2020’de çıkardıkları “Timaeus” ile hatırı sayılır düzeyde ilgi çeken ve gerek albüm kapağı gerekse albümdeki konuklar sayesinde pek çok kişi tarafından fark edilen Alman atmosferik black metal oluşumu KHÔRA ile birlikteyiz bugün. KHÔRA, esasında Oleg I. adlı arkadaşın zihninden çıkan bir oluşum. Enstrümanların büyük kısmını o çalıyor, besteleri o yapıyor, sözleri o yazıyor. Ve Oleg ismindeki “g” harfinde bir sıkıntı varmış gibi bunu da “Ole” adıyla yapıyor.

“Timaeus” gerçekten de nevi şahsına münhasır olaylar barındıran, bir ilk albüme göre gayet olgun, akılda kalıcı fikirler sunan bir çalışmaydı. Grubun müziği büyük oradan EMPEROR ekolünü yansıtsa da aralarda ilk üç albüm BORKNAGAR ve ENSLAVED kafalarına giren şeyler de sunuyordu ve çok minik ama lezzetli fikirlerle kendini öne çıkarmayı başarıyordu.

“Timaeus” incelemesinin başında da dediğim gibi, “Noceo” başladıktan sonra “tamamdır ben bu albümü dinliyorum ve inceliyorum” kararını vermem için 10 saniye yetmişti. 10. saniyede gitaristin yaptığı o pull off, bana KHÔRA’nın sürprizlerle dolu olacağını ilk andan hissettirmişti.

Tıpkı “Timaeus”ta olduğu gibi “Ananke” de çeşitli konuklar içeren bir çalışma. Bunlar arasından en dikkate değer ve tanınanı eski MAYHEM, AURA NOIR, VLTIMAS gitaristi Blasphemer olsa da THE WRETCHED END, THERION, WILDERUN gibi gruplardan müzisyenler de albüme katkı veriyorlar.

Tüm sanat dallarında olduğu gibi metal dünyası da Antik Yunan inanışlarından ve Yunan mitolojisinden fazlasıyla faydalanıyor. Bu ortamlardan çıkan ve bugün bahsedeceğimiz albümün konusu olan sıradaki mitolojik bireyimiz zorunluluk, kaçınılmazlık, gereklilik gibi kavramların tanrıçası olan Ananke.

Grup bu mitolojik figürü ilk albümden alışık olduğumuz tarzdaki black metaliyle ve bunun üstüne koyduğu çeşitli yeni bileşenlerle işliyor. Müzikal yapı olarak bakıldığında “Ananke” ilk albüme göre daha çok şeyin olduğu bir albüm havası veriyor. Böyle hissettirmesini sağlayan başlıca şey albümde kullanılan orkestral dokunuşlar ve bu sayede oluşan daha sinematografik atmosfer. Daha ilk şarkı “Empyreal Spindle”dan KHÔRA’nın yaylılarla, ARCTURUS’vari avangart olaylarla daha çetrefilli bir işe soyunduğunu görebiliyoruz.

Buradaki kilit noktayı da bu zenginleştirme faaliyetleri oluşturuyor. “Timaeus”taki daha direkt ve görece daha dolambaçsız havanın üstüne “Ananke”de daha hikâyeli gibi gözüken, daha birbirine bağlı şarkılarla ilerleyen bir anlayış var. “Legion of the Moirai”nin başındaki yırtıcı vokallerden ve sonrasında gelen clean vokallerden, Ole’nin Ihsahn’ı epey bir sevdiğini anlayabiliyoruz. İlk albümde daha baskın hissedilen EMPEROR referansları bu albümde bana EMPEROR’ın yanı sıra özellikle “The Adversary”, “AngL” ve “After” dönemi IHSAHN’ı da anımsattı. Diğer yandan senfonik dokunuşlar ister istemez akıllara belli oranda DIMMU BORGIR’i de getiriyor, ancak bu benzeşen rifler veya melodilerden ziyade genel bir tavır olarak göze çarpıyor. Bu referansları bir kenara bırakırsak, KHÔRA gerçekten de zengin bir black metal icra ediyor ve “Ananke” özelinde avangart taraflarını da daha belirgin hissettiriyor. Özellikle clean vokal kullanımının bunda etkisi büyük. Diğer yandan “On a Starpath”te görüldüğü üzere avangart olmaktansa BORKNAGAR kafasına yaklaşan şeylere de cömertçe yer veriyorlar. Senfonik unsurların genelde destekleyici olarak kullanılması ve “madem orkestra kullanıyoruz, basalım neoklasik olayları” denmemiş olması benim için işin iyi tarafları. Bu sayede ortaya FLESHGOD APOCALYPSE’vari bir hissiyat çıkmıyor ve müzik tahmin edilebilir olma tuzağına düşmüyor.

Tüm bunların ışığında, ben daha yalın, yırtıcı ve hedef odaklı olmasından dolayı “Timaeus”un daha çarpıcı ve özel bir albüm olduğunu düşünüyorum. Ne var ki bu tamamen bir zevk meselesi ve senfonik dokunuşları, avangart olayları daha çok seven dinleyicilerin “Ananke” daha üst düzey bulması da son derece olası. Sonuçta KHÔRA zekâ dolu şeyler sunan, ne yaptığını bilen ve ileriye dönük olarak daha da iyi şeyler vadeden bir grup. Bu yüzden belirli bir kitleyi her türlü bulacaklardır. KHÔRA ile şu an tanışıyorsanız, bence önce “Timaeus”u, sonra “Ananke”yi dinleyin.