# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
MASTODON – The Hunter
| 28.09.2011

Doğada bulunan dört element; ateş, su, toprak, tahta.

MASTODON’la tanışmam lise yıllarıma dayanır. Troy’la sıra arkadaşıydım. Birlikte türlü şamata, yaramazlık peşinde koşardık. Brann’le Bill bir alt sınıfta okuyor, Brent de kantin işletiyordu. Sonra onlar MASTODON’u kurdular, ben de babayı alıp yoluma devam ettim. Halbuki çok iyi blok flüt çalıyordum ve grubu daha da yükseklere taşıyabilirdim. Neyse, şanslarını kaybettiler.

“Remission”da ateşle, “Leviathan“da suyla, “Blood Mountain”da toprakla, “Crack the Skye“da da eter ile haşır neşir olan grubumuz, dünyanın en önemli metal grupları arasına girdiği bu on yıllık sürecin 2011 ayağı olan “The Hunter”ı da ağaca, oduna, keresteye adıyor.

Grubun albüm öncesi açıklamalarındaki kilit nokta, “The Hunter”ın “Crack the Skye”daki saykodelik, progresif durumlardan sıyrılan ve “Leviathan” gibi daha direkt müzikal yapılar barındıran bir çalışma olacağıydı. “Crack the Skye”ı grubun en iyi albümü olarak gören kitle bundan hoşnut oldu mu bilmem ama grupla 2004 yılında, “Leviathan” çıktıktan hemen sonra tanışan ve MASTODON’a ilk andan vurulan biri olarak, bu açıklama benim epey hoşuma gitmişti. “Crack the Skye” da diğer tüm MASTODON albümleri gibi hastası olduğum bir çalışma olsa da, MASTODON benim için daha ziyade Blood and Thunder’dı, March of the Fire Ants’ti, The Wolf is Loose’tu. Kısacası ben grubun daha atarlı ve minimal halini seviyordum.

“The Hunter” çıkmadan evvel yayınlanan üç şarkıdan da çok bir tat alamamış, hatta neredeyse hiç etkilenmemiştim. Üç şarkı da fazlasıyla tekdüze ve MASTODON’un bodos hallerinde dahi sahip olduğu sofistikelikten uzak şarkılar gibi gelmişti. Ancak albümü dinlemeden bir kanıya varmanın yanlış olacağını bildiğimden, bu olumsuz düşüncelerimi sadece ailemle paylaştım.

Babamın “Mostodon mu?” sorusuyla son bulan bu iç dökme seansının ardından, neyse ki albüm çıktı ve şu an bu yazıyı okumakta olan çoğu kişi gibi ben de albümü dinledim, dinledim, dinledim.

MASTODON albümleri arasında şu daha iyi bu daha kötü türü bir değerlendirme yapmak kolay olmadığından, bu tarz bir yoruma girmeyeceğim. Daha ziyade şöyle diyeceğim: “The Hunter” dört kelimeyle olağanüstü güzellikte bir albüm. Her anı, her şeyi özenle düşünülmüş, ustalık, tecrübe ve yetenek kokan, ilkinde olmasa bile ikinci, üçüncü dinlemede size tüm cevherlerini sergileyen, şahane bir eser.

Ormansal konseptlerin, özellikle de tahtanın ön plana çıktığı albümde, şarkı isimlerinden de anlaşılacağı üzere tümüyle doğa içerisinde geçen bir konsept mevcut. Her ne kadar grup “The Hunter”ın bir konsept albüm olmadığını söylese de, ağırlığı hissedilen bir orman havası var. “The Hunter” adının ve genel konseptin kaynağı ise, Brent Hinds’in abisinin albüm hazırlandığı dönemlerde bir gün ava gitmesi ve orada beklenmedik şekilde ölmesi. Çarlık Rusyası’ndaki belden aşağısı felçli bir çocuğu konu eden, ancak asıl temasını satır aralarına gizlenmiş şekilde Brann Dailor’ın 14 yaşında intihar eden kız kardeşinden alan “Crack the Skye”ın ardından, “The Hunter”ın da Brent Hinds’in kardeşinin ölümüyle ilintili olması, grup adına üzücü bir durum. Umarım hava ile ilgili olacak albüm için bu tarz bir kayıp yaşanmaz.

Biraz derine inersek, “The Hunter”ın bir önceki “Crack the Skye”ın ağır havasını tümüyle terk etmediğini ve kimi şarkılarda gayet yoğun bir kimlik barındırdığını görüyoruz. Şarkılar, bütün halinde olmasalar bile, bir şekilde bir epiklik yansıtmayı başarıyorlar. Adı “Ahtapotun Hiç Arkadaşı Yok” olan bir şarkıya dahi epiklik sokabilen bir grup olan MASTODON, All the Heavy Lifting ve Stargasm gibi şarkılarda devasa nakaratlar ortaya koymayı, The Sparrow’da ise hiç zorlanmadan muazzam bir atmosfer yaratmayı başarmış. Hem de tüm şarkı boyunca tek bir cümle söyleyerek.

Diğer yandan, agresifleşilen anlarda da, örneğin bir Island, yahut Circle of Cysquatch yardırıcılığı yok. Karşımızda, gücünü daha kontrollü ve amiyane tabiriyle steril veren bir MASTODON var. Bunun sebeplerinden biri, albüm kaydının önceki MASTODON albümlerine oranla içine daha kolay girilir bir sıcaklıkta oluşu. Bundan sorumlu başlıca kişi de, daha önce 50 Cent, Alanis Morissette, Avenged Sevenfold ve Maroon 5 gibi isimlerle çalışmışlığı olan yapımcı Mike Elizondo. Ancak albümün direktliği söz konusu olduğunda belirtilmesi gereken en önemli şey, MASTODON’un “The Hunter”ı sadece 2 ay gibi bir sürede yazıp kaydetmiş olması. Grup, albüme koymayı düşündüğü büyük bir konsept olmasına rağmen, bundan bir anda vazgeçmiş ve oturup, çalması eğlenceli, kolay anlaşılır ve MASTODON’un “epik şarkılar yapan o sofistike grup” gibi bir yaftalamaya konu olmasını engelleme amacı güden işbu albümü yazmış. Albümdeki riflerin bazıları “Crack the Skye” döneminden, bazılarıysa çok daha eskiden gelen ve “The Hunter” için bir araya getirilen riflermiş. Kısacası grubun “The Hunter”a dair temel düşüncesi, “bir albüm yapalım ve hemen yapalım” olmuş. Bu sebepten dolayı, çalışmak istedikleri insanların (yapımcı, kapak sanatçısı) meşgul olduklarını öğrendikleri anda, hemen müsait olan kişilere yönelmişler ve hiç beklemeden, oyalanmadan albümü paketlemişler.

“The Hunter”da bahsedilmesi gereken diğer ayrıntılar arasında, üstte de belirttiğim gibi, albümün, grubun Paul Romano ile çalışmadığı ilk MASTODON kapağını barındırıyor oluşu. Diğer bir detay da, ilk kez bir MASTODON albümünde, tümü davulcu Brann Dailor tarafından bestelenip söylenen bir şarkı olması. O şarkımız da Creature Lives.

Sona geldiğimizde diyebilirim ki, “The Hunter” bu sene içerisinde beni “The Great Mass“le birlikte en çok etkileyen albüm oldu. Söz konusu grup MASTODON olduğundan albüm için başyapıt demeyi gerekli görmüyorum, çünkü MASTODON hep çok çok iyi albümler yaptı, ilerde de çok çok iyi albümler yapacak. “The Hunter” da bu geleneği bozmayan, bilakis yükseklere taşıyan bir müzik ziyafeti.

MASTODON her şeyi doğru yapıyor, farkını hep belli ediyor ve yeni milenyumun metal dünyasına bahşettiği en önemli birkaç gruptan biri olarak gösterilmesinin ne denli yerinde bir düşünce olduğunu da her şekilde ortaya koyuyor. İyi ki varlar, umarım daha uzun yıllar var olacaklar.

Not: Alttaki ilk 62 yorum ve onlara verilen cevaplarla birlikte 161 yorum, albüme dair haberler içindir.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.25/10, Toplam oy: 625)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2011
Şirket
Reprise
Kadro
Troy Sanders: Bas, vokal
Brann Dailor: Davul, vokal
Brent Hinds: Gitar, vokal
Bill Kelliher: Gitar, vokal
Şarkılar
1. Black Tongue
2. Curl of the Burl
3. Blasteroid
4. Stargasm
5. Octopus Has No Friends
6. All the Heavy Lifting
7. The Hunter
8. Dry Bone Valley
9. Thickening
10. Creature Lives
11. Spectrelight
12. Bedazzled Fingernails
13. The Sparrow
  Yorum alanı

“MASTODON – The Hunter” yazısına 250 yorum var

  1. Mert Salkım says:

    halaya başlıyorum var mı gelen?

  2. frat says:

    ne zaman çıkacak ki acep ?

  3. agresif says:

    crack the skye › blood mountain › leviathan › remission

    eğer yeni albümde de bu seriyi bozmadan devam ederlerse, yok ….. ali sami derim !

  4. masteroforion says:

    Halay accepted. Çoğunluğun aksine bu adamların hardcore tavrını da seven birisi olarak (hatta Today is the Day kökleri de sağlamdır), 10 sene öncesinden rifler varsa skerler diyorum. Bakalım Crack the Skye’la birlikte kırdıkları direksiyona o tavrı nasıl adapte edecekler. Adamlar bi röportajla bile heyecan yaptırdılar iki saniyede

  5. Deon says:

    Bir 6 ayım daha yolda belde mp3 playerla gitti diyorsun… Karşıdan karşıya geçerken güneş ışığında uzaya bakmaya çalışacağım diyorsun.. Bu sefer araba da çarpacak mı diyorum?

  6. Avcı says:

    ahhah (:
    isteseler ancak bu kadar itici olabilirlerdi

    http://userserve-ak.last.fm/serve/500/26451733/Mastodon.jpg

    illuminati

    @Avcı, haberdeki 3. fotoğraf daha kötü bence.

  7. brann’in açıklaması çok hoşuma gitti. tam istediğim yöndeler.

    anonim

    @Ahmet Saraçoğlu, aynen. skye dan sonrası zorlama olur. çok da sevdiğim, içine girebildiğim bi albüm değil açıkçası. leviathanda kaldım ben. dediği gibi riff bazlı, groovy bi albüm, mastodon soundu ile dehşet olur. umarım yani.

  8. Enver Yılmaz says:

    crack the skye’dan ziyade leviathan’a benzeyecekmiş. o zaman harika.

  9. Avcı says:

    Güzel bir gelişme.Remission ve Leviathan’ın bazı noktalarını seven biri olarak umutluyum.Umarım Brann Dailor twin pedal’ına[gerçi o olmadanda dinlenir ama müziğin gücü acısından daha iyi olur] Troy Sanders’da brutal vokaline kaldığı yerden devam eder.Maalesef Crack The Skye’ı baştan sona en son dinlediğimde Quintessence’de uyuya kalmıştım.Umarım bu albümde eski hallerine geri dönerler.

  10. deyyus says:

    leviathian dedi beni benden aldı, herbişiyiyle o albüm zamanın ötesindedir ya.

  11. Kolombus says:

    Blood Mountain için yazılmış ama kullanılmamış riffler.. Yeniden doğum teması… allahüekber

  12. Chuck Reis says:

    mastodon dinlemeye başlayacağım. sizce başlamak için en iyi albüm hangisi beyler? birkaç favori şarkınızıda yazarsanız süper olur :)))

    heat

    @Chuck Reis, ben çok denedim hiç sevemedim, en çok tahammül edebildiğim albümleri leviathan’dı ama

    heat

    @heat, ahahaha şu yorumdan bir hafta on gün sonra falan mastodon’u acayip sevmeye başlayacağımı nerden bileyim ?

    uzun süredir de baştan sona dinlediğim tek albüm Blood Mountain zaten

    karayansima

    @Chuck Reis, Mastodon için tek sey söyleyebilirim; “Ya bu gruba taparsın ya nefret edersin”. Grubu dinlediğin ilk anda içine çekmezse seni, sonradan ne kadar denersen dene begeneceğini sanmıyorum. Bunu yaşayan çok arkadaşım var “Ne buluyorsun bu ne lan, çok karmaşık, davullar çok ön planda sarkıdan bir sey anlamadım” falanlar filanlar… Benim yeni nesil gruplar arasında tartışmasız en sevdiğim gruptur.
    Ben ilk Lifesblood EP’i ile başlamıştım dinlemeye. Dinler dinleme; tamam dedim aklımadaki müzik (bu olayı iki defa yasadım ikincisi Cult of Luna), çoğumuz yapar dalar gider sarkı mırıldanır davul efekleri filan yapar. Olay buydu kafamdan geçen müzik buydu o dönem…
    Sonra arastırdım ilk albümlerini buldum; Remission. Bu kadar sert bir müzikte bu kadar çeşitlilik bu kadar saf duygu.. ruhu olan bir gruptu. Anlatmak istediklerini müzikleriyle verebiliyorlardı.
    Sonra Leviathan…
    Bu albümün üstüne çıkamazlar derken bir başyapıt; Blood Mountain
    Belki tarz olarak uzaklaşmış olsalarda hepsinden en iyisi; Crack the Skye
    Bu kadar albümden sonra bunca yıldan sonra the Czar benim için en iyi Mastodon sarkısı oluyorsa ve bunu bana alıstırdıkları tarzsın dısında benimsetiyorlarsa onlar önünde eğilmek gerekir.
    Sabah sabah bendeki ne bu romantizim anlamadım ya…
    Kısaca ben kötü bir Mastodon sarkısı dinlemedim. Bu adamlar kötü sarkı yapmasını beceremiyorlar. Önemli olan sarkıları değil grubun müzüğini benimseyip tat alabilmektir. Bu herhangi bir ilk sarkıda olmazsa zorlamanında anlamı yok bence…

    Chuck Reis

    @karayansima, leviathan’i indirdim dinledim. enstrüman hakimiyeti çok iyi ama vokale kıl oldum nedense. bakalım gerisi gelecek mi :D

    baldur

    @Chuck Reis, leviathan ile başla. tartışmasız en iyi albümleri o. crack the skye’ı da deneyebilirsin. o da grubun en sevilen albümü olmayı başardı, grubun hayran sayısının epey artmasına yol açmasıyla beraber.

  13. baldur says:

    leviathan’a benzeyecekse albüm çok iyi bir olur. crack the skye mastodoncusundan da biraz olsun kurtulmuş oluruz:)

    saklanan saman

    @baldur, damnation opethcisi ve black albüm metallicacısından sonra yeni bir terim çıkarmışsın tebrikler :)

    blackroseimmortal

    @baldur, hemen o kadar sevinme ben hiçbiyere gitmiyom…

  14. ali ihsan balı says:

    leviathan’ a da benzese crack the skye’ a da benzese süper olacapı kesin ama bu albüm bence sadece kendine benzeyecek. yine eşsiz bişey geliyor o kadar da eminim kendimden.

    Deon

    @ali ihsan balı, +1

  15. Bu albümde Mastodon hiç patlamadığı kadar patlayacak gibi görünüyor, zira albüme seçtikleri yapımcı Dr. Dre, Eminem, Fiona Apple, Pink ve Maroon 5′ın yapımcılığını da yapmışlığı olan Mike Elizondo adlı abiymiş.

  16. heat says:

    Leviathan da en sevdiğim mastodon albümüdür ha, çıksa da dinlesek

  17. illuminati says:

    Ben Leviathan dışında albümlerini pek bilmem. (çok az Blood Mountain ve Crack the Skye) Ama gerçekten en iyi albümü Leviathan ise beklentilerim düştü.

    Emre

    @illuminati, Crack the skye digerlerinden cok ayrı bence o tarz bi iş gelecekse dusurme beklentileri

    illuminati

    @Emre, dinledim onu, en kötü albümü.

  18. Exorsexist says:

    yeni albümün ismi “the hunter” olmuş.

  19. seabeast says:

    bakın diyorum bu albüm dehşet olacak ne leviatan ne crack the skye ayrıca bir albüm için düşünülebilecek en güzel isimlerden biridir herhalde the hunter..

  20. masteroforion says:

    Brent Hinds Fiend Without a Face ve West End Motel albümlerini yayımladığından beri yine yeni yeniden Mastodon gazındayım. Bi an önce çıkarsalar yeni albümü güzel olur. Gerçi çıkarmasalar da bu Tom Waits-Gogol Bordello-Beach Boys kırması müzikler yazı çıkarır bana, o ayrı konu.

  21. Nate says:

    Crack The Skye Mastodoncusu olarak üzüldüm.Neyse Leviathan’da güzel bir albümdü tabi ikisinin arası falan çıkarsa alabilirim direk,bakalım.

  22. Kıvanç says:

    Ne zaman çıkacağı belli mi, yani tam tarih olarak?

    Chuck Reis

    @Kıvanç, yok daha belirlenmedi

  23. Exorsexist says:

    sırada paul romano’nun albüm kapağı var heralde.

  24. havitetty says:

    The Octopus Has No Friends?

  25. karayansima says:

    Şarkı isimlerine bakınca teknik grove tarzı bir şeyler geliyor hissine kapıldım. Lifesblood ve Leviathan arasında sıkışırlar umarım.
    Bu durumda her arkadas en yakın 5 arkadasına ne tarz isteğinde söylese, sonra ilkokuldan 5 arkadasına, sonra ortaokuldan ve liseden 5 arkadasına, sonra üniden olmadı işyerinden 5 arkadasına, oda olmadı her forumdan 5 arkadasına söylese ve onlarda aynı saadet zincirini izlese eminim kayıtlar mikslenmeden haber Mastodon üyelerinin kulağına gider, istediğimiz tarzı gerçekleştirirler.

  26. ben says:

    Bu herifleri canlı seyretmek çok zevkli olacak.

    saklanan saman

    @ben, umarım klasik mastodon canlı performansları gibi vokaller piç edilmez. eğer edilmezse gerçekten çok zevkli olacak.

    illuminati

    @ben, bunun için grubun yeni bir vokalist alması gerekiyor bence.

  27. Deniz says:

    Epeyce hoşuma gitti haberin altındaki video. Bu gençlere fırsat vereyim.

  28. patognomonic says:

    logo da kapak tasarımı da farklılaşmış…epey değişik bi albüme hazır olalım gençler.bu seferki başka olacak

    patognomonic

    @patognomonic, bi de kapak sinirli geyikten çok,kalçasına ok yediği anda beyninde şimşekler çakan bi geyiği andırıyo…albüm ismine paralel yani

  29. ali ihsan balı says:

    ilk defa bir mastodon kapağına ilk görüşte aşık olmadım ama yine de güzel kapak.

  30. blackroseimmortal says:

    —sinirli metalci—

    GENE Mİ GEYİK AQ!!!

  31. Ugur says:

    Haha kapak dehşet olmuş.

  32. Avcı says:

    Mastodon’a değilde Primus , Infectious Grooves gibi gruplara cuk otururdu bu albüm kapağı.

  33. masteroforion says:

    Bence bu geyikten çok bir sığırı andırıyor. Burun delikleri, boynuzu vs. Geyik boynuzu daha çatallı oluyor hem

  34. karayansima says:

    Tam Melvins kapagı olurmuş. Mastodondan daha karışık ve her kıyısında köşeşinde ayrıntı barındıran kapaklara alıştık. Logoda çok sade olmuş sanki…
    Bu arada odamda salak bir sinek var gece lambasının ampulune konup kızarıp bayılarak yere düşüyor, 5-10 dakika baygın kalıp tekrar ampule konuyor. 3üncü denemsi bakalım ölmeyi başarabileceki.
    “En iyi sinek ölmesini bilen sinektir.”

  35. Burak Kaplan says:

    Mastodon birazdan sahne alcak Sonisphere Knebworth bu linkden canlı yayınlanıyo : http://uk.sonispherefestivals.com/sonispheretv/index.html

    başka nereye yazmam gerektiğini bilemedim sonisphere’e gidemeyenler için güzel fırsat olur diye düşündüm

    like fire

    @Burak Kaplan, oo sağ ol. az önce başladı :D

    heat

    @like fire, oha, sonisphere’nın böyle canlı izleme linki mi vardı, keşke daha önce bileydik, eyvallah dostum

    bir de olm manyak mısınız lan konser Blood And Thunder ve Megalodon üst üste çalınarak mı kapatılır, kudurdum burda hohoyt

    ben

    @Burak Kaplan, Günümü şenlendirdin valla.Teşekkür.

    Exorsexist

    @Burak Kaplan, o deilde troy sanders o havada nasıl uzun kollu ve tişort giyebiliyor?

  36. Exorsexist says:

    bir de brent hinds heralde gördüğüm en kötü konser vokalisti

    heat

    @Exorsexist, aynen sadece Bladecatcher’daki ıslıklı kısımlar hoşuma gitti heh

  37. Kıvanç says:

    Kapağı hiç beğenmedim. Bakalım albüm nasıl olacak.

  38. Exorsexist says:

    güncellenen şey nedir?

    Ahmet Saraçoğlu

    @Exorsexist, şarkı listesinin tümü eklendi.

  39. ali ihsan balı says:

    heyecan artıyor gitgide. crack the skye’dan sonra çok bekletmediler ama olsun.. aslında hep albüm yapsınlar. özlüyoruz..

  40. Hand Of Blood says:

    ister leviathan ister blood mountain gibi olsun farketmez her türlü yine beton gibi bi albüm olur bence

  41. Berca B. says:

    Onur son şarkıyı çok sevecek bence.

    Aykut Özen

    @Berca B., ahahah hakkaten o isim ne öyle.

    Onur Altınay

    @Berca B., Ahahah. \m/VALLEYOFDRYBONES\m/

  42. ben says:

    Ofişıl sitede böyle birşey yazıyor.

    Posted by siteadmin
    Tuesday, July 12, 2011 at 10:23pm

    Tomorrow at 10:00am pst, stay tuned to this site to see and hear a special taste of what’s to come.

    Uuuu beybi.

  43. caglardurmaz says:

    beğendim tadımlığı

  44. Kıvanç says:

    Tadımlık parça albümün hiti olur, demedi demeyin

  45. ali ihsan balı says:

    “that is huge!!!”

  46. Deon says:

    Şarkının bu bölümünden dünyalar çıkmıyor ama Leviathan’sılık var elbet. Böyle hissettim. Ben yine de Mastodon’un son yakaladığı çizgiden çıkmasını pek istemeyenlerdenim. Pahabiçilmez bir hissiyat.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.