Pasifagresif’i belli bir süredir takip eden herkes, sitede yorum yapan ve ara ara konuk incelemeler yazan ismail vilehand’den ve genel olarak sevdiği müzikal karakterlerden de haberdardır. Kendisi hayvanlık sever, hardcore sever, death metal sever, black metal sever, belli oranda sludge sever, pislik çirkinlik için çocuğunu keser, öyle delikanlı bir arkadaşımızdır ve çok uzun yıllar boyunca sitede yarattığı aurayla hatırı sayılır bir kitlenin saygısını kazanmıştır. Buradan kendisine çok selamlarımı iletiyorum ve uzun yıllardır süren arkadaşlığına karşılık minik bir tatlılık olsun diye bu yazıya bu başlığı atıyorum.
Kendisi MASTIFF’ten haberdar mı bilmiyorum; daha önce hiç konuşmadık, lafını etmedik, birbirimize tavsiye etmedik. MASTIFF İngiliz bir hardocore/sludge metal grubu ve müziğin temposunu hayvansı doom metal taraflarına indirdikleri de kuduz death metal seviyelerine çıkardıkları da oluyor. Bunu yapmalarını sağlayan olayların başında HM-2 pedalına sarılıyor ve çok cazgır, gümbür gümbür bir gitar tonu kullanıyor olmaları geliyor. Bu ton eşliğinde ALEYNA TİLKİ – “Sen Olsan Bari” cover’lasan o bile ağız yüz sikeceğinden, çıkan sonuç doğal olarak öküzlük boyutlarında oluyor. Tarihte bir yazıda “HM-2″ ve “Aleyna Tilki” ifadelerinin arka arkaya geçiren ilk kişi olduğuma da yemin edebilirim ama ispatlayamam.
2014’te kurulan MASTIFF’in 2016’dan günümüze 4 adet albümü var. Sonuncusu geçtiğimiz yıl çıkan bu albümlerin ardından grup geçtiğimiz hafta da “For All the Dead Dreams” adlı 17 dakikalık bir EP yayınladı. Son albümleri “Años en Infierno” yine ismail vilehand tarafından incelenen XIBALBA’ya benzettiğim tarzda, baştan sona ezicilik peşinde koşan bir müzik sunan MASTIFF, EP kapağına bir boks maçından bir enstantane koyarak müziğindeki şiddeti yansıtan türde bir betimleme yapıyor.
EP’de 5 şarkı yer alıyor ve hardocre’la ilintili kimi grupların çıkardığı 22-26 dakikalık albümler de düşünüldüğünde MASTIFF’in yoğun ve dışavurumcu hardcore/sludge/death metal kırması 17 dakikayı bayağı dolu dolu geçirmemizi sağlıyor ve “bu ne lan kısacık bir şeymiş bu, hemen bitti” dedirtmiyor. EP’nin geneli atarlı hardcore/sludge/death metal olsa da yeri geldiğinde, mesela “A Story Behind Every Light”ın sonunda akıllara THE RED CHORD’un ilk dönemlerini getiren türde uyumsuz nota bileşimleri içeren kaotik tatlışlıklar da sunabiliyorlar. Böyle renklerle birlikte EP bence gayet yeterli ve tatmin edici bir hâl alıyor.
Yazıya bu başlığı atma sebebim elbette ki MASTIFF’in ve “For All the Dead Dreams” EP’sinin genel anlamda ismail vilehand’in yıllardan beridir sitede övdüğü, tavsiye ettiği, başkalarından duyup da beğendiği tarzda müziklerin genelini bir potada erittiğini düşünüyor oluşum. Belki kendisi bu EP’yi dinledi ve çok da beğenmedi. Yahut bu inceleme vesilesiyle dinleyecek ve benim tahmin ettiğim kadar beğenmeyecek. Ama siz ne demek istediğimi anladınız. Dolayısıyla kapağında yumruk yemiş bir boksör olan, hardcore’u, sludge’ı, doom’u, death’i kıvamında 17 dakikalık bir boks maçı dinlemek ve 2. raund sonuna doğru nakavt olmak isterseniz, MASTIFF’le tanışabilir ve “For All the Dead Dreams” EP’sini gönül rahatlığıyla dinleyebilirsiniz.
Barbarian Hermit’in Mean Sugar’ı dinlediğimde soundu çok beğenip prodüktör kim diye bakmıştım. Bu EP’de de aynısı oldu ve aynı prodüktör (Joe Clayton) çıktı. Biz bu soundu seviyoruz be, biz bu sounda aşığız be!
2019 model albümleri dünyanın en iyi albümü olabilir. Şaka şaka…
Tüm diskografisini EP’ler hariç dinledim ve grubun neden çok bilinir olmadığı aslında belli. Müzikleri müthiş şeyler vadetmiyor. Sertlik ok, leşlik seviyesi ok, dayak ok ama besteler vurucu değil ve uzun vadede bir tık ılık ve asidi kaçmış bira hissi yaratıyor.
Deprecipice bana kalırsa geçen senenin en daşşaklı, en dayak ve küfür dolu albümlerinden biriydi. Bu EP’de de onun ardılı olmaya yakışır, gayet güzel bir iş çıkarmışlar. Bu adamlar doğru yolda ilerliyor; umarım gelecek albümlerinde potansiyellerine tam anlamıyla ulaşır ve ortalığı yıkar dökerler.
Grubu biliyordum ancak bu EP’yi şimdi dinliyorum. Hakkaten başlıktaki gibi BEN metal yapıyor adamlar. Gitar tonu zevk komasına soktu.
Barbarian Hermit’in Mean Sugar’ı dinlediğimde soundu çok beğenip prodüktör kim diye bakmıştım. Bu EP’de de aynısı oldu ve aynı prodüktör (Joe Clayton) çıktı. Biz bu soundu seviyoruz be, biz bu sounda aşığız be!
30.10.2025
@hysteresis, Harbi o albümün soundu devasaldı. Buna da bakmak şart oldu
Yenir… Yenir.
2019 model albümleri dünyanın en iyi albümü olabilir. Şaka şaka…
Tüm diskografisini EP’ler hariç dinledim ve grubun neden çok bilinir olmadığı aslında belli. Müzikleri müthiş şeyler vadetmiyor. Sertlik ok, leşlik seviyesi ok, dayak ok ama besteler vurucu değil ve uzun vadede bir tık ılık ve asidi kaçmış bira hissi yaratıyor.
Deprecipice bana kalırsa geçen senenin en daşşaklı, en dayak ve küfür dolu albümlerinden biriydi. Bu EP’de de onun ardılı olmaya yakışır, gayet güzel bir iş çıkarmışlar. Bu adamlar doğru yolda ilerliyor; umarım gelecek albümlerinde potansiyellerine tam anlamıyla ulaşır ve ortalığı yıkar dökerler.