# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
OBSEQUIAE – The Palms of Sorrowed Kings
| 15.12.2019

Türünün ve yılın en iyilerinden.

Oğuz Sel

Birkaç ay önce PA sayfalarında okuduğunuz ve bu yılın en önemli black metal olaylarından biri olduğunu düşündüğüm Véhémence albümü “Par le sang verse” kritiğinin hazırlık aşamasındayken The Metal Archives’ı ziyaret ettiğimde, benzer sanatçılar kısmında gözüme takılan gruplardan biriydi Obsequiae. 2015 çıkışlı albümü “Aria of Vernal Tombs”u dinleyip kendimden geçerken “Ya bu herifler ne güzel Fall of the Leafe ayarında bir müzik yapıyor,” diye düşünmüş, albüm nispeten eski olduğu için yazısını -o zamanlık- hazırlamamıştım. Kaderin bir cilvesi mi dersiniz, iyi düşüncelerin/yaklaşımların ödül minvalinde bir karşılığı olarak mı değerlendirirsiniz bilemem ama grup yeni albümlerini, -benim açımdan- şak diye çıkarıverdi. FB kullanmadığım ve grupları enikonu takip etmediğim için (zaten hangi birini yakından takip edebilirim, öyle bir zaman kimsede yoktur büyük ihtimalle) bu durum benim için epeyce sürpriz oldu.

Kısa bir özet geçmem gerekirse Orta Çağ esintili melodik black metal yapan grubun, albümden albüme kendini bulduğunu söyleyebilirim. İlk albümden itibaren türün bol melodili tarafında seyredeceğini ilan eden ekip, ikinci albümle kadroya katılan Orta Çağ arp insanı Vicente La Camera Mariño sayesinde müziğini daha otantik hâle getirdi. Yalnızca arp kullanımıyla değil İrlanda ve İskoç müziğine ilgisi nedeniyle beste tarafında da özgüne yakın yaklaşımlarıyla katkıda bulunduğunu düşündüğüm sanatçının yer aldığı üçüncü albüm ise grup için bana kalırsa onlar açısından kilometre taşı ayarında.

İlhamını, Kuzey Avrupa ve Kelt diyarlarından aldığını çok belli eden grup, az önce de adını zikrettiğim Finlandiyalı grup Fall of the Leafe’in özellikle ilk iki albümündeki melodilerden ve ritim yapılarından büyük izler taşıyan “The Palms of Sorrowed Kings” ile işitsel bir şölen yaşatıyor. Bunu laf olsun diye yazmadım, şimdi nedenlerini anlatacağım.

Önceki iki albümde de izlerine rastlayabileceğiniz ama bu albümle şahika mertebesine ulaştırdıkları bir çift gitar kullanımı var. “Her grupta bir şekilde çift gitar kullanımı var, bu adamlar neyi farklı yapmışlar?” derseniz, yanıtım basit; melodi üretimi. Durmuyorlar, durmuyorlar ve sürekli yeni armonik melodilerle sizi şaşırtmayı başarıyorlar. Her iki gitardan dökülen melodilerin birleşimi, sizi bambaşka bir havaya sokuyor. Hele ikinci parçanın başlangıcını ilk defa -benim gibi- yağmur yağarken dinlediyseniz, tarifi zor duygulara sürüklenmiş olmanız mümkün. Benzer bir durumu “Morrígan”ın başlarında da gözlemleyebilirsiniz. Grubun lideri ve gitaristi, bu enstrümanda öyle bir damar yakalamış ve öyle iyi kurgulayıp kullanmış ki hemen her dinlemenizde tüyleriniz hazır ola geçiyor, gündelik düşünceleriniz sizi terk edip zihninizi, bu melodilerin esareti altına girmesi için serbest bırakıyor. Tabii ortaya çıkan harika müzikten yalnızca gitarlar sorumlu değil. Kulağa batmayacak ses tonlarının seçildiği klavyeler, gitarlara akor bazında belli belirsiz eşlik ediyor ve atmosferi olabilecek en iyi noktaya taşıyor. Bas gitar da kendine uygun yazılan partlar üzerinden enikonu şova girişmeden gitarlara duyulabilir biçimde eşlik ediyor ve yaptığı bağımsız yürümelerle tansiyonun, davulla birlikte belirleyicisi oluyor.

Vokallere ayrı bir paragraf açmak istedim. Grubun tam anlamıyla beyni konumundaki Tanner Anderson, hem çift gitardan dökülen melodilerden, hem bastan, hem bir dolu geleneksel ve tarihi enstrümandan hem de ana vokalden sorumlu. Müziğe kendini adadığını zaten yarattığı etkileyici parçalarla kanıtlayan Anderson, konuk vokallerin de desteğiyle varyasyonlu ses kullanımı gerçekleştirerek parçaların statik bir zemine yerleşmesini engelliyor. Vokaller shriek formla yürek dağlıyor, koral formlaysa parçaları mükemmele bir adım daha yaklaştırıyor. Döngü hâlinde kendi kendine süren armonik gitar partları, büyüleyici hatta hipnotize edici havayı yaratırken vokaller, bu havanın tamamlayıcı unsuru oluyor.

Kendinizi eski devirlerde gibi hissetmenize ortam hazırlayan arp ise “The Palms of Sorrowed Kings”in enstrümantal bölümlerinin başrol oyuncusu. Öyle güzel melodiler, öyle tatlı notalar dökülüyor ki Vicente La Camera Mariño’nun ellerinden, alsanız bu parçaları birinci sınıf sinema filmlerine ya da oyunlara ekleseniz, sahnelerin etkileyiciliğini birkaç kat arttırabilirsiniz. Üzerine çalışılmış ve icra noktasında da kusursuz bir iş sergilenmiş kesinlikle.

Beğendiğim albümler için hep söylediğim gibi şarkı şarkı, hatta saniye saniye anlatmak istediğim işlerden biri kesinlikle “The Palms of Sorrowed Kings”. Yapım sürecinde arp çalan arkadaşın da aralarında yer aldığı beş ayrı ses mühendisiyle çalışılan, çok iyi ve üzerine hayli uğraşılmış bestelerle dolu olan albümün, etkisini uzun yıllar koruyacağını ve türe dair en iyi albümlerin konusu açıldığında, örnek gösterilecek bir iş olduğunu düşünüyorum.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.49/10, Toplam oy: 35)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2019
Şirket
20 Buck Spin
Kadro
Tanner Anderson: Vokal, gitar, bas, geleneksel enstrümanlar
Vicente La Camera Mariño: Geleneksel arp
Eoghan McCloskey: Davul

Konuk:
Carl Skildum: Gitar solo (3)
Jake Rogers: Vokal (5)
Andrew Della Cagna: Vokal (8)
Alexandra Zavyalova: Anlatım
Sadie Ryan: Ek çığlık (11)
Şarkılar
1. L'autrier m'en aloie
2. Ceres in Emerald Streams
3. In the Garden of Hyacinths
4. Palästinalied
5. The Palms of Sorrowed Kings
6. Morrígan
7. Per tropo fede
8. Lone Isle
9. Asleep in the Bracken
10. Quant voi la flor novele
11. Emanations Before the Pythia
12. In hoc anni circulo
Web
  Yorum alanı

“OBSEQUIAE – The Palms of Sorrowed Kings” yazısına 2 yorum var

  1. Ghost Essence says:

    Herkesten özür dileyerek bişey söylemek istiyorum;PA de yapılan kritiklerde, muhteşem albümlerin oylamasında hangi kritik olursa olsun sürekli 1′e basıp giden biri var. Buradan bu kişiye yazıyorum, metalin m si ile alakası olmayan canlı,git ötede oyna…

  2. tahsin says:

    @Ouz, Sanirim orta cag esintili albumler bu dunyada en sevdigim seylerden birisi. Album ve Kritik icin sagolasin

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.