MGŁA’nın metal dünyası üzerindeki etkisi siyah külotlu çorap ve kapüşonlu sweatshirt ile son derece gizemli bir görsellik yaratılabileceğini göstermiş olmasıyla sınırlı değil. MGŁA’nın müziğinin pek çok insan için farklı derinliklere uzanan manevi bir boyutu, müziğindeki keder ve ızdırabın içselleştirilmesi noktasında farklı bir kıymeti var.

Böyle olunca da MGŁA ile ilişkilendirilen pek çok şey kendiliğinden farklı ve pozitif ayrımcı bir yaklaşımla algılanıyor ve ilgi çekiyor, merak ediliyor.

KRIEGSMASCHINE, MEDICO PESTE, HAUNTOLOGIST ve OWLS WOODS GRAVES gibi oluşumlar da bu sayede en baştan 1-0 önde başlıyor ve kendilerine adeta hazır bir kitle buluyorlar. Bu kitle elbette ki MGŁA kitlesinin tamamı değil, ancak MGŁA kitlesi içerisinde bu toplulukları merak eden ve “MGŁA’yla ilişkili bir şeyse bakmak lazım” diye düşünerek dinlemek isteyen hatırı sayılır bir kesim de var.

OWLS WOODS GRAVES geçen seneye kadar bu yan kollar içinde değerlendirdiğimiz bir gruptu, bunun sebebi de MGŁA’nın esas adamı M.’in grupta çalıyor oluşuydu. M. geçtiğimiz sene gruptan ayrıldı (aşağıdaki grup fotoğrafında yer almamak için olabilir) ve şimdi grubun MGŁA ile bağlantısı MGŁA’nın sahne ekibindeki isimlerin çaldığı MEDICO PESTE’de çalmışlığı olan E.V.T. ve yine geçmişte MEDICO PESTE’de çalan ve bir süredir de Darkside ile HAUNTOLOGIST’i yürüten The Fall’dan ibaret.

İlk üç paragrafta 9 kere MGŁA dedikten sonra azıcık insan olup OWLS WOODS GRAVES tarafına geçebiliriz. 2022’de çıkardıkları “Secret Spies of the Horned Patrician”ın ardından şimdi de “Strix” ile bizlerle birlikte olan OWLS WOODS GRAVES bildiğimiz üzere black metal ve punk’ın aynı potada eritildiği satanik, Hristiyanlık karşıtı bir karanlık sunuyor.

Önceki albümünü M.’in sahibi olduğu Solace Studios’da baştan sona canlı olarak kaydeden grup, bu kez enstrümanları Roslyn Studio adlı yerde yine canlı olarak kaydederken, vokalleri ise yine M. gözetiminde Solace Studios’da kaydetmiş. OWLS WOODS GRAVES’in bu paçoz, hiçbir şeyi sikine takmayan karakteri de bu hücum kayıttan geliyor ve her enstrümanın ayrı ayrı kaydedildiği kanal kayıttan ziyade bu şekilde topyekûn taarruzla kaydedilen “Strix” tıpkı öncesindeki “Secret Spies of the Horned Patrician” gibi aynı yıpratıcılığı yaratmayı başarıyor.

Albüm kapağı ve “Winged They Come” gibi detaylardan görebildiğimiz üzere grup albüm adı olan “Stryx” kavramını tema olarak benimsemiş ve mitolojide ne ifade ettiğini araştırabileceğiniz Stryx’e yaraşır habislikte bir albüm yapmayı bilmiş. Bunu yaparken de doğal olarak black metalin kötü kalbinden, yıpratıcılığından ve punk’ın çiğliğinden yararlanmış. Referans olarak yine bu sularda yüzen DARKTHRONE’a, MIDNIGHT’a, KNIFE’a benzer yönleri var, ancak esasında hiçbiriyle tam olarak örtüşmüyor. “Anarcho-Occultism” ve “The Cliff Dance” gibi çok daha black metal şarkıların yanı sıra “Black Flame in Our Hearts” gibi neredeyse BLINK-182 veya FOO FIGHTERS şarkısı gibi giren son derece eğlenceli olaylar da var. Bunun dışında “Say No to Heaven”daki gibi WOLFBRIGADE kafasında bir şarkı ve “The Flag is Raised” gibi black metal ile punk’ın tam olarak iç içe geçtiği yapıtlar veya “Not Entirely Human” gibi ilk iki albüm KVELERTAK’ına yakın duran parçalar da mevcut. Sonuçta albümde yeterli çeşitlilik, adrenalin, gaz, eğlence, karanlık kesinlikle var ve böylece OWLS WOODS GRAVES bir kez daha kitlesini memnun etmeyi, onların gözünde epey değerli bir yerde konumlanmayı biliyor.

OWLS WOODS GRAVES, MGŁA yancıları arasındaki değerli oluşumlardan biri ve çok daha sofistike taraflara yönelen KRIEGSMASCHINE, MEDICO PESTE, HAUNTOLOGIST gibi oluşumların aksine olayı itlik kopukluk, puştluk şerefsizlik eksenine oturtuyor. Açıkçası çıkardıkları üç albüm arasında öyle dağlar kadar farklar olmadığından bundan önceki iki albümü seviyorsanız “Strix”i de seversiniz diye düşünüyorum. Hem black metalin karanlığını hissedeceğinizi hem de sizi tebessüm bile ettirebilecek şeylerle karşılaşacağınızı bilin yeter.