# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
FATES WARNING – Parallels
| 13.02.2017

Devasa bir sanat eseri.

Oğuz Sel

Şu an, bir türlü denk gelmediği için hevesle edindiğiniz kitabı okuyamıyor olabilirsiniz. Arkadaşlarınızın tavsiye ettikleri filmleri izleyememiş, PA’da çıkan birçok kritikte övülen ya da arşivinizde bilmem kaç zamandır yatan albümleri dinlememiş/dinleyememişde olabilirsiniz.Bunların bazıları yaşadığınız vakit darlığından, bazıları ise doğru zamanın henüz gelmemiş olmasından kaynaklanan olumsuzluk görünümlü durumlar aslında. Deneyimlerim üzerinden tespit yapıyorum; tespitimi merak edenler alttaki paragrafı, merak etmeyenler bir sonraki paragrafı okumaya başlayabilirler.

İnternet ADSL formunda evlere uğramamış, “arşiv takası” adı verilen o kutlu, o müthiş olayın gırla gittiği zamanlarda dinlediğim-dinlemediğim yığınla mp3’e ulaştım ve yaşım on dokuzdu. O yaşın getirdiği gazla hep ekstrem bir şeyler arayıp clean vokalli ve nispeten efendi, uslu müzik yapan grupları elimin tersiyle ittim. Bunların arasında Fates Warning de vardı. Yaşadım, okudum, dinledim, yazdım, izledim, deneyimledim ve hayat on sene sonra Fates Warning’i sil baştan keşfetmemi sağladı. Ve anladım ki, ben zaten Fates Warning albümlerini 10 sene önce dinlemiş olsaydım, bu albümleri hakkıyla takdir edemez, onlara sıradan birer müzik eseri gibi yaklaşırdım, kendimi biliyorum, evet.

Fates Warning, John Arch ve Ray Alder dönemi şeklinde iki ayrı bölümde incelenebilecek ve dâhi, her iki vokalin kendi dönemlerinin bile albümden albüme farklılaşan çizgisinin enikonu anlatılabileceği kadar farklı işlere imza atan bir grup. John Arch’ın gerçek anlamda benzersiz sesi ve şarkılara kattığı büyük zenginlik sonrasında, rotasını farklı yönlere doğru kıran ve müzikal bağlamda,“No Exit” ile hırçın çocuk rolüne bürünen, “Perfect Symmetry” ile Mark Zonder’ın dakadroya dâhil oluşunu iyi değerlendirerek teknik açıdan ilginç kompozisyonlara hayat veren Fates Warning, kariyerindeki en önemli eser olarak kabul edilen “Parallels” ile progresif metal tarihine geçen bir eser daha ortaya koymuş oldu. Peki, neydi “Parallels”i değerli kılan, neydi bu albümü bir bakıma aşılamaz yapan? Jim Matheos kişisinin keskin zekâsı ve akıl almaz müzik birikimi mi, Ray Alder’ın inanılmaz vokalleri mi, Mark Zonder’ın eşine az rastlanır zil oyunları ve aksak ritmleri mi yoksa, muhteşem prodüksiyon mu?

Yıl 1991. Queensrÿche’ın “Empire”ı çıkalı bir sene olmuş, Dream Theater’ın “Images and Words”üne ise kabaca bir sene var. Ortada progresif metal ögelerinin esnetilip kendine göre yontulabileceği hiçbir şey yokken, altı koca albümlük birikimi arkasına alan ve edindiği deneyimleri “Mükemmel şarkı nasıl yapılır?” çerçevesine yerleştirerek şarkı yazmaya başlayan Jim Matheos, “Parallels”in en önemli aktörü. Sıradan gibi girip daha nakarat kısmı başlamadan dinleyeni şaşkınlığa uğratan pasajları oluşturan, kimi zamansa şarkıları yükseltip yükseltip “Nakarat var mı acaba?” dedirten Matheos, gizemli sayılabilecek nota aralıklarından ürettiği melodiler ve riflerin yanı sıra, hayranlık uyandıracak yaratıcılıkta sololarıyla, bu konudaki yeteneğini gösteriyor albüm boyunca. Zehir gibi bir çocuğun önüne konan LEGO’ları toparlayıp enteresan figürler oluşturması gibi zihnindeki ilginç fikirleri, müzikal zemine başarıyla oturtan Jim Matheos evet, “Parallels”in en önemli aktörü.John Arch dönemini kapatan ve yoluna Ray Alder’la devam eden grup, albümün açılış parçasında denildiği gibi geçmişi arkasında bırakıp Alder’ın yeteneği üzerinde yoğunlaşıyor bu albümde de. Önceki iki yapımda üst notalara çıkabildiğini defaatle kanıtlayan ve neredeyse falsetto çizgisinde vokal yapan Alder; Arch’ın dinamik, melodik ve kimi zaman hüzünlü sesinden hayli farklı bir noktada. Elbette farklı bir noktada olması, onun başarısız/yetersiz bir vokal olduğu anlamına gelmiyor, zira “Parallels” Ray Alder’ın sesiyle değer kazanan, keyifle dinlenen bir yapım. Unutmadan, o dönem Dream Theater kadrosunda olmayan James LaBrie, “Life in Still Water” parçasında geri vokalde.

Gelelim, yoğun hesap kitap meselelerine. “Perfect Symmetry” albümünün açılışından kapanışına kadar davul şovu yapan Mark Zonder, çıtayı “Parallels” ile kolay kolay erişilemeyecek bir noktaya taşıyor. Çok güçlü bir davul çalma tekniğine sahip olan Zonder, izlediğim videolarda canlı çalışını görene dek üst üste kayıt sandığım zil ve tom oyunlarıyla albüm boyunca dinleyicileri mest ediyor. Kimi zaman, türde pek de rastlanmayan eşlikleri de çekinmeden uygulayan Zonder, tempo yazımındaki ustalığını sonuna kadar kullanıyor yapımda.“Parallels”in tesadüfî olmayan başarısında, kendi alanlarında deneyim sahibi prodüktörlerle çalışılmasının da çok ama çok büyük bir katkısı var. Bas tonlarından zil oyunlarına, atmosferden albüme değer katan diğer tüm noktalara kadar prodüktörlerin başarısı yadsınamaz. Hem de, teknolojinin öyle ahım şahım olmadığı 1990’lar başı düşünüldüğünde.

45 dakikalık devasa bir anıt “Parallels”, lirikleriyle, melodileriyle, tempolarıyla benzerine az rastlanır bir yapım. Zamanı gelmeden dinlenilmemesi gereken, kadri kıymeti bilinmesi lazım olan, zamanının ötesinde bir albüm. Şarkı şarkı incelemeye kalksam her şarkıya sayfalarca analiz, analizlerin yanına sayfalarca anı eklemem gereken, hayatımı ciddi ciddi değiştiren ender sanat eserlerinden biri.

10/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.75/10, Toplam oy: 48)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1991
Şirket
Metal Blade Records
Kadro
Ray Alder: Vokal
Jim Matheos: Gitar
Frank Aresti: Gitar
Joe DiBiase: Bas
Mark Zonder: Davul
Şarkılar
1. Leave the Past Behind
2. Life in Still Water
3. Eye to Eye
4. The Eleventh Hour
5. Point of View
6. We Only Say Goodbye
7. Don't Follow Me
8. The Road Goes On Forever
  Yorum alanı

“FATES WARNING – Parallels” yazısına 5 yorum var

  1. burak35 says:

    yasım 29 2007den beri rock ve metal dinliyorum arşivimde 1300 adet grubun eksiksiz diskografisi vardı dinlemediklerimi ve yetersiz bulduklarımı sildiğimde şuan için 700 diskografi kaldı genelde heavy thrash glam metal hard rock grupları arada progresif rock metal ve senfonik rock metal gruplarıda dinliyorum ben anlamyorum arkadaş bir grubun gereken hakketiği değeri görmesi için illa saçma salak şeyler mi yapması gerekiyor ? rammstein gibi saçma salak yapa penisle sahneye mi çıkması gerekiyor yada korn gibi linkin park gibi sahneden maymun gibi hoplayıp zıplamasımı gerekiyor harbiden anlamıyorum şu grup tartşmasız metal tarihinin en iyi en sağlam progresif metal gruplarından ray alderin sesine tapıyorum zira ondaki ses kimsede yok 10 senede çok şey gördüm duydum dinledim yaşadım neden amk yaa neden 5 yıldız verilir şu güzelim grubun enfes en baba albümlerinden birine hayır anlamıyosanız dineleyin amk ? mecbur değilsiniz aşğılamaya ben bu yüzden sevmiyorum ve anlamıyorum bu ülkedeki boktan rock metal kitlesini ya amk hangi akla hizmet sen giderde fates warning’in parallels albümüne 5 yıldız verirsin a orosbucocugu lan hiç mi elin ayağın titremedi hiç mi utanmadın ? hadi boktan kıytırık bi grup olsa neyse ama fates warning amk ya harbiden yuh yazıklar olsun amk şua albümde bi tane kötü şarkı yok amk harbiden yuh diyorum ben oyumu 10 üzerinden 15 vermek isterdim ama ne yazıkki veremiyorum o yüzden 10 veriyorum ki fates warning bunu sonuna kadar hakediyor ayrıcai fates warning’e 5 yıldız veren ahmaklar bu adamların no exit albümünü ve perfect symmetry albümünüde dinleyinde görün metal neymiş amk ahmakları -_- (pardon kusura bakmayın site yöneticileri çok kzdım içim sızladı lan fates warning koskoca prog metal devi 5 yıldızı hiç bir zaman haketmiyor her zaman 10 yıldız hakediyor)

    Karizmatik Serkan

    @burak35, Hocam sakin olun hiddetlenmeyin. Bende bu duyguyu Moğollar albümünde yaşadım. Buradaki kitle ile alakalı bir şey sanırım, yapacak bir şey yok.
    Fates Warning”e gelince arşivimde ama daha dinleme fırsatı bulamadım albümü

    burak35

    @Karizmatik Serkan, hocam yapma etme allah aşkına yav şu 5 yıldızı verenler görünce oturup hünkür hünkür ağlamamak için zor tuttum kendimi bu ülkenin insanı niye böyle neden niçin demekle geçti gitti ömrüm 30 giricem hala saçma sapan şeyler bıktım usandım yahu fates warning yaa :( şu grubu dinlemediysen inan bana seni temin ederim gerçekten çok şey kaçırmışsındır yahu albümdeki parçaların neredeyse hepsi başyapıt yani illa popülarite yada illa saçma sapan konserlerde böyle acayip acayip hareketler olmak zorundamı allasen bi tarzı bile olmayan dandik boktan gruplara tapılıyor bu ülkede mesela manson msela rammsteın meselea LP korn Soad say say bitmez ki bi bitmediler zaten yahu bu adamlar bildiğin şu albümle sanat icra etmiş eye to eye mesela ne zaman dinlesem içim titrer ray alder’in sesi insanı alır alır götürür yazık harbiden rock ve metali bırakma noktasına geldim bıktım usandm gerçekten daha fates warning gibi yüzlerce grup var şuan adını bile hatırlayamadımıgm o kadar çok grup var ki mesela şöyle örnek vereyim ben pek sevmem death ve brutal ama bi grup var adı desultory offffffff diyorum yaa offf adamlar geğirse dinlersin o kadar sert vurucu ve yerindeki muazzam deshşet albümleri var heriflerin yani okuyup araştırmak bilgi birikim edinmek bu kadarmı zor neden yani boktan gruplara tapılıyor ve bu ve bunun gibi underrated gruplar hakettiği değeri göremiyor bazen acaba yanlşmı okudum diyip diyip defalarca acıyorum haberleri neyse saygılar

    Vertax616

    @burak35, Yazdığınız çoğu şeye katılsam da popüler diye boktan demek bence çok yanlış olmuş. Rammstein gibi bir gruba boktan demek ne kadar doğru yani? Soad’ın fikirlerine hiç katılmasam da taş gibi albümleri ve şarkıları vardır. Ben de Fates Warning’i çok severim hatta geçtiğimiz sene çıkan albümlerini cidden çok fazla dinledim, kanımca geçtiğimiz senenin en iyi albümlerindendi.
    Ama sonuçta beğeni öznel bir şey, herkes aynı şeyleri sevmek zorunda değil. O nedenle varsın beğenmeyenler bassın 5′i.

  2. OblomoV says:

    Kritikte bahsedilen arşivde nispeten uslu gruplara daha ileri yaşlarda şans tanıma durumu bende de var. :) Zamanında dinlemeye çalışıp bir şekilde sıkılıp bıraktığım gruplardan Fates Warning. Şimdi geriye dönüp baktığımda ”ne biçim toyluk bu böyle?” diyorum.

    Çok güzel bir inceleme olmuş bu arada. Albüme dair anlatılması gereken ne varsa bir bir anlatılıp övülmüş.

    Kaliteli işler bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa başka bir zaman elbet fark ediliyor, değer veriliyor. Kalitenin kıstaslarından biri de bu zaten; zamana yenilmeyenler suyun üstünde kalıyor.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.