# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
BURIAL IN THE SKY – The Consumed Self
| 21.08.2021

İncecik bir ip üstünde yürek hoplatan bir cambazlık örneği.

Erhan Yiğit

Selamlar, öyle görünüyor ki bu sene teknik death metalde kontenjanı fazlasıyla doldurduk. Hatta OBSCURA, THE ZENITH PASSAGE, RIVERS OF NIHIL, ARCHSPIRE ve FIRST FRAGMENT’ın henüz gelmeyen albümlerini de hesaplayacak olursak şu saatten sonra bu yıl içinde teknik death metalde başka bir sürprize gerek bile yok diyebilirim.

Bahsettiğim kontenjanda kendisine güzel bir sandalye ayarlayan gruplardan birisi olan Philadelphialı BURIAL IN THE SKY ise bu alanda kendisinden fazlasıyla söz ettirecek potansiyele sahip.

Bildiğimiz üzere son zamanlarda teknik death metalde ve diğer birçok metal alt türlerinde saksafon kullanımı bakımından adeta bir sıçrama mevcut. Kendi müziklerini bu şekilde farklı enstrümanlar kullanarak çeşitlendiren gruplara baktığımız zaman başta RIVERS OF NIHIL olmak üzere bu yıl albümünü görücüye çıkaran ÆTHĔRĬA CONSCĬENTĬA ve geçtiğimiz yıllarda büyük beğeniler toplayan IHSAHN gibi grupların öne çıktığını görüyoruz. Metal müziğin ilerlemeci ve idealist tarafında konumlanan bu furyanın bu kadar popüler hale gelmesinde rol oynayan asıl önemli faktörün bahsi geçen saksafon ve diğer değişik türde enstrümanların kullanımından ziyade onların bu müziğe nasıl entegre edilmesi gerektiğini bilen bu grupların işlerinin hakkını sonuna kadar vermesi olarak görüyorum.

BURIAL IN THE SKY müziğinin temellerini RIVERS OF NIHIL’in “Where Owls Know My Name” albümündeki teknik death metal anlayışına dayandırıyor. Buradan hareketle “The Consumed Self”in etli davul tonu, clean vokal ve gitar kullanımı, akustik pasajların varlığı gibi bir takım benzeşmelerin neticesinde ortaya çıkan, kendisini teknik death metalin hem sert hem de yumuşak tarafında mekik dokuyarak gösteren ve bunların tümünü RIVERS OF NIHIL worship’i haline getirmeden başaran oldukça leziz ve üst seviye bir albüm.

İlk albümünü 2016 senesinde piyasaya süren ABD’li grup geçtiğimiz 3 yılda dersine bu sefer daha çok çalışmış ve önceki iki albüme göre ortaya daha akılda kalıcı melodiler ve rifler ile bezeli, vokal bakımından oldukça iyi ve atmosfer konusunda ise dinleyiciyi daha çok saran daha nitelikli bir işe imza atmış. ”The Consumed Self”e ilk bakışta karşımıza sadece yoğun bir saksafon kullanımı ve muazzam derecede bir ilham kaynağına bağlı olma durumundan daha çok kendisini bambaşka düzlemlere, isminin beraber anıldığı gruplardan daha farklı bir konuma sokmaya çalışan oldukça çalışkan ve ciddiyet sahibi sanatçılar çıkıyor.

Tehditkar ve ezici riflerin yanı sıra dinleyiciyle bağ kurma konusunda potansiyel sahibi lezzetli ve pozitif-melankolik gitar oyunlarını da bünyesinde tutan ”The Consumed Self” grubun şu ana kadar yaptığı en iyi iş olmakla birlikte grubun geleceği adına da gayet parlak bir umut vadediyor; Bunun ilk sebebi grubun sözü geçen çalışkanlığın meyvesini bu albümle topluyor ve tüm bu uğraşmışlıkların sonucunda geleceğini de garanti altına alabiliyor oluşu. Yeri geldiğinde aşırı komplike olan yeri geldiğinde ise adeta ANATHEMA’dan bir şarkı dinletiyormuşçasına ilerleyen ”The Consumed Self” sahip olduğu yüksek oranda esnekliği öyle güzel ayarlıyor ki karşınızda duran eserin suyunun çıkarılmadan, iplerini ellerden kaçırmadan profesyonelce kotarıldığını düşünmeden edemiyorsunuz.

Sertlik-yumuşaklık, melankoli-kaos, romantizm-öküzlük gibi birbirine tezat oluşturan kavramların bir albümün içerisinde birbirine karışmadan, birbirlerinin üstüne binmeden kendilerini gösterebiliyor oluşu ise benim nazarımda kesinlikle yabana atılmaması gereken bir olay. Zaten bir araya getirilmesi zor olan şeyleri sırıtmaya mahal vermeden buluşturmak başlı başına bir başarı sebebi iken ”The Consumed Self”in bu kavramlara 58 dakika boyunca sıfır hata ile ev sahipliği yapabiliyor oluşu BURIAL IN THE SKY’ın bu konudaki tavizsizliğini kanıtlamaya yetiyor da artıyor. Tüm bunların sonucunda BURIAL IN THE SKY’a incecik bir ipin üzerinde ellerinde enstrümanlar ile hokkabazlık yapan ama asla düşme tehlikesi yaşamayan gözü kara bir cambaz yakıştırması yapmakta bir sakınca görmüyorum.

THE DIVINE COMEDY’nin A Lady of a Certain Age şarkısını hatırlatan ve “The Consumed Self” için mükemmele yakın bir giriş sıfatına sahip olan The Soft Violet Sky’ın ipek gibi tertemiz havasıyla olsun, An Orphaned Land’in dinleyenin yüreğine buz gibi su serpen saksafon solosuyla olsun, On Wings of Providence’ın albümün atmosferine bütünüyle uyum sağlayan nakaratlarıyla olsun, kısacası birçok şeyiyle bünyesinde sonsuz çeşitliliğe ev sahibi yaparak karşı konulması zor bir albeni yaratan “The Consumed Self”in 2021 yılı içerisinde dinlediğim en tatlı teknik death metal albümlerinden birisi olduğunu itiraf etmeliyim.

Türün meraklıları için bulunması zor nimetlerden birisi olabilecek kadar güzel ve kaliteli olduğunu düşündüğüm” The Consumed Self”i gerçekten çok sevdim. Eğer RIVERS OF NIHIL ayarında bir şeyler dinlemeyi seviyorsanız bu albüme mutlaka göz atmalısınız. BURIAL IN THE SKY’ın hayal kırıklığına uğratması NECROPAGHIST’in bu yıl yeni bir albümle görücüye çıkması kadar imkânsız :)

8,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.11/10, Toplam oy: 18)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2021
Şirket
Rising Nemesis Records
Kadro
Jorel Hart: Vokal
James Tomedi: Akordeon, gitar, synth, vokal, mandolin
Brad Hettinger: Gitar, vokal
Zach Strouse: Bas, vokal, saksafon
Sam Stewart: Davul, synth
Şarkılar
1. The Soft Violet Light
2. An Orphaned City
3. On Wings of Providence
4. Amaurosis Shroud
5. Wayfarer
6. Mechanisms of Loneliness
7. Mountains Pt. 1- To Ascend
8. Mountains Pt. 2- Empathy
9. Caught in the Azure Cradle
10. Anatomy of Us
Web
  Yorum alanı

“BURIAL IN THE SKY – The Consumed Self” yazısına 2 yorum var

  1. deadhouse says:

    Autotheism’de kalmışım. O albümden sonra iflah olmadım. Sonrasında dinlediğim teknik death metal albümlerinin büyük çoğunluğu; birbirine benzeyen, orijinallikten uzak, fabrikasyon, dinle at albümleriydi. Bu albüme de şans tanıdım. Kötü albüm değil. Bir daha dinler miyim. Sanmıyorum. Bence teknik death metal yapmak çok zor. Özünde teknik olan bir müziğe duygu katabilmek, dinleyicinin bağ kurmasını sağlamak zor. İyi bir kompozisyon yakalamak yetmiyor. Enstrümanlarımıza hakimiz, her şeyi çalarız kafasıyla yapılmış albümler var. Hala Spawn of Possession albümlerini dinliyorum. Bilmiyorum, belki de sorun bendedir.

  2. Rashid says:

    Beklediğimden çok daha iyi bir albüm çıkmış ortaya. Rivers of Nihil esintileri bariz görünüyor ama buna rağmen kendi tarzlarına oturtmayı başarmışlar. Prodüksiyonu da çok beğendiğim, bir enstrümanın diğerini boğma durumu falan yok. Hepsi net duyuluyor.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.