# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
SAVATAGE – Dead Winter Dead
| 10.01.2010

Balkanlar’dan gelen soğuk hava dalgası.

Bir albümün klasik olduğu nasıl anlaşılır, hangi kıstaslar yerine getirildiğinde o albümün bir başyapıt olduğundan söz edilebilir, açıkçası bilmiyorum. Bir albümü çok sevmek o albümün aslında gerçekten de çok iyi olduğu anlamına gelmez belki ama, bazı albümler, bir şekilde bunu size hissettirirler. İlk dinlediğiniz an aldığınız haz, on küsür yıl sonra dinlediğinizde de bir nebze olsun azalmıyorsa; o ilk dinlemede ürperen tüyleriniz, on beş yıl sonra, belki de beş yüzüncü dinlemenizde dahi aynı şekilde dikiliyorsa, ben o albüme klasik derim arkadaş.

“Dead Winter Dead” dinlediğim ilk SAVATAGE albümüdür. Grubu bilmeden, kardeşime doğum günü hediyesi olarak almış, ilk kez oturup birlikte dinlemiş ve grupla tanıştığımız bu süreçte, her şarkıda istemsiz olarak göz göze gelmiş, “oha bu da neymiş böyle” tadında birbirimize gülümsemiş, yıllar sonra bile hayranlıkla dinleyeceğimizi bildiğimiz bir şeyle karşılaşmanın verdiği mutlulukla sırıtmıştık.

Bu sırıtmalar anlıktı elbet. Zira “Dead Winter Dead”, konusu ve bu konuyu müzikal anlamda işleyiş tarzıyla pek de öyle gülücükler dağıtan, insanı neşeye gark eden bir albüm değildi. Bosna dramını konu eden albüm, Sırp genci Serdjan Aleskovic ile müslüman kızı Katrina Brasic arasındaki ilişkiyi, Bosna Savaşı ekseninde anlatmaktaydı bildiğiniz gibi. Dinlediğim en iyi konsept albümlerden biri olmasının yanı sıra, SAVATAGE’ın da en iyi albümü olduğunu düşündüğüm “Dead Winter Dead”, kapağındaki taştan gargoyl gibi soğuk, her şarkısında gözünüzün önüne imgeler getiren, bahsettiği hikayeyi müzikal anlamda da mükemmel besleyen bi çalışma.

deadwinterdead_1

Jon Oliva’nın albüm öncesinde dersine iyi çalıştığı, albümün her anından belli oluyor. Örneğin “Starlight”ta, Serdjan’ın karşı tarafa havan topuyla saldırdığı ve havada uçan top mermilerini “yıldız ışığı” şeklinde betimleyecek kadar sanatsal bir yaklaşımı olması, bu saldırı temasını pekiştirmek için müziğin tansiyonun da coşması; veyahut Serdjan’ın Aralık’ın son günlerinde, bombalanmış bir okul önündeki çocuk cesetlerini gördüğü ve içsel hezeyanlara sürüklendiği “One Child”da muhteşem kanonlarla üst üste binen seslerin yarattığı kafa karışıklığı betimlemesi, hepsi planlanmış, hepsi konsepte hizmet eden çok yerinde fikirler.

Albümdeki müzisyen performansından bahsedelim azıcık da. Heavy metal ile progresif metalin tam kıvamında bir birlikteliğini içeren, yine konsept gereği klasik müzik etkilenimleri ve atıfları içeren parçaları, metalin gelmiş geçmiş en karakterli seslerinden Zachary Stevens’ın epik yorumu, gruba yeni giren Al Pitrelli ile gruba geri dönen Chris Caffery’nin nefis uyumu ve alemlerin en yetenekli obezi Jon Oliva’nın enfes beste kabiliyetiyle “Dead Winter Dead”, duygu ile tekniğin belki de en iyi birleştiği albümlerden biri.

Herhangi bir şeyle uğraşırken dinlediğinizde gerçek tadını asla alamayacağınız “Dead Winter Dead, her ne kadar SAVATAGE hayranları tarafından fikir birliği edilmişçesine bir başyapıt olarak görülmese de, her anlamda etkileyici, sarsıcı ve ilham verici bir eser.

deadwinterdead_deadwinterdead

Müzik tarihi, satış rakamları ne der, başka kaç kişi bu albümü böyle görür bilmem, ama benim zevkime ve müzik dinleme sürecimdeki önemine göre baktığımda, evet; “Dead Winter Dead” bir başyapttır.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.29/10, Toplam oy: 70)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1995
Şirket
Atlantic
Kadro
Zak Stevens: Vokal
Chris Caffery: Gitar
Al Pitrelli: Gitar
Johnny Lee Middleton: Bas
Jeff Plate: Davul
Jon Oliva: Piyano, bazı vokaller
Şarkılar
01. Overture
02. Sarajevo
03. This Is The Time (1990)
04. I Am
05. Starlight
06. Doesn't Matter Anyway
07. This Isn't What We Meant
08. Mozart And Madness
09. Memory
10. Dead Winter Dead
11. One Child
12. Christmas Eve (Sarajevo 12/24)
13. Not What You See
  Yorum alanı

“SAVATAGE – Dead Winter Dead” yazısına 6 yorum var

  1. b says:

    buradaki hikaye kurgusu da paul o’neill’e aitti herhalde öyle hatırlıyorum. dead winter dead dinlediğim ilk savatage albümü değil ama en beğendiğim ikinci albümüdür grubun. ilki ise edge of thorns’tur. streets:a rock opera’dan sonra grubun müzikalitesi daha da değişti daha progresif bir grup olmaya başladılar. senfonik etkiler biraz azaldı. dead winter dead benim için de bir başyapıt. kardeş albüm olarak gördüğüm royal hunt’ın “paradox” şaheseriyle beraber (iki albümde de konsept yapısıyla ölümleri işliyor hatta albüm kapaklarında dahi aynı renk tonları falan kullanılmıştır.) beni çok etkileyen bir albümdür. öncelikle bosna’da yaşanan tarihi değişimi anlatan “this is the time”, sonrasında hüzün bombardımanları “this isn’t what we meant”, “not what you see” gibi jon oliva’nın piyanolarının ön planda olduğu şarkılar bu albümün can damarları. zachary stevens olmasaydı bu albüm o kadar da güçlü olmazdı. çünkü adam dramatik etkiyi iki katına çıkarmış. bazen elim gitmez bu albümü dinlemeye rahatsız olurum. içindeki hüzünleri her insan evladı kaldıramaz. çünkü gerçeklerle donatılmıştır. gerçek soykırım, gerçek hüzünler!

  2. dreamless says:

    Daha fazla Savatage kritiği isterük !

  3. Mirror says:

    Albüm’ün kalitesine söyleyecek hiçbir söz bulamıyorum zaten. Ancak o Mozart And Madness’i kulaklarımın duyduğu, beynimin algıladığı an yaşadığım duyguları dün gbi hatırlıyor ve kıyısından hissediyorum. çok sevdiğiniz bir yemek aklınıza gelir de kokusunu duyar gibi olursunuz ya, işte onun gibi. Evet hem Mozart var gerçekten orada hem de madness.. Jon Oliva var işte.

  4. Mustafa Sakallı says:

    Biraz damdan düşer gibi olacak ama bu albümü Bosna Hersek’in yıkık binaları arasında dinleme şerefine nail olduğum için inanılmaz hissediyorum.

    Soğuk bir albüm, çok daha soğuk manzaraları yansıtıyor.

  5. osuruğu öksürük ile absorbe eden kişi says:

    TSO’yu çok dinledim… Bu gruba da kimse yanlış anlamasın ama daha yeni bakıyorum… TSO’nun ayak sesleri olduğu kesin…

    Lakin bilmediğim şu ki bu grup ne zaman Progressive Metal yapmaya başlıyor? Hangi albümleri heavy/power havasında?? yada karışık mı yapıyor kafasına göre??

    lastfm’den bakıp dinlediğim parçaların hemen hepsi heavy metal soundlu progressive rock/metal parçalarıydı…

  6. Rust in Peace. says:

    Mozart And Madness hiç eskimiyor ya, en sevdiğim enstrümantallardan.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.