# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
OBSCURA
18.01.2011

2011′in en çok beklenen albümlerinden biri, şüphesiz ki son iki yılın en çok konuşulan teknik death metal gruplarından OBSCURA’nın Nisan’da çıkacak yeni albümü “Omnivium”. Hazır albüme bu kadar az kalmışken, biz de grupla bir röportaj yapalım dedik. E-mail yoluyla yaptığımız röportajdaki muhattaplarımız, grubun gitaristlerinden Christian Muenzner ile davulcu Hannes Grossmann’dı. İçinde rahatsız olabilecekleri konuların da bulunduğu sorularımıza içtenlikle cevap veren ikili, son soruda da bize bir güzel ayar çekmeyi ihmal etmedi. Uzatmayalım, karşınızda son yılların adı en çok anılan gruplarından OBSCURA.

OBSCURA’nın metal-archives sayfasında grubun şarkı sözü temalarının ‘’Karanlık dipsiz uçurumlar, duyusal çağrışımlar’’ olduğu yazıyor. Çağrışımlarla neyi kast ediyorsunuz? CYNIC’in kullanmasıyla popüler olan temalarla bir ilgisi var mı bunların?

Hannes: Metal-archives’ı harfi harfine doğru kabullenmeye gerek yok. Oraya yazılan şeyler grubumuz tarafından doğrulanmıyor, o yüzden fazla ciddiye almayın. Şarkı sözlerimizi baştan sona Steffen (Kummerer – vokal/gitar) yazıyor, konular da felsefeye dayanıyor. Bu konular daha çok insan varoluşuna dair soruları ele alıyor.

Çoğu modern tech-death albümünde olduğu gibi, “Cosmogenesis“te de CYNIC’in “Focus” albümünden gözle görünür esinlenmeler var. Bütün modern tech/prog death metal grupları göz önüne alınırsa, “Focus” albümünden esinlenmelerin bir konsept olmanın ötesinde katıksız bir taklitçiliğe kaçtığı bazı örnekler de var. “Cosmogenesis” üzerine okuduğum kimi yorumlarda albümün Focus döneminin bir yorumu değil de baştan sona araklamalarla dolu bir taklidi olduğu beyanları vardı. Bununla ilgili olarak ne söylemek istersiniz?

Chris: Bu yalnızca bazı insanların müziği dinlemekten ziyade onu yüzeysel izlenimler üzerinden yargıladıklarını gösteren bir şey aslında. Bir şarkımızdaki soloyu konuk olarak CYNIC üyesi Tymon çaldı, diğer kimi şarkılarda da vocoder (ses kodlayıcı) kullanıldı. Noospheres şarkısında açık bir CYNIC ilhamı barındıran bir rif, Incarnated solosunda da “Focus” albümüne övgü niteliğinde kısa bir melodik pasaj var. Ama bunların dışında CYNIC’in müziğiyle bizimki arasında hiçbir bağlantı olduğunu sanmıyorum. Albümdeki kalan şarkılar kulağa onların yaptığından çok daha değişik geliyor. Mesela insanların Choir of Spirits şarkısını CYNIC’ten araklandığını söylediklerini duydum. Bunu sırf vocoder yüzünden söylüyorlar. Müzikal anlayıştan tamamen yoksun olunduğunu kanıtlar bu. Çünkü onların müziğinden başlıbaşına farklı bir parça bu. Müzikal yönden mutlak surette hiçbir benzerlik taşımıyor. Elektro gitar çalan herkesin ROLLING STONES’a benzediğini söylemek gibi bir şey bu.

OBSCURA üyeleri enstrümanlarında gerçek birer usta olarak göze çarpıyorlar (belki başka enstrümanlarda da öylesinizdir). Bu da grubu bugünkü death metal gruplarının çoğunun bir adım ilerisine taşıyor. Tabiatı gereği hızlı ve teknik müzik yazmazına rağmen, şarkılarınızın kalitesi dikkate alınırsa, her tür gösterişçiliği saf dışı etmek için yoğun ve muhtemelen yorucu bir besteleme döneminden geçiyorsunuz sanırım. Modern death metal gruplarının bu gösterişçiliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir de genel olarak modern death metal grupları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Chris: Gösterişçilik terimini sevmiyorum. Bir müzisyenin enstrümanını kabiliyetli ve hızlı çalması gösterişçilik sayılmaz. Diğer türlerde, sözgelimi caz müzikte, ya da piyano ve saksafon gibi enstrümanlarda hızlı ve kompleks motifler çalmanın özel bir şey olduğu düşünülmez, son derece normal olduğu varsayılır. Kimse bunun gösterişçilik olduğunu düşünmez. Bu terim, çoğunluğu enstrüman çalamayan insanların üç akor üstüne çıkabilen ve blues kalıpları çalan gruplardan rahatsız olmalarıyla ortaya çıkan, metal müziğe has bir terim yalnızca. Bugünkü metal sahnesinde benim tercihim ise ikiye ayrılmış durumda. Mathcore ve deathcore gibi türlere pek ısınamadım, galiba çok oldschool bir tipim, hehe. Ama bence bu günlerde kimi harika gruplar var, birkaç örnek vermek gerekirse Gorod, Martyr, Arsis, Decrepit Birth, Spawn of Possession, The Faceless ya da Psycroptic mesela.

OBSCURA’nın incelikli bir tınısı var. Tınısı death metal ama o alışıldık sert, şiddetli, dizginlenemez death metal tınısı değil. “Cosmogenesis”e iyi anlamda seçkin, steril ve cilalanmış bir tını vermek sizin tercihiniz miydi?

Hannes: Çeşitliliği seviyoruz. Eğer on şarkılık bir albümünüz varsa bu şarkıların harmoni, ritim, yapı, dinamikler ve tını yönlerinden birbirlerinden farklı olmaya ihtiyacı vardır bence. Böylelikle albüm her bir müzisyenin ilhamlarını ve stillerini şarkılara yansıtmalarının bir sonucu olur. Fazla ‘brutal’ bir tınımızın olmamasının nedeni melodik müziği sevmemizden ileri geliyor. Benim en sevdiğim gruplar Rush, Iron Maiden, Dream Theater… falan filan. Bu progresif tınıları death metalle birleştirmek bizi biz yapan şeylerden biri.

“Cosmogenesis”i ‘’…DEATH’in bıraktığı yerden’’ bir albüm olarak gören pek çok yoruma rastladım. Siz “Cosmogenesis” albümüyle DEATH albümleri arasında benzerlikler görüyor musunuz? Çünkü Incarnated gibi bazı şarkılarda aşikâr DEATH’vari tınılar var. Bir de Chuck Schuldiner’ın tech-death türüne genel olarak katkılarını nasıl yorumluyorsunuz?

Chris: DEATH, hiç kuşkusuz her OBSCURA üyesinin en sevdiği gruptur ve tabii ki bizim için büyük bir ilham kaynağıdır. Melodik müziğe yatkınlığı olan her progresif death metal grubu DEATH’ten esinlenmiştir bence. Bu türü keşfettiği, ona ismini verdiği ve melodik ve progresif öğeleri müziğinde birleştiren ilk kişi olduğundan, death metal türü için en önemli kişi bence Chuck Schuldiner olmuştur. DEATH diye bir grup olmasaydı OBSCURA da muhtemelen var olmazdı. Incarnated parçası DEATH grubuna bir övgü olsa da, müziğimizde daha pek çok başka ilhamların olduğu ve DEATH’in kullanmadığı pek çok öğeyi kullandığımızı düşünüyorum. Bu yüzden genel olarak yaklaşımımız biraz daha farklı.

“Cosmogenesis”, “Retribution”dan pek çok yönden daha farklı. “Cosmogenesis” ile kıyaslarsak, “Omnivium”da başka yeni fikirler görecek miyiz? Akustik pasajlar ve kimi yeni fikirler olacağını söylediniz, bizi neler bekliyor olacak?

Hannes: “Cosmogenesis”in “Retribution”dan farklılık göstermesi albümlerdeki kadronun baştan sona değişmesinden ileri geliyor. Ama “Cosmogenesis” kadrosu yeni albümde korunduğu için pek çok benzerlikler taşıyacak. Ama daha önce hiç yapmadığımız, hiçbir death metal grubunun şimdiye dek yapmadığı bazı şeyler de olacak.

Yanılmıyorsam “Cosmogenesis”de altı telli gitarlar kullandınız. Yeni albüm için “yedi telli shred ezgiler” içerecek gibi bir ifade var. Yeni albümde yedi tellilere mi geçeceksiniz? Bunun arkasında özel bir düşünce var mı?

Hannes: Aslında “Cosmogenesis”de Noospheres ve Cosmogenesis şarkılarında da yedi telli gitarlar kullanmıştık. Ama açık bir şekilde fark edilmiyor çünkü yedi tellileri ağırlıkla daha fazla ses perdesi çeşitliliği olsun diye kullanıyoruz, tıpkı piyanoda olduğu gibi.

Chris: Yedi telli bir gitarın en önemi avantajı bence öncelikli olarak kalın B teliyle sert sesler çıkarmaktan değil, daha fazla ton çeşitliliği sağlamasından ileri geliyor. Altı telli bir gitarda altı teldeki notalardan daha aşağı tonlara inmeseniz bile altı tellilerde yapamayacağınız daha geniş ölçüde ton farklılıklarından doğan fikirleri uygulayabiliyorsunuz. Ama bununla birlikte sololar için altı telin çeşitliliklerini elinizin altında bulundururken o derin, sert rifleri hâlâ çalabilme imkanına sahip oluyorsunuz. Grupların yedi telli gitarlar kullanmaya başlayıp kalın B telinin yalnız ilk dört perdesini kullanmasını anlamıyorum, çünkü aynı şeyi altı telli bir gitarı daha

aşağı bir tona akort ederek de yapmanız mümkün.

Birçok kritikte OBSCURA’nın NECROPHAGIST hayranları için olduğu söylendi, siz bu duruma nasıl bakıyorsunuz? Bu sizce OBSCURA’nın hakkını veriyor mu yoksa müziğinizin özellikle konseptsel bağlamda NECROPHAGIST’ten daha fazla derinliği olduğu düşüncesinde misiniz?

Chris: Bizim müziğimizin onlardan daha fazla derinliği olduğunu söylemezdim sanırım. Müziğimizdeki kimi öğelerde NECROPHAGIST’ten esinlenmeler var elbette, mesela blast beat’ler çalarken sekiz notalı riflerde tel atlamak, daha uzun solo pasajlarını ve alışılmadık ritimleri tercih etmek gibi. Bence onların ve bizim müziklerimiz çok farklı. Onların müziği ritmik olarak daha kompleks ve esasen Amerikan death metal gruplarından esinleniyor, bizim müziğimiz ise daha basit ve melodik bir yaklaşımı tercih ediyor ve özellikle eski metal gruplarıyla birlikte bazı İskandinav metal sahnelerinden esinleniyor.

Hannes: Katılıyorum! “NECROPHAGIST hayranları için” lafı yalnız promosyondan ibaretti ve bizden çıkma bir şey değildi. Relapse öyle bir tanıtımı tercih etti, bu da bir şekilde anlaşılır galiba. Ama umarım bunu okuduğunuzda bizim NECROPHAGIST gibi olduğumuzu beklememişsinizdir. Chris ve ben NECROPHAGIST’te dört seneden fazla bir süre çaldık. Aynı müziği başka bir grupla devam ettirecek olsaydık gruptan ayrılma ihtiyacını neden hissederdik ki? Kulağa pek mantıklı gelmiyor bu. Hayır, bizim OBSCURA ile daha farklı bir vizyonumuz var. Biz death metale fusion, progresif/art rock, black metal, flamenko ve klasik heavy metal gibi farklı türleri entegre etmek istiyoruz.

Bas gitarı önceden Tony Choy’un çaldığı PESTILENCE’da şimdi Theselling var. Choy’un ATHEIST’ten ayrılmış olması konusunda bir şey söylemek ister misiniz?

Hannes: 2009 yazında ATHEIST’le birlikte tura çıkmıştık. Müthiş geçmişti. Gerçekten harika insanlar. Ama Tony’nin ayrılma olayının detaylarını bilmiyorum.

Hannes, online davul dersleri nasıl gidiyor? Nasıl tepkiler geldi? Bir de, neden böyle bir şey yapmak istedin?

Hannes: Dersleri anasayfama koyuyorum (www.hannesgrossmann.com). Yaklaşık elli dakika süren bu dersleri kendim filme çekiyorum. Siteye kayıt olduğunuzda bu dersleri makul bir ücrette indirebiliyorsunuz. Tepkiler olumlu yöndeydi ama çok büyük sayılara ulaşmadı. Sanırım bazı davulcuların online dersler hakkında hâlâ önyargıları var. Ama online öğrencilerimin evde eğitim verdiğim öğrencilerimden daha hızlı ilerleme kaydettiğini söylemem gerekiyor. Bunun nedeni de online dersleri tekrar tekrar izleme imkanlarından ileri geliyor. Başbaşa geçen bir ders yalnız bir kere verilebilir. Eğer anlamadığınız bir şey olduysa tekrar ders almanız gerekir. Yani online derslerin bazı göreceli avantajları var. Bunun için böyle bir karar aldım. Üstelik turdayken de eğitim vermeyi sürdürmek istedim. ABD’deki bazı insanlar kendilerine kimi konularda ders verip veremeyeceğimi sormuştu. Benim kullandığım davul kitini öğrenmek isteyen davulcular için büyük bir fırsat bu.

Chris, SPAWN OF POSSESSION senin katılımınla daha da güçlendi. Hem Bryssling hem sen, yoğun, kafa uçuklatıcı tekniklerinizle biliniyorsunuz. İşleriniz müzikal yönden birlikte nasıl ilerliyor? Bir de bundan sonraki SPWAN OF POSSESSION albümünde “Noctambulant”a yakın bir şeyler mi dinleyeceğiz yoksa ikinizin arasında kalan bir şey mi olacak? Myspace’de yayınladığınız şarkıya bakılırsa bence “Noctambulant” albümünden daha çarpıcı ve karanlık olacak.

Chris: Jonas gibi harika bir müzisyenle birlikte çalma fırsatına sahip olduğum için onur duyuyorum. Onun yaklaşımlardan birçok şey öğrenebilirim sanırım. Gerçi birbirimizden çok farklı müzisyenleriz. O ritim gitar ustası, bense daha çok solo gitarist konumundayım. O klasik teori, kontrpuan, ton değişimleri gibi şeylerde oldukça bilgili. Yapabildikleriyle insanı dehşete düşürüyor. Ama SPAWN OF POSSESSION onun grubu olduğu için sonraki albümde şarkıları esasen o yazacak, bana da soloları yazmak ve kaydetmek düşecek. Yani işler tamamen bölünmüş durumda. Eğer death metale özgü rifler yazarsam bunları hep OBSCURA’ya ayırırım. Bence yeni SPAWN OF POSSESSION albümü “Noctambulant” albümünün mantıklı bir devamı olacak ama biraz daha şiddetli ve atonal olacak, yine de barok esinlenmeleri taşımayı sürdürecek tabii.

“Noctambulant” albümünün temiz prodüksiyonu “Cosmogenesis”in nasıl olması gerektiğine dair düşüncelerinizi etkiledi mi?

Chris: Açıkçası “Noctambulant” gelmiş geçmiş en beğendiğim albümlerden biri ama prodüksiyonuna fazla hayranlık duymuyorum. Onun için bizim albümümüzün tınısının nasıl olması gerektiğine dair bir etkisi olduğunu sanmıyorum.

2010 yılındaki Japonya turunuzda Steve DiGiorgio sizlerle birlikte çaldı. Harika bir deneyim olmalı. Ayrıca bir forum sitesinde Thesseling’in DiGiorgio için için büyük bir ilham kaynağı olduğunu okumuştum. Bu sizler için nasıl bir deneyim oldu? Onunla nasıl temasa geçtiniz?

Hannes: Jeroen ve Steve iyi arkadaşlar, Steve perdesiz bas çalan müthiş bir müzisyen. Dolayısıyla ilk seçimiz ondan yana oldu, onunla birlikte çalmaktan oldukça memnunuz. Alçakgönüllü, komik ve insanı teşvik veren bir kişi. Onunla sahneyi paylaşmak büyük bir onurdu.

Thesseling’in İtalya’ya taşınma kararının OBSCURA üzerinde herhangi bir etkisi olacak mı peki?

Chris: Evet. Müziğimize artık daha fazla synth’ler koyup İtalyan metal müzik öğeleri dahil edeceğiz. Yeni albümümüz RHAPSODY gibi olacak biraz.

Hannes: Evet, bir de Vito Corleone şarkılarımızdan birine konuk soloist olarak katılacak. Yeni albümümüzün Sicilya versiyonu için maalesef sekiz tane Sinatra coverı yapmamız gerekti. Bize reddedemeyeceğimiz bir teklif sundular…

Eee… üüü… Biz lokasyon açısından şey ettiydik. Neyse, hepsi bu kadardı. Röportaj için teşekkürler, “Omnivium”da iyi şanslar.

Chris: Biz teşekkür ederiz, ordaki sevenlerimize selamlar.

Hannes: Herkese selamlar.

Sorular
Ahmet Saraçoğlu

Çeviren
Ertuna Yavuz

etiketler:
  Yorum alanı

“OBSCURA” yazısına 13 yorum var

  1. harika röportaj, müthiş ayar. kaç haftadır bekliyordum bu röportajı, iyi oldu. Muenzner’i ne zaman görsem adem elmasına fiske vurasım geliyor. uzun ve dolu cevaplar vermişler.

  2. Berker İlhan says:

    Röportajın sonunda güldüm baya :D ve evet dolu dolu gelmiş cevaplar.

  3. sceptiquas says:

    metal müzik :D

  4. Burak Canik says:

    yaptığınız en dolu röportajlardan biri olmuş gerçekten çok yerinde ve güzel sorular sormuşsunuz elemanlar da güzel cevaplar vermiş helal olsun. yalnız bu elemanlar bu sefer baya sağlam geliyor Muhammed iyi bişeyler yazmış olsa iyi olur çünkü tahtı sallantıda :D
    yeni albümleriyle ilgili yegane beklentim davul tonunun cosmogenesisteki kadar steril olmaması çok yumuşak tonlardı özellikle ataklarda hissediliyor bi doyumsuzluk yada bana hissettiriyor öyle diyim en iyisi (epitaph’tada tonlar aynıydı mesela)
    bu arada yeni albüm kapağını tek ben mi beğenmedim yahu ?
    sinekkapan bitkisine benzemiş :D neyse heyecanla bekliyoruz.

    sceptiquas

    @Burak Canik, muhammed’in yazdığının kötü olması yeni nesil için tahtının sallanmasına vesile olabilir ama kendi jenerasyonu her zaman sahip çıkar adama. sıkıntı yok o yüzden.

    Ertuna Yavuz

    @sceptiquas, +1. muhammed isteyerek kötü yazsa dahi obscura’dan millerce ötede olur bence.

    Burak Canik

    @Ertuna Yavuz, bu düşünceyi en başta ben destekliyorum zaten öyle yazdığıma bakmayın ne kadar yazdıklarım tutarsız görünse de şu ani Muhammed’in sağlam bir şeyler de yazdığının farkındayım Onset of putrefaction’ı sonrada Epitaph gibi bi hayvanlığı yaratan adam epitaph son albümümüzün yanında çocuk oyuncağı kalacak diyorsa kötü bir şeyler gelmeyeceğini anlıyorsunuz zaten :D

  5. Yeni promo fotosunda (ilki) herkes cool bakmaya çalışırken Hannes’in dertli hali nedir peki.

    Ertuna Yavuz

    @Ahmet Saraçoğlu, ben bu adamları tanımıyor der gibi bir hali var

  6. ozgur says:

    guzel roportaj olmus.cevaplari cok begenim. bu adamlari aralikta izleme sansim olmustu, super, sicakkanli insanlar olarak gozukuyolardi sahnede. hagetten oyleymis.

    gerci konserde hep vokal konusmustu ama olsun.

  7. Deon says:

    Gayet dolu ve kaliteli sorular barındıran bir röportaj olmuş. Grubun resmen üzerine varıldıkça varılmış, ama argümanlara verdikleri cevapları çok beğendim. Köşeye sıkışmak yerine yaptıkları işi gayet severek ve bir farkındalık içinde yapıyor olmalarına sevindim. Cynic konusunda düşündüğüm şeylerin aynını yazmışlar. Vocoder uygulaması müzikal bir teknik sonuç olarak, sadece teknik değil daha bir çok grubun kullandığı bir araç. Cynic’in o apayrı dünyası, insanı yerden yere vuran uzaysal riffleri her zaman bambaşka. Obscura ile karşılaştırılması bile bana resmen ters kaçar aslında. Cynic’e haksızlık edilmiş olunur. Necrophagist ile benzerliği daha fazla bence grubun ki Muenzner’in riff yazımı Muhammed ile paralel bir çizgiye sahip ancak adam öyle doğru konuşuyor öyle farkındalıklar içindeki yine helal olsun dedim. Muhammed’e de duyduğu saygı, Gorod, Faceless gibi gruplardan haberdar olması müthiş. Adamlar hakikaten müzisyen artısı eksisi yok. Cynic ile benzerlik gösterdiği noktalar illaki var Obscura’nın. Ancak kesinlikle kompozisyon-aranjman, gam kullanımı, müzikal yaklaşım olarak Cynic ile aralarında bir duvar olduğunu düşünüyorum. Benim hoşuma da gidiyor Cynic’ten etkilenen grupların ortaya çıkması ve üzerine bir şeyler katabilmeleri o da ayrı mevzu, keşke etkilense(sentezleyebilme anlamında) çoğu grup, seve seve dinlerim. Grupta ciddi ciddi bir arak konusunu da ilk defa duydum. Varsa böyle bir arak şarkı ismi, dakika ve saniye olarak verilebilirse sevinirim. Arak ciddi bir iddia çünkü bakış açım fena halde değişir gruba. Incarnated ve Noospheres konusuna değinmişler zaten. Onun dışında üzerlerine gidilmesi iyi olmuş. Belki sinirlenip çok daha uçuk bir şey ortaya koyabilirler :).

    Ellerinize sağlık.

  8. Burak Canik says:

    incarnated de harbiden bariz bir death etkisi var çok da hoş bi parça gerçekten özellikle şarkının yavaşladığı kısımlarda basın da desteğiyle çok başka bir atmosfer var dinlemeye doyamıyor insan bu tür şeyler bekliyoruz obsküradan
    obskü obskü obskü açıyım bi arise :D

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.