2023’te çıkardıkları “Inverse Rupture”ın kapağından hatırlayabileceğiniz ABD’li grup TITHE’yle birlikteyiz bugün. Eskiden Hristiyanların gelirlerinin yüzde onunu kiliseye vermesini ifade eden ve İbranice “onuncu” (tenth) anlamına gelen bir kelimeden gelen “tithe”, albümünde de bu kilise temasını işleyerek müziğindeki karanlığı gönül gözüyle, inanç dünyasıyla birleştiriyor.
Pek sevdiğimiz Keith Merrow’un elinden çıkan prodüksiyonuyla bize sunulan “Communion in Anguish”, her ne kadar Metal-Archives’da TITHE’nin türü için death/doom metal/grindcore dense de temel olarak black metalden ilham alan bir death metal albümü.
Bu ilham genel olarak DEATHSPELL OMEGA’nın uyumsuz arpejleri olarak karşımıza çıkıyor ve doğal olarak müziğin gerginliğini, tekinsizliğini artırıyor.
Doom metal hiç mi yok? Bence hiç yok. Bir şeyin temposunun düşmesi o şeyin doom metal olduğu anlamına gelmiyor ve TITHE yer yer tempoyu düşürse de bunu yine black metal ile death metalin bir evliliği olarak sunuyor.
Albümdeki vokaller tek kişi tarafından yapılıyor olsalar da gayet iyi bir çeşitliliğe sahipler ve böğürme, kükreme, haykırma üçgeninde savrulup duruyorlar.
Grindcore hiç mi yok? O var. Mesela aşağıdaki klip şarkısı “Burn the Throne of God”da bariz şekilde var, hatta en çok ve baskın şekilde o şarkıda var ve TITHE’nin o şarkıyı klip şarkısı olarak seçmiş olması da sanırım tüm dinamiklerini yansıtmak amacıyla olsa gerek.
Yine de olayın temelinin black metal etkili death metal olduğunu bir kez daha tekrarlayalım.
“Communion in Anguish”in en iyi tarafı acımasız, kötü niyetli, haşinliği asla elden bırakmayan bir karaktere sahip olması. Albüm resmen bir şeylerden intikam almak istercesine, hınçla doluymuş hissi verircesine tavizsiz bir mizaca sahip. Şarkıları dinlerken TITHE’nin birtakım soyut şeylere, birtakım maneviyatlara karşı düşmanca hisler beslediğini görebiliyorsunuz. Elbette ki VITAL REMAINS ayarında bir düşmanlık ve radikallikten söz edemeyiz, ancak albümün gayet ciddi bir duruşa sahip olduğu kesin.
Albümdeki müziğin habis hissiyatından ve albüm adıyla kapağından dolayı başta TITHE komple Hristiyanlık karşıtı, kiliseye gömen bir grup izlenimi verebilir, lakin sözlerine bakınca görülebileceği üzere daha geniş çerçevede sıkıntılardan bahsediyorlar. “At the Altar of Starving Children” ve “The Fruits of Spiritual Apartheid” çok büyük ihtimalle Filistin’de yaşananlardan, “Nostrum” uyuşturucu bağımlılığından, “Infected Blood” intihardan, “Burn the Throne of God” dinin insanların zihnini ele geçirmesinden, “Shallow Grave of Karmic Retribution” ise muhtemelen geçmişteki kişisel bir olaydan bahsediyor. Sonuçta temalar farklı olsa da aynı kötücül sesler yığını içerisinde buluşuyorlar.
TITHE üçüncü albümü “Communion in Anguish”te bence kariyerinin en iyi albümüne imza atıyor ve her ne kadar biz incelemeyi atlamış olsak da adını ilk kez somut şekilde duyurduğu “Inverse Rapture”ın üzerine çıkıyor. DEATHSPELL OMEGA worship olmayan, ancak DEATHSPELL OMEGA’nın özellikle “Fas – Ite, Maledicti, in Ignem Aeternum”da kullandığı uyumsuz arpejleri kendi death metaline yediren, araya serpiştirdiği grindcore patlamalarıyla dinleyiciye heyecanlı anlar yaşatan TITHE, bence yılın dikkate değer işlerinden birine imza atıyor. Çok içten yapılmış aşırı tehditkâr vokaller, akılda kalıcı arpej ve rifler, güçlü prodüksiyon ve hepsini sarıp sarmalayan bir atmosferle ekstrem müzik seven herkese hiç düşünmeden öneririm.
Kadro Matt Eiseman: Gitar, vokal
Alex Huddleston: Bas, vokal
Kevin Swartz: Davul
Şarkılar 1. Nostrum
2. At the Altar of Starving Children
3. Ostiary
4. The Fruits of Spiritual Apartheid
5. Infected Blood
6. Shallow Grave of Karmic Retribution
7. Burn the Throne of God
Bu grup bende bir türlü olamadı. Bütün albümlerini tam da çıktıkları dönemlerde dinledim ama yok aga, kalıcılık vs konusu sıfır maalesef. Hatta şunu net olarak söyleyebilirim, albüm kapakları içindeki müziği eziyor. Müziklerinin leşlik seviyesi ok ama dediğim gibi tam olarak tarif edemediğim bir olmamışlık durumu var.
Bu grup bende bir türlü olamadı. Bütün albümlerini tam da çıktıkları dönemlerde dinledim ama yok aga, kalıcılık vs konusu sıfır maalesef. Hatta şunu net olarak söyleyebilirim, albüm kapakları içindeki müziği eziyor. Müziklerinin leşlik seviyesi ok ama dediğim gibi tam olarak tarif edemediğim bir olmamışlık durumu var.