# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
AFTERBIRTH – Four Dimensional Flesh
| 11.05.2020

Bu yılın en önemli albümlerinden biri.

Bu yılın kendi adıma en büyük sürprizlerinden birini yazıyorum şu an. AFTERBIRTH ismi, grup logosundan mütevellit pek çok benzeri olan türde; cami tuvaleti yankılı trampet sound’una sahip, sürekli aynı “vıyyyy vıyyyy vıyyyy” pig squeal vokallerle bezeli ve slam’e bulanmış bir BDM grubu izlenimi veriyordu bana. PA yorumlarında önerilene kadar sahip olduğum bu düşüncemin yerle bir olması için albümün ilk şarkısının ilk 20-30 saniyesi yetti de arttı bile. Şu an karşınızda yılın en iyi albümlerinden birini incelediğini düşünen biri olarak duruyorum.

Geçen sene HATH’I ilk dinlememde yaşadığım heyecanın bir benzerini bu kez de AFTERBIRTH’ü ilk dinleyişimde yaşadım. Grup brutal death metali gerçekten de progresif bir anlayışla ele alıyor ve bunu ders verir düzeyde bir ustalıkla yapıyor. Progresiften kastım elbette ki -sadece- sürekli değişen riflerden ibaret değil. Grup doksanların ortalarındaki çok karakteristik teknik death metal albümlerindeki gizemli havayı akıllara getiren çok nefis, cidden enfes bir de atmosfer yaratmayı ve albümün ömrüne ömür katmayı başarıyor.

Aslında gayet haşin başlayan albümde işlerin tahmin edeceğimiz gibi gitmeyeceği, ikinci şarkı “Spitirually Transmitted Disease”in 2.18’inde başlayan bölümle ortaya çıkıyor. Buradaki bas gitar kullanımı ve grubun son derece genişlemeye açık anlayışı albümün çehresini bir anda değiştiriyor ve herhangi bir BDM albümü dinlemediğimizi bize saniyesinde gösteriyor.

Her ne kadar o düzeyde kaotik olmasa da grubun sound’undan ve genel havasından ta DEMILICH’e dek uzanan referanslar, tatlar almak mümkün. Bahsettiğim bu andan sonra albüm BDM için kurşun atıp kurşun yiyecek tavizsiz kitle dışındaki herkes için farklı bir boyuta geçiyor ve bir anda ilginçleşiyordur dur diye tahmin ediyorum.

Çünkü bu noktadan sonra “Four Dimensional Flesh”in bırakın BDM’yi, öyle herhangi bir albüm olmadığını da rahatça görüyoruz. Bir DEVIN TOWNSEND şarkısı ferahlığında başlayan geçiş parçası “Girl in Landscape”ten tutun da clean vokal koysanız çok başka yerlere gidebilecek düzeyde geniş perspektifli “Everything in Its Path”e, “Never Ending Teeth”e kadar. Özellikle ikincisi, baştan sona bir lezzet kumkuması ve kendine hayran bırakma şöleni. “Girl in Landscape”teki şablonu sondan bir önceki “Black Hole Kaleidoscope”ta da görüyor oluşumuz, albümün konsept bir yapı barındırdığını da bize hissettirerek olayın dramatik boyutunu artırıyor.

“Four Dimensional Flesh”e dair diğer bir artı da albümün kısa oluşu. Normalde bu kadar kaliteli bir müziğe daha fazla maruz kalmak istersiniz. Lakin AFTERBIRTH bunu tam dozunda tutmuş ve aynı anda hem doyurmayı hem de daha fazlasını istetmeyi başarmış. Hiçbir söz okumadan soyut şeylerle ilgili olduğunu rahatça anlayabildiğimiz albüm, aralardaki 1-2 dakikalık şarkılardaki lezzetli naiflik sayesinde tıpkı adındaki gibi çok boyutlu bir kimlik kazanıyor ve bu ara sıcaklar albümün sertliğine darbe vurmak yerine bilakis zıtlıkları daha da belirgin hâle getiriyor. Özellikle bu anlarda ve şarkılardaki kimi bölümlerde akıllara CYNIC’in, HORENDOUS’ın ve hatta NOCTURNUS’un gelme ihtimali dahi var. Bunların yanına bir de albümü mük-kem-mel yansıtan hafif kirli hafif sıcak prodüksiyon eklenince albümün lezzetine lezzet katılıyor.

Kimi dinleyicilerin “Four Dimensional Flesh”ten soğumasını sağlayacak yegâne konu albümdeki vokaller olabilir. Bence her açıdan mükemmel olsalar da müziğin genişleyen ve ilerlemeci yapısını sevmek isteyip de vokallerden dolayı albümün içine giremeyen birileri olabilir. YouTube’daki bir yorumda bir dinleyicinin AFTERBIRTH’ün özellikle vokal anlamında ülkemizden CENOTAPH’a benzetildiğini gördüm ve bir başkasının da bu yoruma “grubun vokalisti Cenotaph hayranı” yorumunu okudum. Araştırmışlığım yok ama böyle bir durum varsa da iyi bir şey; Batu Çetin’in BDM konusunda feyz alınabilecek bir insan olduğunu CENOTAPH’tan da MOLESTED DIVINITY’den de biliyoruz.

“Four Dimensional Flesh” hayatımda dinlediğim en soyut brutal death metal karakterli albüm dersem sanırım abartmış olmam. Evet, pek çok yerde olayın brutalliği sadece vokallerle sınırlı kalıyor ve grup bildiğin progresif death metal yapıyor. Ancak genel itibarıyla bakıldığında bu tarz bir şeyi her gün dinlemediğimiz de açık. İlk demosunu 1993’te çıkaran ve belli ki o zamandan bu yana deneyimine deneyim katarak yoluna devam eden AFTERBIRTH burada gerçekten sıra dışı olmaya yakın, kesinlikle sürükleyici ve yıl sonu listelerine damga vurmaya aday bir iş sunuyor. Ben “Four Dimensional Flesh”i defalarca dinledim ve her dinleyişimde albümün daha da büyüdüğünü, daha da güçlendiğini hissettim. BDM etiketi size korkutucu geliyorsa bile AFTERBIRTH’ü es geçmeyin. Burada ciddi anlamda etkileyici bir şeyler var.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.23/10, Toplam oy: 40)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2020
Şirket
Unique Leader Records
Kadro
Will Smith: Vokal, sözler
Cody Drasser: Gitar, sözler
David Case: Bas
Keith Harris: Davul, klavye
Şarkılar
1. Beheading the Buddha
2. Spiritually Transmitted Disease
3. Girl in Landscape
4. Everything in Its Path
5. Never Ending Teeth
6. Minimum Safe Distance
7. Rooms to Nowhere
8. Swallowing Spiders
9. Dreaming Astral Body
10. Black Hole Kaleidoscope
11. Four Dimensional Flesh
  Yorum alanı

“AFTERBIRTH – Four Dimensional Flesh” yazısına 37 yorum var

  1. necrobutcher says:

    vıyyy vıyyy vıyyy

  2. ismail vilehand says:

    Öküzlüğün ve progresifliğin birbirine kesik atmadığı nadir albümlerden biri. İlk dinlemeden itibaren insanı içine çekiyor.

  3. seco says:

    Bence insanın sinirlerini bozacak kadar iyi.

  4. deadhouse says:

    Gerçekten de çok soyut. Iyi mi kötü mü diye düşünmekten ziyade müziğin “ne” olduğunu sorguladım. Dinlerken çok keyif verdi. Fakat güçlü bir sound göremedim, yaratıcı fikirler gördüm. Sürüyle ortalıkta gezen milyonlarca boktan BDM gruplarıyla aynı klasmanda olmadıkları kesin. Yine de tarzlarını daha da geliştirmelerini gerektiğini düşünüyorum. 7.5/10

  5. ihsanoird says:

    2019 black metal yılıydı, 2020 ise death metal adına gayet doyurucu geçiyor. Daha ilk saniyesinden farklı bir şeyle karşı karşıya olduğunuzu hissettiriyor. Benim de puanım 9 olurdu.

    Ulcerate > Afterbirth > Wake = Like Rats > Benighted

  6. 12ParmakBağırsağı says:

    Never ending teeth’in klibimsi videosunda ne oluyor ne amaçlamışlar çözebilen var mı hahaha.

  7. Emre says:

    Dinlediğim en iyi brutal death metal albümlerinden biri. Ben de ciddi dozda Demilich tadı aldım, ama anılması gereken temel isim Voivod bence. “Voivod kafası”na çok yakın sularda seyrediyor grup.
    Bu arada, henüz dinlemedim ama, önceki albümlerinin bundan epey daha iyi olduğunu söyleniyor.

  8. Salata says:

    Bu kadar düz ve boğuk vokalleri anlayamıyorum. Çok iyi enstrümanların üzerinde fazlalık gibi duruyor, John Gallagher’ın ne dediğini de pek anlayabiliyor değilim mesela ama orada vokaller müziği tamamlayan ayrı bir enstrüman gibi, bu ise gerçekten dümdüz ve anlamsız geliyor

    Canoir

    @Salata, ben de hiç sevemiyorum böyle kola bardağının dibini pipetle çeker gibi vokal yapan grupları. Ama bu grup özelinde o kadar da düz bulmadım vokali. Kaldı ki albüm o kadar iyi ki, çok kotü bir vokali olsaydı da görmezden gelirdim sanırım.

    Salata

    @Canoir, Hahahdhsaadh harbiden çok iyi bi benzetme oldu

  9. Horrendous says:

    1-2 yerde daha denk geldim bu albüme. Grubu tanımıyordum, ne kapak ilgimi çekti, ne logo; tür ile de çok ilgili bilgili olmayınca neymiş bu diye bakasım bile gelmedi. Bugün itibariyle müthiş bir albümle daha arkadaş oldum. Teşekkürler PA iyi ki varsın :)

  10. Ouz says:

    İlk dinlemede alakasız şekilde bir Artificial Brain tadı aldım. Dönüp grubun üyelerine baktım, vokal zaten Artificial Brain’in vokaliymiş. Belki şarkılarda vokal ve liriklerden çok daha ötede katkıları vardır herifin.

    Albüm süpsüper, bugün üçüncü defadır dinliyorum hiç böyle bir şey beklemiyordum. Benden 9 çalıştı. Eline sağlık Ahmet.

  11. 9yearsago says:

    Domuz vokallerden dolayı içine giremeyeceğim galiba ama böyle yenilikçi işlerin ilgi görmesi şahsımı sevindiriyor.

  12. HaNNibaL says:

    Çok şık bir albüm

  13. Ouz says:

    Bu albüm aklımda, 2020′de çıkan sarı kapaklı manyak albüm olarak yer etti bile. Her gün açıp bir kez dinliyorum.

  14. Alondate says:

    Minimum safe distance bence 2020yi anlatan en iyi sarki :) Album efsane otesi. Pig vokaller basta bana da itici geldi ama simdi muptelasi oldum

  15. Ouz says:

    “Black Hole Kaleidoscope”u günde 30 defa döndürür oldum. 4-20. saniye arasının bana yaşattığı hisler tarifsiz.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Ouz, bu albümde arada Mithras’ı da hatırlatan garip bir hava var.

    Ouz

    @Ahmet Saraçoğlu, Kesinlikle haklısın, oturup her iki albümde kullanılan nota aralıklarına bakmadım ama ya notalardan ya da anlamadığım başka nedenlerden Mithras havası var bence de. Davul konusunda öyle pek bilgim yok ama davul setindeki ride’lara ayrıca hasta oldum. Albüme acayip bir tekinsizlik, belki bir paçozluk katıyor fakat beyefendi bir paçozluk bu. Çok uzun zamandır kafayı bu denli taktığım bir BDM albümü olmamıştı. Bir önceki albümlerini de dinledim ama bunun kadar sarmadı.

  16. Osman Gümüş says:

    93′ kurulup 2 yıl sonra dağılmışlar uzun süre sonra tekrar birleşmişler çok ilginç, yani bu grubun haricinde tecrübeleri de yok ancak inanılmaz şekilde yetenek dolu bir albüm. 2017′de çıkan ablümlerini dinlemişim ancak hiç hatırımda kalmamış, prog olmasından dolayı sanırım.

  17. Emre says:

    Her dinleyişimde albümün enfes prodüksiyonuna ve özgün, “lezzetli” davul yazımına tekrar tekrar şapka çıkarıyorum. Bana göre 2020′nin şimdiye kadarki en iyi 3 albümünden biri.
    İlk albümlerini de nihayet edindim. Onu da hatmedeceğim mutlaka.

  18. enemyofgod says:

    Hala dinliyorum çok çok iyi.

    Horrendous

    @enemyofgod, Tam zamanında ve hak eden bir hatırlatma.

  19. SA says:

    Bu albümü geçen sene dinlemeyi ertelediğim için şu an kendime kızıyorum. Nefis albümmüş3.

  20. Ouz says:

    Girl in Landscape’in başlangıcıyla Pantera’nın Hard Lines Sunken Cheeks parçasının başlangıcını benzeten sadece ben olamam.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Ouz, aynen çok benziyor. O kısımdan sonrası da Devin Townsend şarkısı gibi zaten. HLSC’nin girişi ve Devin Townsend’in havadar enstrümantal pasajlarının birleşiminden oluşuyor şarkı.

    Ouz

    @Ahmet Saraçoğlu, Devin Townsend cahili olduğum için gerisini başka bir şeye benzetemedim ama başlangıcı acayip şaşırtıcı. Buna benzer Townsend şarkıları hangi albümündedir, hiç bilmiyorum harbiden.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Ouz, Deadhead’de o şarkıdaki benzer atmosferler var.

    https://youtu.be/DrDM6V08wcE

    Ama bu şarkının esas olayı 6.30′dan şarkının sonuna kadar olan vokallerdir. Muazzam bir vokal performansı, üstelik Devin burada hasta hasta söylüyor.

    çaksu

    @Ahmet Saraçoğlu, Dünya yavaşlıyor yörüngesinde öyle bi kuvvet, öyle bi performans oradaki.

    Ouz

    @Ahmet Saraçoğlu, Sağ olasın Ahmet, performans müthiş. Benzer bir hava var şarkıda cidden.

  21. SA says:

    Beheading the Buddha nın girişini Defeated Sanity – Verblendung şarkısının girişine çok benzetiyorum.

  22. lammoth says:

    Negzel albüm bu ya. Haber sayesinde hatırladım yine çeviriyorum da off baaa!!

  23. Avcı says:

    Bambaşka bir kafayla yapılmış bir Brutal Death Metal albümü. Şarkı ve riff yapıları bir parça Slugdge’a benzemiş ama asla onların düştüğü hataya düşmeyip hiç bir şarkıya temiz vokal koymamışlar. 2 küçük enstrümental şarkı dışında saf Brutal Death Metal eziciliğini bir an bile eksilmiyor

    Bu eziciliği törpüleyen 2 konu var sadece. Birincisi gitar tonu, Death Metal’in alıştığımız jilet (Necrophagist – Dying Fetus) ya da beton (Dyscarnate – Belphegor ) tonlarından uzak. Biraz 90′lar Teknik Death Metal havasını yansıtan bir ton kullanmışlar. Büyük bir sorun değil. İkincisi ve daha önemlisi baterideki trampet ve kick tonu daha güçlü yapılabilirmiş. Baterinin kendisi değil ama güçsüz tonu müziğin eziciliğine bir parça engel olmuş.Umarım bir sonraki albümde bu konuya eğilirler.

    Son olarak Black Hole Kaledescope’un sonu (3. dakikadan itibaren) zeka şöleni. Brutal Death Metal’e yaratıcılık ve müzisyenlik katmak budur işte.

  24. Avcı says:

    Neverending Teeth’in 2:32′sinden bitime kadar kısmıyla The Red Chord’un Sleeples Nights In The Compound şarkısının 2:17′sinden bitime kadar olan kısmı atmosfer ve hissiyat olarak birbirine inanılmaz benziyor. Sanki aynı kişi bestelemiş gibi. Nedense şimdi fark ettim.

  25. deadhouse says:

    Yıllar içinde daha da kültleşecek, metal müzik için mükemmel bir adım. Eşsiz bir eser. 10/10

    deadhouse

    Yanlış albüme yazdım. In But Not Of için yazmıştım.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.