Dünyamız tarih boyunca sayısız korkunç döneme, olaya tanık olduysa da, çeşitli unsurlardan dolayı bu korkunçlukların en büyüklerinden bazılarının Mezopotamya’da gerçekleştiğini görüyoruz. Bunun sebebi elbette ki bölgenin coğrafi koşulları sebebiyle medeniyetlerin, dinlerin, kültürlerin beşiği olması; sayısız çatışmaya, fikir ayrılığına, güç mücadelese sahne olması.
İnsan faktöründen kaynaklanan bütün bu kaosun yanı sıra, buradan filizlenen dinlerin çokluğundan, iç içe geçmişliğinden ve kadimliğinden dolayı günümüze dek devam eden ve geleceğimize dek devam edecek kozmik durumlar da söz konusu. Bugün bölgede yaşanan çatışmaların çok daha korkunçları, benzersiz kıyımlar, katliamlar; Mezopotamya topraklarının alışık olduğu kırmızı ıslaklığın çok daha eskilere, kadim zamanlara gittiğini bizlere gösteriyor.
GÜRZ olarak kurulan, sonradan bugünkü hâline evrilen ve Headbangers’ Weekend’de izleyeceğimiz İstanbullu grup KHEPRA’ylayız bugün. Sümer tanrılarını, milattan önce 3000 küsür yıl öncenin kadim inançlarının kozmik yansımalarını, Lovecraft’ın cazibeli dünyasını konu ettiği ilk albümü “Cosmology Divine”ı geçtiğimiz yılın Kasım ayında çıkaran grup; bu karanlık geçmişli bölgenin kendisi gibi karanlık müzikal dinamiklerinden faydalanan ve bunu death metalin yırtıcı ve her yola gelir yapısıyla yoğuran bir kimliğe sahip.
Etnik ögeler bağlamında daha ziyade Anadolu gamlarına bağlı kalan ve bu sayede hem alışık olduğumuz hem de çoğumuzun bilinç altında yatan ve bu topraklara ait kimi karanlıkları besleyen müzikal yapı; “Cosmology Divine”ın hem bizden olmasını hem de bu coğrafyanın çok daha dipsiz dehlizlerinin, kozmik düzlemdeki solucandelikleriyle birleşmesine vesile oluyor.
Senfonik death metal gibi son derece kalıtsal ve dinamikleri belli bir türü icra ettiği için, tür içindeki diğer gruplarla karşılaştırma, benzeme gibi durumlara da elbet konu olabilen KHEPRA; doğal olarak en çok SEPTICFLESH ve FLESHGOD APOCALYPSE sevenlerin radarına girecektir. Melodik unsurları daha yırtıcı death metal unsurlarıyla bir arada sunan ve orkestrasyonun yarattığı yer yer kaotik, yer yer sinematik ruh hâlini olabildiğince iyi kullanan grup, böylesi bir müziği rezil ya da vezir etme noktasında duran başlıca unsur olan prodüksiyon konusunu neyse ki iyi kotarmış.
Miks ve mastering işini pek çok grupla çalışan eski MACHINE HEAD/SOULFLY gitaristi Logan Mader’a teslim eden KHEPRA, bu sayede albümün canlı ve dinamik kalmasını sağlamış. Senfonik unsurlar barındıran albümlerde kimi zaman rastladığımız, metal enstrümanları ile orkestranın iç içe yedirilememesi durumunun “Cosmology Divine”da gayet iyi üstesinden gelinmiş. Türü icra eden bazı grupları dinlerken gözümün önünden geçen Cubase layer’ları, KHEPRA’yı dinlerken aklıma bile gelmedi.
Grubun da üstüne düşeni layıkıyla yaptığı, her enstrümanın hakkının verilerek çalındığı, vokallerin bu tür bir müziğin gizemli havasını pekiştirdiği “Cosmology Divine”, şüphesiz ki senfonik death metal adına ülkemizden çıkan belki de en iyi albüm. Bu toprakların; Anadolu’nun, Mezopotamya’nın çok derinlerinde yatan kadim karanlıkları, boğucu kaosu gün yüzüne çıkarmalarını umduğum yeni albümlerini merakla bekliyor, bu altından kalkması hiç de kolay olmayan işten yüzünün akıyla çıkmış olması dolayısıyla KHEPRA’yı kutluyorum.
Not: Japonya’da konser verecek olmalarından dolayı bir kez daha kutluyorum.
Kadro Dou Kalender: Vokal, gitar
Tolga Köker: Gitar
Kenan Turandar: Bas
Erce Arslan: Davul
Şarkılar 1. Atra Hasis
2. Enki (Diaries of a Forgotten God)
3. Desolation
4. We Are Descending
5. Obsession of the Mad
6. Steps of Immortality
7. Evil Incarnate
8. Into the Cosmic Disharmony
9. Cosmology Divine
10. Through the Cosmic Web of Voids
Gruba koca bir Bravo! diyor,
yolunuz açık olsun, gayet iyi bir yoldasınız bundan şüpheniz olmasın diye de eklemek istiyorum.
Fakat -çemkirme pahasına da olsa- değinmeden duramayacağım ve beni rahatsız hissettiren bir konu var.
Öncelikle sitedeki kritiklere yazılan yorumları bazen fazlasıyla tuhaf ve itici buluyorum.-Beni ilgilendiren fazlasıyla kişisel bir durum evet-
Kendimce bu durumu analiz ettiğim ve pek de hoş karşılamadığım değerlendirmelerim var tabi ve bu itici durumun sebebini anlamak pek de zor olmuyor.Sırf bu nedenden ötürü uzun zamandır sitede okuyucu olarak takılıyor bile olabilirim.Neyse…
Dün bu kritik sayesinde grubu tanıma şansı buldum. Tam çalışmalarına yönelik beğenilerimi ifade etme ihtiyacı duymuşken,
içimden, geçen gün sitede kritiği yayınlanan yerel bir grubun “kendimce” pek sıradan ve fazlasıyla amatör bulduğum çalışmasına okuduğum yığınla methiye geldi.
Pek tabi benim sıradan ve kalitesiz bulduğum bir çalışma başkasının mitolojik, ideolojik ve hatta dermatolojik vs. açıdan olağanüstü anlamlarla dolu yüklü bir müzikalite sunuyor olabilir buna lafım yok. (Bazı yorumların bu saygıdeğer yorumu hakettiğine zerre inanç taşımıyor olsam da)
Fakat bu kritikteki iki şarkıyı dinleyip, fevkalade kaliteli bir harmanla karşılaştığımı düşündüğüm çalışmalar olduğunu ve bu çalışmaların çoğu yerel grubun yanından bile geçemeyeceği bir müzikalitede olduğunu düşündüğüm şu gruba yazılacak yorumları okumayı bekledim.Bir tahminim var olduğu üzre yorumu yazmayı beklemeye aldım.
Tek bir yorum bile yazılmamış.(Tahminim bu yöndeydi)
İşte beni rahatsız eden asıl nokta da bu; Tahminimin tesadüfi olmayıp rahatsız edici iticilikte nedenler içeriyor olması.-Tabi yerel grup değerlendirmelerine yönelik söylüyorum.-
Tamamen kişisel bir rahatsızlıktan ibaret bir düşüncenin ifadesi bu.
Albümle ilgili kısımlara gelirsem
özellikle kritikteki We are descending ve Enki şarkısını çok çok iyi buldum.Yerel gruplarda bana en itici gelen ve %90′ında malesef karşılaştığım şu vokalin brutali kotaramaması ve ingilizceyi fazla amatör bir seslendirme içerisinde dillendirmesi sorunuyla da albümü dinlerken pek karşılaşmamış olmam da ayrı bir övgüyü hak ediyor.
Tür olarak da aslında icra edilmesi fazla iyi bir kayıt ve özenli prodüksiyon gerektirdiğini bildiğim bu tarzda -ki bu türde marka takılmamın da sebebidir- dinlerken sıkıntı yaşamamam ve grubun yaptığı müziğe yedirdikleri etnik kimlikteki notaların , enstrümanların da gayet dozunda kullanılması ,
ve daha önemlisi şarkılarda en iyi “zamanlamada” devreye girmeleri benim bu albümü beğenmemin en önemli etkenleri.
Türü seven ya da bu türde benim gibi marka takılanların da rahatlıkla sevebileceklerini düşündüğüm bir albüm olmuş.
Kritik için de ayrıca teşekkürler.
Grubun takipçisi olacağım.
Başarılar…
@Sikth, Farkında olmadan uzun uzadıya yazmışım. Akraba değilim! grubun adını da albümünü de dün duymuş biri olarak yazdım.
Bu arada yorumumda “tek bir yorum yazılmamış” tahminimi bağladığım hususlar sitede diğer tek bir yorum yazılmamış yığınca kritikten farklı,
doğal ve normal bulmadığım bir içerikte olduğunu düşünmemden kaynaklı kullandığım bir ifadedir. Diğer bir yerel grup değerlendirmesiyle karşılaştırmadan duramadığım asıl kasıt da buydu.
Neden tek bir yorum yazılmamışa yönelik bir rahatsızlık ifadesi asla değil. Kaldı ki değindiğim üzere yorum yazılma ihtiyacı duyulmayan ya da yorum yazılmamış yığınlı kritik var zaten.
(9.46/10, Toplam oy: 24)
Loading ...
O değil de Erce Arslan hakkaten çok hayvan.
Gruba koca bir Bravo! diyor,
yolunuz açık olsun, gayet iyi bir yoldasınız bundan şüpheniz olmasın diye de eklemek istiyorum.
Fakat -çemkirme pahasına da olsa- değinmeden duramayacağım ve beni rahatsız hissettiren bir konu var.
Öncelikle sitedeki kritiklere yazılan yorumları bazen fazlasıyla tuhaf ve itici buluyorum.-Beni ilgilendiren fazlasıyla kişisel bir durum evet-
Kendimce bu durumu analiz ettiğim ve pek de hoş karşılamadığım değerlendirmelerim var tabi ve bu itici durumun sebebini anlamak pek de zor olmuyor.Sırf bu nedenden ötürü uzun zamandır sitede okuyucu olarak takılıyor bile olabilirim.Neyse…
Dün bu kritik sayesinde grubu tanıma şansı buldum. Tam çalışmalarına yönelik beğenilerimi ifade etme ihtiyacı duymuşken,
içimden, geçen gün sitede kritiği yayınlanan yerel bir grubun “kendimce” pek sıradan ve fazlasıyla amatör bulduğum çalışmasına okuduğum yığınla methiye geldi.
Pek tabi benim sıradan ve kalitesiz bulduğum bir çalışma başkasının mitolojik, ideolojik ve hatta dermatolojik vs. açıdan olağanüstü anlamlarla dolu yüklü bir müzikalite sunuyor olabilir buna lafım yok. (Bazı yorumların bu saygıdeğer yorumu hakettiğine zerre inanç taşımıyor olsam da)
Fakat bu kritikteki iki şarkıyı dinleyip, fevkalade kaliteli bir harmanla karşılaştığımı düşündüğüm çalışmalar olduğunu ve bu çalışmaların çoğu yerel grubun yanından bile geçemeyeceği bir müzikalitede olduğunu düşündüğüm şu gruba yazılacak yorumları okumayı bekledim.Bir tahminim var olduğu üzre yorumu yazmayı beklemeye aldım.
Tek bir yorum bile yazılmamış.(Tahminim bu yöndeydi)
İşte beni rahatsız eden asıl nokta da bu; Tahminimin tesadüfi olmayıp rahatsız edici iticilikte nedenler içeriyor olması.-Tabi yerel grup değerlendirmelerine yönelik söylüyorum.-
Tamamen kişisel bir rahatsızlıktan ibaret bir düşüncenin ifadesi bu.
Albümle ilgili kısımlara gelirsem
özellikle kritikteki We are descending ve Enki şarkısını çok çok iyi buldum.Yerel gruplarda bana en itici gelen ve %90′ında malesef karşılaştığım şu vokalin brutali kotaramaması ve ingilizceyi fazla amatör bir seslendirme içerisinde dillendirmesi sorunuyla da albümü dinlerken pek karşılaşmamış olmam da ayrı bir övgüyü hak ediyor.
Tür olarak da aslında icra edilmesi fazla iyi bir kayıt ve özenli prodüksiyon gerektirdiğini bildiğim bu tarzda -ki bu türde marka takılmamın da sebebidir- dinlerken sıkıntı yaşamamam ve grubun yaptığı müziğe yedirdikleri etnik kimlikteki notaların , enstrümanların da gayet dozunda kullanılması ,
ve daha önemlisi şarkılarda en iyi “zamanlamada” devreye girmeleri benim bu albümü beğenmemin en önemli etkenleri.
Türü seven ya da bu türde benim gibi marka takılanların da rahatlıkla sevebileceklerini düşündüğüm bir albüm olmuş.
Kritik için de ayrıca teşekkürler.
Grubun takipçisi olacağım.
Başarılar…
05.03.2017
@Sikth, Farkında olmadan uzun uzadıya yazmışım. Akraba değilim! grubun adını da albümünü de dün duymuş biri olarak yazdım.
Bu arada yorumumda “tek bir yorum yazılmamış” tahminimi bağladığım hususlar sitede diğer tek bir yorum yazılmamış yığınca kritikten farklı,
doğal ve normal bulmadığım bir içerikte olduğunu düşünmemden kaynaklı kullandığım bir ifadedir. Diğer bir yerel grup değerlendirmesiyle karşılaştırmadan duramadığım asıl kasıt da buydu.
Neden tek bir yorum yazılmamışa yönelik bir rahatsızlık ifadesi asla değil. Kaldı ki değindiğim üzere yorum yazılma ihtiyacı duyulmayan ya da yorum yazılmamış yığınlı kritik var zaten.
Kayıtlarda, Karadeniz tulumu bile kullanmışlar…
Çok radikal ve güzel besteleri var…
Zaman ayırıp dinlemek lazım…