# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
GOJIRA – The Link
| 26.03.2014

Ayak sesleri.

Müzik hayatına 1996’da GODZILLA olarak başlayan ve 2001’de GOJIRA adını alarak yoluna devam eden bu oluşum, onlarca yıl sonra bir yerlerde metal konuşulurken, konu metalin 2000’lerdeki durumu olduğunda mutlaka anılacak, bir anda ortaya çıkıp 2000’lere posta koyan Fransız metalinin bir numaralı neferi oluşundan tutun da, albümden albüme metalin tepesine nasıl oturduğuna kadar her yönüyle konuşulacak.

GOJIRA, dünyanın en iyi gruplarından biri. Bir sürü insan için dünyanın en iyi grubu.

Dünyanın büyük bir kısmının “From Mars to Sirius”la tanıdığı bu grup, aslında “From Mars to Sirius”a gelene kadar Fransa’da dev bir kitle yaratmış, daha çoğu kişi onlardan habersizken, alttan alttan Fransa’nın gelmiş geçmiş en meşhur metal grubu olmuşlardı bile. Tüm konserleri yok satıyor, nihayet özgün ve süper bir grup çıkarmış olmaktan dolayı mutlu ve gururlu olan François’lar, Patrice’ler, bu yeni “şeye” deli gibi bağlanıyor, adeta onun için çıldırıyorlardı. “The Link Alive” DVD’sine şöyle bir bakan biri, bu durumu net şekilde görebilir.

GOJIRA bugün herkesin bildiği büyük bir grup ve onu nelerin iyi yaptığını, GOJIRA’nın neden özgün olduğunu, grubun başlıca karakteristiklerini hepimiz biliyoruz. Ben grubu ilk kez 2005’te “From Mars to Sirius” ile duydum. Ben aklımı yerken, o sıralarda çevremde GOJIRA diye yırtınan pek kimse yoktu. Pasifagresif’i açtıktan sonra her koldan GOJIRA pompalamaya başladık ve grubu bilen insanlar giderek arttı. Bugün GOJIRA’nın ülkemize gelecek olmasından dolayı neredeyse ağlayacak adamlar var ortalıkta.

Şimdi asıl konumuz olan “The Link”e dönelim. “Terra Incognita” ile yeterli düzeyde bir bambaşkalık sergileyen ve pek çok insanda “bu nasıl grup ulan, çok acayip bir tarzları var, pek kimseye benzemiyorlar” hissini yaşatan GOJIRA, o albümden iki yıl sonra “The Link”le çıkageldi.

O zamana dek metal konusunda Avrupa’nın beslemesi konumundaki Fransa, tarihinde ilk kez, “Alın abi bizim olayımız da budur” diyebileceği, ülkedeki tüm metal dinleyicilerinin canı gönülden destekleyebileceği bir grup bulmuş olmanın sevincini yaşıyordu.

“Kendi ülkende büyümeden dışarıya açılamazsın” sözünün doğruluğunu kanıtlarcasına, GOJIRA daha kimse bilmeden Fransa’nın kralı olmuştu bile. GOJIRA’nın dışarı açılmasıyla birlikte, zaten Fransa’nın metal konusunda nasıl bir fıskiyeye dönüştüğünü hepimiz biliyoruz.

“The Link”, her ne kadar çok başarılı bir albüm olsa da, GOJIRA’nın evrimi düşünüldüğünde, “Terra Incognita”yla birlikte GOJIRA’nın çıraklık yapıtları diyebiliriz. Kendi içinde çok süper olan bu albümler, GOJIRA’nın yakında gelecek ve balinalara kafa sallatacak albümü için mükemmel antrenmanlar konumundaydılar. Joe’nun “The Link”te tam oturmadığını hissettiren sesi, sonradan kusursuzlaşacak vokal yorumları, elemanların çok yakında dev adımlar atmaya hazırlanan enstrüman becerileri, “Terra Incognita”dan sonra kusursuz bir ikinci adım olan “The Link”te kendilerini bulmaya, özgünlüklerini daha sağlam basmaya başlamışlardı.

Albüme baktığımızda, klasikleşmiş GOJIRA numaralarının bir kısmını görüyoruz. Grup asıl atılımını ve karakterini bu albümün akabinde yazdığı “From Mars to Sirius”ta ortaya koymuş olsa da, “The Link” de eşsiz bir karakter barındıran, son derece orijinal bir albüm olduğunu her yönüyle gösteriyordu.

Albümde progresif bir groove, death metal kırması bir müzik, ne dediği anlaşılır açıklıkta bağıran bir adam, müziğiyle bir trans etkisi yaratmak isteyen, her notasına duygu katabilen bir grup ve her anlamda özgünlük vardı. GOJIRA özgündü; burası çok açıktı.

Aynı zamanda yaratıcıydı (Remembrance), risk alıyordu (Over the Flows), kafa sallatıyordu (Wisdom Comes), kendini kendi sound’unun içine hapsetmiyordu (Indians)…

İşin en ilginç kısmı ise şuydu:

Aynı zamanda yaratıcıydı (Space Time), risk alıyordu (Satan is a Lawyer), kafa sallatıyordu (Clone), kendini kendi sound’unun içine hapsetmiyordu (Into the Forest)…

Demem o ki GOJIRA, bir başarı hikayesine dönüşeceğini daha en baştan göstermeye başlamıştı.

Tüm bunların ışığında “The Link”, benim diyen grubun başaramayacağı bir özgünlüğün çok önemli yapı taşlarını döşeyen bir albüm ve “Terra Incognita” ile beraber döşedikleri bu taşların sonrasında nasıl sağlam bir temel oluşturduğuna ve GOJIRA’nın adını metal tarihine nasıl yazdırdığına tanık olmak, bu müziği seven pek çok kişi için çok keyifli bir tecrübe olsa gerek.

GOJIRA candır. Harbiden.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.44/10, Toplam oy: 80)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2003
Şirket
Boycott / Next Music
Kadro
Joe Duplantier: Vokal, gitar
Mario Duplantier: Davul
Jean-Michel Labadie: Bas
Christian Andreu: Gitar
Şarkılar
1. The Link
2. Death of Me
3. Connected
4. Remembrance
5. Torii
6. Indians
7. Embrace the World
8. Inward Movement
9. Over the Flows
10. Wisdom Comes
11. Dawn
  Yorum alanı

“GOJIRA – The Link” yazısına 29 yorum var

  1. saw you drown says:

    Güzel albüm, güzel kritik.

  2. SoulPower says:

    gojira iyice mainstream olmuş valla.dünyanın en iyi grubu nedir :D tamam biz de hastasıyız falan ama gojira neden artık overrated muamelesi görür oldu anlamadım , yoksa hep mi böyleydi herkesin dilinde “gojira reröre” şeklindeydi yoksa ben mi yeni farkettim..

    Ahmet Saraçoğlu

    @SoulPower, Gojira’nın neden dünyanın en iyi metal grubu olduğuna dair bi makale yazmış şurada eleman. :)

    http://www.nocleansinging.com/2010/08/01/gojira-is-the-best/

    owlboss

    @Ahmet Saraçoğlu, @SoulPower, Bence bir grup yeterli düzeyde özgünlük içeriyorsa ve bu yüksek bir kitle tarafından sevilmesini sağlıyorsa ”dünyanın en iyi gruplarından” denmesinde bir sakınca yok. Evet Gojira’nın da etkilendiği gruplar var ama ilk dinlenişte ”daha önce duymadığım bir şey bu bak” dedirtmesini çok kolay başarıyor. Bu arada kritik için çok teşekkürler. Albüm hakkında söylenen her şeye imzamı(ben kimim ki lan?) atarım. 7/10.

    owlboss

    @owlboss, zaten hiç kimse %100 özgün müzik yapamaz.

    GoreMageddon

    @SoulPower, SoulPower’a katılıyorum. Evet gojira kötü bir grup değil ama en az 25 yıldır bu türde çıkmış grupları albümleri düşününce “Dünyanın en iyisi veya iyilerinden biri” ifadesi gojira için abartılı kalıyor. Bunu, tüm diskigrafisini dinlemiş, orj albümünü satın almış biri olarak söylüyorum.

    Yerli veya yabancı, gijira hakkindaki atıfları okuyunca hakikaten “overrated” diye bir kavramın olduğunu daha iyi anlıyorum.

    suat

    @GoreMageddon, Silim, nibir?

  3. Heimdall. says:

    “Terra Incognita” kritiği de isteriz.

    sebzeci

    @Heimdall., +1

    Ahmet Saraçoğlu

    @Heimdall., @sebzeci, pek yakında.

  4. Durakonis says:

    Gojira, metal müziğin Pink Floyd’u olmuş görünene göre. İlk dinleyişimde çok kötü bulmuştum, haftalar sonra diğer tüm albümlerini bir kere taradım. Sıkılmadım, ama çok tuhaf ve üzgünüm ki depresif bir moda girer gibi oldum ve bıraktım. Sanırım hayran olduğum bir Fransız grubu hiçbir zaman olmayacak. Çok uçuk, ya da çok güçlü müzikleri var. Ya kaldıramıyorum, ya kopuk buluyorum. PF gibi bir kariyerleri olursa, son çıkaracakları albümlerinden “işte benim şarkım” diyebileceğim bir parçaları olabilir belki. Kritik harika olmuş, teşekkürler Ahmet. Lakin nocleansinging isimli bir sitedeki bir makale, bir grubu genel bağlamda dünyanın en iyi grubui, veya iyilerinden yapmaya yetmez.

  5. Osman says:

    Güzel şarkılar var, evet, ama bence son albümle beraber grubun en kötü albümü.

  6. Görkem Şahin says:

    Şu soundcloud olayı yazılı kritiğin yerini tutmuyor be Ahmet, eline sağlık

    Ahmet Saraçoğlu

    @Görkem Şahin, SoundCloud kritiği = Hızlı ve Öfkeli…

    ahah, biliyorum ama işte zamansal durumlardan dolayı arada yapıyorum. Birden çok kişi olduğunda yapmak daha iyi sesli kritikleri. Ama arada yapacağım yine, çünkü yazılıya göre daha hızlı oluyor doğal olarak.

    Görkem Şahin

    @Ahmet Saraçoğlu, :) zamandan tasarruf olduğu belli, ama şunu da söyliyim, siteyi güncel tutmak için her yola başvuruyor olman da ayrica takdire değer diye düşünüyorum

    Ahmet Saraçoğlu

    @Görkem Şahin, sağ ol. Her şey hep daha iyi olsun istiyoruz cidden, tek amacımız o. Çeşit olsun, renk olsun, insanlar PA’ya sadece “hmm metal dünyasında ne oluyo, hangi albüm çıkmış” diye girmesin istiyoruz, burayı daha hareketli ve eğlenceli yapacak ne varsa deniyoruz. Daha bir sürü fikrimiz var, hepsini hayata geçireceğiz umarım.

    patognomonic

    @Ahmet Saraçoğlu, seni seviyorum abi

    Ahmet Saraçoğlu

    @patognomonic, ahah eyvallah.

    serhead

    @Görkem Şahin, ben soundcloud istiyorum… okumaktan nefret ediyorum…

    Görkem Şahin

    @serhead, o da bir bakış açısı tabii

    GoreMageddon

    @serhead, Ben de sesli kritiklere ısındım. Ara ara yapılabilir.

  7. Görkem Şahin says:

    Bence de harika bir grup ama ilginçtir geçen yaz Wacken kitlesi pek umursamadı adamları, işin garip tarafı WOA da ilk kez çaldılar bir de

  8. Can Yakay Darbaz says:

    İlk 2 albümleri bi başkadır benim için.. Terra Incognita kesinlikle en sevdiğim albümleridir ve The Link de Terra Incognita ile yarışabilecek kalitede bence.. Zaten sonuncu albümü saymazsak her albüme 8 ve 9 puan verirdim, albümlerine bu kadar yakın puanlar vereceğim başka grup da yoktur sanırım. The Link, en son dinlediğim Gojira albümüydü ama kesinlikle diğerlerinden arta kalır yanı yok. From Mars To Sirius kadar yarattığı konsepti yaşatabilen ve onun kadar yoğun olmayan bir albüm ki Gojira söz konusuyken yoğunluğu sevmiyorum.. 8,5 veriyorum.

  9. Jester says:

    Müthiş albüm ya, konserlerde çaldıkları şarkıları dinleye dinleye sevdim ve albümün geri kalanını da en az o şarkılar (Death of Me, Indians, Rememberance) kadar sağlam buluyorum. Gojira gibi kadrosunu 15-20 yıldır hiç değiştirmemiş bir grubun bu albümden sonraki albümlerinde bile hep bir yaratıcı olma çabasını da çok takdir ediyorum ayrıca, Mastodon ile bu konuda örnek gruplar resmen.

    Bu arada PA sesli konuk yazar kritikleri kabul ediyor mu? Ona göre bir şeyler yapabilirim belki.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Jester, sesli konuk yazar kritikleri olabilir tabii. Bi bakarız, uygunsa yayınlarız.

  10. sueda says:

    fevkalâde ibdai…
    over the flows
    embrace the world
    indians
    bilhassa bu musikî yapıtlarına sevdalıyım.

  11. Deathamphetamine says:

    Abi ben eskisi gibi deneysel Gojira istiyorum ya off.
    Macka’da kismet olmadi soyleyemedim joe’ya ona üzülüyorum.

  12. ahmetarkun says:

    Bugün GOJIRA’nın ülkemize gelecek olmasından dolayı neredeyse ağlayacak adamlar var ortalıkta.
    Geçen sene gidemedim, ağlamadım ama epey üzülüp işyerinde “abi bu akşam GOJIRA konseri var ama ben gidemiyorum diyerek” üzüntümü belirtip bir iki işten yırtmıştım. Cidden üzülmüştüm ama.

  13. SA says:

    Güzel albüm gerçekten. Dinlerken ormanlık alanda büyük ağaç gövdelerinin arasında hissediyorum kendimi.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.