# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Tartışma
Vokalistler
| 05.10.2015

Ve onları vokalist yapanlar.

Kesinlikle “en sevdiğiniz vokalist” konulu olmayan, “X Y-oğlu!” deyip kaçamayacağınız bir tartışma konusundan sevgiler, selamlar. Bu hafta sanatçıya ve onu müstesna kılan detaylara eğileceğimiz bir tartışma dizisi başlatıyoruz. Merceğimizin altındaysa tabii ki öncelikle grup/sanatçı fenomenine ilk bakışta en koyu mürekkeple imza atan vokalistler var.

Metal yahut başka bir müzik türünün vokalisti olma kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz? Vokalist bir grubun, projenin kimliğinde nasıl bir yer kaplar? Bir vokali bir diğerinden daha fazla sevmenize yol açan nedir? Sadece vokalist adıyla bir ordu insanın emek verdiği çalışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Kendinizi biraz müzik felsefesi yapmaya yönlendirmenizi arzu ediyoruz.

Zeki Müren’i, Neşet Ertaş’ı, Warrel Dane’i, Mikael Åkerfeldt’i onlar yapan, o iç titreten, ruh gıdıklayan duygu nedir? Teknik mi, ses rengi mi, karizma mı, sanata aşk mı, şansın cömertliği mi? Bir vokalisti yakından takip ettiyseniz, ya da performansını yakından izleyebildiyseniz neler gözlemlediniz? Vokalistlik, “frontmanlik/frontwomanlık” ile eş anlamlı mıdır? Çok sevdiğiniz, ancak “değeri bilinmiyor” dediğiniz vokalistlerde gördüğünüz o değer nedir? Vokalistliği daha doğru değerlendirmek adına iyi bir dinleyici olarak kendinize ve çevrenize neler önerirsiniz?

Her türlü duyguyu doyasıya yaşatan sedalarla dolu bir hafta diliyorum.

  Yorum alanı

“Vokalistler” yazısına 11 yorum var

  1. Benim için en önemli kıstas yorum gücü ve ses renginin orijinalliği. Çok yüksek oktavlara çıkan ama fazla bir yaratıcılık göstermeyen vokalistlerdense, ses rengi karakterli olanları ve iyi vokal melodisi yazanları çok daha fazla seviyorum.

    Vokalist kavramı, metalin özellikle 2000′lerde giderek ekstremleşmesiyle birlikte anlamını yitirmeye başladı, çünkü eskiden belli başlı tüm grupları sadece vokalistin sesinden anlarken, günümüzde sayısız meşhur grup bire bir aynı vokalleri kullanıyor. Randy Blythe gibilerinin hemen aradan sıyrıldığı bu ortamda, gruplar artık sahne duruşu ve frontman’lik becerilerine göre vokalist seçiyorlar. Çünkü herkes çok benzer böğürüyor.

    Yine bu noktada Travis Ryan gibi müthiş adamlar çıkıp bir anda aşırı bir karakter katabiliyorlar vokallerine. Kanımca kendisi şu anda dünyanın en yaratıcı death metal vokalisti.

    Jonas Renkse’nin empati kurduran ses rengi ve yorumu, Warrel Dane’in dramatik tarzı, benim için çok önemli detaylar. Gildenlöw’ün çok yönlülüğü, pek kimselerin bilmediği Daniel Heiman (Lost Horizon) sınırsız gücü, Jorn Lande’nin özellikle son Ark albümündeki gövde gösterisi, beni baya derinden etkilemiş sesler.

    Ama bunun dışında bazı vokalistlerin belli yerlerdeki nokta atışları da çok önemli olabiliyor. Misal Anders Friden’in Satellites and Astronauts’un bir yerinde bir “never” deyişi vardır, pek kimsenin dikkatini çekmez ama biliyorum ki o vurguyu çok seven insanlar var. Aynı şekilde Mikael Stanne’nin Misery’s Crown’ın nakaratındaki “dıı miiizııris krooooooaaaaaaaaaaaa…” diye “Crown”ı uzatması gibi mükemmel yorum fikirleri, bir vokalisti benim için değerli kılan unsurlar. Bu tek kelimelik, hatta hecelik vurgu olayında sanırım benim için en öne çıkan kişi Jonas Renkse. Bir hecedeki nota değişimiyle mahvedebiliyor.

    ICS Vortex, Einar Solberg, Vintersorg, John Arch gibi adamlar da doyamazcasına dinleyebileceğim ses renklerine sahip isimler.

    Böyle bakınca, saydığım isimlerin bir kısmının frontman’lik konusunda çok da ön planda olmayan isimler olduğunu fark ediyorum. Bu açıdan bakınca, mesela bir Jonas Renkse asla bir frontman değil. Net değil. Ama işte albümde dinleyince adamı anasını ağlatıyor.

    Çok uzatmayayım, aklıma geldikçe yazarım, ama vokalist konusu bu müzik açısından ve keşfettiğiniz bir gruba çabuk alışmanız, hiç alışamamanız veya kulu kölesi olmanız açısından çok önemli bir unsur.

  2. Ayça says:

    En başta, sahnede olan insanın kendini bilmesi gerek. Bu, tüm grup üyeleri için geçerli. Yüzlerce ya da binlerce insanın önünde enstrüman çalmak yahut şarkı söylemek zor iş; hem ruhen hem bedenen. Enerji, sese yahut enstrümana hakimiyet, güzel konuşabilme, hitap (heyecan, stres gibi unsurları dışarıda bırakırsak :))gibi özellikleri barındırmak sahnede olmak için yeterli sanırım.

    Enstrümantal müzik yapmıyorsak orada vokalistin frontwoman ya da frontmanliğinden söz edebiliriz. Bu kişi, sözleri melodili okuyor, bu insanın işi sözlerle; dolayısıyla konuşma (hitap) işi de çoğunlukla ona kalıyor. Konuşmak demek, iletişim demek; iletişim halinde olduğunda ise senin sesin ve cümlelerin akılda kalıyor. Gözler sana bakıp seni görüyor. Yani vokalist olan, bu durumda diğer üyelerin biraz önüne geçiyor. Bu durum onu, grubun bayrağını taşıyan kişi, sözcüsü haline getiriyor. Bir grup olarak var olan müzisyenler dışında zaten ekibin diğer üyelerinin adı bile bilinmiyor.

    Bu özellikler, iyi bir vokalist olabilmek için elbette yeterli değil. Kişiye doğuştan bahşedilmiş olan ses renginin üstüne, şarkı söyleme becerisi eklendiğinde -ki bu eğitimle daha da harika olan bir şey- olay tamamlanmış oluyor. Tüm bunları bünyesinde barındıran kişi ise “iyi vokalist” ünvanını göğüslüyor.

    \m/

  3. Draozg says:

    Bir grubu, sanatçıyı veya konumuz üzere vokalisti neden sevdiğimi açıklamaya çalışmak boş, nasıl vokalistleri sevdiğimi sistematik veya metodolojik olarak betimlemek de beyhude geliyor bana. Dinlerim, o an analitik bir sürece girmeden önce beğenirim veya beğenmem zaten. O ilk alınan tını zaten genelde belirleyicidir, sonrasında vokalistin daha fazla işini dinledikçe nadiren fikir olumlu ya da olumsuz olarak değişebilir ve orada biraz analitik bir süreç gerçekleşir. Favori vokalist sığlığında yorum yapmamamız gerekiyorsa böyle bir yorum yapabiliyorum ancak. Zaten belli bir tecrübe edinmişseniz dinleyici olarak, favori vokalistlerinizin neden favori vokalistiniz olduğunu da az çok biliyorsunuzdur. Kimisi orjinalliğinden, kimisi istikrarından, kimisi kusursuz tekniğinden ötürü öyle olsalar da; büyük oranda kalbimize dokunma, içimize işleme, gaza getirme vb. gibi duygular uyandırabilen seslere öyle deriz zannımca.

    Değerinin bilinmediğini düşündüğüm en önemli vokalist John West herhalde. Gerçi bu onun Royal Hunt dışında çok ses getiren bir grupta yer almamasıyla da alakalı sanırım. Bir de farklı tarzlarla da ilgili bir vokalist olduğundan, kendine tam bir kitle edinemedi herhalde.

  4. psylocke says:

    Dimebag olmasaydı Anselmo olur muydu, Cemetary Gates te sarkı sonunda Dimebag gitarıyla Anselmo gates lerinin karıstıgı birbirinin icine girdigi kanımı donduran bir an var -dunya ile ilisigimi kesen o muhtesemlik.
    dillenger escape plan konserinde korunaklı bir yere -guvenli bir sekilde konseri izleyebilme amaclı- yerlestigimi ancak puciato sahneye cıktıgı anda o deli kalabalıgın nasıl uysal ve agzı acık bir sekilde hareketsiz konseri izledigi anlarımı da biliyorum.
    all shall perish ten bildigim sevdigim -Hermida ile Suicide Silence birlikteliginde bence albumun iyi olmasına ve Hermida nın iyi vokaline ragmen olmadı. Mitch (you’ll keep singing in my head)in ustune olmadı.
    Alice in Chains Layne siz ol(a)madı.
    nirvana mı Cobain den cıktı Cobain mi Nirvana dan
    ya da Morrison olmasaydı Doors olur muydu,
    sanırım cevap onları bildigimiz sevdigimiz anlarında yatıyor.onları o yapan sebeplerde.

  5. şeyh hulud says:

    Her alanın fazlaca grupla taşmasına ek olarak rock-metalde zaten önemli olanın sesin karakteri olmasından, ilk plandaki etken özgün olması benim için. Özgünlük derken, hiç kimsenin yapmadığı şeyler yapması demek değil. Yaptığı müziği iyi bilmek ve kendi sesini iyi bilmek, gerisi sonra geliyor zaten.

    Vokali de stüdyo ve canlı performans olarak ikiye ayırmak gerekebilir bazı durumlarda, stüdyo sihirbazlığı da gayet yaygın sonuçta. Mastodon gibi albümde harikalar yaratıp, canlı performanslarda vokal konusunda patlamak da mümkün.

    Sevdiğim çok isim var ama ayrı bi sevdiklerim şunlar(yapmasam olmaz); yeni albümün de gazıyla Neil Fallon (bence yaşayan en iyi rock vokalistlerinden biri), kişisel favorim John D. Cronise (The Sword, yeni albüm hiç olmadı yalnız), kendine has hayvanlığı ile Matt Pike, bir de unisex vokalleriyle Kevin R. Starrs (Uncle Acid), ayrıca ICS Vortex.

  6. Hail Jupiter says:

    Anders Fridên der susarım!

  7. frnl says:

    James Hetfield’ın taklit edilemez sesi geliyor hemen kulağıma. Yahu bir adam yaşlıyken bile şarkılara kattığı tat ayrı mı olur? Mesela son 7-8 senede söylediği “One” bana daha çok hitap ediyor. Ben “içtenlik” olarak nitelendiriyorum bunu. Yoksa kendince düşünüp taşınıp bir yere melodi koyma değil de içinden geldiği gibi söyleyebilmek. Vokal rengini kanıtlama gereği olmadan birçok farklı tarzın altından kalkabilmek.Şunu da buraya koyayım: https://www.youtube.com/watch?v=VFYoQKaD_vM

    Berca B.

    @frnl, bence James Hetfield’ın sesi en çok taklit edilmeye çalışılmış hatta birçok kez de başarılmış bir durum. Şöyle bir düşününce aklıma hemen 2-3 grup geliyor mesela. En iyi James kopyası ses bence şurda mesela:

    https://www.youtube.com/watch?v=6714PORgMRA

    Headmaster

    @frnl, Vallahi birinin James Hetfield demesini bekliyordum. O kadar seviyorum nedense. https://www.youtube.com/watch?v=OmNSz4A33v0#t=1m16s

    Karakteristik sesi ve sahne duruşuyla pek çok vokaliste ilham vermesi; vokalistliğini geçtim, yazdığı riffler ve gitarı bel altı tutup da saatlerce down picking yapabilmesi bile hayranlığımı arttıran unsurlardan.

    Diğer bir sevdiğim özelliği ise zamanında sesinin kötü olduğunu düşünerek vokalistliği bırakmak istemesi fakat daha sonra devam ederek her albümde kendini daha da geliştirmiş olması https://www.youtube.com/watch?v=ZaNNK_KDQ5Y

    Gerçi sesi nasıl süratle çıkışa geçmişse daha sonra da inişe geçmiş :) Ayrıca bkz. James Hetfield neden sesini kaybetti? https://www.youtube.com/watch?v=knXE_S9a0GU

  8. brutalyapankari says:

    Karakteristik olmasi.yapilan muzikle bagdasmasi.Duyguyu vermesi.

  9. Hasan says:

    dinledim şarkıyı iyi tespit ses tonu benziyor ancak jamesin sesinde çatlaklar ve balgam var işte asıl taklit edilemez olan bu bence

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.