir DEAD CONGREGATION şarkısı.
Nihayetinde “Sombre Doom”, DEAD CONGREGATION’ın death metal tarafındaki içselleştirilmiş karanlığını ve doom metalin uğursuz buhranını bir potada erittiği, kısa ve öz bir DEAD CONGREGATION özeti. Grubun iki albümünde de olduğu gibi daha fazlasını istetme konusunda resmen işkence eden ve sadece 13 dakika süren EP, umarım grubun bir sonraki işi için zaman kazanma aracı değil, hazır olmaya yakın bir sonraki albüm için bir açılış, bir ara sıcak vazifesi görüyordur. DEAD CONGREGATION yenilikçi bir şeyler yapmamasına rağmen daha fazlasını isteten ve kanıksadığımız, çocukluğunu bildiğimiz bir şey konusunda bile bzi heyacanlandıracak düzeyde gerçek ve içselleştirilmiş bir karanlığa sahip. Ek kısa zamanda daha fazlasını duymak ümidiyle.
Graves of the Archangels ve Promulgation of the Fall kritikleri nereye uçtu yaw. Bi ara ben yazabilirim belki, bu aralar acayip sardım bu gruba , kişisel zevkime göre 2000′lerde kurulup oldschool death metal yapan en iyi grup. Biraz iddialı oldu biliyorum fakat böyle sadece çatır çutur klasik death metal yapıp bu kadar özgün bir soundu olan başka bir grup yok. Benzerleri çok tabi fakat death metale progresif/deneysel ögeler katarak modern metal (karmaşık olmak zorundayız metali) kıvamına gelmiş gruplar bunlar, DC öyle değil.
@ismail vilehand, dün gece DC tişörtüyle uyudum, kalkınca aynada görüp “albüm yapın lan barzo herifler” diye içimden geçirdim. 7 yıldır albüm yok, harbiden kuruduk.
@Rust in Peace., kadrodan ayrılmak isteyenler olunca bazı yazarların tüm kritikleri silinmişti zamanında. En azından bir yazarın kesin silindiğine eminim. Belki o yazarın kritiklerinden biriydi bu albüm de.
@Rust in Peace., aynen öyle. Hatta o albümü bu sitedeki kritiğinden keşfetmiştim diye de hatırlıyorum. Hakikaten hiç yazılmamışsa beynime olan düşük güvenim sıfıra inecek.
@Yiğit, @Rust in Peace., @Koralp, 2014′te yazılmıştı. Hatta taslağı hâlâ duruyor. Silinen tüm yazıların taslakları duruyor.
Yalnız “kadrodan ayrılmak isteyenler olunca bazı yazarların tüm kritikleri silinmişti zamanında” kısmını netleştireyim, çünkü bilmeyen biri benim sildiğimi sanabilir.
13 yıldır siteden ayrılan birçok yazar oldu ama sadece 2 kişi yazılarının silinmesini istedi. Ben kimsenin yazısını silmedim, hatta silmek istediklerinde de “bu kadar emeğin ardından ne gerek var silmeye? Dursun insanlar faydalansın” dedim ama ısrarla silinmesini istedikleri için kaldırdık siteden. Silinen bu albümlerden bir kısmı tekrar yazıldı, bir kısmı da zaman içinde yazılır.
Promulgation of the Fall da en kısa zamanda sitede olacak.
Alisha Lehmann’ın meme ucu piercinglerini mi görmek istersin yoksa yeni Dead Congregation albümünü mü diye sorsalar sanırım Dead Congregation’ı seçerim.
Şu garip halimden bilen işveli nazlı,
Göynüm hep seni ariyor neredesin sen?
Tatlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm,
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen?
Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen,
Bütün dertlerim anlayıp göynümü bilen,
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen,
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen?
Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyor,
Hiç bir tabib yarama merhem olmuyor,
Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor,
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen?
yeni albüm çıkarsalar ağlayabilirim sevinçten o derece çok seviyorum bu grubu, ep yi dinledim güzel ama doyurucu değil, albüm isterük
grup elemanları yüz kızartıcı suç mu işlemişler ?
Şu anda bu yorumu Dead Congregation’ın Budapeşte konserinden yazıyorum, herkese kucak dolusu sevgiler.
1- Death
2- Dead Congregation
🙂
🙄
promulgation of the fall’un incelemesi gelmeli. en önemli modern klasiklerden.
Eski albümlerini siteye tekrardan kazandırmanın vakti geldi de geçiyor…
Graves of the Archangels ve Promulgation of the Fall kritikleri nereye uçtu yaw. Bi ara ben yazabilirim belki, bu aralar acayip sardım bu gruba , kişisel zevkime göre 2000′lerde kurulup oldschool death metal yapan en iyi grup. Biraz iddialı oldu biliyorum fakat böyle sadece çatır çutur klasik death metal yapıp bu kadar özgün bir soundu olan başka bir grup yok. Benzerleri çok tabi fakat death metale progresif/deneysel ögeler katarak modern metal (karmaşık olmak zorundayız metali) kıvamına gelmiş gruplar bunlar, DC öyle değil.
16.03.2021
@crowkiller, sırf 2000′lerin değil, gelmiş geçmiş en iyi death metal gruplarından biri bence.
Yeni albüm, ep, single bişey yapın lan kuruduk burada.
16.03.2021
@ismail vilehand, dün gece DC tişörtüyle uyudum, kalkınca aynada görüp “albüm yapın lan barzo herifler” diye içimden geçirdim. 7 yıldır albüm yok, harbiden kuruduk.
Kuran çarpsın bıktırdınız. Albümü geçtim, “bişey” yapın artık.
Gezip tozmayı biliyonuz, yeni müziğe geline yoooooook.
https://metalstorm.net/images/news/big/46770-1.jpg
Promulgation of the fall kritiği yok muydu? Yoksa da ayıp 😡
11.08.2022
@Yiğit, dün Dead Congregation dinlerken ben de bakayım dedim kritiğe cidden yokmuş. Ben var diye hatırlıyordum
12.08.2022
@Rust in Peace., kadrodan ayrılmak isteyenler olunca bazı yazarların tüm kritikleri silinmişti zamanında. En azından bir yazarın kesin silindiğine eminim. Belki o yazarın kritiklerinden biriydi bu albüm de.
12.08.2022
@Rust in Peace., aynen öyle. Hatta o albümü bu sitedeki kritiğinden keşfetmiştim diye de hatırlıyorum. Hakikaten hiç yazılmamışsa beynime olan düşük güvenim sıfıra inecek.
12.08.2022
@Yiğit, @Rust in Peace., @Koralp, 2014′te yazılmıştı. Hatta taslağı hâlâ duruyor. Silinen tüm yazıların taslakları duruyor.
Yalnız “kadrodan ayrılmak isteyenler olunca bazı yazarların tüm kritikleri silinmişti zamanında” kısmını netleştireyim, çünkü bilmeyen biri benim sildiğimi sanabilir.
13 yıldır siteden ayrılan birçok yazar oldu ama sadece 2 kişi yazılarının silinmesini istedi. Ben kimsenin yazısını silmedim, hatta silmek istediklerinde de “bu kadar emeğin ardından ne gerek var silmeye? Dursun insanlar faydalansın” dedim ama ısrarla silinmesini istedikleri için kaldırdık siteden. Silinen bu albümlerden bir kısmı tekrar yazıldı, bir kısmı da zaman içinde yazılır.
Promulgation of the Fall da en kısa zamanda sitede olacak.
12.08.2022
@Ahmet Saraçoğlu, abi kusura bakma net bir şekilde ifade etmediğim için. Olayın aslının bu olduğunu ben biliyordum da özet olarak yazdım.
12.08.2022
@Koralp, rica ederim. Özet yazdığını anladım, ben bilmeyen varsa diye yazayım dedim.
Evrene sikimsonik enerjiler göndermek için paso Dead Congregation tişörtümü giyiyorum artık albüm yapın şerefsiz köpekler.
12.10.2022
@Ahmet Saraçoğlu, ben de son günlerde sürekli Dead Congregation tişörtüyle geziyorum. Bu huzursuzluk meyvesini vermeli artık.
12.10.2022
@Ahmet Saraçoğlu, Abi hayatımda gördüğüm en güzel tişörtleri giyen insansın.
14.10.2022
@Cryosleep, ahah sağ ol.
15.10.2022
@Cryosleep, +rep
14.10.2022
@Ahmet Saraçoğlu, Ben de giyicem bundan sonra.
Promulgation of the Fall’un kritiği yok muydu?
25.01.2023
@deadhouse, kanka biraz yukarı kaydır
26.01.2023
@Yiğit, Yorumları okumak lazım.
Alisha Lehmann’ın meme ucu piercinglerini mi görmek istersin yoksa yeni Dead Congregation albümünü mü diye sorsalar sanırım Dead Congregation’ı seçerim.
Şu garip halimden bilen işveli nazlı,
Göynüm hep seni ariyor neredesin sen?
Tatlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm,
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen?
Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen,
Bütün dertlerim anlayıp göynümü bilen,
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen,
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen?
Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyor,
Hiç bir tabib yarama merhem olmuyor,
Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor,
Göynüm hep seni arıyor neredesin sen?