# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ANDROMEDA – Extension of the Wish
| 16.08.2010

Dadından yenmez.

Sahip olduğunuz albümler içerisinde bazıları vardır; nereden, nasıl bulduğunuzu hatırlamazsınız. Bir şekilde sizindir; belki başka bir şeyi seviyorsunuzdur da bunu da seveceğiniz önerilmiştir, belki de büyük bir grubun internetten indirdiğiniz yeni albümünün içine bu alakasız grubun albümü saklanmıştır.

ANDROMEDA’yı nasıl, nereden buldum inanın hiç hatırlamıyorum. Birisi tarafından önerilmediğini ve bir şekilde internetten ulaştığımı biliyorum. Nasıl olduysa bir şekilde bulmuşum işte.

Bildiğim diğer bir şey daha var, o da “Extension of the Wish”in 2000′ler içerisinde yapılmış en güzel progresif metal albümlerinden biri olduğu.

Johan Reinholdz adlı elemanın genç yaşında kurduğu ANDROMEDA, İsveç gemi sanayiinin merkezi Malmö’den çıkıp yıllar içinde kendisine az ama öz bir kitle yaratmayı bilmiş, on yıldır müzik hayatını sürdüren bir grup. Baştan söylemek isterim ki, ANDROMEDA’nın “Extension of the Wish”in arkasından çıkardığı hiçbir albümde, bu albümdeki müzikaliteyi ve özgünlüğü yakalayamadığını düşünüyorum.

Johan Reinholdz dedik, bari neden bahsetmeye değer bir müzisyen olduğundan da söz edelim. Reinholdz bu albümü çıkardığında 21 yaşındaydı. Yani bu şarkıları muhtemelen daha da erken bir yaşta yazdı. Albümü dinleyen herkes, bunun saygı duyulacak ve tebrik edilecek bir durum olduğunun farkındadır sanırım. Zira “Extension of the Wish” bu denli genç bir yaş için hayli deneyim kokan ve özgün bir müzik barındırıyor. Hepimizin bildiği gibi kafası karışık veyahut ne yapacağından tam emin olmayan kişilerce yapılan progresif metal, çok gereksiz ve amacından sapan yerlere gidebiliyor. Ancak Reinholdz ne yapmak istediğini, bir progresif metal albümünün, bu türe dahil şarkılarının nasıl iyi olacağını kafasında çok iyi kurmuş olacak ki, besteler gerçekten de yılların deneyimini barındıran biri tarafından yazıldıklarını hissettiriyorlar. Dahası ve en önemlisi, çok çok iyi gitar çalan Reinholdz’un, gayet olumlu bir olgunlukla albümü sololarla, anlamsız gövde gösterileriyle doldurmamış oluşu. Rock, blues ve klasik müzikten etkilenen tarzını yansıttığı soloları ve yaratıcı rifleri, “Extension of the Wish”i bir başarı öyküsü yapmaya yetiyor.

Progresif metal dendiğinde akla gelen ilk ilhâm kaynağı olan DREAM THEATER ve benzeri grupların “Extension of the Wish”te hissedilmemesi de olumlu bir durum. Şahsen albümü dinlerken “Bak bak şunun gibi yapmaya çalışmış” türünde ikircikli fikirlere kapılmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Gitarlar haricinde klavyeci Martin Hedin ve davulcu Thomas Lejon’un da son derece güzel performanslar sunduğu albüm, sizi nota manyağı yapmadan çok çok zengin ve katmanlı bir müzik sunmayı başarıyor. İç içe geçen melodiler, yetmişlerden alınan ilhamları pamuk şeker kıvamında sergileyen modern bir yaklaşım, gayet akıllıca ve özenerek yazıldıkları belli olan düzenlemeler ve hepsinin üstüne de son derece akılda kalıcı bir beste anlayışı. Albümdeki şarkılar arasından sonradan hatırlamayacağınız, en azından bir kere olsun dilinize dolanmayacak bir parça olduğunu düşünmüyorum. Her biri bir şekilde size kendini belli eden bir karakteristik özellik taşıyor. Aşağıdaki videodan grubun mükemmel bir canlı performansı izlenebilir.

“Extension of the Wish”e dair bahsedilmesi gereken diğer unsursa vokaller. Albümün piyasada iki adet versiyonu var ve bu iki versiyonda iki farklı vokalist söylüyor. Dinlediğim, yani internetten indirdiğim ilk versiyonda, özellikle ilk DARKANE albümü “Rusted Angel”daki müthiş performansıyla farklı tarzını belli eden Lawrence Mackrory yer alıyor. DARKANE’de yırtıcı mı yırtıcı bir vokal icra eden Mackrory, varyasyonlu sesinin en güzel örneklerinden birini “Extension of the Wish”in orijinal versiyonunda sergiliyor. Ortada James Labrie tarzı vibratolu, yahut Daniel Gildenlöw gibi ortalığı inleten bir vokal yok; lâkin Mackrory’nin daha rock tabanlı vokali, gerektiğinde hüzünlü, gerektiğindeyse daha sert bir yorumla albüme bence son derece güzel oturan bir hava barındırıyor. Grup kalıcı bir vokalist bulamadığı için bu albümlük yeteneklerinden faydalandığı Mackrory, albüm kaydının ardından grupla ilişiğini kestiğinden, “Extension of the Wish”in sonradan kaydedilen versiyonunda vokalleri grubun kalıcı vokalisti haline gelen David Fremberg yapıyor. Fremberg’in sesi bence Mackrory kadar özgün değil ve CD’sine sahip olduğum bu albümün Mackrory’li mp3 versiyonunu dinlemeyi tercih ediyorum. Bendeki bu versiyon yine Niklas Sundin imzalı farklı bir kapakla, “Extension of the Wish – Final Extension” adıyla ve iki adet de bonus şarkıyla piyasaya sürülmüş. Albümün bir de iki vokalisti de ayrı ayrı barındıran çift CD’lik versiyonu varmış.

Uzatmadan, “Extension of the Wish”i progresif metal seven herkese rahatlıkla önerebilirim. Hiç kasmadan, “Bakın ne kadar yetenekliyiz” olaylarına girmeden, mis gibi, cillop gibi şarkılarla sizi kırk beş dakikalık bir yolculuğa çıkaran bir albüm “Extension of the Wish”. Sahip olduğu müzikâl zenginliğin gayet usturuplu ve “bağırınmadan” yapılmasına rağmen tüm grup elemanlarının hem müzisyenlik, hem de bestecilik anlamında gayet yetenekli olduklarını albümün her anında hissettirmeleri de, karşınızdaki işe daha bir saygı duymanızı sağlayan en önemli unsur.

Türün meraklısıysanız ve bu albümü henüz dinlemediyseniz, “Extension of the Wish”in pek çok anında yüzünüzün güleceğini garanti ederim.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.03/10, Toplam oy: 31)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2001/2004
Şirket
Century Media
Kadro
Lawrence Mackrory: Vokal
Johan Reinholdz: Gitar
Gert Dunn: Bas
Martin Hedin: Klavye
Thomas Lejon: Davul
Şarkılar
1. The Words Unspoken
2. Crescendo Of Thoughts
3. In The Deepest Of Waters
4. Starshooter Supreme
5. Chameleon Carneval
6. Extension Of The Wish
7. Arch Angel
8. Journey Of Polysperic Experience (Bonus)
9. Eclipse (Bonus)
  Yorum alanı

“ANDROMEDA – Extension of the Wish” yazısına 7 yorum var

  1. havitetty says:

    Çok şahane bir albüm.

    Geçtiğimiz on yılın en iyi albümlerini seçerken bunu da koymuştum listeye, yine olsun yine koyarım (?).

    Albümü uzunca bir süre Mackrory’nin vokaliyle dinledim ve çok beğendim; fakat sonrasında Fremberg’li halini dinleyince albüm bu haliyle daha bir “olmuş” geldi bana. Kritikte katılmadığım tek nokta budur herhalde.

    Bir de not var, 9/10 gider bu albüme rahat. The Words Unspoken tek başına 8 alır zaten eheh.

  2. kantele says:

    Yavuz Çetin için de bir şeyler karalayabilir misiniz?

  3. b says:

    standart bir prog metal albümünden daha fazlasını hissederim bu çalışmada. dream theater’dan çok fazla etkilenmeden ortaya çıkarılmış az sayıdaki prog albümlerden birisi. senelerce sıkılmadan dinle dur. 8/10

  4. GiantZillerIndo says:

    rusted angel ve bu albümün vokalleri aynı bünyeden çıkmış olamaz ya. vay lovrıns kere. hahaha. nasıl da şakımış arkadaş. yani aslında bilinen bi albüm ama yine de “GİZLİ KALMIŞ BİR CEVHER…” diyip klişelerde boğulmak istiyorum. çok güzel lan.

    (futures end/memoirs of a broken man ve zero hour/the tower of avarice’i de öneririm bu albümü sevenlere. orjinal versiyonunu dinleyin bi de, heh.)

  5. GiantZillerIndo says:

    çoook underrated grup bu be. bi power of omens, bi de bunlar; öyle progressive filan değil baya metal janrı içerisinde çok daha tepelerde olmalıymış diyorum hep dinlerken.

  6. Ouz says:

    Çok sevdiğim bir dostumun tavsiyesiyle yeni keşfettim albümü. Henüz sindirme aşamasındayım ama daha ilk dakikalardan çarptığı kesin. Klavye bölümleri bayağı hoşuma gitti, güzel partlar hazırlamış klavyeci arkadaş. Chameleon Carneval parçasının ilk dakikasının ortalarındaki klavye sesi, kullanımı ve solo girişi buram buram Dağ ve Çocuk zamanlarındaki Murat Ses’li Moğollar kokuyor bu arada. Herifin buralardan ilham almış olması bile muhtemel. Albümü sindirdikçe bir şeyler yazarım yine.

  7. En az bilinen en iyi progresif metal albümü.

    En iyi progresif metal albümü demiyorum, bilinirlik düzeyi açısından hem bu kadar az bilinip hem de bu kadar iyi olan başka bir albüm dinlemedim.

    Ve bu albümü 21 sene önce yazan Johan Reinholdz anca 2019′da Dark Tranquillity gitaristi olunca biraz bilinir oldu. Vay arkadaş.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.