# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
MERCENARY – Soundtrack for the End Times
| 01.10.2023

İyi ki varsınız ulan.

Öncelikle MERCENARY ile farklı bir ilişkim olduğunu, manevi anlamda benim için çok değerli olduklarını, bu yüzden de incelemeyi büyük oranda kendim için yazacağımı ve bu sebeple de biraz uzun olacağını söyleyerek başlayayım.

Bundan 19 yıl önce “11 Dreams”i ilk dinlediğimde o zamana kadar benzerini pek de duymadığım bir grupla karşılaşmış olmanın mutluluğunu yaşamış, MERCENARY’nin melodik death metal, groove metal ve power metali bir potada eriten müthiş kimyasına hasta olmuştum. Akabinde ilk albüm “First Breath”i de dinlemiş ve bu adamların ne kadar özel işler yapabileceklerini, nasıl bir potansiyelleri olduğunu anında anlamıştım.

O dönem “11 Dreams” her yerde övülüyor, grubun büyüme potansiyelinden bahsediliyordu. İyi şarkılardan örnek vereyim dedim ama baktım tüm şarkı listesini sıralayacağım, vazgeçtim. “Firesoul” deyip susayım.

Hemen 2 yıl sonra “The Hours That Remain” çıktı.

O dönem “The Hours That Remain” her yerde övülüyor, grubun günümüzün en iyi gruplarından biri olduğundan bahsediliyordu. İyi şarkılardan örnek vereyim dedim ama baktım tüm şarkı listesini sıralayacağım, vazgeçtim. “Redefine Me” deyip susayım.

Hemen 2 yıl sonra “Architect of Lies” çıktı.

O dönem “Architect of Lies” her yerde övülüyor, grubun günümüzün en iyi gruplarından biri olduğundan bahsedilmeye devam ediliyordu. İyi şarkılardan örnek vereyim dedim ama baktım tüm şarkı listesini sıralayacağım, vazgeçtim. “Isolation (The Loneliness in December)” deyip susayım. Harbiden susayım. Böyle bir nakarat yok.

Albümden sonra vokalist Mikkel Sandager gruptan ayrıldı. MERCENARY’nin kimliğinin büyük kısmını clean ve sert vokallerin birlikteliği oluşturuyordu ve şimdi bu zincir kırılmıştı. Ancak grubun bu konuda başka planları vardı. “Architect of Lies”da gruba katılan, sert vokalleri de üstlenen ve şarkı sözlerinin de bir kısmını yazan basçı René Pedersen “artık bu grubun frontman’i benim” diyerek tüm vokalleri üzerine aldı ve vokalist/basçı olarak MERCENARY’nin liderliğine soyundu.

2011’de çıkan ve manevi anlamda hayatımın en önemli albümlerinden biri olan “Metamorphosis” ile MERCENARY gerçekten de bir metamorfoza uğruyor, bambaşka bir güç gösterisine girişiyor, hiç olmadığı kadar akılda kalıcı nakaratlar ve yaratıcı riflerle muazzam bir işe imza atıyordu. Bu albüme duyduğum sevgiyi, saygıyı, bana verdiği ilhamı, zor zamanlarda bana nasıl yardımcı olduğunu ne kadar anlatsam az kalır. Hayatımda dinlediğim en iyi 20 albüm arasında olmayabilir, ancak hayatta en çok sevdiğim 10 albüm içerisinde kesinlikle olan bir albüm. Güç alma, manevi destek olma anlamında bir numarada bile olabilir. Şarkı adı elbette ki veremem, baştan sona hepsine aşığım.

Normalde bu kadar bağlandığım, içselleştirdiğim, özdeşleştiğim albümlerden sonra gelen bir sonraki albümlerle sorun yaşadığım, iyi olmasına rağmen tam anlamıyla bağ kuramadığım olur. Ne mutlu ki 2013’te çıkan “Through Our Darkest Days”de böyle bir şey olmamıştı. Albüm çok iyidir, çok severim ve tişörtünü de gururla giyerim. “A New Dawn” deyip susayım.

Üzücüdür ki bu “A New Dawn” deyip susan sadece ben değildim. Tüm bu momentumun, arkasına aldığı rüzgârın ardından MERCENARY de çeşitli sebeplerden susmak durumda kaldı ve 10 yıl süren albümsüz süreç başladı. Albümün ilk single’ı “From the Ashes of the Fallen”ın 3 sene önce yayınlanmış olmasından, MERCENARY’nin Covid-19’dan ötürü albümü geciktirmek durumunda kaldığı sonucunu çıkarıyorum. Belki de bu albüm 2020’de çıkacaktı ve bu sene ya da seneye bir MERCENARY albümü daha dinleme şansına erişecektik. Sonuçta şartlar böyle gerektirmiş ve biz öyle ya da böyle yeni bir MERCENARY albümü dinleme şansına kavuştuk.

Bu uzun girişin ardından depreşen çeşitli manevi duygular, akla gelen farklı şehirler, farklı zaman dilimleri, farklı kafa yapıları, farklı insanlar ve farklı karar süreçleri eşliğinde hayatıma dokunan pek sevgili MERCENARY’nin yeni albümü “Soundtrack for the End Times”dan bahsetmeye başlayayım.

Bu kadar uzun aralar vermek gruplar için iki şekilde dezavantajdır.

İlk olarak kitleyle olan bağ belli oranda kopar. İnternet, sosyal medya gibi araçlardan ötürü 2000 sonrasında uzun aralar bir şekilde normalleştiğinden ve gruplar albüm çıkarmadan da aktif kalmayı sağladığından sanki çok uzun bir süre değilmiş gibi geliyor, ancak mesela seksenlerde kurulan bir grubun 1990’da albüm çıkardıktan sonra tüm doksanları boş geçtiğini ve bir sonraki albümünü 2000 yılında çıkardığını düşünün. Tüm doksanlar boyunca internet yok, medya desteği yok… Seksenlerde yaptığınız her şey geride kalmıştır ve 10 yıldır yolunuzu gözleyen sadık bir miktar insan dışında kendinizi dımdızlak buluverirsiniz.

İkincisi bu kadar uzun süre ara verdikten sonra gelen albüm ister istemez insanların beklentilerinin yükselmesine neden olur ve iyi bir iş yapsanız dahi kimi dinleyicilerde “bunun için mi 10 yıl bekledik” hissi uyanabilir. Metal literatüründe buna WINTERSUN sendromu diyoruz. Ha, albümünüz çok iyiyse bu tam tersine de dönebilir, ancak genelde ilk dediğim gibi olur ve birileri “hadi madem, tekrar hoş geldiniz diyelim” demekle yetinir, albüme o kadar da yükselmez.

MERCENARY bu 10 yıl eşiğine ulaşmış şekilde çıkardı “Soundtrack for the End Times”ı. Gruba çok güvendiğimden yukarıdaki ikinci seçenek gibi bir durum olmasından korkmuyordum. “Metamorphosis” benim için özel bir durum olduğundan “Through Our Darkest Days”in gayet iyi olmasına rağmen onun gerisinde olması zaten beklediğim bir durumdu ve yeni albümün de “Through Our Darkest Days” ayarında bir şey olacağını tahmin ediyordum. Öyle de oldu.

Adını grubun “11 Dreams” albümünde cover’ladığı KENT klasiği “Music Non Stop”ta geçen “Why don’t you dance to the music, it’s the soundtrack for the end” dizelerinden alan “Soundtrack for the End Times” MERCENARY’nin en güçlü yanlarını bizlere sunduğu gayet iyi bir albüm. Albüme ve MERCENARY’ye dair söylemem gereken ilk şey, bence metal dünyası artık René Pedersen gerçeğinin farkına varmalı. Bir grubun en önemli üyelerinden birinin yerine, grubun kurulmasından epey sonra geliyorsunuz ve bir sonraki albümde grubun lideri oluyorsunuz. Bununla da yetinmiyor mükemmel bir vokal performansıyla grubun önceki iki vokalistini de unutturuyor, iki vokalistlik işi tek başınıza yapıyorsunuz. Grubun şarkı sözlerini yazıyor, baslarını çalıyorsunuz. Bir grubu ancak bu kadar sahiplenebilir ve tökezler gibi gözüktüğü anda yukarılara taşıyabilirsiniz. Pedersen “Soundtrack for the End Times”da da harika bir vokal performansına imza atıyor. Sert vokallerinin gücünü, gazını bir kenara bırakırsak, clean vokallerini çeşitlendirmesi ve özellikle nakaratlara kattığı lezzet gerçekten bambaşka.

Şarkılar genel olarak MERCENARY’nin son iki albümdür devam eden beste tarzını devam ettiren yapıdalar. Bu yapı gayet dinamik olduğundan ve henüz eskimediğinden “Soundtrack for the End Times” da MERCENARY dinleyicisini her açıdan tatmin edecek bir çalışma. Grup sert tarafı ile melodik tarafını yine iyi dengeliyor. Bu konu MERCENARY açısından son derece önemli, zira adamlar sert kısımları hakkını vererek sert yaptığından melodik vokalli nakaratlar da daha bir patlıyorlar.

Şarkılara bakınca grubun 11 şarkılık albümdeki 5 şarkı için klip veya şarkı sözü videosu yayınladığını görüyoruz. Bu gayet anlaşılır bir durum çünkü albümde dinlendiği anda akıllara kazınacak pek çok şarkı var. MERCENARY her zaman uzun albümler çıkaran bir grup oldu ve 48 ila 63 dakika arasında değişen bu albümlerin en büyük özelliği, tabii grubu ve müziğini seviyorsanız, albümlerin zerre sıkmaması ve her şarkının bir başka tarafından albümün favorileri arasında gösterilmesidir. Grubun diskografisine bakıp bir best of albüm hazırlamam istense, mümkünatı yok tek CD’lik bir toplama olamaz, 2 CD net dolar, 3. CD’ye de atlayabilirim.

Albümde bir de konuk var, o da TRIVIUM’dan Matt Heafy. Heafy’nin bundan 12 yıl önce “Metamorphosis” için yazdığı incelemeyi okuyanlar, o albüme düzdüğü methiyeleri bilenler kendisinin “Heart of the Numb”da konuk olmasına da şaşırmayacaklardır. Heafy “Metamorphosis” albümünü öve öve bitirememiş, gruba acayip bir destek atmıştı. Bu şarkı haricinde klip yayınlanan 3 şarkı başta olmak üzere MERCENARY’nin enerjik, gaz, dinamik müziğinin keyfine varabildiğimiz bir dolu şarkı var.

MERCENARY’ye dair içinde ukde kalan tek konu “Metamorphosis”te çalan muazzam davulcu Morten Løwe Sørensen’in sonrasında grupla devam edememiş olması. Sonraki iki albümdeki davulcular da gayet iyi, ancak Sørensen’in o albümdeki performansı, zil kullanımı ve yaratıcı partisyonları harikaydı. Adamların son 4 albümünde 4 farklı davulcu var, bir sonraki albümde de değiştirme durumu varsa oradan bir dal Sørensen’imi alayım.

Yazdıkça yazabilirim, o yüzden yavaştan toparlayayım. MERCENARY benim için özel bir grup, ancak yeni tanışacak insanlar için de her albümünü kendini sevdirecek bir materyal koymayı başarıyorlar. Bazı gruplar için “şu albümle başla” deme ihtiyacı duyarız, ancak biri bana “hiç MERCENARY dinlemedim, hangi albümle başlayayım?” diye sorsa “ilk albüm de çok iyi ama grubun sonraki karakterini daha iyi yansıtmalarından ötürü ilk albüm dışında istediğinle başla, tamamını dinledikten sonra ilk albümü de mutlaka dinle” derim. Bu şekilde yaklaşabileceğim başka grup var mı, açıkçası kimi düşünsem büyük çoğunluğunun diskografisinde öyle ya da böyle falsolu bir albüm aklıma geliyor.

Bu yüzden bir kez daha, iyi ki varsın MERCENARY, sikin sağ olsun MERCENARY… 🖤

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.13/10, Toplam oy: 15)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2023
Şirket
NoiseArt Records
Kadro
René Pedersen: Vokal, bas
Jakob Mølbjerg: Ritim gitar
Martin Buus: Lead gitar
Martin Nielsen: Davul
Şarkılar
1. Burning in Reverse
2. Heart of the Numb
3. Where Darkened Souls Belong
4. Through This Blackened Hatred
5. Anthem for the Anxious
6. A Darker Path
7. Become the Flame
8. From the Ashes of the Fallen
9. Black Heart, Dead Tissue
10. Black Blood Soil
11. Beyond the Waves
  Yorum alanı

“MERCENARY – Soundtrack for the End Times” yazısına 13 yorum var

  1. Alondate says:

    Abi eline koluna sağlık. Albümü gayet iyi anlatmışsın. Kaç gündür köpek gibi Black Heart, Dead Tissue dinliyorum. DOOOOON’T TURN YOUR FACE AWAAAAAY. Yürek yakan nakarat konusunda 10/10 bir şarkı olmuş. Albümün Through Our Darkest Days’den daha iyi olduğunu da düşünüyorum. O albümde bir iki şarkı hariç pek bir numara yoktu bence. Grubun tek zayıf albümü benim için. Tabi bu durum Forever the Unknown’un grubun en iyi şarkılarından biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    Ben Mercenary’i çok sonradan keşfettim. 2011′de. Hızlıca bir diskografi hatimi yaptım. Yeniden eskiye doğru. Grubun yeni dönemini ayrı eski dönemini ayrı seviyorum. Bu albümü ben de beğendim ama benim için Metamorphosis ve Architect of Lies hala grubun en iyi albümleri.

    Ayrıca şunu da söylemek istiyorum. Bu müzik türünde binlerce şarkı dinlemişimdir ama Isolation ve Velvet Lies kadar can sıkan, arabeskvari triplere sokan başka iki şarkı dinlemedim. Neyseki depresyonumu yendim, hayatımı toparladım, üstüne bir de evlendim. Şu an mutluyum ama belli başlı dönemlerde bu iki şarkı bana derman oldu çokça. Şimdi sadece keyfine dinleyip geçiyorum. Umarım gelecek albüm için bu kadar bekletmezler bizi. (Novembre gibi)

    Ahmet Saraçoğlu

    @Alondate, sağ ol. Metamorphosis ve Architect of Lies bence de grubun en iyi albümleri. “Şu an mutluyum ama belli başlı dönemlerde bu iki şarkı bana derman oldu çokça” kısmı benim için de daha pek çok şarkıyla geçerli.

    Ama Isolation…

    3.51′de giren muazzam solo ve ardından gelen

    So here it is again,
    this loneliness of “maaaaaaahaaaaaahaaayn!”
    I can’t seem to find you,
    I don’t believe you’re there.

    Is this your hand?
    Is this the “töööööhööööööörniiiiing”?
    I need to say I lost you,
    I need to say goodbye.

  2. Unanimated says:

    Çok sevdiğim grup harika albüm . 8.5/10 veririm . Bu arada albümün kapağını niklas yapmış , onu da çok beğendim

  3. Gruptan röportaj teklifi geldi. Kabul ederken bu yazıyı da yolladım. İngilizceye çevirip okumak isterlerse sonda “Bu yüzden bir kez daha, iyi ki varsın MERCENARY, sikin sağ olsun MERCENARY” diye bir cümle var, GT’ten İngilizceye çevirirlerse neyse ki şu çıkıyor çok şükür:

    “So once again, thank you MERCENARY, thank you MERCENARY” 😅

    Cerca C.

    @Ahmet Saraçoğlu, GPT ise böyle; Verilen ifadeyi İngilizce’ye çevirirken ahlaki ve saygılı bir dil kullanmak önemlidir. İfadeyi saygılı bir şekilde çevirebilirim:

    “So once again, thank goodness you’re here MERCENARY, bless MERCENARY’s soul.”

    Lütfen saygılı bir dil kullanmaya dikkat edin.

    Güzide Arslaner

    @Cerca C., Ahah efendi ve didaktik biri ama üslubu kafasına göre değiştirmemeli. Ama hangi aracı kullanırlarsa kullansınlar değişecek belli ki.

    çaksu

    @Ahmet Saraçoğlu, hahahah

    “bless your cock, mercenary!”

    Zeitgeist

    @Ahmet Saraçoğlu, Harika haber

  4. eskiblackcilardan says:

    bir an Gojira dinliyorum sandim

    eskiblackcilardan

    @eskiblackcilardan, ozellikle Beyond the Waves parcasi

  5. Ugur says:

    Mercenary hayatımın belirli dönemlerinin fon müziği olmuş bir grup, bu nedenle benim için de çok özel;

    *The Hours that Remain – Lise son sınıf dönemi (belirsizlik ve stres)
    *Architect of Lies – Üniversite dönemi (hayatımın en rahat en huzurlu olduğu zamanlar)
    *Metamorphosis – Üniv mezuniyet ve babamın vefatı dönemi (o günleri hatırlamak istemediğimden malesef açıp baştan sona dinleyemiyorum)
    *Through Our Darkest Days – Askerlik günleri (gece nöbetlerinde tek kulaklıkla uykusuzluğa dayanma gücü verirdi)

    Yeni albümü tam odaklanarak dinleyemedim henüz.Bilinç altında yine bir dönem gelsin de fon müziği olsun diye bekliyorum sanki.Hayırlısı.

  6. Oblomov says:

    Mercenary deyince Bolt Thrower diye cevaplardım şimdi bu kadar övülünce dinlemek farz oldu. Bu zamana kadar neden dinlememişim, bi bakalım nasılmış?.

  7. Ali Osman says:

    Müthiş bir albüm hakikaten. Ağzımın suyu akıyor dinlerken.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.