# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
MOONSORROW
29.09.2013

MOONSORROW folk metalin nasıl yapılmaması gerektiğini anlatıyor!

Bu hafta müzikleri olsun, cüsseleri olsun ağır birtakım abilerle iştigal ediyor ve Fin ovalarının, İskandinav ortamlarının önemli isimlerinden MOONSORROW’u konuk ediyoruz. Grubun gitarlardan ve sert vokallerden sorumlu üyesi Mitja Harvilahti ile bayağı bir konuştuk, aklımıza gelen her şeyi sorduk. E size de okumak kalıyor. Buyrun.

Selam Mitja, umarız o taraflarda her şey yolundadır diyor, sorulara geçiyoruz. Son albüm “Varjoina Kuljemme Kuolleiden Maassa” üzerinden iki buçuk seneden fazla süre geçti. O zamandan bu yana neler yapıyordunuz?

İki yılımız yoğun bir şekilde dünyayı turlamakla geçti. Çin, Japonya, Karayipler ve Kuzey Amerika’daki konserlerimizin yanı sıra, birkaç tane Avrupa turumuz oldu. Bunun yanı sıra birçok festivale katıldık. Bu yıl yeni albüme odaklanmayı ve yeni albüm için bir yol çizmeyi deniyoruz. Fakat hâlâ üzerinde çalışmaya devam ettiğimiz için ne zaman stüdyoya girip kayıtlara başlayacağımızı söylemem zor.

Yeni şarkılar hakkında ne söyleyebilirsin? Yeni şarkılar eskiye benzer yollarla mı şekilleniyor, yoksa tamamen taze bir sound için mi uğraşıyorsunuz?

Eğer her şey planladığımız gibi giderse beklenmeyeni beklemeniz gerektiğini söyleyebilirim. Şimdilik pek bir şey diyemem, fakat müziğimize, son altı senedir baktığımızdan daha farklı bir bakış açısıyla bakmaya çalışıyoruz. Ortaya ne çıkacağını hep birlikte göreceğiz.

The Collected Works” isminde devasa bir box-set çıkartacaksınız. Blood Music ile iletişime geçtiğinizden beri geçen 6 aylık süreç nasıl ilerledi? Türkiye gibi sınırlı koleksiyon ürünlerinin nadiren geldiği bir ülkede yaşayan hayranlarınız o güzelliğe nasıl sahip olabilir? Elimizi çabuk tutup internetten mi sipariş etmeliyiz?

Box-set sadece Blood Music’in internet sitesinden satılacak, raflarda olacağını sanmıyorum. Yani herkes sipariş verebilir, nerede yaşadığınız hiç önemli değil! Hâlâ üzerinde çalışıyoruz, materyaller koca bir dağ gibi biriktiği için mastering ve görselleri oluşturmak çok uzun zaman aldı. İçinde sizi çok heyecanlandıracak şeyler olacak! Yakında yavaşça bilgi vermeye başlayacağız. Dev ve harika bir koleksiyon parçası olacak. MOONSORROW’a dair satın alabileceğiniz en iyi şey.

Sizin için şarkı yazma konusundaki en iyi ruh hali nedir? Günün belli bir zamanı veya bulunduğunuz yer, yazdığınız şeylerde rol oynuyor mu?

Ben olumlu yönde baskı altında kaldığımız zaman kompozisyonlarla daha hızlı iş çıkarttığımızı düşünüyorum. Genelde fikir toplamaya ve kafamızda esas konsepti oturtabilmek için yeteri kadar ilham kaynağı bulmaya çalışıyoruz. Ama işler başlayınca, günün hangi saatinde veya hangi yılda olduğumuz hiç fark etmiyor. Yaratıcılık fırtınası sarıyor her yeri!

Zaman geçtikçe folk metal unsurlarınızın azaldığını ve blaxck metal etkisinin arttığını görüyoruz. Bu bilinçli bir dönüşüm müydü?

Aslına bakarsanız bir hayli doğal bir süreçti. Her albümde, müziğimizin farklı elementlerini vurgulama yoluna gidiyoruz ve son iki albümde akustik kısımlarımız biraz daha geri planda kaldı. Yine de tüm bileşenlerimizi kullanıyoruz, bakarsın bir sonraki albümde her şey daha farklı olur. Herhangi bir unsurun müziğimizde öne çıkmasını istersek, ona göre davranırız. Son albümde akustik olaylar biraz geride kaldı, çünkü böyle olması gerekiyordu. Vermek istediğimiz his adına folk elementlerini bile kısmak durumunda kaldık. Aslında ÇOK FAZLA akustik kısım kaydetmiştik!!! Ama miks sırasında fazla yoğun olmaması gerektiğine karar verdik ve metal kısımların akustiğe boğulmasını istemedik.

“Viides Luku: Hävitetty” ve “Tulimyrsky” bugüne kadarki en karanlık ve sert çalışmalarınızdı. Son albümise, her ne kadar yine sert olsa da, bu iki albüme oranla eski albümlerinize ait daha fazla tat barındırıyor. Bu karanlık havaları devam ettirecek misiniz?

Sıradaki albümün “Viides Luku: Hävitetty” kadar ezixci ve “hüzünlü” olmayacağını söyleyebilirim. Bu sefer daha agresif ve hızlı şeyler olacak. “Kötücül” bir havası olabilir, ancak o beşinci dev albümümüz kadar baskıcı olmayacağı kesin. Epik pasajlara sahip epik müziklerden ziyade “şarkılara” odaklanmak istiyoruz. Yine de bunları söylemek için henüz çok erken. Tam bir U dönüşü yapıp bugüne dek yapılmışen melankolik, en bilek kestiren funeral doom albümünü de yapabiliriz!

“For Whom the Bell Tolls” ve “Back to North” cover’larınız gerçekten harika. Şarkıların orijinallerini bilmeyen birisi direkt sizin olduklarını düşünebilir. Bu tarz işlerin devamını duymak isteriz, yakın zamanda cover’lar içeren harika bir EP bekleyebilir miyiz mesela?

Hah, bu gerçekten güzel olurdu ama yakın gelecekte böyle bir şey olacağını pek sanmıyorum. Bizi etkileyen bir şeyler bulursak elbette ki cover’lar yapabiliriz, tamamen üzerini çizmek istemem ama şimdi sırada tam bir albüm çıkartmak var, bir EP değil.

V: Hävitetty” albümünün “Beşinci bölüm” (V) olarak adlandırılmasının özel bir sebebi var mı (beşinci albüm olmasının dışında tabii ki haha)? Bu on ve on beşinci albümlerde de devam edecek mi? (Alt metin: Albümlere devam edin!)

Yok, özel bir sebebi yok. “Hävitetty” adını bulduk; ama sonra böyle devasa bir yapıtın biraz daha temelli ve ayrıcalıklı bir isme sahip olmasını istedik. Albümden “Beşinci bölüm” olarak bahsetmek uygun gözüktü. Düşündüğümüz birkaç isim daha vardı elbette ama oyladık ve bu en iyisi seçildi.

Yakın zamanda Wall Street Journal’da, sevdikleri Fin metal grupları yüzünden (MOONSORROW ve birtakım başka gruplar) Fince öğrenmeye başlayan insanlar üzerine bir yazı vardı. Bu konuda ne hissediyorsunuz?

Bu tanıdık şekilde garip! Yani buna alıştığımı söylemek istiyorum. Fakat insanların üzerinde bu kadar büyük bir etki yarattığımızı ve bizim yüzümüzden Fince öğrenmek istediklerini ilk gördüğüm zaman bu bana çok çılgınca gelmişti! Güzel ve inanılmaz. Mesela 2004 yılında ilk kez Macaristan’da çalıyorduk ve orada bir sürü Fince öğrenen insanla tanıştık, bu trend Almanya ve Orta Avrupa’da devam etti. Artık sadece Fince şarkı söyleyen ve turlayan daha fazla grup var, mesela KORPIKLAANI. Dünya’nın her yanında popülerler ve bütün müzikleri Fince. Yani eskisi kadar büyük bir rolümüz yok, ama yine de bunu ilk yapanlardan biri olmak iyi hissettiriyor.

Dilden bahsetmişken, hiç İngilizce sözleri olan bir şarkı yapmayı düşündünüz mü?

ASLA.

Bazılarınız başka gruplarda da çalıyor. Bu planlama, turneye çıkma, şarkı yazımı vb. konularda çakışmalara yol açıyor mu?

Evet kesinlikle bazı çakışmalara yol açabiliyor! Neyse ki turne konusunda herhangi bir sorunumuz olmadı ve hiçbir turne fırsatını tepmedik, fakat mesela Henri FINNTROLL için de müzik yazıyor, o yüzden sırada onların albümü varsa ilk öncelikle onların bitirmesini bekliyoruz ve Henri’nin de bizim albüme başlamadan dinlenmek için zamana ihtiyacı oluyor. Fakat insanların meşgul oldukları ve başka grupları olmaları gerçeğiyle bir sorunumuz yok.

Gelecekte LAKUPAAVI’den yeni materyal duyma şansımız var mı? PENECTOMY ne alemde?

Aslında sadece 5 dakika önce yeni bir LAKUPAAVI şarkısı yazdım! Umarım yakında bir haftasonu stüdyoya gidip albümü çıkarabiliriz. PENEXCTOMY de ne yazık ki tekrar gün yüzüne çıkacağı zamanı bekliyor.

Şu anki folk metal piyasası hakkında ne düşünüyorsun? Sizin de bildiğiniz gibi bu piyasa son zamanlarda inanılmaz popüler oldu ve bu tür müziği icra eden çok grup var. Piyasanın fazlaca kalabalık olduğunu ve bu işi basit bir şekilde yapıp pastadan pay koparmaya çalışan grupların folk metalin prestijini düşürdüğünü düşünüyor musunuz?

Bu günlerde pek folk metal dinlemediğimi söylemem gerek. Bu piyasada çok az iyi grup var ve bence grupların çoğu tamamıyla boktan. Folk müziği doğru düzgün çalamayan gruplar bunu bir de kötü metal rifleriyle birleştiriyorlar. Bunlardan yalnızca bir elementi dinlerseniz zaten iyi değil, bu ikisini birleştirince daha da kötü oluyor. İleride folk metal yapmak isteyenlere bir tavsiye verecek olursak: öncelikle kendi ülkenizin geleneksel müziğini alın. Neyin önemli ve neyin güzel olduğunu bulun ve çalmayı öğrenin. Türkiye’denseniz Alman folk müziğini almayın. Türk folk müziği çok ilginç ve verecek çok şeyi var, onu keşfedin; tıpkı diğer ülkelerin folk müzikleri gibi. Sonra beste yapmayı, müzik aranjmanını ve iyi metal çalmayı öğrenin. Basit, iyi olmayan bir metal rifi, üzerine Alman içki şarkısı özentisi bir şey koyduğunuz için bir anda iyi olmayacak. Nokta. Eğer varsa, yerel enstrümanları rock enstrümanlarıyla aynı tonda akort etmeyi öğrenin. Gitarlara oranla çok daha tiz akortlanmış bir flüt veya gaydadan daha korkunç bir şey yoktur. Genelde aşağı tonlara çekilebilirler ya da dijital tuner yardımıyla gitarları geleneksel enstrümanlarla eşleyebilirsiniz. Sonraki en önemli şey: SİZİN bu müziğe ne verebileceğinizi düşünün. Başka bir KORPIKLAANI veya ENSIFERUM duymaya ihtiyacımız yok, ne kadar iyi müzik yapsalar da. Kendi sesinizi bulun!

MOONSORROW mevcut birçok folk grubundan daha karanlık ve ciddi bir müzik yapıyor. Fakat etrafınızdaki daha “eğlenceli” ve tabiri caizse “basit” müzik yapan gruplarla doğrudan ilişkileriniz mevcut. Bu sizi hiç rahatsız ediyor mu? Tabii turlarken çok eğlendiğinize eminiz.

Evet, “eğlenceli” gruplarla turladığımız bazı zamanlarda garip hissediyoruz, ancak bunu büyük bir problem olarak görmüyorum. Bunun da bir sınırı var tabii. Bazen benzer bir kadro ile turlamak güzel oluyor, ancak örneğin KORPIKLAANI ile çalarken, müzik farklı olsa bile çok iyi vakit geçiriyoruz. Onlarla yaptığımız turlar çok iyiydi. Çoğu zaman onların seyircisi farklı oluyordu tabii ama durum her zaman böyle değildi. Tarz olarak daha yakın olduğumuzu düşündüğümüz PRIMORDIAL ile de birçok kez turladık. Ancak onlarla turlarken eğlenceli grup bizmişiz gibi hissediyorduk!

Çok uzun şarkı sürelerine sahip olmak konserlerinizi nasıl etkiliyor? İnsanların şarkılarınızı canlı dinlerken keyif almakta zorlanacaklarını düşünüyor musunuz?

Öyle düşünmüyorum. Şarkılarımızı canlı icralara uygun olacak şekilde düzenlediğimizi düşünüyorum ve onları takip etmek o kadar da zor değil. Gerçi ilk albümdeki şarkılar biraz öyle olabilir. O albümdeki şarkıları canlı çalmak bizim için de zor olmuştu. Fakat “Tulimyrsy” gerçekten çok rahattı, çok fazla farklı bölümü olmasına rağmen.

Son sorumuza geldik. Geleneksel sorumuz olarak, röportajın manşetine koymamız için bize ilgi çekici bir manşet cümlesi söyler misin?

MOONSORROW folk metalin nasıl yapılmaması gerektiğini size anlatıyor!

Tamam Mitja, zaman ayırdığın için teşekkür ederiz, umarız sizi yakınlarda buralarda görürüz.

Ben teşekkür ederim. O taraflarda çalmayı gerçekten çok istiyoruz! Kendinize çok iyi bakın!

Röportaj
Ertuğrul Bircan Çopur
Ömer Kuş
Ahmet Saraçoğlu

etiketler:
  Yorum alanı

“MOONSORROW” yazısına 17 yorum var

  1. Güzel röportaj oldu yalnız, baştan söyleyeyim.

  2. Aeonian_Lich says:

    Net ve güzel bir röportaj olmuş, elinize sağlık. Bazı cevaplar beni çok mutlu etti. Bu klon veya kaynaştırdığı türleri yüzüne gözüne bulaştıran grup çoğu türde var ne yazık ki.

  3. Baybora says:

    Deli sevindim Face’te görünce,çok güzel röportaj olmuş. Yeni albüm melankolik olsun,bilek kestiren olsun ya. Daha agresif ve hızlı olurlarsa da müthiş olacaktır eminim,ama diskografilerindeki genel denge gayet yerinde bence. Daha fazla br00tal olmaları gerektiğini düşünmüyorum,ama sonuçta önemli olan istedikleri müziği yapmaları tabii.

    ”ASLA.” cevabı süper ayrıca ahah.

  4. OnurOnur says:

    şuan görüyorum ve gördüğüm an ben: “AAAAAAAAAAA!!!!!”. Şimdi okuyacağım, birazdan gelip “ÇOK GÜZEL OLMUUUUUŞ!!!!1!!” yazıcam.

    OnurOnur

    @OnurOnur, ÇOK GÜZEL OLMUUUUŞ!!!!1!! Elinize sağlık valla

  5. Fitil. says:

    Havittity album adiymis..Sorulari mail yoluyla mi sordunuz yoksa Skype den falan konferans mi yapildi?

  6. osuruğu öksürük ile absorbe eden kişi says:

    ”Dilden bahsetmişken, hiç İngilizce sözleri olan bir şarkı yapmayı düşündünüz mü?

    ASLA.”

    Grubun adına gel! poser diyecem ağır kaçacak..

    patognomonic

    @osuruğu öksürük ile absorbe eden kişi, poser demeyelim de (moonsorrow bu, manowar değil xD), ismi ingilizce olan bi grup için, fazla galeyanli bi cevap olmuş bence de

    ali ihsan balı

    @osuruğu öksürük ile absorbe eden kişi, Grubun adı Celtic Frost’un Sorrows Of The Moon şarkısından geliyor. Hatta ilk demolarından birinde grubun adının Fince karşılığı olan Kuun Suru isimli bir şarkıları da var. Yine ilk demolarında İngilizce şarkıları var. Hiç yayınlanmamış Thorn Of İce demosu tamamen İngilizce mesela. Ama bir yerden sonra onu da bırakmışlar ve iş stüdyo albümü kaydetmeye gelince tamamen kendi dillerine dönmüşler. Poserlık bir durum yok yani.

  7. ali ihsan balı says:

    Röportajı gece gördüm. Manegarm’da yaşanan kısırlık yaşanacak diye korktum açıkçası hatta nazar değmesin diye yorum bile atmadım ahah. Neyse çok güzel röportaj olmuş. İyi de ilgi görmüş PA ahalisi tarafından..

  8. Görkem Şahin says:

    Çok sevdiğim bir grup (özellikle Kivenkantaja), röportaj için teşekkürler, emeğinize sağlık.

  9. Ömer Kuş says:

    Folk metal piyasası ve grupları hakkındaki soruya verdikleri cevabı çok beğendim. Bu verdikleri cevabı facebook sayfalarında da paylaştılar herkesle.

    Genel olarak da çok güzel olmuş röportaj.

  10. Zerre alakalı olmadığım bir gruptan çok önemli bir ders aldım.

    Almanca hocamın akkusativ ile ilgili ne anlattığını hatırlamıyorum bile… Dersler arası fark :)

  11. Mustafa Koz says:

    Primordial’ın yanında biraz eğlenceli kalmanız sizcede normal değil mi be abey.

  12. Dnz says:

    En sevdiğim gruplardan biri, ellerinize sağlık hakkaten canlı görmeden şu adamları ölürsek yaşadığımız yıllara yazık olacak.

  13. eXozmen says:

    Çok samimi cevaplar var. Neredeyse her röpörtaj da gördüğümüz o klasik ‘Türkiye’ye gelmeyi çok istiyoruz!’ cevabı yerine ‘O taraflarda çalmayı gerçekten çok istiyoruz!’ demeleri ayrıca hoşuma gitti.

    Teşekkürler..röpörtaj için.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.