Bazen bazı grupların sıkıntılı insanlardan oluştuğunu geldikleri yere bakarak tahmin edebiliyorsunuz. Bugün karşımızda brutal/teknik death metal icra eden, hayvan gibi iş yapan İrlandalı CRIMSON BUTCHERY var.
Geldikleri yer olan İrlanda’nın Kilkenny adlı şehrin fotoğraflarına bakarsanız yazıya neden böyle başladığımı anlayabilirsiniz, zira böylesi sakin, huzurlu, doğayla iç içe bir şehirden çıkıp böyle öküz gibi müzik yapabilmek için içinizde o şehrin diğer sakinlerinde olmayan bir şeylerin olması lazım. Çocukluğunda o çayırlarda, çimenlerde koşan, sessiz sakin sokaklarda yürüyen çocukların bu kadar şiddetli müzik yapacak duruma gelmesi için ekstra bir şeylerin olması lazım.
“Stalker” CRIMSON BUTCHERY’nin son üç yıldaki üçüncü albümü. Önceki işlerine göre daha güçlü bir prodüksiyon, daha kodu mu oturtan fikirler sunan grup sadece 27 dakikada karşısına geleni tokatlamayı başarıyor.
Biri vokal yapan biri gitar çalan iki kişiden kurulu olan CRIMSON BUTCHERY’nin bu albümünde davulları muhtemelen brutal death metal sahnesinde adını daha fazla duyacağımız bir arkadaş çalıyor.
Kendisinin adı Nikhil Talwalkar ve Hint asıllı Amerikalı olan bu arkadaşımız hâlihazırda 11 grupta çalıyor ve mevcut grupları, eski grupları ve konuk olarak çaldığı gruplar da dâhil olmak üzere son 5 senedir toplam 10 albüm ve 5 EP’de çalmış, ayrıca türün önemli gruplarından olan PUTRIDITY de dâhil olmak üzere 7 gruba da sahnede eşlik ediyor. Tamam, üretken biri, ama nesi ilginç diyecek olursanız, tüm bunları 15 yaşından 20 yaşına kadar yapmayı başarmış. Çocuk 2005 doğumlu ve şimdiden böyle bir portfolyosu var.
Saygı duyulası.
Albümdeki müziğin temelini CANNIBAL CORPSE’tan duymaya alışık olduğumuz fikirler oluşturuyor. Özellikle bazı saldırgan vokal atakları sayesinde akıllara “Kill” albümünü getirebilecek bir CANNIBAL CORPSE lezzeti var, ama bu bir UNDEATH düzeyinde bir worship değil. CANNIBAL CORPSE’un hayvanlığının üstüne daha deli manyak sololar, sweep gitarlar, atarlı vokaller, baştan sona kuduruk bir beste anlayışı düşünün ve genel olarak CRIMSON BUTCHERY’nin mantığını büyük oranda anlamış olabilirsiniz.
Dolayısıyla CANNIBAL CORPSE’vari bir death metal anlayışının üst düzey davullar – Paul Mazurkiewicz’e laf çakmıyorum tabii ki- ve daha modern karakterli sweep’i bol sololarla işlenmesi fikri size çekici geliyorsa, prodüksiyon konusunda da tatmin edici bir iş sunan “Stalker”ı gönül rahatlığıyla dinleyebilirsiniz. Öyle akıllara durgunluk veren, hatta özel diyebileceğimiz bir tarafı yok, ancak iyi yazılmış, iyi icra edilmiş, iyi sunulmuş bir death metal albümü olduğu da ortada.
Başa dönecek olursam, Kilkenny gibi bir yerden çıkıp böyle müzik yapan adamdan tırsmak lazım. Öyle bir huzur ve sakinlik ortamında doğup bu kadar hayvan evladı müzik yapmak bile tek başına bir şeylerin göstergesi ve “Stalker”ın yarım saat altındaki meydan dayağını duyduğunuzda muhtemelen siz de bana hak vereceksiniz.
Şarkılar 1. Stalker
2. Cranium Devourment
3. Trauma Masterbation
4. Lab Rat
5. Enter the Human Mincer
6. Bludgeoned to the Grave
7. Johatsu
8. Philosophy of a Knife
“…Dolayısıyla CANNIBAL CORPSE’vari bir death metal anlayışının üst düzey davullar – Paul Mazurkiewicz’e laf çakmıyorum tabii ki- ve daha modern karakterli sweep’i bol sololarla işlenmesi fikri size çekici geliyorsa….”
uyar uyar… en az 8 puanı hak ediyor. ama 1 puan basacaklar birazdan buraya damlayacağı için 10 puan verdim.
Albüm bana pek hitap etmedi ama bağlık vesilesiyle bir şey sormak istiyorum herkese:
Acaba “bir sonraki albümde soloları nasıl olacak?” ya da “abi şu parçasının solosunu dinledin mi?” diye sorduğunuz bir gitarist veya grup kaldı mı günümüzde? Glam rock’ta bile Slash’i, grunge’da Mike Mccready’yi beklerdim ben zamanında. Maiden’ı, Priest’i falan geçiyorum. Megadeth’in Friedman’ı, Nevermore’un Loomis’i, CoB’un Laiho’su, King Diamond’ın LaRoque’u, Testament’in Skolnick’i, Death’in Murphy’si vs nerede? Nerede In Flames’in “December Flower” solosu? Bugün bunların muadilleri var mı? Ve eğer yoksa, sırf nu-metalin zamanındaki popülerliği ve anti-gitar solosu tavrı mı etkili bunların yokluğunda yoksa daha yapısal nedenleri mi var günümüz solosuzluğunun?
Çok nostaljik oldu ama meramımı anlatabildim umarım.
Bunu nikhil denen veleti ilk kez defeated sanity-suttee davullarını çalarken görmüştüm, o zamanlar işte 13-14 yaşlarındaydı sanırım . Artık çok çalışma mı dersiniz, Tanrı vergisi mi dersiniz bilmem ama tam bir hayvan oç gibi çalıyordu . O gün bugündür takipteyim bu çocuğu, çok acayip işler yapıyor.
Bende ne kadar kalıcı bir etki yaratır bilmiyorum ama şu an albümü loop’a aldım ve dinlemekten büyük keyif alıyorum. Teknik mastürbasyon ve brutal death metal sevmeyen birisi olarak, bu albümün bu tarzlardan etkilenmesine rağmen fazla yoğunlaşmaması aldığım keyfi artırdı. Ayrıca davul performansı gerçekten çok etkileyici ve albüm inanılmaz iyi dengelenmiş bir şarkı sayısı ve süresine sahip. 8/10 çalışır benden.
“…Dolayısıyla CANNIBAL CORPSE’vari bir death metal anlayışının üst düzey davullar – Paul Mazurkiewicz’e laf çakmıyorum tabii ki- ve daha modern karakterli sweep’i bol sololarla işlenmesi fikri size çekici geliyorsa….”
uyar uyar… en az 8 puanı hak ediyor. ama 1 puan basacaklar birazdan buraya damlayacağı için 10 puan verdim.
Bana CC’den daha keyifli geldi. Şarkıların melodileri keyifli, sıradan değil. Temiz prodüksiyon da oldu mu benden bir artı puan daha alıyor.
Sardı. Sarıyor.
Albüm bana pek hitap etmedi ama bağlık vesilesiyle bir şey sormak istiyorum herkese:
Acaba “bir sonraki albümde soloları nasıl olacak?” ya da “abi şu parçasının solosunu dinledin mi?” diye sorduğunuz bir gitarist veya grup kaldı mı günümüzde? Glam rock’ta bile Slash’i, grunge’da Mike Mccready’yi beklerdim ben zamanında. Maiden’ı, Priest’i falan geçiyorum. Megadeth’in Friedman’ı, Nevermore’un Loomis’i, CoB’un Laiho’su, King Diamond’ın LaRoque’u, Testament’in Skolnick’i, Death’in Murphy’si vs nerede? Nerede In Flames’in “December Flower” solosu? Bugün bunların muadilleri var mı? Ve eğer yoksa, sırf nu-metalin zamanındaki popülerliği ve anti-gitar solosu tavrı mı etkili bunların yokluğunda yoksa daha yapısal nedenleri mi var günümüz solosuzluğunun?
Çok nostaljik oldu ama meramımı anlatabildim umarım.
26.09.2025
@Seyfettin Dursun, https://eksisozluk.com/topu-topu-7-nota-var-kac-ayri-beste-yapilabilir-ki–1440579
Bunu nikhil denen veleti ilk kez defeated sanity-suttee davullarını çalarken görmüştüm, o zamanlar işte 13-14 yaşlarındaydı sanırım . Artık çok çalışma mı dersiniz, Tanrı vergisi mi dersiniz bilmem ama tam bir hayvan oç gibi çalıyordu . O gün bugündür takipteyim bu çocuğu, çok acayip işler yapıyor.
Bende ne kadar kalıcı bir etki yaratır bilmiyorum ama şu an albümü loop’a aldım ve dinlemekten büyük keyif alıyorum. Teknik mastürbasyon ve brutal death metal sevmeyen birisi olarak, bu albümün bu tarzlardan etkilenmesine rağmen fazla yoğunlaşmaması aldığım keyfi artırdı. Ayrıca davul performansı gerçekten çok etkileyici ve albüm inanılmaz iyi dengelenmiş bir şarkı sayısı ve süresine sahip. 8/10 çalışır benden.