# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
BORKNAGAR – True North
| 02.10.2019

Harun Kolçak’ın anısına.

Bazen sevdiğim bir grubun yeni albümüne ilişkin incelemeler görüyor ve şaşırıyorum. Ya ben bazı şeyleri çok kanıksadım, ya da bu incelemeleri yazanları yaşı gençlerden seçiyorlar. 20-25 yıldır dinlemekte olduğum bazı grupların yeni albümlerine, çıktıktan 3 gün sonra yayınlanan bir incelemede 9/10 veren bir insan ya şirketten para almıştır ya o grubun objektifliğini kaybedecek düzeyde hayranıdır ya da o grubun geçmişte yaptıklarını zamanında dinlememiştir diye düşünüyorum.

Albüm öncesi yayınlanan şarkıların üçünü de tutmadım. Zaten toplam 9 şarkı var ve albüm çıkmadan, 3’te 1’lik kısmının vasat olduğunu düşünerek bekledim “True North”u. Yayınlanan ilk single “The Fire That Burns” dünyanın en varsayılan BORKNAGAR şarkısıydı. İkinci single “Up North” hayvan vokalist ICS Vortex’in leş gibi kullanıldığı bir diğer vasat şarkıydı. “Voices” ise Lazare’ın tek başına takıldığı, akılda kalıcı ve etkileyici bir yanı bulunmayan sakin, monoton bir şeydi. Dolayısıyla çok, çok ama çok sevdiğim BORKNAGAR’ın bu yeni deneyimi benim için en baştan sakat doğarak başlıyordu.

BORKNAGAR’ı çok seviyorum, ancak grubun istikrarlı olmadığının da farkındayım. Bazı albümlerine bayılıyorum, bazılarınaysa hiç ısınamıyorum. Hayatımda dinlediğim en iyi 20 albüm arasına soktuğum bir albümleri de var, baştan sona 3 kez dinlemediğim albümleri de. Doksanlarda destan yazan ve kadro tutarsızlıkları yüzünden gerek ticari anlamda gerek herkesçe bilinirlik anlamında bir türlü ağır toplar arasına adını yazdıramayan BORKNAGAR, benim gibi hayranları tarafından elbette ki türünün en iyilerinden biri olarak görülüyordu. Lakin bahsettiğim bu tutarsızlığın grubun diskografisine zarar verdiği de ortadaydı. BORKNAGAR ya inanılmaz bir albüm yapıp akılları alıyor ya da bir yönden falso vererek (yaratıcılık, sound, miks, herhangi bir şey) grafiği dalgalandırıyordu.

Bunca yıldır albüm inceleyen bir insan olarak zaman içinde öğrendiğim en önemli şeylerden biri albümlere ilişkin kararı vermekte acele edilmemesi gerektiğidir. Elbet her gün yeni bir albüm incelemesi yazan biri olarak arada buna uyamasam da gerçekten sevdiğim grupların albümleri söz konusu olduğunda acele etmemeye özen gösteriyorum. BORKNAGAR’da da benzer bir durum var. İlk üç single’dan yola çıktığımda albümü baştan sona dinlemeden önce kafamdan epey ortalama bir albümle karşılaşacağıma yönelik düşünceler geçiyordu. Kalan altı şarkı bayağı iyi olmalıydı ki o üç vasat şarkı nötralize olsun ve albüm ortalamanın üstü bir not alabilsindi.

Albümü ilk dinleyişimde tam da tahmin ettiğim şey oldu ve tat alamadığım üç single albüm içinde daha güzel geldi. Misal ilk single “The Fire That Burns” önceki 10 küsur dinlemenin ardından ne kadar umutsuz başladıysa, “Up North” ile “Lights”ın arasında bir o kadar güzel geldi. ICS Vortex’in bestelediği tek şarkı olan “Up North” ise VOLBEAT’vari yapısıyla hâlâ tam olarak alışamadığım, ancak albüm içinde dinlendiğinde yine daha bir lezzetlenen bir parça. Bunun esas sebebi ise albümü açan “Thunderous”ın çok iyi bir şarkı olması ve BORKNAGAR’a dair bilinen ne kadar güzel şey varsa yansıtması. “Empiricism”i tek bir notasına dahi dokunulmaması gereken başyapıt olarak gördüğümden onu bu işe bulaştırmıyorum, ama “Thunderous”ı al “Quintessence”a koy, al “Epic”e koy zerre sırıtmaz.

“True North”u bir önceki albüm “Winter Thrice”la karşılaştırdığımızda en büyük farkın kadroda yaşandığını görüyoruz. Grubun esas adamlarından gitarist Jens F. Ryland’ın ve elbette ki Vintersorg’un ayrıldığı grupta (davulcuyu saymıyorum, her albümde değişiyor) vokal yükü büyük oranda ICS Vortex’in omuzlarına binmiş. “Lights”, “In the White” ve “Voices”ı yazan Lazare da her zamanki kadife sesiyle albüme büyülü anlar katsa da ICS Vortex hem clean hem de tüm sert vokalleri üstlenerek bayağı bir şov yapmış. Doksanlardaki BORKNAGAR albümleri ile DIMMU BORGIR’de yaptıklarını kendisinin zirvesi olarak görsem de ICS Vortex her zaman abimizdir, kıymetlimizdir. Bu albümdeki yırtıcı vokallerde hayvan gibi söylemiş ve görkemli clean’leri de eklenince ortaya “koçum havan kime” tadında bir lezzet çıkmış. Onu dinlemek cidden büyük bir şans.

Albümün beste yüküne baktığımızda geçen albüme oranla çok daha paylaşımcı bir beste süreci görüyoruz. “Winter Thrice”ta Lazare tarafından yazılan “Panorama” dışında tüm albüm esas adam Øystein G. Brun’e aitti. “True North”ta ise ICS Vortex’ten bir, Lazare’dan üç, Øystein’den ise beş şarkı dinliyoruz. Bu hâliyle “True North” Lazare’ın (Lars A. Nedland) beste açısından açık ara en baskın olduğu çalışma. Umarım önümüzdeki yıl içinde SOLEFALD’dan da yaşam belirtileri alırız. Tabii bu paylaşımcılığın sebebi büyük oranda Vintersorg’un ve Ryland’ın artık grupta olmayışı ve elemanların bu büyük ayrılıkların yerini doldurmak üzere sorumluluk almış olması. BORKNAGAR’da beste yapanlar her zaman şarkı şarkı beste yaparlar. Yani bir şarkı bütün hâlinde hep bir kişi tarafından bestelenir, aynı şarkıda 2 bestecinin adı geçmez. Buna rağmen albümün Norveç ormanlarındaki bir ırmak gibi akması, herhangi bir şarkının arada eğreti durmaması epey önemli bir şey. Bu açıdan grubun bütünlüklü hareket edebilmesini takdir ediyorum gerçekten.

Sonuç olarak korktuğum başıma gelmedi. Single’ların yarattığı tedirginlik albümle birlikte yerini rahatlamaya bıraktı. Yazının en başında yaptığım “bu albümlere bu notları verenler ya yüksek not için şirketlerden para alıyor (ki hangi sitelerin bunu yaptığını biliyorum), ya gözü dönmüş bir fanboy ya da grubu yeni keşfetmiş ve hayran olmuş” muhabbeti kapsamında, albüme verilen 9/10 ve 10/10 gibi notları açıkçası yadırgıyorum. Birader sen hiç “Borknagar”, “The Olden Domain”, “The Archaic Course”, “Empiricism” dinlemedin mi? Bu albüm 10 ise onlara kaç vermemiz gerekiyor? Bu barzolukları bir kenara bırakırsak, bence “True North” iyi bir albüm. “Winter Thrice”tan geride, “Universal”dan ileride, grupla biraz geç tanışan BORKNAGAR’cıların grubun en iyi albümü falan sandığı “Urd”la da yakın düzeyde. Onlardan öncesini zaten karıştırmıyorum, öncesi başka bir dünya.

Kritik aslında bitti ama son bir şey söylemek istiyorum. Yıllar önce kendisiyle yaptığımız video röportajı izleyenlerin bildiği üzere, 2017 Temmuz’unda aramızdan ayrılan Harun Kolçak gerçek bir metal hayranıydı. Kendisiyle birlikte KATATONIA izlemişliğim de var, Facebook’ta AFTER THE BURIAL övmüşlüğüm de Güzide’yle birlikte hasta yatağında GOJIRA albümü hediye etmişliğimiz de. Ama en akılda kalan anım, ölümünden 1,5 yıl önce bir Şubat sabahı Cihangir’de markete gittiğim sırada beni arayıp heyecanla BORKNAGAR övdüğü o telefon konuşmasıydı.

+ “Ahmetçim bu Borknagar’ın albümünü dinledim vallahi harika olmuş ya… O şeyin, neydi Ulver’in elemanı…”
- “Garm.”
+ “Hah Garm’ın olduğu şarkı…”
- “Winter Thrice.”
+ “Ha evet, o şarkı ne muhteşem olmuş ya…”
- “Çok güzel evet. İlk şarkı da çok iyi bence. The Rhymes of the Mountain.”
+ “Hepsi güzel hepsi. Vallahi bayıldım yahu. Bu vokalist şeyde de söylüyordu di mi, Dimmu Borgir’de.”
- “Evet, ICS Vortex. Harika söylüyor cidden.”
+ “Bayıldım bayıldım…”

Keşke olaydın da bu albümün de muhabbetini yapaydık. Ben hâlâ çok tutmuyorum ama sen muhtemelen en çok “Up North”u severdin, ben de “Güzel tabii ama “Thunderous” çok daha iyi bence” diye boş yapardım.

Bu yazı sanaydı.

Hoşça kal.

7,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.69/10, Toplam oy: 39)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2019
Şirket
Century Media Records
Kadro
Øystein G. Brun: Gitar
ICS Vortex: Bas, sert ve clean vokaller
Lars "Lazare" Nedland: Klavye, synth, clean vokal
Bjørn Dugstad Rønnow: Davul, perküsyon
Jostein Thomassen: Lead gitar
Şarkılar
1. Thunderous
2. Up North
3. The Fire That Burns
4. Lights
5. Wild Father’s Heart
6. Mount Rapture
7. Into the White
8. Tidal
9. Voices
  Yorum alanı

“BORKNAGAR – True North” yazısına 9 yorum var

  1. Uireb Fuin says:

    İnceleme için teşekkürler. Harika olmuş yine.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Uireb Fuin, teşekkürler.

  2. killyourselfchuck says:

    arada sırada hala o röportajı açar dinlerim. çok güzel bir röportajdı. sonrasında ise arkadaş olmanız ne kadar da güzel.

    çok özledik Harun abiyi.

  3. Berca B. says:

    Bu kritikle beraber Ahmet’le en farklı düşündüğümüz gruplardan birinin Borknagar olduğunu öğrendim. Grubu ikimiz de çok sevmemize rağmen tek uzlaştığımız konu, Empricism’in mükemmelliği resmen. Onun dışında ben Urd’un çok net bir şekilde en iyi ikinci albümleri olduğunu düşünürken (hem de eski bir dinleyici olmama ve grubun tüm diskografisine hakim olmama rağmen), Winter Thrice’ın o kadar da iyi olmadığını, Epic’in ise baya baya iyi bir albüm olduğunu düşünüyorum. Ahmet ise tam tersi.

    Bu albümle ilgili olarak hislerime bugünkü Opeth kritiğinde Nazım tercüman olmuş. Evet, kötü albüm değil, tamamını dinleyince kulağa çok daha bütün geliyor ama açıp tekrar tekrar dinler miyim? Hayır. Albüm bitince bir tur daha döndürme isteği duyuyor muyum? Hayır.

    Borknagar’ın tabanı oldukça yüksek, her zaman belli bir seviyenin üstünde, hiçbir albümlerine kötü diyemiyorsun ama bu albüm de kötü olmamasına rağmen ilerleyen yıllarda -birkaç istisnai tur dışında- açacağım bir albüm değil.

    Dysplasia

    @Berca B., urd’un küçümsenmesini ben de anlamıyorum. bariz şekilde yaratıcılık fışkıran her anı farklı dopdolu bir albümü bu tatlı su albümüyle bir tutamam açıkçası. thunderous gerçekten iyi bir şarkı ama onun dışında diskografi arasında kaynayacak benim için. şu an için borknagar’ın en kötüsü bile diyebilirim ama birkaç sene geçmeden böyle iddialı laflar etmeyeyim.
    vintersorg’u da arıyor kulaklarım, yalan yok.

  4. Noumena says:

    Borknagar’a tapıyorum. Garip tesadüflerin sonucu olarak hayatımın önemli dönüm noktalarında hep Borknagar dinledim. O yüzden bende yeri ayrıdır. Gelelim albüme..

    Öncelikle söylemem gerekir ki, bir albüm çıkmadan önce yayınlanan tekliler çok önemli olabiliyor. True North’da bunu daha iyi anladım şahsım adına. Misal ‘up north’ vasat gelmişti. ‘Fire that burns’ de idare ederdi. Hal böyle olunca beklentim çok aşağılardaydı. Ama albümü dinleyince anladım ki bu albüm kötü değil. ‘Thunderous’ ve ‘Tidal’ sağlam Borknagar epikleri. Özellikle ‘Mount Rapture’ albümün en iyisi. Özellikle sonlarına bittim. ‘Lights’ ve ‘Voices’ i vasat buldum. Özellikle Voices berbat bir kapanış parçası, vokali tanımasam indie rock grupları gibi tınlıyor diyeceğim.

    Özetle ‘True North’ birkaç falsosu dışında iyi bir albüm. Ama mükemmel de diyemem. Benim için 7/10. Herşeye rağmen iyi ki varsın Borknagar.

  5. Rashid says:

    Açıkcası beğenip beğenmediğimi şimdilik tam çözemedim ama bana diğer albümlerdeki “saf”lık hissinden uzak bir albüm tadı verdi şimdilik. Bazı şarkılarda Borknagar şarkısı olsun diye epicliyi dayamış gibiler ve eski albümlerinde yaşadığım “şarkı ne zaman başladı bitti haberim olmadı” durumunu bu albümde pek yaşamadım. Genel anlamda tabii ki de iyi bir albüm ama grubun ismi Borknagar olunca işler değişiyor.

  6. ytncl says:

    İlk dinlemelerde çok ısınamasam da, bugün yağmurlu havadan mıdır nedir, acayip hoşuma gitti. Wild Father’s Heart hariç, her şarkıda keyif aldığım anlar oldu. Voices bile güzel geldi yani. Bazen bir albümü sevmenin yolu doğru ruh halinden ve müzik açlığından geçebiliyor. Bu arada ne kadar catchy olsa da, Up North bence çok iyi şarkı. 8,5/10.

  7. Twat says:

    Up north’u dinlemekten vazgeçemiyorum. İlk çıktığında da sevmiştim ama son 1-2 aydır dinledikçe daha da açılıyor, bence hakkı yenmemeli. Şarkıda “goosebumps” veren o kadar çok yer var ki. Thunderous ve Lights da muhteşem ama up north çok başka gerçekten.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.