THE OMINOUS CIRCLE ile ilgili olarak en çok merak ettiğim şey hangi grup üyesinin bu kadar meşgul olmasına yol açan nasıl bir şeyle uğraştığı. Belki de tek bir kişiden kaynaklanmıyordur, ancak bu grupta birinin ya da birilerinin çok acayip yoğun olmasını ve bu yüzden grubu ikinci plana atmasını gerektirecek bir durum var.
Bu adamlar bundan tam 8 yıl önce “Appalling Ascension” gibi mükemmel bir albüm çıkardılar, milleti gaza getirdiler, ardından da fişi çektiler. Konser verdiler elbet, ancak üretim konusunda 8 yıldır sıfıra sıfır durumdalar. Bu şekilde olmasını gerektirecek türde bir yoğunluğu olan daha büyük, daha ünlü diğer bir grupta çalmıyorlar, çok meşgul olmalarına yol açacak bir gruba sahnede eşlik etmiyorlar. Üstelik grubun kurulduğu 2014’ten bu yana bir kez bile eleman değişikliği yaşamamışlar. Aynı 5 adam, ciddi bir yan projeyle uğraşmadan, çok büyük ihtimalle işlerinden dolayı THE OMINOUS CIRCLE’ı ikinci, üçüncü, dördüncü plana attılar ve nihayet geçtiğimiz haftalarda “Cloven Tongues of Fire” adlı ikinci albümlerini ortama saldılar.
“Appalling Ascension” incelemesini yazan arkadaşım, VORTE OF CLUTTER gitaristi Zafer Tunaboylu o alümle ilgili olarak şu yorumu yapmıştı:
“Grubun en büyük artısı klasik death metal yapısının arkasında gizli olan doom ve black metal etkilenimleriyle şarkı yazımlarını zenginleştirmesi ve kaotik ama takibi zor olmayan, karakteristik ve akılda kalıcı bir albüm yapmış olmaları”
THE OMINOUS CIRCLE’ı tanımlayan ana fikir bu olsa da adamlar bunu öylesine bir yoğunlukta yapıyorlar ki death metal death metalliğinden, black metal black metalliğinden çıkıyor ve ortak bir amaç için el ele verdikleri bir pislik yuvası ortaya çıkarıyorlar.
“Appalling Ascension” her ne kadar mükemmel bir ilk albüm olsa da bu 8 yıl gruba farklı açılardan yaramış. “Cloven Tongues of Fire” kapağı da dâhil olmak üzere “Appalling Ascension”dan her açıdan üstün bir albüm. Bir kere prodüksiyon her şeyi daha büyük hâle getiriyor ve grubun yaratmak istediği kaos duvarı yaldır yaldır üstümüze geliyor. Bu kaosu besleyen unsurlara bakınca ise başta vokalist Simón García Lopez’i görüyoruz. Lopez bu tarz gruplarda çok duymadığımız tarzda, neredeyse brutal death metal gruplarından duymaya alışık olduğumuz tarzda guttural bir death metal vokali yapıyor. Buna yer yer eklediği shriek’ler de eklenince vokaller “Cloven Tongues of Fire”ın en önemli unsurlarından biri hâline geliyor.
Bunun yanı sıra gitarlar zaten her şeyi içine çeken kapkara bir bulut gibi sürekli genişlerken, olayı sadece kaosa karambole bulamaktansa akılda kalıcı rifler ve melodiler de sunuyor olmaları büyük lütuf. Albümü yaklaşık yirmi kez dinledim ve her dinleyişimde, şarkı sıralaması da dâhil pek çok şeyi çok iyi düşünüp tasarladıklarını tekrar tekrar görmüş oldum.
Albüm kapağından da kısaca bahsetmek istiyorum. Kapaktan Ars Alchymiae adıyla çalışan Anna Frigati adlı hanım sorumlu. Kendisini VERBERIS kapaklarından hatırlayabilirsiniz, ancak “Cloven Tongues of Fire” kapağı kendisinin bundan önceki tüm kapaklarından çok farklı tarzda ve eğer bundan sonra da bu yoldan devam edecekse kendisinin ismini daha çok duyacağımıza eminim. Tüm yılı düşünmedim, elbet çok iyi başka kapaklar da vardır, ancak “Cloven Tongues of Fire” kapağının benim için yılın en iyi kapakları arasında olduğu kesin.
8 yıllık bekleyişe değdi mi? Benim için kesinlikle değdi. “Appalling Ascension” harika bir ilk albümdü ve grup “Cloven Tongues of Fire”da daradan geçen süreyi anlamlı kılacak bir gelişim göstermeyi başarmış. Kapağı, prodüksiyonu, atmosferi, bireysel performansları dâhil her şeyiyle çok iyi bir black/death metal albümü olarak yıl sonu listelerinde olmayı hak eden bir çalışma ve bu noktada tek dileğim elbette ki grubun üçüncü albümü için 2033’ü beklememesi.
Kadro S.L.: Vokal
A.C.: Gitar
M.S.: Gitar
Z.P.: Bas
M.A.: Davul
Şarkılar 1. Thus Beckons the Abyss
2. Lowest Immanations
3. Through Tunnels Ablaze
4. In Ira Flammae Devoratur Qui Salvatur
5. Black Flesh, Sulfur, and All in Between
6. Writhing, Upturning, Succumbing
7. Utterance of the Formless
Yeni yıl hediyem gelmiş gibi heyecanlandım. (bir önceki albüme istinaden aniden beliren adam)