# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
SIX FEET UNDER – Maximum Violence
| 20.06.2025

Maksimum hayvanlık.

Ceyeni

Six Feet Under en sevdiğim ve en çok dinlediğim death metal gruplarından biri. Bu yüzden bir Six Feet Under kritiği yazmak istedim. Chris Barnes maalesef o muazzam growl sesini kaybetse de hâlâ Six Feet Under’ın eski işleri kendini dinletiyor. Grubun son haline değinmek gerekirse şarkı yazımını beğendiğim “Nightmares of the Decomposed” kendini dinleten iyi bir albüm olsa da maalesef Chris’in vokalleri güçsüz. “Killing for Revenge” ise benim gibi bir Six Feet Under hayranının bile sıkıcı bulduğu bir albüm. “Killing for Revenge”i sevmeye çalışıyorum umarım zamanla. başarırım.

Kritiğin konusu olan albüme gelirsek, “Maximum Violence”, Six Feet Under’ın üçüncü stüdyo albümü ve grubun müzikal anlamda daha agresif, daha hayvansı, daha rafine bir hale geldiği bir dönüm noktasıdır. Albüm gerçekten grubun en başarılı işlerinden biri. Chris Barnes’ın Cannibal Corpse’tan ayrıldıktan sonraki bu projesi, groove metal etkili death metal çizgisinde ilerlerken, bu albümle birlikte hem growl vokaller hem de riff yazımı açısından daha yoğun ve etkileyici bir yapıya bürünmekte.

Albüm, “Haunted” ve “Warpath”e kıyasla içine girmesi biraz daha zor gelebilir. “Maximum Violence” death metalin vahşi doğasına köküne kadar sadık kalırken, aynı zamanda groove elementleriyle dinleyiciyi boğmadan ritmik bir dinamizm sunuyor. Steve Swanson’ın gelişi, gitar işçiliğinde hissedilir bir güç artışı sağlamış ve grup bu albümle birlikte kendine has bir kimlik oluşturmuştur. Steve Swanson’ın gelişini ben grup için oldukça olumlu bulmuştum. Allen West gruba daha çok katkı sunacak konumda değildi çünkü.

Chris Barnes’ın lirik tarzı bu albümde de sadist, kanlı ve şiddet dolu anlatımlarla dolu. Evet çoğu Six Feet Under albümünde olduğu gibi ama gerçekten çok iyi bir anlatım var. Bazı şarkılar gerçeküstü korku senaryoları sunarken, bazıları ise sosyal paranoya ve içsel çatışmalar üzerine kurulu. “Maximum Violence” ismi albümün tematik yapısını mükemmel şekilde yansıtıyor. Size maximum violence’ı gerçekten vaat eden bir albüm.

Maximum Violence “Feasting on the Blood of the Insane” şarkısıyla iyi bir albüm açılışı yapıyor. Açılış parçası olarak oldukça etkileyici. Yavaş ama tehditkar temposu, albümün genel atmosferini şimdiden belirliyor. Vokal ve rifler oldukça ruhu tahrip edici. Öne çıkan diğer şarkılardan olan “Bonesaw” groove metal etkisiyle ruhu zirveye taşıyor. Ritim odaklı yapısı ve akılda kalıcı nakaratıyla konserlerde daha çok çalınması gereken bir parça. “Victim of the Paranoid” daha ekstrem daha saldırgan bir parça. Eski Cannibal Corpse hayranlarının da beğenebileceği türden bir eser.

Kiss cover’ı olan “War Machine” sürpriz bir tercih. Kiss’in orijinalinden çok farklı, karanlık ve eski usül metal etkili bir yorumla albüme farklı bir hava katıyor. Şahsen ben orijinalinden daha sevdim bu cover’ı. “Torture Killer” Fin bir death metal grubuna isim babalığı yapmış muazzam saldırgan bir şarkı. “This Graveyard Earth” ise solosuyla dikkat çeken bir eser ben bu şarkıyı bazen sırf solosu için dinliyorum diyebilirim. “Mass Murder Rampage” ise vahşiliği ile ön plana çıkıyor, albüm içerisinde sözlerini en sevdiğim şarkı bu diyebilirim. Shortcut to Hell ise ritmiyle temposuyla akıl alan bir parça. Albüm Hacked to Pieces ile hareketli ve muazzam bir kapanış yapıyor.

Prodüksiyon, dönemin birçok death metal albümüne kıyasla daha temiz ama hâlâ çiğ bir yapıya sahip. Gitarlar oldukça ön planda ve tonları güçlü kendini dinletiyor doğrusu. Davullar yeterince tok ve dinamik çalınmış diye düşünüyorum. Vokaller ise benim en sevdiğim kısım. Evet Chris Barnes’ın vokallerini çok seviyorum ve genel olarak Chris Barnes’ın muazzam diyeceğim growl’larını iyi icra etmiş bu albümde de.

Özetlersek, albümü maksimum şiddetle tavsiye ediyorum. Karanlık, ritmik ve yıkıcı bir death metal deneyimi arayanlar için özellikle iyi bir tercih olacaktır.

9,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (9.31/10, Toplam oy: 68)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1999
Şirket
Metal Blade Records
Kadro
Chris Barnes: Vokal
Steve Swanson: Gitar
Terry Butler: Bas
Greg Gall: Davul
Şarkılar
1. Feasting on the Blood of the Insane
2. Bonesaw
3. Victim of the Paranoid
4. Short Cut to Hell
5. No Warning Shot
6. War Machine (KISS cover)
7. Mass Murder Rampage
8. Brainwashed
9. Torture Killer
10. This Graveyard Earth
11. Hacked to Pieces
  Yorum alanı

“SIX FEET UNDER – Maximum Violence” yazısına 22 yorum var

  1. Ceyeni says:

    Bu albümü PasifAgresif’e kazandırmak iyi oldu. Haunted ile beraber çok seviyorum bu albümü.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Ceyeni, eline sağlık.

    Ceyeni

    @Ahmet Saraçoğlu, 1 günde kritiği yayınladığın için ben teşekkür ederim.
    Birde okur notunda verilen toplam oy sayısı bir anda 18′den 41′e çıktı. Birisi seri oy verdi sanırım…

  2. Allahin sikilmis cocuklari says:

    efsanenin kestanesi album, belkide tek iyisix feet under albumu.

    Ceyeni

    Tek iyi dersek; Haunted, Warpath, Commandment, Undead, Unborn, Crypt of the Devil gibi taş gibi albümlere haksızlık olur.

  3. Seyfettin Dursun says:

    Bana mid-tempo metal müzik kadar “bomboş” gelen çok az şey var şu hayatta; bu albüm ve aslında tüm Six Feet Under diskografisi bu boşluk için biçilmiş kaftan sanki:( Bence grubun tek iyi yanı, ismini paylaştığı efsaneye diziyi hatırlatması.

    Ceyeni

    Görüşünüze katılmıyorum ama saygı duyuyorum.

  4. P L A G U E says:

    Chris Barnes’ın kendisi bile bu albüme 5 ten yüksek puan vermez.

    Ceyeni

    Chris Barnes yaptığı işlerin arkasında duran birisi.

    Ouz

    @P L A G U E, Chris Barnes pek öyle demiyor:

    Out of your already released records which one was the most ground breaking and most commercially successful for Six Feet Under?

    Well, I think the first album was the most ground braking because it was unexpected and the things that happened from that album, the career that was continued and embraced by the fans. It’s surprising that the album that sold probably the least amount is considered the most important. The most commercially successful album, I would think that… Well, it’s kind of a two sided question because you have the older albums that sold a lot but on the other hand you have the newer records that sold initially better and faster from the older ones as they were made in the digital age where download happened and other things. It’s hard to say, in the organic world, probably it would be the Maximum Violence.

    https://thegoattavern.net/six-feet-under-interview/

    P L A G U E

    @Ouz, biliyorum bunu:) ben sadece puani abarti buldugum icin yazdım böyle, yoksa Commandment ile beraber en sevdiğim SFU albümü.

  5. Ouz says:

    Chris Paşa iyi ki zamanında -sesini de kaybetmeden evvel- böyle baba albümler yapmış. Neredeyse çeyrek asırdır sıkılmadan dinliyorum. TRT’de yayımlanan Rock Market programında Victim of the Paranoid klibini ilk defa gördüğümdeki heyecanı tarif etmem mümkün değil. Güzel anıları olan, iyi bir albüm. SFU’nun en iyisi mi, değil ama çok iyilerden biri.

    Eline sağlık. PA’da hardcore SFU’cular görmek süper🤘

    Bu vesileyle albümün yarısının yer aldığı klasik canlı kaydı bırakayım. Canım sıkıldıkça açar izlerim senelerdir.

    https://youtu.be/KTsvKmylJB8

    Ceyeni

    @Ouz, Teşekkür ederim abi. Bende senin Six Feet Under kritiklerini okumuştum. Senin gibi Six Feet Under hakkında bilgili ve Chris Barnes’ı takip eden birini PasifAgresif’de görmek çok güzel :)

    O bıraktığın canlı kayda bayılıyorum. Çok kez dinledim. Senin vesilenle bir kez daha dinlemek olmak için açıyorum.

  6. ismail vilehand says:

    Erken dönem Six Feet Under’ın son iyi albümü. İlk 3 albüm candır. Sonrasında zaten freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gittiler.

    “Commanment” ve “Death Rituals” ciddi kadro değişimleri öncesi tekrar iyi albümler olarak akılda kaldı. Hala arada açar dinlerim. Süper Dayakspor şarkılar var o albümlerde.

    Sonrasında “Undead” ve “Unborn” çok iyi albümler olarak geldi. Bence bu iki albüm grubun zirvesiydi. Sonra yine “Crypt of the Devil” ben çok bayılmasam da baya sevildi.

    “Crypt of the Devil” sonrası çıkan 3 albüme ise diyecek söz bulamıyorum. Hepsi birbirinden berbat albümler. Dolabında özel basım SFU tişörtü olan eski bir fan olarak diyorum bunu.

    SFU artık bence dükkanı kapamalı. Chris Barnes’a saygım sonsuz ama baba yeter yoruldun sen, olmuyor artık.

    Ceyeni

    @ismail vilehand, Yorumun için sağol üstat. Six Feet Under’ın yakın zamanda dükkanı kapatacağını sanmıyorum çünkü Chris Barnes’ın son zamanlarda dediklerine bakarsak müziği bırakacak gibi durmuyor.

  7. Scream Bloody Gore says:

    “Eaten Back to Life” çıktığında deli divane olmuş, her gün saatlerce dinlemiştik. Barnes’in en nefret dolu vokali bence o albümdedir, Gemlik körfezinin çeşitli noktalarında “Maggots”, “Mangled” brutal çığlıkları denize karşı atılmıştır, müptelası olunmuştur.

    SFU debut çıkardığında “The Haunted”ı da çok sevdik, Allen West şahsen en sevdiğim death metal gitaristlerinden, tremelo bar ile acı çeken solo tarzını seviyorum.

    90′ların ilk yarısı hayatımın en güzel zamanlarıymış, bu ikisi en çok dinlediklerimizdendi.

    Ceyeni

    @Scream Bloody Gore, Yorum için teşekkürler. Demek Eaten Back to Life çıkışına şahit oldunuz vay be diyorum baya eski bir metalci olmalısınız. Saygılar.

    Scream Bloody Gore

    @Ceyeni, @Ceyeni, 85′te Iron Maiden – Live After Death dinlediğimde metal müziğe gönül vererek başladım dinlemeye (13 yaşları civarı). Sonra Slayer, Venom, Kreator, Sodom, Napalm Death vs. ile topluca kafayı yedik manyak olduk çıktık. Bunlardan bazılarını dinlediğimiz için Türk rock-metal camiasının o zaman epey tanınan abileri (King White elemanları vs.) tarafından aşağılandık.

    Metal Hammer ve Kerrang dergilerini deli gibi takip ediyorduk. Kerrang’ın 91 senesinde çıkan sayılarından birinde iki sayfalık bir kısım vardı, sözleri anlaşılmayan çok sert parçalar gibi tercüme debileceğim bir başlığı vardı hatırladığım kadarı ile. Listede hatırladığım 3 parça: Kreator – Ripping Corpse, Carcass – Exhume to Consume, Cannibal Corpse – Meat Hook Sodomy. Kreator zaten biliyordum, Carcass ile Cannibal Corpse manyaklık merakımı deşti. Tünay Akdeniz abimiz sağolsun bunların kayıtlarını Karabük’ten bize gönderdi, dinledik, köpeği oldum. Butchered at Birth Tünay abide yoktu, Eaten Back to Life’ı göndermişti. Albüme hasta olduğumu söylediğimde Bursa’da Ahmet Çokran abimiz (baba adamdır) sağolsun, 2 adet cdsini getirtip bir tanesini bana hediye etmişti. Kapakta kendini parçalayıp yiyen zombi o zaman için efsane bir şeydi (bana göre).

    18′li yaşlarımda en büyük zevkim benim gibi ekstrem müzik dinleyen arkadaşlarım ile kafayı çekip körfezde müzik dinleyerek turlamaktı. Sahilde akustik gitarlarda power chord, hızlı alternate picking çalarak unplugged death metal icra ediyorduk ahaha :)))

    John Tardy, Glenn Benton, David Vincent vokallerinin hastası olmama rağmen hiçbirinin sesi (daha iyi demiyorum) Chris Barnes kadar nefret dolu gelmiyordu (Petrozza nefreti hariç). Barnes’ın yeri hep ayrı bende.

    Şimdi bizim tayfadan kimisi göçtü gitti, kimisi para babası olup bok gibi adamlar oldu. Velhasıl 2000′ler benim için boktan yıllar oldu.

    Kendine iyi bak kardeşim, saygılar.

    Ceyeni

    @Scream Bloody Gore, Hepsini okudum abi ya da amca da diyebilirim 50 yaşını geçmişsin. Okuyunca sana daha da saygı duydum. Sahilde akustik gitarlarda power chord, hızlı alternate picking çalarak unplugged death metal icra etmek çok iyiymiş gerçekten :)

    Benim durum senin kadar havalı değil. Metal dinlemeye 2000lerin ortasında nu metal grupları ile başladım. ilk dinlediğim death metal grubu Six Feet Under’dı. Dizi olan Six Feet Under’ı Google da aratırken bu grubun varlığından haberdar olup dinlemiştim. Chris Barnes’ın şiddet dolu vokaline vurulmuştum. Cannibal Corpse’ı falan Six Feet Under’dan sonra dinledim.

    Tekrar saygılarımı sunuyorum abi. Görüşmek üzere.

    Pagan Angel

    @Ceyeni, benim yaşadığım şokun aynısını yaşamışsın ajahaha

    Ceyeni

    @Pagan Angel, Haha selam olsun kaderdaş :)

    Scream Bloody Gore

    @Ceyeni, Bursa, İstanbul, Antalya bir yerde denk gelir görüşürüz umarım, sağolasın. Çenem biraz düşüktür ama, uyarmış olayım :)))

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.