“Müzikal olarak, bu tarzın doğru olarak icra edilmesi zordur. Müziğin içine bolca melodi ve ritim koymanız gerekir, yoksa atonal bir bulanıklıktan öteye gitmez. Disonant yaklaşımı benimseyen, ancak müzikleri neredeyse sadece bu disonansa dayalı olduğu için çok boş bir sound’a sahip olan sayısız grup dinledim. Ancak IMMOLATION ve GORGUTS gibi grupları dinlediğinizde, ilk fark ettiğiniz şey “şarkılar” oluyor. Yavaşça daha disonant bir yaklaşım benimseyen ARKHON INFAUSTUS da bu işi ustalıkla yapan gruplardan biriydi. “Orthodoxyn” gerçek bir şaheser!”

Yukarıdaki ifadeler ULCERATE davulcusu Jamie Saint Merat’ın kendisiyle 2013 yılında yaptığımız röportajda dissonant müzik yapan ekstrem gruplarla ilgili olarak sorduğumuz soruya bu cevabı vermişti.

Bugün işte o “şaheser” ile birlikteyiz.

Yaptığı şeyler düşünüldüğünde ARKHON INFAUSTUS daha fazla bilinmesi gereken özel bir grup. 2007’de çıkardıkları “Orthodoxyn”, belli açılardan benzer özellikler taşıyan “Fas – Ite, Maledicti, in Ignem Aeternum”dan 6-7 hafta önce çıkmış ve GORGUTS, IMMOLATION, MORBID ANGEL, ANGELCORPSE, AZARATH gibi isimlerle ortak yönler taşıyan müthiş bir black/death metal sentezi sunmuştu.

Burada önemli olan konu, Jamie Saint Merat’ın da dediği gibi ARKHON INFAUSTUS’un bu dissonant karakteri riflerine, melodilerine, pasajlarına çok iyi yedirmiş olması ve olanca hayvanlığına, alabildiğine eziciliğine rağmen bu dissonant’lıktan tam bir silah olarak yararlanması.

Son 15-20 yılda sadece dissonant olmanın yeterli olduğunu düşünen, sadece dissonant olarak DEATHSPELL OMEGA’laşabileceğine inanan sayısız grup gördüğümüz düşünüldüğünde, ARKHON INFAUSTUS’un elle tutulur şarkılar yazmış olması, bunlara kendine has bir atmosfer katabilmesi ciddi anlamda takdire şayan. Zaten “Orthodoxyn”i dinlediğinizde göreceğiniz üzere albüm bu konuya ne DEATHSPELL OMEGA ne de ULCERATE kadar dört elle sarılıyor. Adamlar bu anlayışı kimlik, karakter yaratmak için kullanıyorlar ve yazdıkları riflere anlam ve derinlik katmak için kullanıyorlar. Böyle olunca da, misal DEAD CONGREGATION nasıl atmosfer yaratma amaçlı özel şeyler, yan dokunuşlar, klavyeler, şunlar bunlar kullanmıyorsa, ARKHON INFAUSTUS da “Orthodoxyn”de çok yıkıcı bir manifesto ortaya koyarak, acımasızlığı eze eze, vura vura döşeyerek farkını belli ediyor.

Bazı şarkılarda tematik olarak farklı desenler çizdikleri bölümler, tekinsiz, uğursuz, kötücül arpejler, pasajlar var ve bu da albümün farklı dinamiklerinin öne çıkması açısından büyük önem taşıyor. Teistik Satanizm üzerinden ilerleyen şarkı sözleri, bu sözlerin çıktığı ağızda yanan alevler, gitar telleri ve davullarla verilen savaş, hepsi bir araya gelince “Orthodoxyn”in çok kötü kalpli, çok tavizsiz, ancak bir o kadar da sofistike mizaçlı bir albüm olmasını sağlıyor. Bence bu durum albüm dinlendiği anda fark ediliyor. Tüm o şiddet, yıkım arasında grup ciddi anlamda sanatsal olarak nitelenebilecek, kendini ifade etmek isteyen bir sanatçının bilerek ve isteyerek tercih ettiği motiflerle bezeli bir duruş da sergiliyor. Bu açıdan SVARTIDAUÐI’nin “Flesh Cathedral”ı ve “Revelations of the Red Sword”uyla ortak paydalarda buluştukları noktalar da var.

Son 15 yılın en önemli gruplarından biri olan ULCERATE’e ilham verebiliyorsanız, DEATHSPELL OMEGA’nın tüm black metal dünyasında infial yaratan ilk gerçek patlaması diyebileceğimiz “Fas – Ite, Maledicti, in Ignem Aeternum” daha ortalarda yokken böylesi bir albüm yapabiliyorsanız, kafanız farklı çalışıyor demektir. ARKHON INFAUSTUS gerçekten farklı kafada bir grup ve 18 yıl önce çıkardıkları “Orthodoxyn” de bugün çıksa bile her şeyiyle günü yakalayabilecek, yine birilerine ilham verebilecek bir albüm. Yazıda bahsedilen müzikal yaklaşımlardan hoşlanıyor, adı geçen grupları dinliyorsanız, bu albümü de dinlemelisiniz. Kendi kötülüğünüz için.

“Kitabı okudum…

Zifiri karanlıkta…

İlk kez okuyan gözlerle…”