# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
PESTILENCE – Resurrection Macabre
| 18.01.2012

Seri No: 1 – Sıradanlığa koşar adımla.

Pestilence, çıkardığı çoğu metal grubuyla, birçok yeşil renkli bitkinin legal olmasıyla ve Amsterdam maceralarıyla ünlü Hollanda’dan çıkan efsanevi gruplardan sadece bir tanesi. Yaklaşık 15 yıl önce dağılmış ve bu süreçte diğer grup elemanları da müzik yapmaya ara vermiş veya metalden farklı müziklerde performans sergilemeye devam eden efsane bir gruptu. 2008 yılında “Testimony of the Ancients” kadrosuna çok yakın bir kadroyla toplanmış ve albüm yapma hazırlığında olduklarını belirtmişlerdi. Zaten o yıllar neredeyse çoğu efsanevi grubun dönüş yılları oldu. Önce Cynic geldi, ardından Atheist’iydi, Carcass’ıydı, Hellwitch, Asphyx, bilmem nesiydi hepsi patır patır birleşti, bazıları albüm çıkardı. Tabii benim aralarında en çok sevdiğim ve bu nedenle beklediğim Pestilence albümüydü.

Bas gitar görevine tekrardan gelen Tony Choy’un olması, bateride -o zamanlar tanıyıp etmesem de, sadece ismini çok duyuyordum- Peter Wildoer olmasından dolayı umutlar, beklentiler büyüktü. Ayrıca hayranları tarafından seçilecek 3 adet eski şarkının tekrardan kayıt edilecek olması da ayrı bir güzellikti. Fakat albümün çıkmasından önce izlediğim bir Mameli röportajı biraz aklımı karıştırmıştı. Röportajda Mameli’nin grubu bıraktıktan sonra hiç metal dinlememiş olması, “evli, çocuklu, mutlu” tarzında bir aile babası durumunda olması ve sadece son yıllarda dinlemeye başladığı Devourment tarzı gruplar olduğunu söylemesi biraz tuhaf geldi. Bunlar her ne kadar grubun müziğini büyük ölçüde etkileyecek şeyler olmasa da bazı değişikliklerin olacağına dair haberlerdi.

Pestilence denince ilk akla gelen genellikle “Testimony of the Ancients”, Martin van Drunen, Land of Tears solosu, “aynı Death lan!” tarzı şeyler olsa da ben “Spheres” ve “Consuming Impulse” hayranı bir insanım. Özellike “Spheres”daki füzyon etkilenimleri ve “Consuming Impulse” albümündeki çılgın ötesi rif yazımıyla, Mameli’nin çok yetenekli ve özel bir gitarist olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle “Resurrection Macabre” albümü gayet vasat bir geri dönüş albümü diyebilirim. Bunu söylerken de hiçbir vicdanî rahatsızlık duymam. Gerçi Atheist, Cynic gibi diğer aynı kulvarın yolcuları da şahsımca geri dönüş konusunda çok başarılı olamadılar. Tabii ki her geri dönüş albümünün mükemmel olması beklenemez. Hele de 10 yılı aşkın bir süre müzikten ayrı kalındığında.

Albümü çıktığı vakit dinlediğimde gerçekten berbat, hayalkırıklığı olarak nitelendiriyordum. Dinledikçe açılır, alışırım diye düşündüm, ama olmadı. Birkaç yıl geçti, dinledim, düşüncem değişmedi. Şu anda dinlerken bile tamamen aynı şekilde düşünmesem de eskisine oldukça yakın bir fikre sahibim. Eksikleri ve kötü tarafları çok fazla. Öncelikle kapak güzel ama yapmacık duruyor. Enstrüman tonları bayağı kötü. Şarkı yazımı çok orijinallik barındırmıyor. Kısacası neresinden tutsan elinde kalıyor. Eski Pestilence elitliğinden, yaratıcılığından çok uzaklarda.

Çoğu şarkı tek rif üzerinden gidip, eğer solo atası gelmişse bir Mameli solosuyla bitiyor. Mameli’nin vokalini çok sevmesem de fena olmayan bir vokale sahipti eskiden. Fakat “Resurrection Macabre”da epey kötü bir tarz edinmiş. Söz yazımında oldukça basite kaçılmış. Horror Detox, Hate Suicide, Hangman gibi saçma sapan isimlere sahipler. Tabii ki insanlar nasıl istiyorsa ona göre şarkı ismi filan belirleyebilirler, ama bahsedilen grup Pestilence olunca beklentiler daha farklı oluyor. Diğer bir hayal kırıklığı ise bas tonu. Caz stilinde bas kullanma ustası olan Tony Choy öyle bir ton tercih etmiş ki tek düşünebildiğim, Mameli’nin kullandığı kötü gitar tonunun azizliğine uğramış olduğuna inanmak istediğim.

Albümün iyi tarafları da var, yok değil. Ama oldukça az. Aralarında en önemlisinin yine takır tukur bir tondan dolayı kaybediyor olsa da Peter Wildoer’in davulla yaptığı katkı olsa gerek. Şarkıların kötü giden yerlerinde bile yaptığı ani blast beat’lerini beğendiğimi söyleyebilirim. Eğer başka bir baterist olsaydı Neuro Dissonance gibi cansız ve ortalama bir parçayı bu kadar iyi hale getirebileceğini sanmıyorum. Maalesef ki iyi parçalar olarak nitelendirebileklerim arasında bulunanlar sadece Synthetic Grotesque, ana rif’i Morbid Angel’ın Day of Suffering’inin girişinden arak olan Resurrection Macabre ve In Sickness And Death var.

Adetten olan son sözleri söylemek gerekirse; “Resurrection Macabre”, Pestilence’dan beklenmeyecek kadar vasat -altı veya üstü size kalmış- bir albüm. Grubun potensiyelini hiç yansıtmıyor. Yeniden kaydedilen parçalar da bence gereksiz olmuş. Orijinalleri zaten gayet iyi halde.

Exorsexist

5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.33/10, Toplam oy: 43)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2009
Şirket
Mascot Records
Kadro
Patrick Mameli: Gitar, vokal
Tony Choy: Bas
Peter Wildoer: Davul
Şarkılar
1. Devouring Frenzy
2. Horror Detox
3. Fiend
4. Hate Suicide
5. Synthetic Grotesque
6. Neuro Dissonance
7. Dehydrated II
8. Resurrection Macabre
9. Hangman
10. Y2H
11. In Sickness & Death
12. Chemo Therapy
13. Out of the Body
14. Lost Souls
  Yorum alanı

“PESTILENCE – Resurrection Macabre” yazısına 8 yorum var

  1. lefthandpath says:

    pestilance’ı çok bilmesemde Consuming Impulse delisi olarak bu albümü ben de sevmemiştim.

  2. Y2H parçası dışında sevmediğim albüm

  3. Wildoer’in çaldığı en kötü albüm olabilir. Benim de çok kereler deneyip de bayıp vazgeçmişliğim var. Son albümleri de bundan çok farklı değil, asıl can sıkıcı olan o.

    Exorsexist

    @Ahmet Saraçoğlu, Evet, gerçekten son albümleri daha berbat. Yazdığım gibi RM’den bikaç tane adam akıllı parça beğendim ama Doctrine’den sadece Salvation’u sevebildim. Hele o 8 telli gitarın tonu hayatımda duyduğum en kötü gitar tonlarından birisi.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Exorsexist, bir de benim anlamadığım şu Day of Suffering olayı. Yeni bi grup olsan, Morbid Angel’a saygı olsun falan diye düşünsen tamam da, zamanında çok önemli albümler yapmış Pestilence’ın bu denli bariz bir şeyi albümüne koyması garip geliyor bana. Hayır, etraflarında da bin tane insan vardır, birisi de “abi bunun girişi -ki bi de albüme adını veriyor- iyi güzel de şuna bi baksana” deyip Day of Suffering’i dinletmedi. Şarkının Youtube videosunun altındaki yorumlar Day of Suffering’den, rip-off’tan geçilmiyor.

    Exorsexist

    @Ahmet Saraçoğlu, bikaç sene önce Martin drunen röportajı okurken Pestilence’ın Testimony albümü ve sonrasındaki değişiklik hakkında tarzın death ve atheist’ten arak filan olduğuyla ilgili sorusuna “aslında Patrick mameli çok mükemmelist bir adamdır, bir keresinde yazdığı şarkı death’e çok benziyor diye albüme koymamıştı” gibisinden yorumu vardı. Patrick de “ben hiçbir zaman aynı tarz death metal dinlemem, dinlemedim” tarzı birşey demişti çok sonraları. Ama sonuçta day of suffering’in girişini hiç duymamış, etmemiş bir şekilde “ahanda böyle bi rif buldum” gibisinden yazmasının imkansız olduğunu düşünüyorum. aynı zamanda dediğin gibi MA’la saygı açısından yazıp koydunuğunu da sanmıyorum. Mameli bile bilmese peter biliyordur en azından. Biraz katakulli bir iş.

  4. hüdai says:

    pestili çıkmış bu grubun

    Kaan

    @hüdai, aynen :) kendileri macabre olmuş…

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.