# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
BLUT AUS NORD – Disharmonium – Nahab
| 26.08.2023

Metal dünyasındaki grupların %99’unun uzaktan izleyebileceği, “ulan adamlar ne müzikler yazıyor” diyebileceği bir müzik yapıyor ve Lovecraft’ın kâbuslarını notalara döküyorlar.

H. P. Lovecraft’ın “Cthulhu Mitosu”unun bir parçası olarak Ocak/Şubat 1932 yılında yazılan ve ilk olarak Weird Tales’in Temmuz 1922 sayısında okurla buluşan “Cadı Evindeki Düşler” adlı kısa hikâyesindeki karakterlerden biri olan Keziah Mason adlı kadından bahsedeceğiz biraz.

Lovecraft’a göre 1692’de ABD’nin Salem kasabasında gerçekleşen cadı mahkemeleri sırasında Keziah Mason adlı bir kadın şüpheli davranışları ve başka dünyalara ilişkin bilgi sahibi olduğu iddiasıyla nedeniyle tutuklanmıştı. Yargıç John Hathorne’a verdiği ifadesinde, Kara Adam’ın etkisiyle Azathoth Kitabı’na adını yazdığını ve böylece Nahab adlı gizli bir isim edindiğini söylemişti. Duruşma sırasında “Uzayın öteki uzaylara geçilebilen duvarlarına giden yolu gösterebilecek olan çizgiler ve eğriler”den bahsetmiş, ardından da Salem hapishanesinde bulunan ve gri taş duvarlarındaa “kırmızı, yapışkan bir sıvıyla eğriler ve çizgiler bulunan” hücresinden kaybolmuştu.

Sonrasında anlaşıldığı üzere Azathoth Kitabı’na adını yazdırarak bilgi edinme ve Azathoth’tan doğan kaotik varlık Nyarlathotep’e hizmet etmek üzere üst bir boyuta geçme yetkisi kazanmıştı. Dendiğine göre bu sıradan ve yaşlı on yedinci yüzyıl kadını dönemin en önemli bilgin ve dehalarını bile aşan bir matematik bilinci kazanmıştı. Brown Jenkin adlı fare yaratığıyla Kar Adam’a mesajlar gönderiyor, onu kendi kanıyla besliyordu.

Kısacası Keziah Mason, yani Nahab, boyutlar arası yolculuk yapabilen bir cadıydı ve bunu notalara taşımak da elbette ki metal gruplarına düşüyordu.

BLUT AUS NORD’un son 10 yılına baktığımızda Vindsval’in gelgitli, dalgalı bir yaratım sürecinde olduğunu görüyoruz. “777” üçlemesini bitirdikten hemen sonra 2014 yılında “Memoria Vetusta III: Saturnian Poetry” ile black metalin doksanlardaki kimliğine dönmüş ve pastoral tarafa yakın duran “Memoria Vetusta” serisini devam ettirmişti. 3 yıl sonra bu geleneksel kafadan farklı bir şeyler yapmak amacıyla kariyerinin en deneysel işi diyebileceğimiz “Deus Salutis Meæ”yi çıkarmış ve dinleyiciye ızdırap niteliğinde, gerçekten zorlayıcı bir şey ortaya koymuştu. Hemen akabinde “Hallucinogen”de black metalin saykodelik tarafının en iyi örneklerinden birini sunmuş, araya “Memoria Vetusta” kafasına yakın duran FORHIST projesinin ilk albümünü sokmuş ve ardından da “Disharmonium – Undreamable Abysses” ile BLUT AUS NORD külliyatının Lovecraft’a adanan yeni sayfasını çevirmişti. Şimdi karşımızda duran “Disharmonium – Nahab”, bir önceki “Disharmonium – Undreamable Abysses” ile aynı kafada devam eden, “Memoria Vetusta”ların pastoralliğinden hiçbir iz taşımayan, “Hallucinogen”den sadece teknik anlamda yararlanarak bunu çok daha karanlık bir noktaya taşıyan bir albüm.

Grubun bence tam anlamıyla hedefine ulaşmayı başaramayan tek albümü olan “Deus Salutis Meæ”deki kaosu nasıl rafine edebileceğini ilerleyen yıllar içinde daha iyi anlayan Vindsval, “Hallucinogen”le yakaladığı benzersiz sound’u da yine bu Lovecraft serisine entegre ederek çok tatlı bir kimya yakaladı. “Deus Salutis Meæ”nin antipatik, soluk kaosu ile “Hallucinogen”in sıcak ancak tekinsiz bulanıklığı bir araya gelince, şimdilik iki tanesini gördüğümüz “Disharmonium” serisi de bambaşka bir tarafa kaymış. “Disharmonium – Nahab”i dinlerken görebileceğiniz ilk detay, BLUT AUS NORD’un beste yapma konusunda artık gerçekten de çok tuhaf, belirsizliklerle dolu, “bir insan böyle bir şeyi neden yazar ki?” sorusunu sorduracak düzeyde “öteki” bir noktada duruyor oluşu. Albümü dinlerken karşımıza çıkan unsurlara baktığımızda ne melodiler melodi gibi ne rifler rif gibi. Ancak ilginç olan, BLUT AUS NORD’un bunu misal bir PORTAL, ALTARAGE, TEITANBLOOD gibi çamursu bir kaos girdabı içinde sunmak yerine bir kâbusun soundtrack’i kisvesiyle sunabilmesi. Şarkıların birbirine bağlanmasından tutun da vokallerin artık vokallikten tamamen çıkıp efekt görevi gören bir katmana evrilmesine kadar albümde duyduğumuz her şey çok başka, bambaşka bir kafanın ürünü olduklarını gösterir nitelikte.

Şarkıları tekil olarak ayrıştırmak büyük oranda gereksiz, hatta anlamsız olsa da biraz detaya inecek olursak, misal “The Endless Multitude”un serinin ilk albümü olan “Disharmonium – Undreamable Abysses”la da örtüşen çeşitli pasajları var. Bunlar gerçekten de muazzam bir korku atmosferi yaratma konusunda BLUT AUS NORD’un ne kadar mahir olduğunu gösteren örnekler. Grup bulanıklık içinde herkesin kendi payına düşen korku ve gerilimi alabileceği tarzda, son derece karakteristik bir kıyamet betimlemesi yapıyor. Arkaya sinmiş melodiler, efekte boğulmuş bir altyapı ve bunu destekleyici birtakım seslerle resmen bir kâbusu işitsel olarak yaşatmayı başarıyor. Buna yakın karakterde bir anlayış olarak aklıma AKHLYS’in “The Dreaming I”ı geliyor ve BLUT AUS NORD da “Disharmonium – Nahab”de o albüme yakın bir karabasan sunmayı başarıyor. Diğer yandan “Nameless Rites”ta karşımıza çıkan türde bazı olaylardan, BLUT AUS NORD’un Lovecraft’ın hikâyesinin müzikal yansımasını sunmak istediği sonucunu da çıkarabiliyoruz. Hikâyede boyutlar arasında yolculuk edebilen Nahab gibi, BLUT AUS NORD’un ses pasajları da uzam ve zaman dışı bir belirsizlikte süzülüyor izlenimi veriyorlar.

Bu kadar soyut bir şeyi yazıya dökmek elbette ki bir yere kadar anlamlı oluyor. BLUT AUS NORD, metal dünyasındaki grupların %99’unun uzaktan izleyebileceği, “ulan adamlar ne müzikler yazıyor” diyebileceği türde bir müzik, hatta müzikten de öte “ifade” yaratıyor. Dolayısıyla ortada, bırakın kelimelerle anlatmayı müzikal olarak bile tarif etmenin zor olduğu bir olay var.

Bunu deneyimleyenler, deneyimlemeye istekli olanlar bilseler ne şanslılar.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.00/10, Toplam oy: 17)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2023
Şirket
Debemur Morti Productions
Kadro
Vindsval: Vokal, gitar, besteler, sözler
GhÖst: Bas
W.D. Feld: Davul, klavye, efektler
Şarkılar
01. Hideous Dream Opus #1
02. Mental Paralysis
03. The Endless Multitude
04. Hideous Dream Opus #2
05. The Crowning Horror
06. Queen Of The Dead Dimension
07. The Black Vortex
08. Nameless Rites
09. Hideous Dream Opus #3
10. The Ultimate Void Of Chaos
11. Forgotten Aeon
  Yorum alanı

“BLUT AUS NORD – Disharmonium – Nahab” yazısına 4 yorum var

  1. şeyh hulud says:

    Bu gitar tonlarını nereden buluyorsunuz ya. Gitar tonu kafa yapıyor resmen. Bir önceki albümden daha çok sevdim.

  2. Melkor says:

    Hadi cthulhu’nun karşısında kumpir kaşıklayalım.

  3. Nahemoth says:

    Sanki üst kattta bir fil piyanoya tecavüz ediyor da bunlar da müzik yapmaya çalışıyor. Ama fil ev sahibi o yüzden engel olamıyoarlar.

  4. Horrendous says:

    Sizce bu çok karakterli diskografi yapısı karasızlıktan mı kaynaklanıyor yoksa hiçbir kalıba girmeden türün nimetlerinden yararlanmak anlamına mı geliyor? Her albüm farklı bir müzikal yolculuk, yeni yerler arayışı bir grubu ne derece etkiler? Hayranlarını kutuplaştırır ve ilgiyi azaltır mı? Merak duysunu arttırıp farklı kitleleri de kendine çeker mi?

    Dedemin bir lafı var, ”Her boktan 100 gram 1 kilo etmiyor” diye. Başarının hangi şekilde geleceği meçhul tabii fakat, etiketlere sadık olmak ve sürekliliği korumak mı, yoksa yeni şeyler deneme cesareti gösterip istediğini, istediğin gibi yaratmak mıdır?

    Sadece metal müzik için değil biraz tüm dallar için yorumlarınızı merak ediyorum. Mesela Danny Boyle en sevdiğim yönetmenlerden biri fakat adamın bir filmi bir filmini tutmuyor.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.