İlk kez başlattığımız anda iyi bir şey dinleyeceğimizi anladığımız ve rahatladığımız, keyifle dolduğumuz albümler vardır ya, hah işte bu o albümlerden biri.
Fransız grup MORTAL SCEPTER ikinci albümü “Ethereal Dominance”la daha çıkar çıkmaz türün meraklılarının dikkatini çekmeyi ve küçük çaplı da olsa bir heyecan yaratmayı başardı.
MORTAL SCEPTER küçük bir grup. Spotify’daki aylık dinleyici sayısı 2600 civarında, ancak bu albüm basında yeteri kadar yer alırsa inanıyorum ki bu sayı hızla artacaktır. Blackened death metal yapıyorlar, çok yaratıcı rifler yazıyorlar ve bu albümle gerçekten de yılın dikkat çekici işlerinden birine imza atıyorlar.
Blackened thrash metal yapı olarak iki farklı kulvardan ilerliyor. Biri tamamen leşlik, paçozluk, karambol, kaos peşinde koşan ve kulağa müzikal gelen, akılda kalıcı hiçbir şey yazmayan taraf, diğeri ise daha tane tane ve akılda kalıcı yaratıcı rifler üzerinden ilerleyen taraf. İkisinin de iyisi var, kötüsü var. İkisinin de hakkını veren var, veremeyen var.
MORTAL SCEPTER bu ayrımın ikinci tarafında yer alıyor. Çok yırtıcılar, çatır çatır çalıyorlar, rif üstüne rif patlatıyorlar, ancak olayı müzik yoluyla terörizm noktasına getirmiyorlar. Benzer bir durum sitede fikir ayrılığına yol açan DAEVA albümü “Through Sheer Will and Black Magic”te de var, ben o albüme bayılıyorum, ama o albümü sevmeyenlerin “Ethereal Dominance”ı sevebileceğini düşünüyorum.
“Ethereal Dominance” tam da kapağındaki canlılığı yansıtırcasına canlı bir blackened thrash metal albümü. Jilet gibi rifler ve buz gibi black metal arpejleri kullanarak son derece karakterli ve akılda kalıcı bir şey yaratmalarının yanı sıra, bunu çok hayırlı bir amaç için kullanıp her şarkıya farklı bir kimlik kazandırmayı da başarıyorlar. Bu bence çok önemli bir şey, çünkü yukarıda değindiğim gibi blackened thrash metal zaman zaman sadece şiddetli olmakla yetinebiliyor ve bu da albümlerin tekrarlı olmasına yol açıp zaman içinde heyecanın düşmesine neden olabiliyor. “Ethereal Dominance”ta bence böyle bir durum kesinlikle yok. Açın bakın, yok.
Tarz olarak “Terrible Certainty” dönemi KREATOR’ın daha teknik hâli diyebileceğimiz bir temel üzerine, yeni çıkan TITHE albümü “Communion in Anguish”in incelemesinde bahsettiğim DEATHSPELL OMEGA arpejleri kadar olmasa da yine net black metal arpejleri katarak, black metale özgü rif kalıplarını, nota bileşenlerini kullanarak harika bir hava oluşturuyor. Ben böyle şeylere cidden hasta oluyorum. Dinlerken ilk dönem KREATOR ve DESTRUCTION’ın vahşetini de buluyorsunuz, ATHEIST’in “Piece of Mind”da yaptığı deneysel anlayışın blackened thrash metale yedirilmiş dokunuşlarını da. Davulculuk ayrı, gitar çalımı ayrı kuduruk ve prodüksiyon olarak da mükemmel olması sayesinde hakikaten çok büyük keyif alarak dinleyecek pek çok insan olduğuna inanıyorum.
CONDITION CRITICAL’ın yeni albümü “Degeneration Chamber”ı ne kadar sevdiysem, VIOLATOR’ın “Unholy Retribution”ına ne kadar bayıldıysam, MORTAL SCEPTER’ın yeni albümü “Ethereal Dominance”ı da bir o kadar sevdim. Bunların üçü de yıl sonu listemin bir yerlerinde olacaklar ve eğer black metal soslu thrash metalin en lezzetli örneklerinden birini dinlemek isterseniz siz de dinleyin, belki siz de listenizin bir yerlerine eklemeyi düşünürsünüz.
Kadro Lucas Scellier: Vokal, gitar
Valentin: Vokal, bas
Maxime: Gitar
Guillaume: Davul
Şarkılar 1. Ethereal Dominance
2. Redshifting to Death
3. Blindsight
4. Omegacide Deadrays
5. Submit to the Crave
6. Reverse Paradigm
7. Sense Ablation
8. Into the Wolves Den
Yine müthiş bir iş çıkarmışlar. İlk albümüne de bayılmıştım, aynı hayvanlığı, aynı kaliteyi bu albümde de korumuşlar. Thrash metal türünde üst üste bu kadar iyi işler çıkması çok sevindirici, umarım bu işler türün çıkışa geçtiğinin habercisidir.
Tirreşş metalin vokal konusunda Sopranos’taki kasabın tezgahında boğulan silemciden, hapishane diye misafirhanede yatan bilekçiden, “ben Enforsır olucam” diye kulaklarımı kanatan heli metelciden ve kendi kulağını delikanlıca (basket potası gibi) kendi gevşeten detkorcudan nasıl daha bakkal, daha kimliksiz hale geldiğini acıyla seyrediyorum. Gama Bumbası vokalinin topçuklarını öpeyim reisin kıymetini bilemedik…
Yine müthiş bir iş çıkarmışlar. İlk albümüne de bayılmıştım, aynı hayvanlığı, aynı kaliteyi bu albümde de korumuşlar. Thrash metal türünde üst üste bu kadar iyi işler çıkması çok sevindirici, umarım bu işler türün çıkışa geçtiğinin habercisidir.
Tirreşş metalin vokal konusunda Sopranos’taki kasabın tezgahında boğulan silemciden, hapishane diye misafirhanede yatan bilekçiden, “ben Enforsır olucam” diye kulaklarımı kanatan heli metelciden ve kendi kulağını delikanlıca (basket potası gibi) kendi gevşeten detkorcudan nasıl daha bakkal, daha kimliksiz hale geldiğini acıyla seyrediyorum. Gama Bumbası vokalinin topçuklarını öpeyim reisin kıymetini bilemedik…