# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
STONE SOUR – Come What(ever) May
| 17.06.2010

Maskesiz de çıkarız.

Stone Sour’a nerden sardım hatırlamıyorum, Blue Jean/Headbang’de bir röportajları veya yazılarıyla tanımıştım sanırım. Slipknot dinleyicisi olmadım hiçbir zaman. Corey Taylor hastası da olmadım, ama “Come What(ever) May”i nasıl bir vesileyle dinlediysem, fena halde sardı.

Nu-Metal’le bağım sadece Linkin Park, Disturbed ve KoRn’un “Take a Look in the Mirror”, “See You on the Other Side” albümleriyle sınırlı olsa da albüm bir şekilde çekti beni. Bundaki en büyük etken bana fena halde Metallica’nın “Load”/”ReLoad” dönemini hatırlatmasıdır ki benim metal veya metale yakın şeylerle ilk tanışmamdır bu albümler. Ve aynı o albümlerde olduğu gibi 90′lar/grunge/hard rock öykünmelerine sahip olması. Grubun türü, adı geçen etkileşimlerden olsa gerek alternatif metal (?) olarak da anılıyor.

Grupta Corey’le beraber gitar ve geri vokalde Slipknot’tan Jim Root var. Yine bateride Soulfly’ın grupla aynı isimli ilk albümünden ve ”3” albümünden Roy Mayorga var. Diğer elemanlar sadece Stone Sour’la biliniyorlar. Albüm zamanları (2006) itibariyle yavaştan gına getirmeye başlayan nu-metale yeni bir soluk getirmişti. Corey’nin de bir yerlerde belirttiği gibi, “gelecek Slipknot’ın değil Stone Sour’undu”.

“Come What(ever) May” geneli itibariyle bayağı gaz bir albüm. 30/30 – 150 adlı parça, adını anmak istemediğim gruplardan birine (neyse kısaltılmışını yazalım: S.O.A.D.) selam çakarak açılıyor, yine de albümün en iyi şarkılarından biri. Albümde Silly World, Through Glass ve Zzxyz Rd. dışında ballad/heavy ballad anlamında bir şarkı yok. Through Glass gayet güzel bir şarkı. Ve albümden benim favorim Made of Scars, özellikle sözlerini seviyorum (“yeah cut right into me! yes i’m made of scars!”). Albümde az önceki şarkıda ve Reborn’da olduğu gibi Slipknot etkileri de var. Bu Slipknot’a bağlama olayları Slipknot sevmeyen beni rahatsız etmeyecek düzeyde. Disturbed’ün nu-metalde solo tabusunu kırmasıyla başlayan sololar bu albümde de kendini gösteriyor. Özellikle Hell & Consequences’ın ortasındaki oryantal sololar bayağı leziz.

Son olarak gereksiz bilgiler. Grup ismini viski, portakal suyu ve buz-şerbet karışımı bir içkiden alıyor. İlk albümden ‘Bother, Spider-Man filminde soundtrack’miş. Heaven & Hell ve Mastodon’un yalan olmasıyla Sonisphere’de Big Four dışında canlı görmek istediğim tek grup olduğundan gruba dikkat çekmek istedim. Sahnede oldukları sürece gruptan sıkılmak istemiyorsanız albüme veya en azından ismini andığım şarkılara kulak kabartmanızda yarar olduğunu düşünüyorum.

Not: Sırf şu performans için bile Stone Sour dinlenir yani :)

Sofistike sözleriyl insanın ufkunu genişletiyor ayrıca. :)

thefakefloydian

7,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.80/10, Toplam oy: 56)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2006
Şirket
Roadrunner
Kadro
Corey Taylor: Vokal, gitar
James Root: Gitar, davul
Josh Rand: Gitar
Shawn Economaki: Bas
Roy Mayorga: Davul
Şarkılar
1. 30/30-150
2. Come What(ever) May
3. Hell & Consequences
4. Sillyworld
5. Made Of Scars
6. Reborn
7. Your God
8. Through Glass
9. Socio
10. 1st Person
11. Cardiff
12. Zzyxz Road
  Yorum alanı

“STONE SOUR – Come What(ever) May” yazısına 13 yorum var

  1. Ahmet Saraçoğlu says:

    Yazıda geçen “adını anmak istemediğim gruplardan birine”den yola çıkıp nefis bi System of a Down tartışmasına doğru yol almak lazım aslında.

    Batuhan Bekmen

    @Ahmet Saraçoğlu, SOAD müthiş bi grup.

    (Başladım ben hadi.)

    caksu

    Milliyet olayına en sevdiğim grupken dinlemeyi bırakmıştım. Büyük fedakarlıktı, kendimle gurur duymuştum falan. Geçenlerde dinledim tekrar Toxicity’yi, çok hoş albüm. Hele şarkıya nefis diyebilirim.

    Ömer Kuş

    @caksu, Benim de bi arkadaşım vardı, ilk bana dinletmişti grubu yıllar önce “of olm süper grup lan, adamın sesinin hastasıyım” falan diyodu, sonra Ermeni olduklarını öğrenince “ya zaten o kadar iyi değillerdi” falan demeye başlamıştı. Hayatta yapmayacağım şey. Serj Tankian da gayet orijinal ve hayvani bir vokalist, SOAD da nu-metal deyip kestirilip atılamayacak bi grup.
    Tartışmaya bir katkı da benden hadi!

    thefakefloydian

    @Ahmet Saraçoğlu, senin araya girip ortamı sakinleştirmen gerekirken galeyana getirmeye çalışıyorsun nasıl ev sahipliği bu :P :)

    Ahmet Saraçoğlu

    @thefakefloydian, metallica-megadeth tartışması gibi bi şey ki bu. :) Yılların geyiği yani. Zaten burada öyle bi “şş akıllı olun lan cCc” olayı olmaz.

    thefakefloydian

    @Ahmet Saraçoğlu, bende geyiğine yazdım zaten :) ben aslında faşistlikle suçlanmaktan korktum :P

  2. caksu says:

    Kritik tatlı olmuş bu arada. :) Anthrax Among The Living’i coşturmuş neyse ki. Çalışmam gereken albümler azaldı, bunu öne alayım.

  3. Ugur says:

    İtiraf ediyorum Through Glass, hayatımda dinlediğim en güzel parçalardan bir tanesi.Klibi de bir o kadar güzeldir.

  4. Chuck Reis says:

    corey taylor’ın ”clean vokalim süper lan” projesi. pek ısınamadım ben albüme.

  5. patogonomic says:

    @Chuck Reis,haklısın tabii de bence adam hem cleande hem brutalde çok komple bi vokal olduğu için ne yapsa yeridir :)
    bi de ek olarak albümü de severim ben.modern ve temiz bi müziği var elemanların

  6. GiantZillerIndo says:

    30/30-150′de davulları Shannon Larkin çalıyor bu arada. Diğer şarkılarda Roy Mayorga davula geçip ortalığı dağıtıyor tabi, o ayrı. (Bu davulcu rotasyonuyla bu grup faynılfor görmeyecek de, Jalgiriskaunas mı görecek arkadaş? Kim görecek yani söyleyin de bilelim. Burak Bıyıktay’ı getir takımın başına gene ilk sekizdesin :D)

  7. deadhouse says:

    Paul gitti, Joey gitti. Corey sana bir şey olmasın bari. Gerçi bir ara boynunu kırmıştı, atlatmıştı.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.