# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ORECUS – The Obliterationist
| 20.03.2021

Elektrikli testereyi gitar diye yutturan ORECUS’tan cinayet gibi bir ilk albüm.

Erhan Yiğit

Bildiğimiz gibi geçen yıl korona nedeniyle bütün konserler ve etkinlikler iptal olmuştu. Para kazanmanın yollarını arayan müzisyenlerin kimi hayranlarından küçük bağışlar istedi kimi de online konserler verdi. Hatta hatırlarsınız Katatonia frontmanı Jonas Renkse “Hayatta kalabilmek için başka bir işe bile başlayabiliriz” minvalinde açıklamalar yapmıştı. Hal böyle olunca bir müzik grubu için para kazanmanın en iyi yolu konser ve turlardan ziyade yeni albüm yapıp sosyal medyadan ilgi toplamak oldu.

2020 yılını metal adına çok özel kılan tek şey sadece muhteşem albümlerin çıkması değil, evlerine kapanan müzisyenlerin 7/24 çalışarak ürettiği materyalleri bu yıl görücüye çıkarıyor olmasının da etkisi büyük aslında. Henüz Mart ayında olmamıza rağmen bu senenin çok iyi geçeceğinin sinyallerini çoktan almaya başladık. Her ne kadar Moonspell, Empyrium ve Soen grupları bana hayal kırıklığı yaşatsalar da küçük grupların metal bayrağını eline alıp üzerimize uçan sandalyeler ve amfiler fırlatması beni çok tatmin ediyor. Henüz black metalde yeterli kapasiteye erişemediğim için incelemesini yazamadığım Endezzma olsun (Thrash metalden kafamı kaldırıp iki Darkthrone dinlemedim, zamanında gidemedik) Iotunn olsun, Gates of Doom olsun hepsi bu yıl çok harika işlere imza attılar.

Evet, benim için bu kapsama dahil olan bir başka grup ise Orecus. The Haunted, Cro-Mags, Hatebreeder ve Lamb of God gibi gruplarla yükselen Hardcore/Death/Groove artık ne isim verirseniz başka grupları etkilemeye ve damar sayısını çoğaltmaya devam ediyor. Esasında Metalcore ile yakın akrabalığı bulunan bu türü hemen sevmek ve önyargı ile yaklaşmamak çok zor. Zira gerçek manada var olduğuna inandığım metal elitistlerinin özellikle uzak olduğu bir tür metalcore. Linç yemek istemem ama Metal Archives’e eklenmeyen birçok gruba ben de sıcak yaklaşmıyorum. Konumuz metalcore değil biliyorum ama bazen sadece albüm kapağına ve ismine bakarak kaçırdığımız bazı gruplara ikinci bir şans vermemiz gerekebilir diye diyorum bunları.

Elimde tuttuğum The Obliterationist tabii ki de bir metalcore albümü değil, hatta akrabası bile değil. Herifler bildiğin neck-snapping, jaw-breaking death metal yapıyorlar. Albüm ismini taşıyan şarkının suratlara salya sümük boşaltan hakiki hardcore/death riflerini ve dudak ısırtan breakdown kısmını duyunca ”Bu yıl galiba en çok bunu dinleyeceğim anlaşıldı” dedim. Söz konusu şarkının 2:21′de başlayıp 3:17′de biten kısmını ben beğenmedim diyen bir metal dinleyicisi çıkarsa alta yazsın ölümüne kavga edelim (dövebileceğime inanıyorum). Şaka bir yana albüm için öyle bir giriş parçası seçilmiş ki geri kalanını dinlemeden kapatmak imkansız. Albümün üstüne kurulduğu Groove tınıları ile hardcore riflerin pürüzsüz bir şekilde iç içe geçmesi ve şarkıların tamamına yayılmış özenli, kaliteli beste anlayışı Orecus’un bizlere bu işteki ciddiyetini kanıtlıyor.

Her ne kadar metal müzikte temiz prodüksiyonu sonuna kadar savunan kesimden olmasam da işin cılkını çıkarmadan, metalin o doğal karakterini zedelemeden kaydedilmiş kaya gibi soundu olan modern albümlere asla hayır demiyorum. The Obliterationist’in sahip olduğu testere misali gitar tonuna ve davulların her atağının, her snare vuruşunun kulak zarını damgalayıp öte tarafa parçalayarak geçmesi karşısında hayranlığımı gizleyemem. Öte yandan albüme adını veren şarkının bahsettiğim breakdown bölümündeki kısa ve etkili brutal vokal kullanımı gerçek manada orgazmik ve cesurca olmuş; Bütün enstrümanların bir anlığına susup vokalistin ”Every day the hate erupts inside of me to the point were it consumes” diye inlediği kısım bahsettiğim şeyi kanıtlar nitelikte.

Albümün en dikkat çekici yanlarından birisi de bütün şarkılardaki kalite düzeyinin neredeyse düz bir çizgi şeklinde olması. Beste anlayışı olarak üzerinde emek harcandığı belli olan şarkıların her biri müzik zevki birbirinden farklı olan kişilerin aynı şarkıya ”Bu parça albümün yıldızı olmuş” demesinin önünde duracak kadar iyi. Gün geçtikçe yeni grupların farklı fikirler ile albümlerini süslemesi bir yana dursun bu albümde bu şekilde bir kaygı bulunmamasının sebebi bu adamların daha sonraki çalışmalarında grubun müzik yelpazesine taze şeyler ekleyecek olması ile alakalıdır diye düşünüyorum. Orecus’un bu manada bir sonraki adımının gayet sağlam olacağı da aşikar zaten.

Geçtiğimiz 3 ayda derinliklerine girdiğim ve hala çıkamadığım underground çukurunda gerçekten güzel zamanlar geçiriyorum. Şu ana kadar yeni materyallerini sunan popüler grupların ağır sıçışa geçtiğini (ve maalesef geçmeye devam edeceğini) düşündüğümüz de Orecus’un, beyin parçalarını koltukların ve masaların üzerinden toplamak isteyen herkesi memnun edeceğinden ve büyük grupların boşaltmaya başladığı yerleri yavaş yavaş doldurmaya başlayacağından eminim. Kaygısız, dertsiz, tasasız saf hardcore ile tavana sıçramak isteyenlere ve özellikle spor yapan bünyelere bu albümü zevkle öneriyorum.

Ha son olarak downpicking ile doublecross’un hastasıyız.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (6.33/10, Toplam oy: 15)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2021
Şirket
Violent Groove Music Group
Kadro
Philip Grüning: Vokal
Elias Ryen-Rafstedt: Gitar, davul
Francis Larsson: Gitar
Martin Maxe: Bas
Şarkılar
1. The Obliterationist
2. Distress Signal
3. The Destruction Path
4. Blodvite
5. Omnipotent
6. Below the Threshold
7. Unborn, Reborn
8. My Manifest
9. Become the Nihilist
10. Extinct
  Yorum alanı

“ORECUS – The Obliterationist” yazısına 3 yorum var

  1. bahadır says:

    Güzel kritik olmuş. Tek katılmadığım yanı Moonspell’in son albümüne olmamış denmesi. Fernando’nun “olmamış” bir şey yaptığını şimdiye kadar görmedim dinlemedim.

  2. koca says:

    Türü alakasız ama benzer bir gitar tonu dinlemek isterseniz = Annihilator / Waking the Fury.

  3. ordan gecen biri says:

    guzel kritik. album guzel dinlettiriyor kendini. 2021 listeme giremese de kulaklarimin pasini sildiler:) Moonspell, Empyrium ve Soen grupları bana hayal kırıklığı yaşatsalar da kismina da katiliyorum. Empyrium pek dinlemiyorum da moonspell ve soen in yeni albumu beklentimin baya altinda oldu bu sene.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.