# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
TÓMARÚM – Beyond Obsidian Euphoria
| 19.04.2025

İlk albümüyle adından söz ettiren grup, ikinci albümüyle yıl sonu listelerinde göreceğimizi tahmin ettiğim önemli bir işe imza atıyor.

“TÓMARÚM ilk albümü “Ash in Realms of Stone Icons”da gayet iyi bir başlangıç yapıyor. Prodüksiyonundan beste çeşitliliğine, akılda kalıcılıktan ileriye dönük olarak yaktığı ışıklara kadar albüm son derece başarılı bir profil çiziyor ve bence bu yılın dinlenmesi gereken üst düzey işleri arasına adını yazdırıyor.”

Evet, şu anda ileriye dönük olarak yakılan o ışıkların önünde kırmızıda bekliyoruz. “Ash in Realms of Stone Icons” incelemesinin sonunda yaptığım bu yorum, aradan geçen üç yılın ardından tam da beklediğim şekilde gerçek oldu ve yeşilin yanmasıyla “Beyond Obsidian Euphoria”ya doğru harekete geçiyoruz.

ABD’li progresif black metal grubu TÓMARÚM, ilk albümü “Ash in Realms of Stone Icons”da başlattığı şarkı sözü konseptini yeni albümü “Beyond Obsidian Euphoria”da da devam ettiriyor. Bu durum TÓMARÚM açısından önemli, zira TÓMARÚM sözlerini ve albüm yapılarını belirli bir hikâye örgüsü etrafında kuran ve bir devamlılık sağlayarak devam eden bir grup. Bu durum sadece şarkı sözlerinde değil, yeni albümden de görüldüğü üzere bestesel anlamda bir gelişim özelinde de devam ediyor.

“Beyond Obsidian Euphoria” black metalin daha çetrefilli, daha yan unsurlu, renkli ve geniş perspektifli modern tarafını yansıtan bir albüm. Tarz olarak ilk albümün yazısında da ifade ettiğim üzere “kemansız NE OBLIVISCARIS” tarzı bir müzik sunan grup, AN ABSTRACT ILLUSION’ın görkemli atmosferik yoğunluklarından INFERI’vari bir teknik gövde gösterisine kadar çok geniş bir yelpazede müzik yapıyor. Yeri geliyor WILDERUN gibi keyifli havalar estiriyor, yeri geliyor daha melodik taraflarda maceralara atılıyor.

Bu tarz müzik yapan başka gruplar da var. Bazısı black metalin atmosferini ve karanlığını tuval olarak alıp üstünü renklendiriyor, bazısı death metalin yeri gelince ezici yeri gelince sofistike tarafını kanvas olarak kullanıyor. TÓMARÚM bu skalanın black metal tarafında olsa da sadece bazı vokallerde yapılacak bir değişiklikle bile olayı black metal çerçevesinden çıkarmak ve daha genel bir “ekstrem progresif metal” noktasına çekmek dahi mümkün olabilir.

TÓMARÚM’un bu yoğun ve iç içe geçen müziği sahnede de yansıtabilmesi adına grupta üç gitarist yer alıyor ve üçü de aktif şekilde çalıyorlar. Yani misal IRON MAIDEN aslında iki gitaristle de kotarabileceği bir müziği Bruce ve Adrian’ın geri dönüşü sırasında Janick Gers’e ayıp olmasın diye üç kişiyle devam etti, ancak TÓMARÚM üç gitarı iki gitarın fazlası bir anlam yaratacak şekilde kullanabiliyor. Bunu da canlı performanslardan görüyoruz. Bu katmanlı yapının üstüne çok tatlı melodilerle albüme renk katan akustik gitarlar, clean gitarlar da eklenince “Beyond Obsidian Euphoria” bazı anlarda black metalden tamamen kopup keyiften tebessüm ettirebiliyor veya kederlere gark ettirebiliyor. Önemli olan elbette ki böyle çok şey içeren bir müziği anlamlı sunabilmek ve TÓMARÚM “Beyond Obsidian Euphoria”da bunu gayet başarılı ilk albümünün de üstüne çıkarak yapıyor.

TÓMARÚM gerçekten iyi bir grup ve “Beyond Obsidian Euphoria”da ilk albümlerini net şekilde aşmış olmalarına rağmen bundan sonra daha da iyisini yapacaklarını apaçık gösteriyorlar. Müzikal olarak çok farklı yönlere gidebilecek bir özgürlükleri var ve bu sayede dümdüz black metal gruplarından teknik death metal gruplarına kadar farklı tarzlardan pek çok isimle birlikte sahne alabiliyor, turlayabiliyorlar. Böylesi yoğun ve çok şey içeren bir müziği yaklaşık yetmiş dakika süren bir albümde sunmalarına rağmen bence baymamayı başarmaları da belki de en büyük maharetleri.

“Beyond Obsidian Euphoria” yılın önemli albümlerinden biri ve TÓMARÚM’un adını daha çok kişiye duyurabilmesi adına da gayet güzel bir adım. “Ekstrem progresif metal” ve “progresif black metal” ifadeleri sizin için bir şey ifade ediyorsa, dinlemeye başlayınca kısa sürede göreceğiniz üzere “Beyond Obsidian Euphoria”nın da epey bir şey ifade edeceğini düşünüyorum.

8,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.84/10, Toplam oy: 32)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2025
Şirket
Prosthetic Records
Kadro
Kyle Walburn: Gitar, vokal
Brandon Iacovella: Gitar, vokal, kontrabas
Matthew Longerbeam: Gitar, vokal
Michael Sanders: Bas, vokal
Chris Stropoli: Davul, vokal, programlama
Şarkılar
1. In Search of the Triumph Beyond... (Obsidian Overture)
2. Introspection III
3. Shallow Ecstasy
4. Shed This Erroneous Skin
5. Blood Mirage
6. Halcyon Memory: Dreamscapes Across the Blue
7. Silver, Ashen Tears
8. The Final Pursuit of Light
9. Becoming the Stone Icon (Obsidian Reprise)
  Yorum alanı

“TÓMARÚM – Beyond Obsidian Euphoria” yazısına 6 yorum var

  1. vordven says:

    Başladığınızda ‘bütün’ olarak baştan sona dinlemeniz gereken bir albüm. Atıyorum, işiniz çıktı ve üçüncü şarkıda bıraktınız, iyi bir filmi yarıda bıraktığınızda hissettiğiniz neyse aynı şeyi hissediyorsunuz. Tek fark, burada finali merak etmiyor oluşunuz, sürece ortak olmak dışında arzulanan bir şey yok..

  2. Scream Bloody Gore says:

    Dinlemek farz oldu bu yazıdan sonra

  3. OblomoV says:

    Süresine rağmen bitse de gitsek dedirtmeyip yığınla fikri kakofoniye yol açmadan kullanabilmek, şarkı şarkı farklı grupları dinliyormuş hissi yaşatıp bütünlüğü koruyabilmek ve yeni tınlayabilmek.👏🏻

  4. Pagan Angel says:

    10 10luk

  5. Emre Görür says:

    İğrenç bir clean vokal kullanımı daha!.. Bunların hepsini zorla bir hücreye kapatıp sabah akşam Dio, Glenn Hughes falan dinleteceksin!

  6. liquid says:

    Bugün tekrar dinledim bu albümü de, yılsonu listeme alıcam ama bu tarz gruplarda en nefret ettiğim özelliği fazlası ile taşıyor; o da muhteşem bir melodi yada riff yazıyosun 10 dakikalık şarkıda 15-20 saniye tek sefer kullanıyorsun, Neden? Belki şarkının imzası olacak o ani apar topar kesip teknik sololara acele ile girmenin ne anlamı var. Misal ilk şarkıda 02:10 da almış gazı gidiyosun rifflerle, akıcak şarkı, hop hemen kesip gitar solosuna giriyor, ne gerek var abi, bırak aksın şarkı bi kere daha döndür oraya yada ikinci yarıda bir kere daha gir o kısmı. Bir parmak bal çalıyosun ağza, şarkı 10 dakika zaten sen gene atarsın solonu bu ne acele? Anlam veremiyorum bu prograsif kafasındaki müzisyenlerin en güzel kısımları bi kaç saniye ile geçiştirmelerini. Tutamıyor kendini zırt pırt gerekli gereksiz riffleri yarıda keserek aradaya girme istediğini.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.