# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
HERETOIR – Solastalgia
| 02.10.2025

Hic erat olim lucus mororum.

“Solastalgia”, Latince “solacium” (ıssızlık, terk edilmişlik) ve “-algia” (acı) kelimelerinin birleşiminden oluşan nispeten yeni bir terim ve esasen insanın eskiye, evine olan özleminden dolayı çektiği acı anlamlarına gelen “nostalji”den farklı olarak (nostos: Yunanca “dönüş/ev”) “zaten evinde, yurdunda bulunmasına rağmen değişen çevresel şartlardan dolayı yaşanan duygusal veya varoluşsal sıkıntı” anlamına geliyor.

Diyelim ki bir madencilik şirketi gelip altın çıkarmak için köyünüzün amına koyduysa ve köyünüz artık eskisi gibi hissettirmiyorsa “solastalji” yaşıyorsunuz demektir.

Benzer şekilde, misal bir yanardağ patlamasından dolayı yaşadığınız yer mahvoldu ve siz hâlâ orada yaşıyor olmanıza rağmen o eski huzurunuz, mutluluğunuz kalmadıysa, yine solastaljiden muzdarip olduğunuzu söyleyebiliriz.

Kısacası “buralar eskiden hep dutluktu”nun Latincesi deyip geçebiliriz.

Eski THRÄNENKIND ve AGRYPNIE üyelerinin başını çektiği bir ekipten oluşan Alman post-black metal grubu HERETOIR özellikle “The Circle” albümüyle epey bir dikkat çekmiş ve son yirmi yılda epey bir öne çıkan post-black metalin hatırı sayılır isimlerinden biri olmuştu.

HERETOIR esasında belli oranda ALCEST, ilk dönem LANTLÔS, AMESOEURS, AUSTERE, KING APATHY (THRÄNENKIND), AGRYPNIE, HARAKIRI FOR THE SKY gibi isimlerle ortak yönler taşısa da kendi havasını da bir şekilde vermeyi başarıyordu.

HERETOIR’ı yukarıda adı geçen grupların tamamından ayıran başlıca şey, “Solastalgia”da daha da belirgin şekilde görüldüğü üzere grubun post-black metal içerisine gerçek anlamda black metal de sokması. Bahsi geçen diğer isimlerin genelinde bir black metal yorumu veya black metalden pragmatik şekilde yararlanma durumu varken, HERETOIR’ın “Solastalgia”da sunduğu şeyin black metal kısımları dümdüz black metal.

“Solastalgia” müzikal olarak olmasa da genel anlamda bir konseptin peşinden gidiyor, bu da yukarıda anlattığım “solastalgia” kavramı üzerinden insanoğlunu evinin, yani dünyadaki doğal yaşamın kaybını işliyor ve başından sonuna bir kayıp, kaybediş hissine dayanıyor. Kapakta albüm isminin altında küçücük “Yok Oluş Şarkıları” yazmasının sebebi de bu. Benim için yılın albüm kapağı olan kapakta muhtemelen 15 milyon yıl önce nesli tükenen Kelenken guillermoi adlı hayvanı görüyoruz. “Terror birds” denen etobur dev kuşlar arasında yer alan bu arkadaş, kapakta bir at sürüsünden kaptığı bir atı yiyor. Nereden mi biliyorum? Kapağı çizen Endonezyalı paleontoloji temalı ressam Rudolf Hima’dan.

Müziğe baktığımızda, sevgili Oğuz Sel’in “The Circle” yazısına attığı başlıktaki gibi “hem can yakan hem umut veren” bir HERETOIR görüyoruz demek isterdim, lakin umut verme kısmı da umuttan ziyade içselleştirilmiş bir kederin tohumlarını ekiyor. Dolayısıyla albümde misal IMPERIUM DEKADENZ’de duyduğumuz türde aydınlık majörümsü akorlardan ziyade THE GREAT OLD ONES’a yakın duran yer yer agresif yer yer acılı bir kimlik var. Özellikle agresiflik noktasında HERETOIR bu albümde acımıyor ve black metal musluğunu açık bırakıp gidiyor. Elbette ki sapkın terörist militan black metali yapmıyorlar, ancak tek bir örnek vermem gerekirse “Season of Grief”in 04.07’de giren kısmı gibisinden full HD black metal anları sık sık karşımıza çıkıyor.

Albümde dinleyicilerin tek kaşını kaldırmasına neden olacak başlıca şey ise clean vokaller. Tabii ki bir ALCEST gibi değiller, ancak grubun black metalden en çok uzaklaştığı, hatta post metale göre bile modern gelebilecek tarzda bir vokal kullanımı var. Şahsen dinlerken zevkten baygınlık geçirmiyorum, ama herhangi bir tat kaçması, can sıkılması da yaşamıyorum. Bence albüm içinde sırıtmıyorlar, hatta sert kısımların daha da öne çıkması adına mantıklı bir görev de geliyorlar. Bunun dışında kimileri için soru işareti olabilecek herhangi bir şey var mı emin değilim, ama bir şeylerden hoşlanmayanlar da çıkabilir tabii. Sonuçta hepimiz insanız.

Şu dünyanın hâline bakınca, belki de olması gerekenden fazla insanız………………… (Çok bir sik demiş gibi manidar bakış.)

Önceki albümleri de düşündüğümde bana kalırsa “Solastalgia” HERETOIR’ın bugüne dek yaptığı en tutarlı, en akıcı ve kendi atmosferini yaratma konusunda en mahir albümü. Şarkıların içinde momentumu bozan, konsantrasyon dağıtan şeyler yok ve ilk şarkının kısa introsundan son ana kadar ortak bir duyguyu, bir şeyleri kaybetme duygusunu yaşamayı ve yaşatmayı başarıyor. Bana kalırsa post-black metal adına yılın değerli işlerinden biri olan “Solastalgia”yı dinleyin. Türü seviyorsanız, post-black metalin black metali bol hâlini tercih ediyorsanız çok büyük ihtimalle yıl sonu listenizin bir yerlerine koymayı bile düşünebilirsiniz.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (9.17/10, Toplam oy: 65)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2025
Şirket
AOP Records
Kadro
David Conrad: Vokal, gitar
Matthias Settele: Bas, ilave vokal, geyik boynuzu, flüt
Nils Groth: Davul, ilave vokal

Konuk:
Michael Douglas: Anlatım (1)
Adriana Stoiber-Conrad: İlave vokal
Justin Felder: İlave vokal, piyano
Georg Braunbeck: Piyano (5)
Şarkılar
1. The Ashen Falls
2. Season of Grief
3. You Are the Night
4. Inertia
5. Rain
6. Dreamgatherer
7. The Heart of December
8. Burial
9. Solastalgia
10. The Same Hell (MMXXV)
11. Metaphor (IN FLAMES cover)
  Yorum alanı

“HERETOIR – Solastalgia” yazısına 5 yorum var

  1. Noumena says:

    İlk iki şarkı özellikle çok iyi ama albüm ilerledikçe vuruculuk aşağı doğru düşüyor açıkçası. Özellikle sondaki In Flames cover’ı çok kötü, hem albümün ruhuna yakışmıyor hem de tek başına da oldukça özelliksiz. Yine de dinlemeye devam ilk iki şarkı hatırına

  2. etraf kolpacıdan geçilmiyo says:

    senenin en iyi albümlerinden. paradise lost amorphis falan boş

  3. AyıYorgo says:

    Bu sene müzik zevkime göre çıkan albümlere baktığımda kesinlikle unutamayacağım bir sene oldu. Kadath’ı ayrı bir güzel, Lonely People With Power’ı ayrı bir manyaklık, Innern’i ayrı bir gaddarlıktı. İşte yılın albümü budur! dediğim ne kadar albüm varsa bir sonraki gelen zihnimle oynayıp kararımı değiştirmemi sağladı. An Abstract Illusion’un (üzümlü kekim) yeni çıkaracağı albümüyle yılı tek parça halinde bitirebilmeyi ümit ediyorum

  4. Seyfettin Dursun says:

    “Solastalgia” denildiğinde Cattle Decapitation’ın muazzam şarkısı dışında hiçbir şey gelmiyordu aklıma. Bu albümü dinledim. Bundan sonra da “Solastalgia” denildiğinde sadece Cattle Decapitation gelecek aklıma:)

  5. ismail vilehand says:

    Zort. Ben almayayım.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.