IN FLAMES’in davayı satması, DARK TRANQUILLITY’nin ara ara farklı kafalara girmesi, SOILWORK ve ARCH ENEMY’nin daha mainstream beste yapılarına doğru kaymasının ardından melodik death metal dinleyici kitlesi için “her şeyi olması gerektiği gibi yapan”; duygusuyla, gazıyla, coşkusuyla, kederiyle hem içten hem de ihtişamlı müzik sunan grup arayışı başlamış ve INSOMNIUM 2002-2006 arasında çıkardığı ilk üç albümüyle pek çoklarının bu açlığını gidermişti.
Müziklerinde melodi çok ön plandaydı, ancak IN FLAMES ve benzerlerine kıyasla daha underground kasa, daha az klip çekilebilir şarkılar yazarak gönüllere hitap etmeyi başarmışlardı.
Aşırı güçlü üç albümün ardından, üzerinden tartışılabilir ilk işleri olan “Across the Dark”ta da “Down with the Sun”, “Where the Last Wave Broke” ve “The Harrowing Years” gibi başarılı şarkılar sunmuş, ancak ilk üç albüm kadar özel, herkesçe secde edilen bir noktaya ulaşamamışlardı.
Sonuçta her albümünüz başyapıt olacak diye bir kaide yok ve INSOMNIUM da yaptığı işi inanarak, tutkuyla ve eli yüzü düzgün yapan bir grup. Ne var ki melodik death metal gibi statik olmaya müsait türlerde, örneklerini sıklıkla gördüğümüz üzere grupların kendilerini tekrar etmeleri gibi bir sıkıntı var.
INSOMNIUM bu konuda kendini zorlayan ve farklı şekillerde müziğini çeşitlendirmeye çalışan bir grup olsa da genel karakterinin baskınlığı nedeniyle belli oranda aynılığı ister istemez daima barındırıyor.
“One for Sorrow”a baktığımızda INSOMNIUM’un genel karakterini yine koruduğunu ve belirli bileşenlerini öne çıkararak farklılaşma yoluna gittiğini görüyoruz. Bu bileşenlerden biri clean vokal kullanımı. Bokunu çıkartmıyor veya pek çok türdeşleri gibi çoğu durumda ona bel bağlamıyorlar, ancak önceki albümlere kıyasla bazı şarkılarda olayın tuzunu biberini clean vokallere attırıyorlar. Yine de bu durum şarkılarda bir yumuşamaya, pelteleşmeye neden olmuyor. Zaten “Only One Who Waits” gibi çatır çatır thrashy gitar riflerine sahne olan şarkılar da olunca, olay kendiliğinden dengelenmiş oluyor.
Diğer yandan ilk üç albümde daha baskın hissedilen rifler üzerinden ilerleme olayı, “Across the Dark”ta ışıklarını gördüğümüz şekilde biraz daha “melodi ve arkasındaki power chord” olayına doğru gidiyor. Tabii burada melodi iyi olduğu sürece herhangi bir sıkıntı olmuyor ve şarkılar kendiliğinden akıyor. Ne var ki melodilerin akılda kalıcılığı azaldığında, işte o zaman şarkılar arasındaki sınırlar ve farklar silikleşmeye başlıyor. INSOMNIUM “One for Sorrow”da bence “yeterli” ile “çok iyi” arası melodiler yazmış ve genele bakıldığında başarıya ulaşıyor. Tarz olarak bana kalırsa en çok BE’LAKOR’a benziyorlar ve onlar gibi şarkıları bir yerden alıp başka bir yere götürme meziyetine de sahipler.
Bu albümün kimilerince çok iyi bulunurken kimileri tarafından da en iyi INSOMNIUM albümleri arasında sayılmama sebebi, albümde net bir INSOMNIUM klasiğinin olmadığının düşünülmesi. Bana kalırsa enfes bir şarkı olan “Through the Shadows”, bahsettiğim başarılı clean vokal kullanımı açısından albümün ağır toplarından biri. Diğer yandan, ilginç şekilde albümdeki üç klip şarkısından ikisi albümün son iki sırasındaki “Regain the Fire” ve “One for Sorrow”. Bu sık gördüğümüz bir şey değil ve grubun albümün single olarak düşünülen şarkılarından ikisini son iki sıraya koyması biraz garip bir tercih.
Bunların yanı sıra “Song of the Blackest Bird” ve “Unsung” gibi daha geri planda gözüken ama bence başarılı anları olan şarkılar da var. “Blackest bird” demişken, albümün hüzünbaz melodik death metal ortamlarına “One for Sorrow kuşları” diye bir kavram soktuğunu ve bu kuşları gördüğünüz anda sizi üzücü bir şeylerin beklediğini anlamanız gerektiğini de ekleyebiliriz.
Ben INSOMNIUM’u şöyle görüyorum: özellikle “Since the Day It All Came Down” ve “Above the Weeping World”ü yeterince dinleyip özümsemiş, ne kadar kusursuz olduklarını bilen bir dinleyiciyseniz “Across the Dark” da “One for Sorrow” da sizi %100 tatmin etmeyebilir ya da “sadece iyi” noktasında kalabilirler. Ancak grubu bu iki albüm sonrasındaki herhangi bir albümle, mesela “One for Sorrow”la keşfeden birinin bu albümün müthiş bir melodik death metal albümü olduğunu düşünmesi de gayet olası. Bunun sebebi INSOMNIUM’un dönemsel olarak ve kendi içinde minik iniş çıkışlar yaşasa da genel itibarıyla çok iyi, çok başarılı bir melodik death metal grubu oluşu. O yüzden “One for Sorrow”u grubun diskografisinde nereye koyacağınız tamamen kişisel zevklere göre değişecektir. En tepelere koyanı da anlarım sonlarda göreni de. Ben albümü bayağı seviyorum ve prime INSOMNIUM diyebileceğimiz ilk üç albümü ayrı bir yere koyarsak, bana kalırsa ilk üç albümden sonra çıkan tüm albümler arasından “Shadows of the Dying Sun”la birlikte en iyi iki INSOMNIUM albümünden biri.
Kadro Niilo Sevänen: Vokal, bas
Ville Friman: Gitar
Ville Vänni: Gitar
Marcus Hirvonen: Davul
Şarkılar 1. Intertia
2. Through the Shadows
3. Song of the Blackest Bird
4. Only One Who Waits
5. Unsung
6. Every Hour Wounds
7. Decoherence
8. Lay the Ghost to Rest
9. Regain the Fire
10. One for Sorrow
En sevdiğim Insomnium albümlerinden. Song of the Blackest Bird, Only One Who Waits, One for Sorrow hepsi harika şarkılar. Production biraz daha iyi olabilirdi.
bir kere konserlerine gittim bunların içimin şiştiğini hatırlıyorum müzikten dolayı. iç bayan clean vokalli kötü nakarat yazma konusunda gerçekten çok az rakipleri var.
Insomnium’u ben 3 döneme ayırıyorum. 3 ilk albüm early dönem sonra ki 4 albüm bence en iyi dönmeleri. Bu albümde o dönemin yine bence en kötü albümü ama yine geçer not alır. Son 2 albüm hiç içime sinmeyen albümler ve bana Insomnium değilde ona benzer bir grup dinliyor hissi veriyor.
Albüm özelinde yanlış hatırlamıyorsam, ilk defa bu kadar fazla clean vokal kullanımına yer verdikleri albümdü. Doğrusu grubun genel brutal vokal performansı da aman aman bir seviye de değil ama grubun soundunu düşündüğümüzde notalar içerisinde dans ettiğini dünyada brutal vokal benim için bir nevi dengeleyici görevi görüyordu. Hal böyle olunca clean vokal olayına hiç ısınamadım/beğenemedim. Bunun dışında albümün kayıt konusunda da sıkıntılı olduğunu düşünüyorum bazı kısımlarda sound nota bolluğundan çamurlaşıyor/karışıyor hissi veriyor.
Bunlar dışında hiç mi iyi bir şey yok tabii ki var; “Lay the Ghost to Rest” gibi introsu mükemmel bir şarkı var. Hatta Insomnium top 5 intro listem de 5. sıradadır. O sıramalamayı da vereyim;
5. Lay the Ghost to Rest
4. Ephemeral
3. Mortal Share
2. While We Sleep
1. Where the Last Wave Broke
honorable mention: Weather the Storm
bu da dünyanın en Insomnium’a ait olmayan Insomnium introsudur: Wolfheart – Abyss
As soon as I saw this album was reviewed, I said, “AAAWWWWW”! :3 On a personal level, Insomnium is my girly side of metal and I really enjoyed this album since this is what introduced me melodic death a long time ago.
A couple of years a go I was able to see them live where they played Winter’s Gate in its entirety, which had me in tears the whole night!
Bu albümün kritiği yok muydu yahu?
29.07.2025
@Canoir, yazılmıştı ama yazan kişi 10 yıl önce siteden ayrılırken bu da dâhil sitedeki tüm yazılarını sildirmişti.
Sağlam albüm, yeni Insomnium kritigi beklemiyordum sitede görmek sevindirdi. Favorim Only One Who Awaits, aşırı gaz şarkıdır
En sevdiğim Insomnium albümlerinden. Song of the Blackest Bird, Only One Who Waits, One for Sorrow hepsi harika şarkılar. Production biraz daha iyi olabilirdi.
“prime” kelimesini türkçeye kim soktuysa allah davul etsin.
bir kere konserlerine gittim bunların içimin şiştiğini hatırlıyorum müzikten dolayı. iç bayan clean vokalli kötü nakarat yazma konusunda gerçekten çok az rakipleri var.
Insomnium’u ben 3 döneme ayırıyorum. 3 ilk albüm early dönem sonra ki 4 albüm bence en iyi dönmeleri. Bu albümde o dönemin yine bence en kötü albümü ama yine geçer not alır. Son 2 albüm hiç içime sinmeyen albümler ve bana Insomnium değilde ona benzer bir grup dinliyor hissi veriyor.
Albüm özelinde yanlış hatırlamıyorsam, ilk defa bu kadar fazla clean vokal kullanımına yer verdikleri albümdü. Doğrusu grubun genel brutal vokal performansı da aman aman bir seviye de değil ama grubun soundunu düşündüğümüzde notalar içerisinde dans ettiğini dünyada brutal vokal benim için bir nevi dengeleyici görevi görüyordu. Hal böyle olunca clean vokal olayına hiç ısınamadım/beğenemedim. Bunun dışında albümün kayıt konusunda da sıkıntılı olduğunu düşünüyorum bazı kısımlarda sound nota bolluğundan çamurlaşıyor/karışıyor hissi veriyor.
Bunlar dışında hiç mi iyi bir şey yok tabii ki var; “Lay the Ghost to Rest” gibi introsu mükemmel bir şarkı var. Hatta Insomnium top 5 intro listem de 5. sıradadır. O sıramalamayı da vereyim;
5. Lay the Ghost to Rest
4. Ephemeral
3. Mortal Share
2. While We Sleep
1. Where the Last Wave Broke
honorable mention: Weather the Storm
bu da dünyanın en Insomnium’a ait olmayan Insomnium introsudur: Wolfheart – Abyss
As soon as I saw this album was reviewed, I said, “AAAWWWWW”! :3 On a personal level, Insomnium is my girly side of metal and I really enjoyed this album since this is what introduced me melodic death a long time ago.
A couple of years a go I was able to see them live where they played Winter’s Gate in its entirety, which had me in tears the whole night!
31.07.2025
@PapayaBlood, wow, you are a picky listener even for most of black metal, so I wouldn’t expect you to like something this melodic and emotional haha