# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
BETWEEN THE BURIED AND ME – The Parallax II: Future Sequence
| 10.01.2013

Fezâ’nın evlâdları.

Ege TEKMEN

Her an her şeyi yapabilme potansiyeline sahip grupları seviyorum. Şarkı aralarına sokuşturdukları çeşitli zırtapozluklardan, kullandıkları konseptteki kompleks yapıya kadar her detaylarına tapıyorum. Bu grupların başında da şüphesiz ki BETWEEN THE BURIED AND ME var. “Bohemian Rhapsody”nin ayaklanıp tırlattığı paralel evren klonu olan grup, The Parallax konseptinin ikinci, aynı zamanda da son albümünü 23 Ekim’de piyasaya sundu.

The Great Misdirect” ile anlaşılırlığa dümen kıran BTBAM’ın, “Hypersleep Dialogues” ile ortaya sunduğu bodoslama müziğe aklımın yarısını bıraktığımdan, ikinci bölümün nasıl işleneceğini, ne denli EP’ye benzeyeceğini kestiremiyordum. Her yeni materyalde daha fazla “avangard”laşan grup, albüm öncesi yaptığı açıklamalarda, Tommy’nin kükremediği, grubun “esert of Song ve introlarda gösterdiği soft yanını ortaya koyacağı mesajını vermekteydi. Zira kayıt sürecinde MR. BUNGLE’dan THE DEAR HUNTER’a, hatta KING CRIMSON, QUEEN ve diğer bazı “sakin” grupları dinlediklerini Nisan-Mayıs civarı paylaşan grup, Blake Richardson’ın kayıtta kullandığı tek kickli, basit davulun fotoğrafını da yayınlamıştı. Neyse ki, Temmuz civarı yayınlanan Telos’la hayvanlığın henüz bitmediğini belli ettiler.

“Parallax II”, BTBAM’ın olgunluk dönemi eseri. “Colors” albümünden beri kendilerini gittikçe daha geniş kitlelere yayan, yine kendi belirsiz tarzlarını kanıksatan grup, bu albümde de ufak yenilikler sunuyor. Albümdeki tema etkisi, daha önceki EP’den çok daha yoğun. Haliyle bir tanışma faslı olan “Hypersleep Dialogues”, ilk şarkısı olan Specular Reflection’da Parallax Saga’nın nasıl devam edeceğini önceden göstermiş.

Nakaratların ön planda olduğu albüm, Tommy Rogers’ın diğer grup elemanlarından birkaç adım öne çıktığı bir çalışma. Albümde Tommy’nin 2012 başlarında doğan oğlu Maddox Giles Rogers’ın da vokallere katkısı var. Bakınız;

Evet. Toplam 73 dakika süren albümde canımı sıkan hemen hemen hiçbir şey yok. Fazla DREAM THEATER bulunan Astral Body’yi bile Goodbye To Everything ile birlikte mükemmel bir intro olarak görüyorum. Lay Your Ghost To Rest isimli insansızlık ve “will it be found, will the right hands deliver?” ile başlayan ve tanrı ağzından söylenen kısım bile albümün mükemmelliği için bir hülasa.

Bu arada Astral Body’nin klibi Blake Richardson’ın abisi tarafından çekilmiş.

Şarkı aralarına sevimli “saçmalıklar” katan grup, bu albümde hiç olmadığı kadar “saçmalıyor”. İşte bu sevimli avangard kafalar bazen tekrara düşüyor ve bu da albümü dinledikçe (ki uzunluğundan ötürü sindirmek epey zor) can sıkıcı bir durum yaratıyor. Yine aynı şekilde Lay Your Ghosts To Rest (Prospect 1 söylüyor) ve Extremophile Elite’ın (bunu da Prospect 2) finalleri birbirine çok benziyor. Parallax’ın iki ana karakteri olan Prospect 1 ve Prospect 2’nin dialoglarından, düşüncelerinden ve eylemlerinden oluşan albümde bu tarz göndermeler sıklıkta. Lâkin bu konsepti kavrayamayan dinleyiciler tarafından yukarıda bahsettiğim benzeşmeler üzüyor.

Kategori seven bir ülkenin vatandaşı olarak bu albümü, “Colors”ın “The Great Misdirect” ile karıştırılmış hali olarak görüyorum. Kanımca 10/10’luk bir albüm olan “Colors”dan çok daha üstün yanları olduğu aşikar, fakat o albüm gibi çığır açtığını söyleyemem. Müzisyenliklerinin zirvesine öncekilerden çok çok daha yaklaşan BTBAM, cesurca davranarak Bloom gibi bir space rock şarkısını bu albümde kullanarak bendeki yerini en az on yıl daha kalıcı hale getirdi.

BETWEEN THE BURIED AND ME’yi kusursuzluğa çok yakın görüyorum. 2012’nin son aylarında çıkmış olsa da, yılın en çok dinlediğim albümü oldu. Albüm oldukça emek istiyor ve istediği bu emeğin karşılığını da misliyle veriyor. Aynı zamanda albüm için oldukça başarılı merch’ler tasarlayan grubun mağazasını ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Epik finallerin en mükemmelini yaşatan The Future Sequence’a, grubun bu albümden en az iki tane daha iyi albüm yapacağına inandığımdan ötürü 9,5 veriyorum. Uzay, çılgınlık ve sevgiyle kalın.

Am I -He?!- me?
What is he?

9,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.26/10, Toplam oy: 80)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2012
Şirket
Metal Blade
Kadro
Dan Briggs: Bas
Blake Richardson: Davul
Tommy Giles Rogers: Vokal, klavye
Paul Waggoner: Gitar
Dustie Waring: Gitar
Şarkılar
1. "Goodbye to Everything"
2. "Astral Body"
3. "Lay Your Ghosts to Rest"
4. "Autumn"
5. "Extremophile Elite"
6. "Parallax"
7. "The Black Box"
8. "Telos"
9. "Bloom"
10. "Melting City"
11. "Silent Flight Parliament"
12. "Goodbye to Everything Reprise"
  Yorum alanı

“BETWEEN THE BURIED AND ME – The Parallax II: Future Sequence” yazısına 26 yorum var

  1. “Colors’dan çok daha üstün yanları olduğu aşikar, fakat o albüm gibi çığır açtığını söyleyemem”

    Kelimesi kelimesine katılıyorum bu cümleye. BTBAM birbirinden mükemmel albümler yapma serisine devam ediyor umarım “en az 2 tane” olmaz. Colors’ın bu kadar el üstünde tutulmasını büyük bir birikimin patlaması ve bugüne kadar o tarzda bir yapıtın yapılmaması olarak görüyorum. Ama şundan eminim The Parallax 2 ; Alaska’dan sonra çıkmış olan bir albüm olsaydı Colors’a yapılmış muamelenin aynısı ona da yapılacaktı. Bu albüm hakkında duyduğum ve okuduğum yorumlar genel olarak ” e tamam süper de biliyoruz bunları geç” havasında olan yorumlar. Çok acımasızca geliyor bu yorumlar neyse.

    Uzun uzun dinlemelerim sonunda “hah oldu” diyebildim içine girilmesi hakikaten zor bir albüm yapmışlar. Colors’ın o anında tribe sokan ve mutluluktan gözyaşı dökmenizine sebebiyet verecek o hava bu albümde yok. The Great Misdirect deki “bu işi sadece ben yaparım ve sende dinlersin” havası da yok. Bu albümün genel atmosferini ise Ege Tekmen gayet iyi bir şekilde açıklamış açıkçası : “Şarkı aralarına sevimli saçmalıklar katan grup, bu albümde hiç olmadığı kadar saçmalıyor”

    Zor albüm hakikaten zor. Ama içine girdiğiniz zaman Camel Box’ı reddedip sadece tütün sigarası içen adam tribine giriyorsunuz.

  2. Öncelikle klip nefis. Senin yazın da öyle Egeciğim. BTBAM’ı ağzından düşürmediğin halde dinlememiştim bu albümü. Aslında bi “Colors” albümlerini dinlemiştim ama onu da hatırlamıyordum nasıl bir müzik olduğunu. Güzel bir katkı oldu bu albüm bünyeme. Eyvalla.

    ege

    @Bahadır Sarp, a, eywolli bro’m. yeni gördüm, teşekkür ederim çok.

  3. desqpio says:

    ulan çok iyi albüm yau. hani dinliyorsun ediyorsun falan. cidden iyi, kritikte uzunca anlatılmış zaten. hah future sequence’ın bütün ilginçliklerine rağmen bloom da gayet eksantrik duruyor, durabiliyor. hll btbam, hll ege. albüme de notum üç, falan. dokuz dokuz şaka yapıyorum.

  4. Kemal says:

    Kritik cok guzel olmus, zevkle okudum gercekten.

    Ama asil olay su, sanki bu album cok heyecan uyandirmadi PA da. Ben de insanlar begenmedi, burada cosku ile karsilikli ovemicez albumu diye uzuluyodum :D Bu kadar pozitif bi kritik gelince cok sevindim gercekten. Saolasin :D

    ozgur

    @Kemal, “burada cosku ile karsilikli ovemicez albumu diye uzuluyodum”

    hahahah gerçek bir “BTBAM kaygısı”. Siteden bağımsız olarak, çok güzel/özel albümleri oturup karşılıklı biriyle övemeyince üzülüyorum baya. Neyse ki birkaç arkadaşım var bunu yapabildiğimiz, burdan o güzelliğe selam göndermek bir borç artık.

  5. Itachi says:

    benim beklentilerimin çok çok altında kalan bir albüm. genel albümün soundu, müzik, davullar ve özellikle vokaller diğer btbam albümlerine oranla baya sıradan ve hiçbir ilgi çekiciliği yok. colors ve the great misdirect’le kıyaslamayı geçtim son ep’deki herhangi bir şarkıyı bile albümün tamamına tercih ederim. keşke o ep’yi albüme çevirselerdi.

  6. DrAQA says:

    Bu albümü 4-5 defa baştan sona dinledim, beğenemedim. Kritiği okuyunca bir kez daha dinleyesim geldi. Umarım bu defa beğenirim.

    “Colors” ve “The Great Misdirect”ten çok ayrı bir iş gibi görüyorum bu albümü ayrıca, az biraz benzerlik hissetseydim zaten şimdiye kulu köpeği olmuştum.

  7. Baybora says:

    Yılın en overrated albümlerinden biri. Grubu zaten sevmem,ama en azından Colors gibi albümlere verilen değeri anlıyorum. Bu albümde bunu kesinlikle anlamıyorum,hele de bazı siteler tarafından ”yılın albümü” olarak adlandırılmasını.

  8. Beleg says:

    Hala keşfetme aşamasındayım bu albümü ve inanılmaz keyif alıyorum her albümlerinde olduğu gibi. Btbam bir tarz içine sığdırılamayan bir grup olsa da dying fetus’umsu sweepler, metal dışı bölümler, enfes bir brutal-clean vokal kombinasyonu ve tabii ki her şarkıda son derece uğraşılmış, davulda yapılabilecek her türlü kombinasyonla çeşitlendirilmiş, her gitarın ve tabi ki basın ayrı ayrı net şekilde duyulabildiği prodüksiyon zeminine oturtulmuş çok geniş kapsamlı riffler onların hüküm sürdüğü çok geniş topraklar.
    Btbam derdini anlatamayan ama çok bilgili biri gibi aslında. Onu dinlemek emek istiyor, yoruyor belki zaman zaman bıktırıyor ama yeterince sabırla dinlerseniz onunla konuşmanın keyfine varıyor ve kendinizi ondan alamıyorsunuz. Kritikte “zırtapozluk” olarak geçen bölümler ise bu açıdan çok üstün bilgi gerektiren konuşmalara karşılık geliyor ki bence incelendiğinde çok derin anlamlar, yorumlar çıkabiliyor ama üstüne titremeden laf kalabalığı gibi duruyor. Kritikte de bu anlamın hissedildiğini sezdiğim için bu kadar açıklama yaptım, btbam benim için kelimelerle ifadesi gerçekten çok zor bir grup. Gerek müzikal gerekse sözel bilgim buna yetmez ama duyduklarımın giderek anlam kazanır hale gelmesi bana tarifi güç bir zevk vermekte.
    Özetle btbam 2 sene önce tanıştığım bir grup ve her albümlerini kronolojik sırasıyla dinleyip sindirdiğimi düşündüğüm bu adamlar gerçekten her türden müzikle uğraşan kişinin ufkunu katlayacak derecede rahat bir sekilde kendi sınırlarını belirlerken benimsenmiş kalıpları yok sayıyorlar. Günümüzde klavyeye abanılmış clean vokalli veya 88 dk. sololu parmak kıran şarkı yapılarına sahip fotokopi gruplara tapan insanların btbam’ye “metalcore” demesini yukarıda bahsettiğim emek verme eyleminden yoksun olmalarına bağlıyorum. Zira bence esas progresiflik tam olarak btbam müziğidir. Ne az ne de fazla.

    brutallica

    @Beleg, Budur! …’Btbam derdini anlatamayan ama çok bilgili biri gibi aslında. Onu dinlemek emek istiyor, yoruyor belki zaman zaman bıktırıyor ama yeterince sabırla dinlerseniz onunla konuşmanın keyfine varıyor ve kendinizi ondan alamıyorsunuz.’

  9. brutallica says:

    Şöyle abartayım bu albüm sadece bass’tan ibaret bir albüm olsaydı bile yeterdi bana…Çok karmaşık bir albüm ve yazarında dediği gibi şarkıların bazı kısımların da sevimli! saçmalıklar da mevcut evet ve hatta bu albümün notalarını matematiğe dökmeye kalksam bilinmeyenli denklemlere koymaya yetecek harf kalmaz,bu konuda meshuggah’la bile rahatlıkla boy ölçüşebilirler.Ama tüm bu komplikasyonlarına rağmen albüm ilk dinlemenin hemen ardından tekrarına davetiye çıkaran bir istem yaratıyor insanda ve zaten sonrasında da yarattıkları kaosu sahipleniveriyor; içselleştirebiliyorsunuz.Ben böyle hissediyorum.Hem Dying fetus,Dream Theater,blues ,thrash ve hatta funk gibi türlü türlü tarzları bir arada en kalitelisinden harmanlayacak yetenekte kaç grup var ki…Albüm notunda 6 görünce çok koydu nedense…Neyseki yazar grubun hakkını albüme getirdiği yorumla da verdiği puanla da vermiş.Yazarına teşekkürü her türlü hakettiren bir kritik olmuş.

  10. Wildchild says:

    Kesinlikle vasat bi’albüm.

    Wildchild

    @Wildchild, Dinledikçe daha çok sevmeye başladım sanki umarım daha da yamulurum.

  11. mfeci says:

    Tadında bir kritik.Albüm ise bence de yılın müzik olayı. Sadece sindirmesi tüm BTBAM albümlerinden zor belki de. Gerçekten ilk dinlemelerimde, ki kaç senedir bu grubu dinliyorum, hiçbirşey anlamadım uzun süre. Şu anda düşündüğüm şey ise, zamanın çok çok ötesinde bir çalışma olduğu. Kesinlikle colors’dan daha “ötede” bir iş. Benim için The Great Misdirect de öyle idi. Hypersleep dialogues EP ise ne kadar iyi de olsa bu albümün yanında zayıf kaldı bence. Herhalde en az dinlediğim çalışmalarıdır grubun.

  12. Sevemedim. Benim için yılın hayal kırıklıklarından bir tanesi. BtBaM’i at gibi sevdiğim için beklentim de çok yüksekti ve kesinlikle karşılamadı. Lay Your Ghosts to Rest ve Melting City haricinde hiç giremedim içine. Halbuki Parallax I EP’sini deliler gibi dinler ve bayılırım, keşke o yolda bir albüm olsaydı bu da.

    Jester

    @Ertuğrul Bircan Çopur, Aynen böyle.

  13. ozgur says:

    geçtiğimiz yıl en çok dinlediğim albümdü. ve tabi benim için yılın en iyisiydi. btbam sevgim çok büyük seviyelere ulaştığı için ne yapsalar severmişim gibi bi düşünceye bile kapılıyorum bazen. ama bu düşüncenin altında “btbam’ın yapacağı her şeyin zaten güzel olacağı güvencesi” var. neyse, grubu aşırı derecede seven biri olduğum anlaşıldı.

    albüme gelirsek; btbam colors’ı yaptıktan sonra “yok artık! bunun sonu nereye gidiyor kardeşim! bu ne böyle! bundan sonrası da mı var ulan!” gibi yorumlar oldu haklı olarak. sonra the great misdirect ile bu soruların cevabı belli oldu: evet btbam colors’un da bir adım ötesine gidip colors’u da aşabildi.(daha iyi albüm anlamında değil ama daha farklı bir boyutta daha farklı bir sound anlamında). sonra EP geldi, bi baktık daha sert, daha çiğ, daha öküzleme ve dolayısıyla gene farklı bir sound. BTBAM sürekli insanı (beni?) şaşırtıyor ve kendine hayran bırakıyordu sonuç olarak. Tüm bunlardan sonra albüm için beklentim zaten inanılmaz yüksek, beklentiyi geçtim, albümün süper ötesi bir şey olacağına dair inancım tamdı. Kaldı ki, bana göre öyle bir albüm de geldi zaten.

    Artık alışılageldiği gibi albüm hafif bir şarkı ile başlar başlamaz (insannın?) benim yüzümde bir gülümseme oluştu ve “yolculuk başlıyor” diye düşünmüştüm adeta. btbam albümlerini sadece dinlemek üzere bir araya getirilen şarkılardan biraz daha fazlası olarak görüyorum zira [Bu yolculuğun daha iyi geçebilmesi için gerekli şartlardan biri olan şarkı sözlerini beklediğim süre nasıl da geçmek bilmedi mesela]. Bu hafif, insanda kesinlikle bir merak uyandıran girişten sonra Astral Body’nin gene alışılageldik kompklekslikteki rifflerini duyunca insan “allaaam çok güzel çok güzel çok güzel çok güzel” diye sayıklıyor.

    albüm, benim kendisinde aradığım kompleks yapı, duygu yoğunluğu, metal hayvanlığı (ne sandın?), enstrümanların müthiş ötesi icrası ve birbiriyle uyumlarını barındırıyor içinde. “İnsan bir btbam albümünden ne bekler?” sorusu benim için biraz saçma ve anlamsız kaçabilir aslında çünkü yukarıda da belirttiğim gibi öyle bir seviyeye geldim ki artık ne yapsalar seveceğim sanki. sanki aramızda bir anlaşma imzalandı.

    Tüm şarkıları tek tek çok seviyorum. Hepsini tek tek yazmayacağım. Onlar benim bir tanelerim. Ve hiçbirini diğerine tercih etmesem de, aklıma ilk gelen şarkı tabi ki “Silent Flight Parliament” olacak. Şarkıyı dinlerken resmen gözyaşlarıma hakim olamıyorum. “I know that i must do, I’m coming home” diye başlayarak zaten heyecanlandırıyor/duygulandırıyor(canım :( ) direk.
    “Jet propulsion disengage
    Dancing towards our future
    A future of nothing
    A future towards nothing
    Goodbye to everything” diye bağırmaktan kendimden geçeceğim bir gün. Sesim de güzel değil işin acıklı kısmı.

    Kritikte de bahsedilen, albümde bazı yerlerde dikkat çeken “sevimli saçmalıklar” ise kesinlikte albümün artılarından biri. Kİmse de tersini idia etmesin kardişm. etmeyin. alla alla. yok efendime neymiş “iyi fikir ama kötü icraatmış.” mışmışmış. taş olursun lan. taş. Tarzı bile belli olmayan bu gruba ne diyeceğimi hala şaşırıyorum ama hadi diyelim ki death metal dedik (ki çok zorlama oldu), “death metal”in içine bu derece oturaklı saçmalıklar koyulabileceğini başka gruplarda rastlamıyoruz. BTBAM’ı yüce kılan diğer unsurlardan.

    Yazılacak şey bitmez bu albümle ilgili. Son not olarak sözlere mutlaka göz atılmalı diyeceğim.

    Si yu.

  14. MuratT says:

    Bence BTBAM bu albümle Colors’u yakalamış, Colors dan daha yoğun melodik dokusu ile de geçmiştir. Hani sitede yorumlarda bazen yazılan “ZAMANIN ÖTESİNDE” tabiri tam da bu albüm içindir.
    İnsanlık tarihindeki müzik olgusunu elektromanyetik spektrumun’a benzetirsek BTBAM COLORS ve Future Sequence’i ile Renk tayfının merkezinde yerini çoktan almıştır.
    10/10

    Kemal

    @MuratT, aynen katiliyorum. Yaklasik 100 kez dinlemisimdir ama hala albume tam hakim olamiyorum ,her dinledigimde daha cok seviyorum.

  15. eartop says:

    Hayal kırıklığı.

    owlbos

    @eartop, Bu albüm çıktığında mutluluktan kudurmuştum. O zamanlar spotify çok patlamamıştı (en azından benim için) ve malum yerlere çıkış tarihinden baya bi önce düşüyordu albumler. Her gün bu album için siteyi kontrol ediyordum. Albümün düştüğünü bi arkadasımın evinde görmüştüm. Evde yalnızdım ve dışarıda sokak düğünü tarzı bişe vardı, balkonda oturuyordum ve albumu indirir indirmez dinlemeye koyulmustum. O zevki hiç unutamıyorum, şarkı geçişlerinde dışarıdaki davul sesleri… (bir diğeri Carcass dönüş albümü için, bkz. sabah 6′da düşmüştü albüm ve Ahmet Saracoglunu facebookta online farkedip Abi KARKAS yazmıştım.) Güzel şeylerdi bunlar o zaman için.

    Neyse, albümü dinlerken ortalarına kadar keyifle mutluluktan abuk subuk tepkiler veriyordum sonlara yaklaştıkça ulan noluyor kendine gel o kadar da iyi değil olm bu flan demeye başlamıştım.

    Albüm kendini baya bi dinletmişti o dönem ama beklentim tavan oldugu için yukarıdaki yorumu yapmışım. (eski nickime selam olsun :)) Şuanda dönü bakıyorum da mukemmel bir albüm hala değil ama gayet solid iyi bir albüm bence.

    BTBAM hala kulağa çok genç modern dinamik bir grup olarak geliyor. Her ne kadar Automata ve Colors II beklentimin baya gerisinde olsa dahi… Umarım daha yaratıcı, bangerı bol albümlerle uzun yıllar yeni şeyler duymaya devam ederiz kendilerinden.

  16. Jester says:

    Dunyada en cok sevmek istedigim, zorlayarak zevk almaya calistigim album budur herhalde. Extremophile Elite ozellikle cok zorlama geliyor.

  17. Burak Bostancıoğlu says:

    astral body o nasıl bir introdur öyle

  18. Wildchild says:

    Telos’un 6.40 – 7.00 arasında beynimi yiyesim geliyor.

  19. chuck says:

    Paralax II’yi kesinlikle I’e oranla daha çok seviyorum.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.