# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
CHALICE – Trembling Crown
| 25.12.2020

Finlandiya’dan aydınlık heavy metal.

Oğuz Sel

Black metal albümlerinin çokluğundan (iyi ki öyle tabii) sık sık bahsediyoruz ama new wave of heavy metal cephesinde işler tıkırında gidiyor. Takip ettiğim YouTube kanallarında hemen her gün yeni heavy metal albümleri çıkıyor fakat yoğunluktan, yalnızca tanıdık yüzlere zaman ayırabiliyorum.

Keşke gün 24 değil de 2400 saat olsa da daha fazla albüme göz atabilsem. Bundan bir buçuk yıl evvel ilk EP’leri hakkında bir şeyler yazdığım Fin Chalice da tanıdık yüzlerden biriydi elbette. Merakla beklediğim uzunçalarını nihayet çıkaran grubun EP’sini dinleyip EP kritiğini okuduysanız, türün baba gruplarından aldığı ilhamla modern, melodik ve başarılı bir iş çıkardığını anımsarsınız.

Tam iki hafta önce yayımlanan “Trembling Crown” grubun, müziğinde büyük değişimler olmadan gelişim katettiğini gösteriyor. Albümün farklı şarkılarında da bolca tanıklık edeceğiniz üzere armonik çift gitarlarla gayet hoş melodiler sunan Chalice, EP’deki karanlık/kasvetli hava yerine daha aydınlık bir sound eşliğinde, Iron Maiden’a benzetebileceğim dinamik, canlı bir müzik üretiyor. Parçaların tekdüzelikten sıyrılan kompozisyonları ise ekibin “Farklı ne yapabiliriz?” sorusuna verdikleri işitsel bir yanıt niteliğinde âdeta.

Süresi 8 dakikaya yaklaşan ilk parçanın yarattığı pozitif duygu eşliğinde başlayacağınız albüme adını veren parça, bu tekdüzeliğin en iyi şekilde aşıldığı işlerden. Eserin getirdiği işitsel çeşitlilik sayesinde kendinizi, daha önce bu sayfalarda kulağını çınlattığım Flametal dinliyor gibi hissedebilirsiniz. Konuk müzisyenle var edilen kısa soluklu flamenko bölümün ardından gelen solo ise müzisyenlerin, enstrüman hâkimiyeti noktasında fikir verecektir.

Bestecilik tarafında elinden geleni ardına koymayan grubun yer yer kantarın topuzunu kaçırdığı, bütünsellikten uzak, uzun süren ama parça içi dağınıklık yüzünden bir yerinden sonra tadı kaçan bir eser yaptığını da söylemeden geçemeyeceğim. Bahse konu eser “Hunger of the Depth”. Keşke şarkıyı bir şekilde ilk dört dakikaya sabitleyecek şekilde tasarlasalardı. Bu parça haricinde grubun pek bir falsosunu duyduğumu söyleyemem. Albümün altıncı parçası “The Key”in başlangıcı ise bana bir yerlerden tanıdık geldi. Oturdum düşündüm. Quo Vadis miydi, In Flames miydi diye diye nihayet parçanın girişinin, Chalice’ın memleketlisi Kalmah’ın “The Black Waltz” albümündeki “Svieri doroga”nın girişiyle bayağı örtüştüğünü buldum. Sorun değil, o kadar kusur kadı kızında da olur.

Albümün daha aydınlık bir sound’a sahip olduğunu söylemiştim az önce. Bu aydınlığa katkıda bulunan unsurlardan biri de vokalistin akrabası veya eşi olma ihtimali olan bir hanımın geri vokalde yer alması. Ancak hem hanım kişinin hem de diğer geri vokaldeki arkadaşların biraz ürkek bir vokal yaptığını düşünüyorum. Fazla kontrollüler gibi geldi bana. Bu da epey doğal bir şekilde vokalistlik yapan ve zaman zaman İngilizce sözleri Fince gibi telaffuz eden vokalistin yanında sırıtmalarına neden oluyor. Prodüksiyon tarafında olsaydım bu arkadaşları uyarırdım şahsen. Prodüksiyon demişken albümün prodüksiyonunu Totalselfhatred’dan tanıdığımız Juuso Heikkilä’nın yaptığını ekleyeyim.

Sonuç itibarıyla “Trembling Crown” Chalice’tan beklediğim ayarda bir albüme yakın. Yukarıda izah etmeye çalıştığım, yarısından itibaren tadı kaçan eser olmasa, albümü çok daha başarılı sayabilirdim. Müzisyenler belki bir sonraki albümlerinde biraz daha kompakt, özünden çok kopmayan şarkılar yaparlar, daha profesyonel bir sound ile sunarlar ve bu defa hedefi 12’den vurabilirler.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (6.69/10, Toplam oy: 16)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2020
Şirket
High Roller Records
Kadro
Verneri Benjamin Pouttu: Vokal, gitar
Mikael Cristian Haavisto: Gitar, geri vokal
Joni Adrian Petander: Bas
Olli Törrönen: Davul, perküsyon

Konuk
J. Heikkilä: Klavye, ses efektleri
Jemina Pouttu: Klavye, geri vokal
Ville Valtonen: Geri vokal, klavye, klasik gitar (2)
Matti Laaksonen: Çello
Şarkılar
1. Night's Hands
2. Trembling Crown
3. Hunger of the Depth
4. Karkanxholl
5. Wings I've Known
6. The Key
7. Stars
  Yorum alanı

“CHALICE – Trembling Crown” yazısına 19 yorum var

  1. Berca B. says:

    “Keşke gün 24 değil de 2400 saat olsa da daha fazla albüme göz atabilsem.”

    Müziğe henüz göz atamadım ama şu cümleyi o kadar çok kuruyorum ki alıntılamadan edemedim. 24 saatlik bir gün insan ömrü için aşırı kısa yahu bu rezillik nedir cidden.

    çaksu

    @Berca B., Bi zaman, bi yerçekimi, bi de kendi vücuduma olan garezim hiç dinmiyor.

    Berca B.

    @çaksu, yer çekimi ve vücut belli bi ölçeğe kadar hallediliyor da zaman çok aşağılıkça davranıyor cidden.

    Aura magula

    @Berca B., Bir gün 48 saat olsaydı 20 saati iş yerinde geçerdi.İyikide 24 saat.

    Berca B.

    @Aura magula, gün 24 saatken 10 saati işte geçiyor: sana kalan 14 saat

    Gün 48 saatken 20 saati işte geçiyor: sana kalan 28 saat.

    Senin hesabına göre bile gün uzayınca kardayız.

    Aura magula

    @Berca B., Aslında karda değiliz çünkü 1 saatlik film 2 saate çıkardı,30 dakkalık albüm 60 dakka olurdu ve yine zamanımız yetmezdi.

    deadhouse

    @Aura magula, Bir gün 96 saat olsaydı, yine bir şey değişmezdi. Vücudumuz ona göre kendini ayarlardı. Sonuçta zaman göreceli bir şey. Gününü sadece 10 saatte sınırlayan bir insan var olsaydı, gününü hiç uyumadan 24 saatte geçiren birinden daha verimli, keyifli, anlamlı geçirebilirdi. Bence zaman yetmiyor, zaman çabuk geçiyor, zaman geçmiyor… deyişleri, hepsi yanılgı. Bence zamanla ilgili her şey yanılgı. Bazen 2 saat 10 saat gibi gelirken, bazen 48 saat birkaç saat gibi geliyor. Hiçbir şey bilmiyoruz bence.

    Aura magula

    @deadhouse, Hocam bişeyi merak ettim.Sence bir gün 48 saat olsaydı,şimdiki 1 saat ozamanki 2 saate mi denk gelirdi yoksa aynımı kalırdı merak ettim?

    deadhouse

    @Aura magula, Bu soruyu cevaplayabilecek yetkinliğe sahip değilim. :)

    Ahmet Saraçoğlu

    @Berca B., her gün 8 saat uyuyan bir insanın 90 yaşına geldiğinde hayatının 30 yılının uykuda geçmiş olduğu gerçeği beni gerçekten yıpratıyor. Diyoruz ya asırlık çınar, 90 küsur yaşına kadar yaşadı, koca bir ömür sığdırdı. Onun 30 yıla yakını uyku ulan. Dünyada yoksun o 30 yıl boyunca. O yüzden 24 saat muhabbetinden ziyade uyuma ihtiyacı çoktan kısalmalıydı şu ana kadar. Bu insanlığın ayıbıdır, bilim dünyası kendine bi çekidüzen versin.

    Deseler ki bir hap alacaksın, günlüğü 200 TL, içince o gün hiç uyuman gerekmeyecek ve 8 saat uyumuş gibi dinlenmiş, enerjik ve zinde olacaksın. Haftanın en az 5 günü net alırdım.

    Yiğit

    @Ahmet Saraçoğlu, aynen öyle. Bana da hep uyku koyuyor. Önceleri uyumazdım bu yüzden, bu aralar 10 saatten aşağı uyumuyorum. Yakında yine 4-5 saate çekecem umarım

    Berca B.

    @Ahmet Saraçoğlu, 200 TL’yi duyunca bir yutkundum ama dediğin gibi kesin çözüm uyku denilen çağ dışılığın ortadan kalkması.

    Melkor

    @Ahmet Saraçoğlu, Tersinden bakınca 30 sene uyumasa 90 sene dünya da kalamazdı. Hayat ve tüketim alışkanlığımız o kadar çok hızlandı ki yetişemez olduk. Modern insan uyuduğu uykuya küfür eder hale geldi. Malesef bunu düşündürtüyolar. Bence yanlış olan 8 saat uyku değil biyolojik bedenin bu kadar hızlı yaşama maruz bırakılması. Uyku yerine geçen bi hap fikri başta insanın hoşuna gitse de uzun vadede daha fazla sömürülmemize yol açardı gibime geliyo. Haftanın 5 günü durmadan yaşamak büyük işkenceye dönüşebilirdi.

    ismail vilehand

    @Ahmet Saraçoğlu, @Berca B., bana 200′er TL verin, evde yatıp uyuduğumda size enerji yüklensin. Teknoloji böyle bişeye yetse süper meslek yemin ediyorum.

  2. Alondate says:

    Az cok ne dusunuyorsam hepsi bu kritikte geciyor. Tesekkurler sayin Ouz bey.

    Neredeyse her sarkinin gereksiz yere uzatildigini dusunuyorum. Belki de bunun sebebi saglam bir heavy metal dinleyicisi olmamamdir. 10/10luk bir is olacakken “bi album yapalim boyle acayip karisik bisi olsun annadin mi millet kafayi yesinnn” gibisinden dusunduklerini hissettim. Her seye ragmen albumun adini paylasan sarki cok cok iyi. Onu bile gereksiz uzattiklarini dusunuyorum :D

    Ouz

    @Alondate, Rica ederim, ne demek. :)

  3. Horrendous says:

    Kapak Red Dragon filminden.

    https://www.imdb.com/title/tt0289765/mediaviewer/rm2306736384/

    Ouz

    @Horrendous, İzlemek bir türlü kısmet olmadı. Gerçekten tespit gibi tespit. :)

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.