# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
SLIPKNOT – The End, So Far
| 03.10.2022

Burada hiçbir şey yok.

Erhan Yiğit

SLIPKNOT dünyanın en sansasyonel, en büyük, en iyi, en çok dikkat uyandıran ve en başarılı gruplarından birisi. SLIPKNOT bana göre 9 kişilik devasa bir grup olmanın ötesinde 2000′li yıllarda metal üzerinden büyük paralar kazanmak üzere her yönüyle kusursuz şekilde planlanıp piyasaya salınmış bir proje gibi hissettiren bir topluluk; Sahne şovlarından tutun, maske ve işçi tulumu giymelerine, şarkı isimlerinden tutun, albüm kapaklarına kadar her şey sanki arka planda harıl harıl çalışan, görünmeyen profesyonellerce net bir amaç doğrultusunda dizayn edilmiş gibi sanki.

Yukarıda iddia ettiğim üzere SLIPKNOT’ın dünyanın en iyi gruplarından birisi olmasındaki en büyük faktör ise has Death metal sound’unu aratmayacak kadar ağır olmalarına ve ilk başta inanılmaz itici görünmelerine rağmen bu ucube müziği metalle alakası bile olmayan devasa bir topluluğa beğendirebiliyor olmaları. Bu gerçekten de hayret edilesi bir durum. Bugün metal dinlemeyen birisine dinlenilebilirlik bakımından ”Iowa” albümünden daha yumuşak ve daha az saldırgan olan ”Blessed Are The Sick”i dinletsek muhtemelen tuhaf bir şekilde ”Iowa”yı daha çok beğendiğini söyler. İşte SLIPKNOT her türlü dinleyici kitlesini çekebilecek olan o ince detayları müziğine işleme ve onu pazarlama konusunda yüzde yüz başarı gösteren ve bunun da ötesinde kitleleri metal müziğe başlatmakta ön ayak olabilen bir grup. Gerçekten de saygılar abi.

Fakat SLIPKNOT da olsanız LINKIN PARK da olsanız 2000′ler Nu-metal etkili metal müzik icra eden her grubun başına gelen ”2008′den sonra çekiciliği azalma” sendromuna yakalanmadan edemiyorsunuz. Bu müziği yapan topluluklar ne gariptir ki 2008′den sonra albenisini büyük oranda yitirdi ve şu anda hayatlarına Yeşilçam sonrası bütün parasını eğlence mekanlarında gömüp beş parasız sokakta kalan yaşlı sinema oyuncuları olarak devam ediyorlar.

SLIPKNOT tabii ki parasız kalmadı, tabii ki hala peynir ekmek gibi tüketilen, sevilen ve Metal müzik dinleme okuluna yeni kayıt yaptıran tüysüzler tarafından hala deliler gibi sahip çıkılan bir topluluk. Bana göre ise ”Vol: 3 Subliminal Verses”dan sonra frenleri yağlayıp Heavy/Death metal yapmaya başlayan ve sonrasında başlarda sahip olduğu o içten, iğrenç ötesi mizantropiyi ve ekstremliği neredeyse tamamen kaybeden bir grup. SLIPKNOT bence ”All Hope Is Gone” sonrasında aslında fikren ve ruhen dağılan ama bedenen hala müzik yapmaya devam eden bir gruptan başkası değil. Gelin ”The End, So Far”da son durum ne olmuş bakalım:

Hatırlıyorum da grubu en çok dinlediğim zamanlarda ”.5: The Gray Chapter” henüz yeni duyurulmuştu ve The Negative One şarkısı single olarak grubun sitesinde beğenilere sunulmuştu. Şarkıyı çok beğenmiştim lakin albümün yayınlanmasıyla ve benim de dinleme ile birlikte hayatımdaki en büyük hayal kırıklıklarından birisini yaşamıştım; Zamanının en mizantropik, en ekstrem, en çok bağırsak deşen topluluğu artık kendi bağırsaklarını toplamaya çalışıyor, adeta acınası bir halde yalpalayarak sağa sola çarpıyordu. Takvimler 2019′u gösterdiğinde ise ”We Are Not Your Kind” ile aldığı yaraları sarmaya başlayan ama eski canhıraşlığını sergileyemecek kadar bitkin bir hale geldiğini göstermişti SLIPKNOT.

2022′ye geldik ve milenyum başlangıcında ilgi çekici olmak için taktığı maskeleri 2008 sonrasında fikrimce müzikal başarısızlığını gizlemek için kullanmaya başlayan SLIPKNOT 7′inci stüdyo albümü ”The End, So Far”ı yayınladı. Tekrar üzülerek söylemek durumundayım ki burada hiç bir şey yok. Gerçekten hiç bir bok yok… Sizde ayrıcalığı bulunan gruplar normalde kötü bir albüm yaptığında bunu kabullenmemek adına o albümü tekrar tekrar dinleyip alışmaya, bir şekilde beğenmeye çalışırsınız ama ”The End, So Far” daha en başında faka basmış bir albüm olarak gösteriyor kendisini. Sadece bir kere dinliyorsunuz ve ikinci sefere dinlemek için hiç bir neden bulamıyorsunuz.

Sormam gereken bir çok soru var ama bunlardan birisi o kadar çok cevapsız ki diğerlerini sormaya bile gerek yok: ”Neden bir SLIPKNOT albümünde 3 tane ballad yer alıyor ve albüm neden bunlardan biriyle açılış yapıyor?” Bu sorunun cevabı grubun artık yavaşlayarak daha geniş bir kitleye hitap etme isteği mi? ”Hayır” en azından cevap ”Hayır” olmalı. Ulan hıyarlar, gerçekten sebep buysa, yani cevap ”Evet” ise siz zaten ekstrem olduğunuz için bu kadar popülersiniz, neden arı kovanına çomak sokuyorsunuz? 9 (dokuz) kişisiniz ve arkanızda muhtemelen profesyonellerden oluşan bir ordu var hiç kimse size ”Bu nedir, amaç nedir?” diye sormadı mı?

”The End, So Far” adının tersine SLIPKNOT’ın sonunun yakın olduğunu gösteren, son derece başarısız bir albüm. Normal şartlarda incelediğim bir albüme karşı bu kadar direkt yargılar içeren cümleler kurmamaya dikkat ederim lakin dediğim gibi burada hiç bir şey yok; Ne albümü alıp götürecek 3-4 şarkı, ne de ilgi çekici bir prodüksiyon, hiç bir şey yok. Bir türlü bütünlük sağlayamayan, birbirinden bağımsız gibi görünen, azıcık yükselen tempoyu daha ilk saniyesinde uyuz sample introlarıyla baltalayan şarkılardan (Albümdeki 12 şarkının 9′u neredeyse hiç bir şey yapmayarak, aşırı isteksiz bir tavırla bestelenmiş, artık anlamını kaybetmiş seslerle başlıyor) ve o şarkıları sigara ve alkol yüzünden sesinin inanılmaz hırpalandığını gördüğüm Corey Taylor’ın kalburüstü performansından başka hiç bir şey yok. En azından albüme Dead Memories ayarında catchy bir şarkı ya da My Plague ayarında bir hayvanlık koyulabilirdi.

SLIPKNOT şöyle güzel bir şeyle gelseydi de ağız tadıyla ballandıra ballandıra, uzun uzadıya övseydim keşke ama üzgünüm. Yayınlanan ilk iki single ile yıllar sonra yükselişe geçen hevesim tekrar kursağımda kaldı, bari gidip 3 tur ”Iowa” dinleyip kendime geleyim.

4,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (4.12/10, Toplam oy: 43)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2022
Şirket
Roadrunner Records
Kadro
Corey Taylor: Vokal
Jim Root: Gitar
Mick Thomson: Gitar
Shawn "Clown" Crahan: Perküsyon, geri vokal
Craig "133" Jones: Sample'lar
Sid Wilson: Turntable
Jay Weinberg: Davul
Alex Venturella: Bas
Michael "Tortilla Man" Pfaff: Perküsyon
Şarkılar
1. Adderall
2. The Dying Song (Time to Sing)
3. The Chapeltown Rag
4. Yen
5. Hive Mind
6. Warranty
7. Medicine for the Dead
8. Acidic
9. Heirloom
10. H377
11. De Sade
12. Finale
  Yorum alanı

“SLIPKNOT – The End, So Far” yazısına 60 yorum var

  1. deadhouse says:

    Bedenen ve ruhen dağılan tespiti çok yerinde. Bu arada Erhan Blessed Are the Sick, Iowa’dan nasıl daha yumuşak oluyor, açıklarsan sevinirim.

    Erhan

    @deadhouse, Sırf bu soruyu almamak için onun yerine başka albüm yazacaktım ama değiştirmeyi unutmuşum :) İki albüm kıyasa sokulmaz sadece Iowa’nın neyi yapabildiğini vurgulamak için o örneği verdim.

    İki albümü de dinleyince hangisinin daha ağır olduğuna kendim karar verdiğim için Blessed Are The Sick daha yumuşak.

  2. Slipknot dinleyicisi değilim, hatta hoşlandığım bir grup da değil, o yüzden albümü dinlemedim, dinlemeyeceğim. Yine de albüme yönelik tepkilerin çok büyük çoğunluğunun olumsuz olması enteresan harbiden. Sanırım neredeyse herkesin hemfikir olacağı düzeyde kötü bir albüm yapmışlar. YouTube’daki reaksiyon videolarında falan, “kötü olmuş” diyemeyenler bile “weird”, “kind of cringe” falan yazmışlar thumbnail’lere. Diğer bir detay da Jim Root’un yeni bir röportajında albümden bahsederken “yeni albüme başlarken hazırlıksızdık, hazırlık yapmamıştık” gibisinden bir şeyler demiş olması.

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Sanki düşman orduları tarafından hazırlıksız pusuya düşürülmüşler. Ne kadar ahmakça bir açıklama. Zorla mı albüm yaptırıyorlar. Adama bak. Hazır değilsen yapma.

    cosku

    @deadhouse, ya bu konu aslında benim de merak ettiğim bir konu. max cavalera da buna bir benzer açıklama yapmıştı bir conspiracy albümü için. bir anda yeni albüm için ertesi gün stüdyoya çağırdılar, tüm rifleri orada yazmak zorunda kaldım falan demişti. acaba gerçekten zorla mı albüm yaptırıyorlar.

    Erhan

    @deadhouse, Bağlı olunan şirketler doğal olarak sözleştikleri gruplardan belli süreler içerisinde albüm yapmalarını beklerler. Yani sözleşme gereği albüm yapmak zorundalar. Üç aşağı beş yukarı durumlar böyle işliyor.

    asil

    @deadhouse, Roadrunner ile olan kontratları gereği zorlama çıkartmış olabilirler gibi geldi bana.

  3. Yenal says:

    Vol.3: (The Subliminal Verses)albümünden sonra o çılgın kural tanımamazlık hallerinden eser yok.Tamam belki içine kolay girilebilen bir albüm Vol.3: (The Subliminal Verses).Ama sert hızlı ve kolay hazmedilen bir yapısı var.Sonraki albümlerinde beni iten şeylerden biride aşırı bayık ve melodik olması ama melodik derken sanki pop müziği dinliyor gibi diyorum.Ya da hepsini boş ver samimiyetsizlik yani ruh kalmamıştı.Hisler ve duygular teknikten 10 bin ritmin iç içe geçmesinden öte insana daha büyük haz yaşatır zannımca.Fazla ıkınmadan rahat olsunlar …

  4. Candaş says:

    Kritik çok iyi olmuş elinize sağlık. Eklemekte de fayda var, bu albüm Slipknot’ın Roadrunner ile son albümü, artık Metallica gibi kendi plak şirketini kurup oradan yürüyecek. Her ne kadar kötü bir albüm olsa da grup için bir mihenk taşı olacak. O yüzden de adı ”The End, So Far”

    Erhan

    @Candaş, Teşekkür ederim.

  5. owlbos says:

    Eline sağlık Erhan güzel bir yazı olmuş. Haftasonu ilk 3 Slipknot albümünü çevirdim ve kapattım. Yorumum bu kadar.

  6. Methicca says:

    Ucube olan Slipknot’ın müziği değil, bu kritik olmuş. Albüm iyi değil onu ben de kabul ediyorum. Lakin milyonlarca insanı metale başlatmış gruplardan birine ucube müziği dendiği zaman dinleyenlere de laf gelmiş oluyor. Ayrıca ucubece karşılaştırma yapılmış Iowa ile Morbid Angel albümü kıyaslanmış. Morbid Angel daha yumuşakmış… Onu da geçtim hiçbir derinliği olmayan sığ bir kritik olmuş.

    En azından Slipknot müziğini seven ve daha hakim biri kritiği yazsa daha iyiydi. PasifAgresif ülkemizin en kaliteli metal sitesi ama bu kritik olmamış.

    Opethsevenbiri

    @Methicca, Adresini ver paragraf test kitabı göndereyim.

    Erhan

    @Methicca, Bu sitede Slipknot’a benden daha hakim birisini bulamazsın reis.

    AlperUlubey

    @Erhan, İsmail Vilehandla kapışmaz mısınız?

    Erhan

    @AlperUlubey, Vilehand’i kafes dövüşüne davet ediyorum.

    Methicca

    @Erhan, Hocam uzaydayız hepimizin kafası karışık

  7. Camboard says:

    Kült grupları gömmek de değişik kafaymış..

  8. Erutururu says:

    Paul Gray’in ölümünden sonra çıkan albümlerin en iyi şarkılarını toplayıp bir best of albümü yapsak o bile bir All Hope is Gone etmez bence, Iowa’ya falan girmiyorum bile.

    Göz göre göre eriyip gidiyor ergenliğimin grubu. Çok üzülüyorum.

  9. enemyofgod says:

    Adderall bittiğinde albümde bir şeyler ters olacak anlamıştım. Olay sert olmakla ilgili değil, müzik. 6/10
    Chapeltown Rag <3

  10. Evrim Eren says:

    albüm şuan ingiltere listelerine 2. sıradan girdi. demekki ingilizler bu sitedekiler kadar müzikten anlamıyor. çok bilen arkadaşlara selam

    https://www.officialcharts.com/charts/albums-chart-update

    kendi yorumumu da ekleyim şuraya
    ben we are not your kind ve the end so far albümlerinin en kaliteli slipknot albümleri olduğunu düşünüyorum. önceki albümler sadece öfkemi yatıştırmaya yararken son albümlerde gerçekten müziğe doyduğumu hisseder oldum. artık grup hırsla çiğ metal kasan bi çizgiden uzaklaşıp, altyapısı güçlü eserler üretmeye çalışıyor. bunun da ödülünü son yıllarda maddi manevi aldıklarını görebilirsiniz.
    grup artık sadece metal yapmaktan öte iyi müzik üretmek istiyor. bu sitedekilerin de anlayamadığı bu.

    Candaş

    @Evrim Eren, We are not Your Kind en iyisi diyene itiraz etmem bence de en iyi 2-3 albümünden birisi fakat bu albüm kalite konusunda en alt sıralarda, We are not Your Kind ile veya herhangi bir eski albümü ile yarışamaz bile, buna ilk demo albümleri M.F.K.R. da dahil.

    Listelere en üst sıralardan girmesi de bence iyi olduğunu göstermez, Slipknot ismini zaten herhangi bir albüme yapıştır her ülkede ilk 5′e rahat oynar, bir marka haline geldi. Ticari olarak da kısmen geri gitmişler, We are not Your Kind İngiltere dahil pek çok ülkede 1. sıradan girmişti listelere. Ayrıca çok dinlenince iyi mi oluyor onu da anlamış değilim.

    Bloodshot

    @Evrim Eren, we are not your kind’ ı çok beğenen fakat The End, So Far’ı hala dinlememiş biri olarak(yani hemen hemen aynı düşüncedeyiz) yorumunu biraz ağır buldum. Müzik zevki biraz da beklentilerin devreye girmesiyle şekillenen bir durum.
    Yani Slipknot özelinde konuşursak senin gibi gruptan gelişim bekleyen birini gayet memnun ederken, gruptan ilk zamanları gibi daha çiğ daha saldırgan işler bekleyenleri doğal olarak memnun etmeyecektir ve yorumlarını bu yönde yapacaklardır. Evet insan sevdiği grubun yeni albümünün sevilmemesinden dolayı gömülmesinden ya da kötü yorum yapılmasından pek hoşlanmıyor fakat sakin olmak ve kimseye “müzikten anlamıyor” dememek gerektiğini düşünüyorum. Hele hele başka ülkelerdeki dinleyici vs. PA dinleyicisi gibi kıyaslamalara hiç girilmemeli.

    Erhan

    @Evrim Eren, Gerçekten de inanılmaz bir bakış açısı. Saygı duyuyorum.

  11. Rust in Peace. says:

    @Evrim Eren, ingiltere listelerine 2.sıradan girmesinin albümün iyi olmasıyla ne alakası var ya? Bu sadece Slipknot’un popüler olduğunu gösterir. Yarın Metallica Lulu gibi bir albüm çıkarsa 1.sıradan girer, bu o albümün iyi olduğunu mu gösterir?

    deadhouse

    @Rust in Peace., Yıllardır 1 numaralar Justin Bieber, One Direction, BTS gibi gruplar arasında el değiştirdi. Çoğunluk neyi seviyorsa o iyidir diye bakıyor. Erhan’ın dediği gibi inanılmaz bir bakış açısı. Trollse sorun yok ama ciddiyse problem büyük.

    Rust in Peace.

    @deadhouse, onu geçtim adam ortalama bir İngiliz’in metal müzik zevki ortalama bir Pa okurundan daha iyiymiş gibi İngiliz’ler anlamıyor da Pa anlıyor diye kinaye yapmış aklınca. İçselleştirilmiş ırkçılık mıdır nedir anlayamadım.

  12. corpseofcare says:

    Slipknot’ın ilk üç albümü hakkında zaten söylenecek her şey söylenmiştir, ben de bir şey ekleme ihtiyacı hissetmiyorum. AHIG’ın çok underrated olduğunu, Gray Chapter’ın “filler” şarkı fazlalığından bayılan fena bir iş olmadığını ve We Are Not Your Kind’ın çıktığı yılın albümlerinden biri olduğunu düşünen birisiyim; maalesef bu albümde benim için de herhangi bir şey yok. Maalesef böylesine yetenekli sanatçıların diskografilerinde 2022 yılında “olmasa da olur” işlerin yer edinmesi benim de canımı sıkıyor.

    Bir de kritiği yazan arkadaşın emeğine sağlık, yalnızca “AHIG” sonrası Slipknot’ın “eskisi gibi derdini anlatamayan / heyecanını yitirmiş bir gruba dönüştüğü” şeklinde yorumladığım fikirlerine çok katılmadığımı söylemek isterim. Özellikle “We Are Not Your Kind” benim için bir grubun en iyi “ustalık” eserlerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Ama elbette subjektif yorumdur, belki ben başka bir tarafımdan anlamışımdır, olabilir tekrardan emeğe saygı ve kritik için teşekkürler.

  13. Evrim Eren says:

    ben listelerin herşey demek olmadığının farkındayım ve anladık ekstrem sever insanlarsınız.
    hatırlarsanız eski albümleri dinleyenlerin %80i enerjisini atmaya çalışan ergenlik çağındaki gençlerdi. grup da kime müzik ürettiğinin farkındaydı. ama artık böyle bi dertleri yok ekstrem olma gibi bi çabaları da yok. bazı arkadaşlar ekstrem olmayı ulaşılması gereken bi zirve falanmış gibi davranıyor ama bu sadece bi tercihtir ve grup artık bunu tercih etmiyor hepsi bu. yeni arayışları bu kadar hor görmek yerine insanların ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışın. sevmezseniz yine sevmeyin.

    aynı linç rotting christ-the rituals albümünde de yapılmıştı RC o albümde kariyerinin en derinlikli albümünü yaptı ki benim sevdiğim tek RC albümüdür ama beklentiler başka olduğu için çoğu kişi olayı anlayamadı. yeni bi iowa beklemenizi anlıyorum ama bunlar artık o insanlar değiller sırf beklediğinizden başka bişey yaptıkları için bu kadar linç yapılmaz.

    albüm we are not your kind seviyesinde olmasa bile asla yabana atılacak bi albüm değil. grubun enstrüman kullanımı konusunda kendini ne kadar geliştirdiğini bi tek ben farkediyorum galiba. ayrıca inceleme yazısı objektiflikten felaket derecede uzak okuyan kişi albümün tuvalette falan kaydedildiğini zannedebilir. sanki inceleme değil karalama yazısı gibi. milletin müziğine bu kadar kara çalmanın amacı ne ?

    deadhouse

    @Evrim Eren, Buradaki insanlar müzik bilgisi kıt insanlar değil. İnsanlar müziği beğenmedikleri için beğenmiyor. Sert değil o zaman kötü diyebilecek tek bir kişi bulamazsın. Müzik albümlerinin inceleme yazıları da öznel olur. Bilimsel makale yazmıyorsun. Kimsenin de ne Slipknot’ı ne de albümü linçlediği yok. Olumsuz eleştiri diye bir şey duydun mu?

    Yazdıkların baştan sona dezenforme öğeler içeriyor.

    Rust in Peace.

    @deadhouse, yanıldın. Avcı var o kötüler

    Avcı

    @Rust in Peace., Önce Türkçe öğren sonra insanların müzik zevkini yargıla.

    Rust in Peace.

    @Avcı, yargılamadım tespit yaptım. Tavsiye için teşekkürler

    Yiğit

    @Evrim Eren, Slipknot dinleyen bir insan değilim. Popülerliğe oranlayınca dünyada en ilgimi çekmeyen grup olabilir. Ancak şu muhabbetler baymadı mı ya? Ben sanmıyorum ki kimse Megadeth’ten yeni bir rip, in flames’ten yeni bir jester race, opeth’ten yeni bir morningrise beklemiyor. En azından buradaki insanlar adına böyle düşünüyorum. Slipknot için de milletin bir Iowa yapamadıkları için eleştirdikleri fikrine düşük bir ihtimal olarak bakıyorum.

    “Yumuşadılar”, “Eskisi gibi bir müzik yapmıyorlar.” muhabbetleri yıllardır birçok grup için dönüyor. Yeni yapılanı anlamaya çalışıp ona göre eleştirmek gerekiyor evet. İnsanlar da eminim en azından belli bir oranda bunu yapıyor. Ancak ortaya çıkan iş ne kadar rezil olursa olsun birileri halen daha çıkıp “eski albümler gibi bir şey beklemek yanlış” ön yargısıyla hareket ediyor. Bu hatalı bir ön yargı değil ancak ortaya konan iş ne kadar kötü olursa olsun ona gelen çoğu eleştiriyi eleyen bir ön yargı.

    Belki de insanlar sırf ekstrem değil diye eleştirmiyordur, ekstrem olmadığını kabul etse bile ortaya konan işi niteliksiz buluyordur.

    Ugur

    @Evrim Eren, Rituals bu konuyla ilgili talihsiz bir örnek olmuş.Her ne kadar ilk çıktığında objektif olmaya çalışsam da albümün RC standartlarında en fazla vasat üstü ama felaket tek düze bir albüm olduğu gerçeğiyle başbaşa kaldığımı hatırlıyorum.Burada itirazlar yükselebilir ama ben de 15 yıllık Rotting Christ fanıyım, az da olsa grupla ilgili bir kaç söz söylemeye hakkım vardır diye düşünüyorum.

    Grubun en derinlikli albümü konusuna gelirsek; A Dead Poem, Sanctus Diavolos, Thy Mighty Contract gibi albümleri bilmiyor olsaydık söylediğine inanabilirdik.Rituals bunların yanında ancak “rarities&b-sides” gibi bir şey kalır muhtemelen.Ne yazık ki siyah kukuleta giyip karanlıklar içerisinde poz vererek müzikte derinlik yaratılamadığını Sakis’in de bildiğine eminim.

    Slipknot’ın albümünü dinlemedim.Belki dediğin gibi o kadar da kötü değildir.Kötü olmadığını anlatırken aslında pek de iyi olmayanları örnek vererek değil de kendi düşüncelerini aktarsaydın daha çok taraftar toplayabilirdin.

    Evrim Eren

    @Ugur, son cümleni bi aradan çıkarayım kesinlik bi taraftar falan arayışım olmaz.
    yorumuna gelirsek evet işte demek istediğim zaten buydu sen 15 yıllık bi fansın ve senin gibi insanların alıştığı bi RC ve onun black metal soundu var. ben ise bu 15 yılı her çıkan albümlerini dinleyip hiçbirini beğenmeyerek geçirdim. taa ki rituals gelene kadar. çünkü aradığım dark ambient olayı buydu yani bana bu hitap etti. insanlarsa burda ne denmeye çalıştığına bakmak yerine “bu black metal değiiiil” diye bağırıp gitti çünkü eskiden gelen bi alışkanlık ve beklenti var. senin dediğin albümleri de biliyorum ama bende hiç bi his uyandırmadı. ama rituals 6. yılında hala düzenli olarak dinleyip kendimi bulduğum bi arınma seansı gibi. elbette bu işler tamamen kişiseldir bu da bi gerçek.

    Ugur

    @Evrim Eren, Rituals ı beğenmende hiç bir problem yok. Bir RC fanı olarak memnun olurum.Genel kanının aksine görüş belirttin ben de R.Christı bilen biri olarak bunun çok da doğru olmadığını düşünüyorum.Herkesin müzik kulağı farklı en nihayetinde.Black metal konusunda da sana katılamıyorum.Rotting Christın her dönemi için tam anlamıyla black metal diyemeyiz bence.Bu beni hiç bir zaman da zerre ilgilendirmedi.Grubu Sleep of the Angels ile tanıdım, müzikleri o yönde devam etseydi hiç bir itirazım olmazdı.

    Ali Osman

    @Evrim Eren, yazdıklarını nereden tutsam elimde kalır öyle iki yorum yazmışsın. Birincisi listelerin her şey olmadığının farkındaysan neden “albüm şuan ingiltere listelerine 2. sıradan girdi. demekki ingilizler bu sitedekiler kadar müzikten anlamıyor. çok bilen arkadaşlara selam” gibi bir söylemle giriş yapıyorsun yoruma? Albümün sana göre iyi ve kötü yanlarını yazsan yeterliydi bana kalırsa. Çünkü “Bakın İngiltere’de böyleymiş.” diyince albüme herhangi bir eleştiri getirmiş olmuyorsun. İngiltere’de çok satması ve beğenilmesi bu albümün iyi olduğu anlamına gelmez. Sanırım sanat eserinin ne kadar estetik olduğunu belirlerken İngiltere listelerini ölçüt alıyorsun.

    İkincisi bu sitedeki insanların “Yauw bu sert değil, olmamış ehehe” tarzında bir bakış açısına sahip olduğunu düşünüyorsun, yanılıyorsun. Buradaki insanların yumuşamayla veyahut değişimle ilgili bir sıkıntısı olduğunu düşünmüyorum. Değişim kaçınılmazdır zaten bunun farkında site ahalisi. Asıl sıkıntı değişimin ne kadar başarılı yapılabildiği. Bir grup sırf sertliğinden ödün verip yeni sulara yelken açtı diye yaptığı işe iyi veya kötü demek yanlış olur. “Tamam ekstrem seversiniz anladık” diyerek buradaki insanların sertlik kompleksi olduğunu düşünüyorsun ama bence buradaki asıl kompleks sana ait. Tamam yeni ve farklı şeylere en açık insan sensin , diğerleri sertlik dışında bir şeyi kabul etmiyorlar, onlar dar bakışlı anladık. Bu sebepten ötürü sağlıklı bir eleştiri yaptığını düşünmüyorum.
    Ayrıca Yiğit’in dediği gibi kimse Iowa falan beklemiyor. Albümün içeriğinden çok albümle ilgili kimin ne dediğini konuşmuşsun. Böyle eleştiri yapılmaz.

    Evrim Eren

    @Ali Osman, liste ingiltere kaynaklı olduğu için öyle yazdım yoksa ingilizlerle bi alakam yok. sadece merakımdan sormak istedim aslında. tüm dünyada metal kritikleri hazırlayan siteleri kabaca göz gezdirdim 7-8den aşağı puan veren yok. satış ve dinleme rakamları da çok iyi gidiyor.
    ki bence de albüm baya güzel 7.5 veririm rahatlıkla
    ben de bunu sorguladım işte tüm dünyanın bilmeyip de sizin bildiğiniz şey ne diye

  14. Koralp says:

    Sanki o kadar kötü değil gibi ya…

  15. atby says:

    Valla hocam slipknot eleştirisi yapmışsın iyi hoşta pek gündemi takip etmemişsin. Albümün yaratıcısı jim root bile bu albüm benim içime sinmedi diyor. Çıkarmak zorunda kaldık,bizden acele bir albüm istediler daha sonra da çıkış tarihini çok öteledir,madem bu kadar ötelenecekti niye daha yaratıcı bir şey çıkarmamız için beklemediler diyip roadrunner’a top atıyor. Clown bu albüm bir slipknot albümü değil diyor. Zaten roadrunner’dan kurtuldular artık. Bağımsız bir şey beklemek daha iyi olucak. Evet albüm hakikaten kötü. Ama slipknot için kötü bir albüm. Yoksa birçok albümden hala çok daha iyi. Ve bu yaşta hala böyle sert müzik yapmaları takdire şayan bence. Evet değişim var ama bu dad-butt rock anlamında hiçbir zaman olmadı. Ayrıca arkalarında bir ordu yok,tüm bu tulum,maske olaylarının sebebi clown ve biraz da joey jordison’ın işi. Bilgin olsun

    Erhan

    @atby, Bir albümü eleştirmek ile işin magazin tarafını takip etmek arasında nasıl bağlantı kurmalıyım bilmiyorum açıkçası.

    Bu kritiğin altındaki yorumlarda tekrar şahit olduğum bir şey varsa o da şudur: Büyük grupların fanları, yani sizler olayın magazin tarafıyla müzikal (somut) tarafını birbirinden ayırmakta güçlük çekiyor gibisiniz.

    Ne demeliydim? ”Yahu adamları zorlamışlar da böyle kötü olmuş yoksa hiç olur muydu” demeliydim. Eldeki materyalin kalitesi belli ve üzerinde de kocaman Slipknot logosu var.

    Yenal

    @Erhan, aynen dediğiniz gibi albümün kötü yada şöyle böyle oluşununun bir sürü sebebi olabilir lakin sonucu değiştirmez bu.İyi orta berbattır sonuç.Slipknot ilk birkaç albümü ilgimi çekmiştir maalesef sonradan bana hitap etmedi zorladım olmadı.Yeni bir şeyler deneyeceksen işin özünü koruyarak yapmalısın bence.Eleştirinizi beğenmiştim aynı fikirdeyim.Kolay gelsin.

    atby

    @Erhan, hocam biz ne dedik,evet albüm hakikaten kötü dedim dimi. ama senin yazdığın yazı eleştiri yazısı değil kusura bakmayasın. bu eleştirimi de dikkate alırsan senin adına iyi olur belli ki eleştiri yazısı yazmayı seviyorsun.

    corpseofcare

    @Erhan, Abi hakkında kritik yazılacak eser hakkında bağlamsal bilgiye sahip olmak bence de önemlidir ve emek verilen bir eleştiri yazısını ortalama bir yutup yorumundan da ayıran şeydir benim gözümde.

    Yapıcı bir yorum olması dileğiyle.

  16. atby says:

    ayrıca we are not your kind gömülmüş,yeri değil ama solway firth gibi bir şarkı sayesinde bile o albüm üst sıralara taşınır. IOWA albüm sertliğinde. O şarkıdaki rifflerden 3 şarkı cıkardı belki ama hepsini bir tanesinde kullanmışlar. iyi de olmuş.

  17. ruzgarayazdelidolu(Fatih) says:

    “The Dying Song” ve “Hive Mind” parçalarını beğendim ve indirdim.Albümü beğenmedim çok kötü.Ayrıca “Heirloom” parçası da Slipknot değil Stone Sour parçası olmuş.

  18. sefagn says:

    Eskilerden gelme bir Slipknot deneyimi için, The Dying Song ‘u 1.25 hızda dinleyin. Yanlışlıkla böyle dinleyip ‘e iyi şarkı bu’ dedikten sonra acı gerçek çarptı kafama gözüme..

  19. 0705pu 40cu9u says:

    Lamı cimi yok, kötü album

  20. Raddor says:

    Adderall hoşuma gitti. Farklı olmuş, Arcade Fire parçası gibi. Sonrasında albüm yavaştan sıkmaya başladı. Sonunu getiremedim.

    We Are Not Your Kind muazzam albümdü. Yine yaparlar o ayarda bir şeyler. Şimdilik böyle oldu ama daha çok iş bekliyorum bu manyaklardan.

  21. Evrim Eren says:

    bu arada albüm liste 1.si oldu tebrikler.
    https://www.officialcharts.com/charts/albums-chart

    ama tabiki albüm bok gibi merak etmeyin övmeye gelmedim. albümü resmen bok götürüyo evet doğru

    woodenpint

    @Evrim Eren, 13 yaşında mısın arkadaşım ya? Kendin sevdiysen dinle geç. Beğenmemiş işte site çoğunluğu ben de beğenmedim. Ne bu kanıtlama çabası? Slipknot zaten bir sürü ne çıkarsalar dinleyecek fanı olan, metal dışında da çok popüler magazinsel bir grup, listelerde başlara oynaması kadar normal bir durum yok? Bu nasıl bir müzik anlayışıdır ya listelerde bir numara olan albümleri beğenmeyenler müzikten anlamıyor mu oluyor? Ayrıca metal ne zaman daha popüler olan şeyin daha kaliteli olduğu bir müzik türü oldu? Cevap vereyim hiçbir zaman. Ki bence sen olayı çok yanlış anlamışsın, genel müzik dinleyicisi zaten bu sitedeki adamlar kadar değerlendirip ölçüp biçmiyor dinlediği şeyi, gayet bayağı bir şekilde bakıyor olaya. Nedir bu saçma sapan anlamsız çaban anlam vermek çok zor. Metal müziğin bu listelerden diğer müzik türlerinden bağımsız kendine ait bi olayının olduğu bilinen bir şey bi albümün kalitesini de değerini de değerlendirirken ama senin daha dinlediğin müzikten haberin yok. Sen bundan sonra listelerde hangileri başlara oynuyorsa onları en iyisi say onları dinle, şu çabadan da vazgeç bence çocuk gibi.

  22. Grubu dinlemediğimden müzik tarafının muhabbetlerine katılamıyorum ama sanırım daha önce de bir başlıkta demiştim, Corey Taylor neden her seferinde daha salakça maskeler takıyor bir fikri olan var mı? Bence 1999′da taktığı maske en iyisiydi, sonrakiler hep daha kötüye gitti. Ne bir cool’luğu var ne ürkütücülüğü var ne karizması var maskelerinin.

    https://www.revolvermag.com/culture/corey-taylors-slipknot-masks-ranked-worst-best#6-all-hope-gone

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, 2008 maskesini seviyorum. Bence de cool veya ürkütücü maskeler değiller. Bence bunu Corey de biliyor. Amaç ucube gibi görünmek sanırım ve bunu başarıyor bu maskelerle.

    owlbos

    @Ahmet Saraçoğlu, tam hakim olmamakla birlikte elemanların taktiği maskeler doğaçlama üretilen şeyler değil. Bir film karakterinde falan kullanılan şeyler oluyordu sanırım. Yıllar önce böyle bir şey okumuştum.

    ismail vilehand

    @Ahmet Saraçoğlu, bence “Iowa” maskesi uzak ara en iyisi. En kötüsü ise sonuncusu.

  23. ismail vilehand says:

    Albümün ne kadar siktiriboktan olduğunu dile getiren dürüst fanlara sövmeye başlamış Corey Taylor. Tam bir dalyarak gibi davranmaya başladı.

  24. Ubeydullah İndiroğlu says:

    Sanırım en kötü Slipknot albümü.

    Yen dışında yakalayan bir parça hala olmadı.

    Corey de ampır ampır konuşmasın bir zahmet, Jim Root bile albüm hakkında içine sinmediğini belirten şeyler diyip duruyor. We Are Not Your Kind nerede, bu albüm nerede…

  25. Cryosleep says:

    The Gray Chapter’ı dinlerken bu albüm aklıma geldi de, hakikaten The Gray Chapter bunun yanında başyapıt gibi kalıyor.

  26. In White says:

    Acidic dinlediğim en kötü Slipknot şarkısı olabilir. Bu ruhsuz albüme yakışan berbat bir şarkı.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.