# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
VILDHJARTA – + där skogen sjunger under evighetens granar +
| 19.10.2025

+ ? thall, he ? +

Arda E. (Rust in Peace.)

2009’da “Omnislash isimli bir demo çıkaran VILDHJARTA’nın göze girmesi çok uzun sürmedi. Daha sonradan grubun çok önemli bir parçası olacak Calle Thomer’i kadrosuna katan grup, hemen ardından Century Media ile sözleşme imzalayarak 2011’de ilk albümünü çıkardı.

“måsstaden”, ilk albüm olmasına bakmazsanız harika, ilk albüm olarak baktığınızda ise mükemmel bir albüm. Çok kolay bir şekilde Meshuggah etkilenimli yüzlerce gruptan biri olabileceklerken bu albümle beraber kendi janralarını yaratacak kadar ileriye gittiler. İlk albümlerinin üstünden 14 yıl geçti ve hala VILDHJARTA gibi bir grup arasanız muhtemelen karşınıza çıkacak gruplar hoşunuza gitse de VILDHJARTA gibi hissettirmeyecektir. En yakın örnek olarak HUMANITY’S LAST BREATH verilebilir; ki bu da birazdan sözünü edeceğim Buster Odeholm’ün grubu ve daha sonra şu an VILDHJARTA’nın ana gitaristi diyebileceğimiz Calle’yi de yanına alarak VILDHJARTA v2 gibi bir kadro kurmuş oldu. Yine de iki grup, her ne kadar benzese de hâlâ farklı dünyalarda ve hissiyat olarak ayrılıyor; HLB’de mekanik bir yıkıcılık ve acımasızlık varken, VILDHJARTA daha naif ve duygulu bir grup.

İlk albümleri “måsstaden” riff dolu, kaotik, dezonant ve bir o kadar da melodik bir konsept albüm. Aralara sıkça yerleştirilen ambient kısımlar, albümün karanlık ve rahatsız edici yapısına katkı sağlıyor. Konsept albüm olduğunu ise sözlerden çok müzikten anlıyorsunuz, tekli tekli dinlenecek yapıda olsalar da baştan sona dinlenmek için yapıldığı açık. İlk albüm olduğu için bazı kısımlarda çiğliğini gösterse de üstüne çokça düşünüldüğü belli olan bir albüm, ki bunu diğer albümün çıkış sürecine bakınca görebiliyoruz.

VILDHJARTA ilk albümünden sonra “Thousand Of Evils” adında bir EP çıkardı, bundan sonraki yıl HUMANITY’S LAST BREATH’ten de tanıdığımız Buster Odeholm’ü kadrosuna kattı ve derin bir sessizliğe gömüldü. İlk albümden tam 10 yıl sonra “måsstaden under vatten” ile döndüler. “måsstaden under vatten” birçok kişi tarafından grubun magnum opusu olarak görülüyor, yine ilk albüm gibi konsept bir albüm hatta önceki albümün devamı diyebiliriz. “måsstaden”den daha derli toplu, daha olgun, daha atmosferik, riff ardına riff felsefesinin bir tık azaltıldığı bir müzikle karşılaşıyoruz. Bunlardan dolayı içine girmesi biraz daha zaman isteyen bir müzik, 81 dakikalık dev süresi de bunu kolaylaştırmıyor kuşkusuz. Zaman verir, sabırlı olursanız belki de hayatınızın sonuna kadar yanınızda bulunacak bir albüm, bu konuda “måsstaden”den çok daha iyi olduğunu düşünüyorum.

“måsstaden under vatten”den sonra 3 single çıkardılar. Kimse bu şarkılar bir albümün ya da EP’nin içinde mi olacak bilmiyordu, ama sonradan yeni albümlerini duyurdular. Albüm çıkışına yakın 2 single daha yayınlayarak toplam 5 single ile beraber yeni albümü çıkardılar. Albümde hemen göze çarpan ilk şey albüm ve şarkı isimlerinin başındaki ve sonundaki artı işaretleri. İlk şarkının isminin çevirisi “gökyüzündeki tüm yıldızları artı işaretleriyle değiştir”. Şarkı isimlerini yıldızların arasına taşımışlar diyebiliriz sanırım. Benim albüm kapağıyla beraber görsel olarak hoşuma gitti.

Albüm hakkında diyebileceğim ilk şey, “DSSUEG” çok yoğun bir albüm. “måsstaden under vatten”deki atmosfere dayanan formülden uzaklaşılmış, riff ve fikir çeşitliliği bir hayli yüksek. Sizi ara sıra giren clean kısımlar dışında bir an bile rahat bırakmıyor. Bir konsept yok gibi görünüyor, daha çok tek tek şarkılar üzerine yoğunlaşılmış. Aynı albümden oldukları belli, o konuda her telden çalmıyorlar ama bir bütünlük yok. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi dinleyenden dinleyene değişir. Bu halleri de benim hoşuma gitti açıkçası. Önceki albümleri dinlerken kendimi baştan sona dinlemek zorunda hissederken bu albümden aklıma geldiği anda bir şarkı seçip dinleyip geçebiliyorum. Albümün yoğun bir yapısı olması sayesinde bir-iki şarkı dinlense de tatmin ediyor.

Bu değişikliklerin en büyük sebebi şüphesiz kurucu üye Daniel Bergström’ün gruptan ayrılması. “måsstaden”’i yazan, “måsstaden under vatten”e en az Calle kadar katkı yapan Daniel, geçtiğimiz sene gruptan sessiz sedasız ayrıldı. Kendisi sebeplerden biri olarak diğer üyelerin çok seri şarkı yazdığını, kendisinin daha yavaş ilerlemeyi tercih ettiğini belirtmiş. Benim düşüncem Daniel albümlere bütün olarak yaklaşırken; tematik, konsept albümler yapmak isterken Calle ise bu işin riff yaratma, teknik kısmına eğiliyor. Bu yüzden şarkılar daha birbirinden farklı, ayrı ayrı yapılmış gibi ve içeriği daha yoğun, çeşitli hissettiriyor. Buster Odeholm de yaptığı bir açıklamada şarkıları birbirinden ayrı yazdıklarını, aralarında bir bağlantı olmadığını söylemişti. Daniel ayrıldı ama bu albüme olan katkısı sıfır demek değil tabii ki. 1, 11 ve 12. şarkılarda co-writer olarak görünüyor. Bu şarkılarda onun etkisini gözlemlemek mümkün. Buster ise VILDHJARTA’da gitaristlik işine çok soyunmuyor, davul ve prodüksiyon kısmında aktif. Sadece “+ylva+”’da gitarlara katkıda bulunmuş. Onun dışında albüm Calle’nin eseri diyebiliriz. Grup üyeleri konusunda eklemek istediğim diğer bir şey, üyelere tek tek bakınca bana VILDHJARTA süpergrup gibi geliyor; Daniel, Calle, Buster hepsi muhteşem ve kendi alanlarında eşi benzeri olmayan müzisyenler.

“DSSUEG” önceki iki albümün karışımı gibi hissediyorum. “måsstaden”de kaotik, ilginç, riff üstüne riff dolu ama yine de geleneksel şarkı yapısına yakın bir müzikle karşılaşıyordunuz. “måsstaden under vatten” ise bu geleneksellikten uzaklaşılan ama riff yoğunluğunun azaltıldığı, atmosfere daha çok yaslanılan bir albümdü. Bu albüm ise ilk albümün riff yoğunluğunun ve ikinci albümün geleneksellikten uzaklaşan yapısının arttırıldığı bir albüm. İkisinin de dozunu arttırıp birleştirmişler.

Son olarak diğer albümlerle karşılaştırdığımda “DSSUEG”de bolca yüksek an var. Bu şu demek, şarkı standart devam ederken bir anda öyle bir şey giriyor ki fiziksel bir tepki vermeden duramıyorsunuz. Buna birkaç örnek vermem gerekirse “+två vackra svanar+”da 4.18’de başlayıp şarkı sonuna kadar süren sekansı, “+sargasso+”da 3.35’te başlayan harika legatoları, “+kristallfågel+”in vokallerini, “+ ? regnet, the ? +”nin girişini örnek verebilirim. Albüm bunlar gibi anlarla dolu ve bence bu yönüyle önceki albümlerden ayrılıyor.

VILDHJARTA çok özel ve şu an eşi benzeri olmayan bir grup. Benzerini yapmaya çalışan gruplar var, örnek olarak MIRAR’ı verebilirim. Ama sorun şurada, bu müzik dengesini kurması çok zor bir müzik ve ayarını biraz kaçırdığınızda yapılan müzik kulağa rastgele notalar bütünü olarak geliyor. MIRAR “Mare” isimli EP’sinde bence gayet güzel bir müzik yaparken son çıkardıkları “Ascension” albümünde bu ayarı kaçırdılar. VILDHJARTA bana göre hala bu ayarı kaçırmadı ve henüz kaçıracaklar gibi durmuyor. Umarım aktif olarak müzik üretmeye devam ederler ve biz de aynı heyecanla dinleriz. Yeni albümlerini dört gözle bekliyorum.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (9.46/10, Toplam oy: 56)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2025
Şirket
Century Media
Kadro
Vilhelm Bladin: Vokal
Calle Thomér: Gitar, bas, davul programlama
Buster Odeholm: Davul, bas
Şarkılar
1. + Byta ut alla stjärnor på himlen mot plustecken +
2. + Två vackra svanar +
3. + Sargasso +
4. + Ylva +
5. + Där mossan möter havet +
6. + Röda läppar, söta äpplen +
7. + Kristallfågel +
8. + ? regnet, the ? +
9. + Hösten som togs ifrån mig +
10. + Viktlös & evig +
11. + Stjärnblödning +
12. + Den spanska känslan +
  Yorum alanı

“VILDHJARTA – + där skogen sjunger under evighetens granar +” yazısına 6 yorum var

  1. İlk incelemen hayırlı olsun. Gayet iyi olmuş, eline sağlık.

    Rust in Peace.

    @Ahmet Saraçoğlu, çok teşekkür ederim 🙏 Eleştirilere açığım, kritik hakkında yorumları olanlar varsa yazarlarsa çok sevinirim. Subjektif cümlelerden kaçınmaya çalıştım, ilk kritik için bu kadar olabildi

  2. Ufuk Kaya says:

    Thall.

  3. Lüzumsuz Adam says:

    Grubu da albümü de dinlememiştim. Değerlendirmenin karşılaştırmalı ve derinlikli yaklaşımı merakımı celbetti doğrusu, teşekkürler ve başarılar.

    Rust in Peace.

    @Lüzumsuz Adam, çok teşekkür ederim

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.