Son günlerde birbirine biraz fazla benzeyen türde ve hepsi de iyi albümlerin incelemelerini yayınladık. Yazılacaklar listesine baktığımda yine benzer türde ve yine iyi albümler olduğunu görünce bu trende bir ara vermek adına bambaşka bir türdeki ve pek de iyi olmayan bir albümün incelemesini araya sokarak biraz nefes alalım dedim.
Bugünkü konuğumuz Meksika uyuşturucu karteli imajıyla yola çıkan, bu sayede isim yapan ve müziklerine yedirdikleri Meksika motifleriyle deathcore içerisinde farklı bir kimlik kazanan UPON A BURNING BODY. Kendilerini bundan epey zaman önce keşfetmiş, çeşitli albümlerini incelemiş ve özellikle de 2016 çıkışlı “Straight from the Barrio” albümlerini beğenmiştim. O albümün açılış şarkısı “’Til the Break of Dawn”un hâlâ yapılabilecek en iyi Meksika dokunuşlu, parti karakterli deathcore şarkısı olduğuna inanıyorum.
“Southern Hostility” albümünde de Meksika kökenli Teksaslı kimliğini devam ettiren grup sonrasında bu yerel unsurlardan sıyrılıp daha standart ve pek çok muadili olan türde bir deathcore/metalcore/groove metale kayarak bence özgünlüğünü yitirmişti.
Bugün elimizde grubun yeni albümü “Blood of the Bull” var ve şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki UPON A BURNING BODY artık son derece standart ve neredeyse hiçbir alametifarikası olmayan bir deathcore/metalcore/groove metal grubu.
Bunu neden yaptıklarını bilmiyorum, ancak çok yanlış bir karar verdiklerini ve an itibariyle kendilerini çekici kılan pek de bir şey kalmadığını düşünüyorum.
UPON A BURNING BODY “Blood of the Bull”da standart bir metalcore/groove metal vokali eşliğinde staccato riflerden oluşan ve tek amacı gaza getirmek olan bir müzik yapıyor. İlk 4 albümü itibarıyla Sumerian Records bünyesi altında ilerleyen ve açıkçası gayet yatırım yapılabilir tarzda ve ileride çok daha fazla büyüme potansiyeli taşıyan bir grupken, bu alametifarikalarından vazgeçtiği noktanın ardından şu anda yeni albümlerini herhangi bir plak şirketine bağlı olmadan çıkaracak duruma geldiler.
Yukarıdaki grup fotoğraflarından da görüleceği üzere tam bir imaj değişikliğine de giden UPON A BURNING BODY’nin, başlıkta da dediğim gibi sanırım Donald Trump’ın göçmen politikaları nedeniyle bu tarz bir kimliksizleşmeye gittiğini ve fazla dikkat çekmemeye çalıştığını düşünüyorum. Elbette ki böyle düşünmüyorum, şakasına söylüyorum, ancak duyduğum şey birilerini böyle düşünmeye itebilecek düzeyde kendi özgünlüklerinden kaçmaya çalışan bir grup oldukları izlenimini veriyor.
Elbette ki “Blood of the Bull”da da klasik gitarla çalınan minik pasajlar var, ancak grubun önceden yer yer kullandığı İspanyolca sözlerin veya kendilerini farklı kılan diğer bileşenlerin yerinde yeller esiyor. Bunun yerine yüz yıldır on binlerce gruptan duyduğumuz türde jenerik clean vokalli metalcore nakaratlarıyla yetinmek zorunda kalıyoruz. Böyle olunca da birkaç albüm öncesindeki klipleri milyonlarca izlenirken, bu albümden bir ay önce çıkmış bir klip ancak 10K izlemede kalıyor. Ne diyeyim; deathcore, metalcore, groove metal ortamında farklılık sunan yeterince grup yoktu, siz de kendinize kıydınız tam oldu.
Tüm bunlar olmasaydı bile “Blood of the Bull” kendi özelinde zaten vasat, hatta belli açılardan bence vasatın altı bir albüm. Besteler jenerik, rifler sıkıcı, nakaratlar klişe, sözler ise “düşsem bile savaşmadan pes etmeyeceğim” tarzı ucuz öz motivasyon sloganlarıyla dolu. Böylece UPON A BURNING BODY’nin geleceğine dair içimde taşıdığım umut kırıntıları da çok büyük oranda bitmiş oluyor.
Kadro Danny Leal: Vokal
Ruben Alvarez: Gitar
Thomas Alvarez: Bas, geri vokal
Tito Felix: Davul
Şarkılar 1. Sangre del Toro
2. Hand of God
3. Killshot
4. Daywalker
5. Vultures
6. Another Ghost
7. Dragged Through Glass
8. Living in a Matrix
9. Curse Breaker
10. An Insatiable Hunger
11. Reckless Love