Bir süredir kanser tedavisi gören efsanevi AT THE GATES vokalisti Tomas “Tompa” Lindberg 16 Eylül’de 52 yaşında hayatını kaybetmişti.

Tompa’nın vefatının ardından, içinde bulunduğu projelerden biri olan death metal grubu THE LURKING FEAR faaliyetlerini sonlandırdığını açıkladı. Kadrosunda Tompa’yı, eski EDGE OF SANITY gitaristi Andreas Axelsson’u, AT THE GATES/THE HAUNTED davulcusu Adrian Erlandsson’u ve SKITSYSTEM vokalist/gitaristi Fredrik Wallenberg’u barındıran THE LURKING FEAR 2017′de “Out of the Voiceless Grave“, 2021′de de “Death, Madness, Horror, Decay” albümlerini çıkarmıştı.
2024 başında önceden duyurulan tüm konser ve turnelerini bir anda iptal eden ve o zamandan bu yana sessizliğini koruyan AT THE GATES bir süre önce efsane vokalisti Tomas Lindberg’in ender rastlanan, yavaş ilerleyen, minör tükürük bezlerinde görülen ve agresif bir kanser türü olan adenoid kistik karsinoma ile mücadele ettiğini açıklamıştı.
AT THE GATES konuyla ilgili olarak Lindberg’in yoğun bir tedavi sürecinde olduğunu, zor bir dönem yaşadıklarını ve pozitif olmayı sürdürseler de en iyi senaryoda tedavinin uzun süreceğini belirtmişti. Grup ayrıca Tomas’ın üzerinde çalıştıkları yeni AT THE GATES albümüyle büyük gurur duyduğunu ve detayların çok yakında açıklanacağını ifade etmişti.
Tompa’nın Mart 2025’te yazdığı ancak yeni yayınlanan açıklaması da şöyleydi:
“Herkese merhaba, sanırım AT THE GATES olarak son dönemde neden bu kadar sessiz olduğumuzu merak etmişsinizdir. Aralık 2023’te bana ağız ve damakta ortaya çıkan bir kanser türü olan adenoid kistik karsinom teşhisi kondu ve o zamandan beri çok zor ve yoğun bir dönemden geçiyorum. Benim için çok zor bir yıl oldu. Önce damağımın, ağzımın üst kısmının büyük bir bölümünü aldıkları büyük bir ameliyat geçirdim. Ardından iki aylık radyasyon terapisi başladı ve o zamandan beri de uzun ve zorlu bir tedavi sürecindeyim. 2025 başında ağzımın içinde kalan kanserli hücreler buldular ve o kısımlara ameliyatla veya radyasyonla ulaşılamıyor. Bu yüzden bir sonraki adımın ne olacağını zamanla göreceğiz, ancak muhtemelen bir çeşit kemoterapi alacağım.
Neyse ki yeni albümün demoları için tüm vokalleri tüm bunlar yaşanmadan önce kaydetmiştik. Albümde yer alacak olan vokalleri BİR günde, çoğunu ilk denemede, ameliyattan BİR gün önce kaydettik ve böylece albümün çıkabilir hâle gelmesini sağladık. Dolayısıyla vokaller albümün geri kalanından ÖNCE tamamlandı… Bu pek alışık olunan bir şey değil, ama yapabilmiş olduğum için mutluyum.
Yeni albümü yayınlamak için daha fazla beklememeye karar verdik. Başta albümü çıkarmak için tekrar ne zaman şarkı söyleyeceğimi ya da bir daha şarkı söyleyip söyleyemeyeceğimi bilmek istedik, çünkü albüm çıkınca bu albümü desteklemek adına konserler vermek istiyorduk. Ne var ki şu anda geleceğe dair her şey biraz belirsiz olduğu için albümü doğrudan çıkarmaya karar verdik. Bu hepimizin çok gurur duyduğu bir albüm ve 10 yıldır ilk kez ben, Anders ve Jonas birlikte bir albümü dolduracak kadar müzik yazdık. Biraz köklere dönüş albümü olduğunu söyleyebilirim ve tarif etmem gerekirse de Anders ile birlikte yaptığımız son iki albümün, yani “Slaughter of the Soul” ile “At War with Reality”nin bir karışımı olduğunu söyleyebiliriz. Umarım hepiniz beğenirsiniz!
Lütfen bu durumu büyütmek istemiyor oluşumuzu anlayışla karşılayın. Röportajlarda kanser, tedavi ve iyileşme süreciyle ilgili sorulara cevap vermeyeceğim. Sadece olan bitenin bilinmesini istediğimiz için neden bu kadar uzun süredir sessiz olduğumuzu dinleyicilerimizle paylaşmak istedik.
Umarım hepiniz iyisinizdir. Kendinize, sevdiklerinize iyi bakın ve bu dünyada geçirdiğiniz süreyi iyi değerlendirin.”
Özellikle son 9 aydır neredeyse tek gündemimiz anneannemin kanserle olan mücadelesi. Dönüşü yok, iyileşme şansı yok, ancak tüm aile varımızı yoğumuzu, her şeyimizi ona adamış şekilde olabildiğince az sıkıntı çekmesi için uğraşıyoruz. Geceler gündüzlere karışıyor, şu anda da bu saatte onun yanı başında ona bakmaya devam ediyorum. Bu aylardır devam ediyor.
O yanda uyumaya çalışırken hayatıma en çok etki etmiş vokalistlerden, metal dünyasında uzak ara en sevdiğim insanlardan biri olan Tompa’nın bu haberini girmek gecenin 3 buçuğunda hiç de yardımcı olmadı. Yıllardır ondan sayısız kez dinlediğim ve bugün bile her dinleyişimde tüylerimi ürperten At the Gates şarkılarını söyleyen adamın “ağzımın üst kısmının büyük bir bölümünü aldılar” demesi harbiden çok canımı acıttı.
Artık şarkı söyleyemeyecek olsa bile umarım en yakın zamanda iyileşir. Trevor gitti, LG gitti, hepsi de çok fazla üzdü ama Tompa aramızdan ayrılırsa cidden Dimebag ve Chuck’la birlikte en çok üzüldüğüm üçüncü kayıp olur.
Umarım böyle bir haber girmek zorunda kalmayız. Lütfen bunu yapmam gerekmesin.
Geçmiş olsun diyen arkadaşlar, o yorumları bu haber altında yayınlamayalım. Topluca sağ olun.
Tompa gibi bir adamın ağzında adenoid kistik karsinoma çıkaran şansın ben amına koyayım.
Çok üzüldüm; acil şifalar diliyor ve o inanılmaz sesiyle “GO!” diyeceği günlerin yeniden gelmesini umuyorum.
benim ATG’e olan sevgim fanlıktan ötedir.
bir müzik grubundan çok daha fazlalar.
bunu hissettiğim tek grupta onlardır.
hem annesini hem de babasını kanserden kaybetmiş biri olarak
en sevdiğim grubun bir üyesinin kanser olduğunu görünce yüzümde ufak bir gülümseme oluştu.başka hiçbir tepki veremedim.
bir gün sonramızın ne olacağı belli olmayan bir dünya.
hayatı ciddiye almayın.
Böyle vaziyetin amına koyayım. Metal dünyasında belki de en sevdiğim vokalist. Kahretti amk.
Çok üzüldüm umarım bir an önce iyileşir :(
Yakınımın kanser haberini almış gibi üzüldüm.
“We do not live, we are lived”
Son 4 sene hayatım ölümlerle, kayıplarla ve yakın ölüm deneyimleriyle geçti. Çok klişe gelecek ama sevdiklerinize sarılın hem fiziksel olarak hem de mecazen. İki tane kaliteli albüm çıkardı diye ATG, rapçilerle düet yaptı diye Ozzy vs. gerek yok işte, ölüp gidiyoruz.
17.09.2025
@Boba Fett, Üzerinden bir ay geçmiş işte. Diyecek söz yok.
Ah be şapka reis, umarım en kötü ihtimalde sadece şarkı söyleyememek ile atlatır. Yanık acılı brutal vokaliyle tamamen kendi başına bi ekol, en sevdiğim brutal vokal açık ara, bir daha yeni bir işte duyamayacak olmak bile kötü. Ne kansermiş arkadaş mahvetti milleti
Haberi öğrendiğimden beri içinde Tompa olan hiçbir şey dinlemeye elim varmıyor. Azıcık ümit vardı içimde bir tane daha Disfear albümü için, ah ulan. Sikeyim böyle işi. Genelde nükseden kanserlerin gidişatı çok kötü oluyor ama umarım bir mucize olur ve sadece şarkı söyleyemerek bile olsa atlatır.
Herifin yakalandığı kanser tipi(ACC) ağız çene kanserlerinin en agresiflerinden birisi. Ne yazık ki nüks ihtimali, geç dönem mortalitesi çok yüksek ve Allahın cezası kür olmuyor. Tompa’nın tariflediği opere edilen kısım epey büyük, çok çok üzüldüm. Ne diyeceğimi bilmiyorum.
Alt çenede olsaydı tamamen çeneyi kesip alıyorlar daha önce gördüm çünkü. Üst tarafta beyin falan olduğundan pek dokunamıyorlar muhtemelen ama bu tarz kanserler sürekli yayılmaya devam ediyor. Bu adamdan pek bir şey beklemeyin artık.
Ard arda kötü haber üstüne kötü haber almaya devam ediyoruz. Okuduğum kadarıyla baya zor bir kanser türüymüş. Umarım sağlığına kavuşur.
Ah Tompa ah. Umarım bir an önce sağlığına kavuşursun
Dimebag Darrell ve Chuck Schuldiner’la birlikte metal dünyasında beni en çok üzen ölüm oldu bu. Kolumda dövmesini taşıdığım sözlerin sahibi. Karnım ağrıyor, şu an için başka bir şey yazamayacağım.
16.09.2025
@Ahmet Saraçoğlu, Warrel?:(
16.09.2025
@Seyfettin Dursun, Warrel da çok üzdü tabii ki ama hem Warrel’ın hastalığını biliyorduk hem de At the Gates benim için çok daha fazla önemli bir grup. Dövmesini yaptıracak kadar sevdiğim bir grup, hayatımda yazdığım ilk albüm incelemesinin konusu olan grup, gitar çalışımı ve beste yapma tarzımı etkileyen bir grup, daha bir dolu özel durumu var.
Bir anda Tompa kansermiş diye haber aldık ve ne olduğunu bile anlayamadan öldü adam. O yüzden bambaşka bir şok Tompa’nınki.
16.09.2025
@Ahmet Saraçoğlu, çok iyi anlıyorum. Aynı durum benim için de Warrel için geçerli. Hepsi iyi ki vardı.
2025 çok kötü bir yıl oldu.
Metal dünyasının kara senesi bir can daha aldı,ruhu şad olsun.
Öfff
Kapkara bir sene oldu gerçekten bu sene, ruhun huzurun “kapılarında” kabul görsün reis.
16.09.2025
@Scream Bloody Gore, My tired eyes have seen enough….there won’t be another dawn :(
…
Yapma beeee reis :(, Ulan çok severdim yaa. Çok kendine has bir sesi vardı. Üzdün be reis, ışıklar içinde, huzurun kapılarında uyu :(
Hassiktir ya. Bir sürü ölüm haberi aldık bu sene, ilk defa bu kadar etkilendim.
16.09.2025
@Koralp, atlatır sanıyordum ya, gerçekmiş gibi gelmiyor şu an. Geçtiğimiz ay haberi okuduğumda ölüme varacak kadar ciddi bir durum olduğunu düşünmemiştim, en kötü ihtimalle emekliye ayrılır diyordum. Haberi okuduğumdan beri şoku atlatamadım. Kaç kere İstanbul’a geldi, bir kere götümü kaldırıp gelmedim, sürekli erteledim bir sonrakine giderim diye. Kafamı sikeyim.
Ağız kanserinden gitmesinin trajikliği kahretti amk. Yanık sesinin, yazdığın müthiş sözlerin hayatıma dokunduğu anlardan ben çok razıyım tompa. Çok kral adamdın, rahat uyu.
Üzüntümü yazıya dökmek çok zor. Köpek gibi severdim vokalini.
Allah kahretsin ya korkunç üzüldüm :( ne lanetli bir sene oldu bu 2025 amk :(((
Hay bu 2025′in anasını avradını sikeyim ya
Yarrak gibi bir güne başlamıştım. Daha da yarrak gibi oldu. Sikeyim böyle işi. Death metal adına belki de en sevdiğim grup ve en sevdiğim insan gitti yani. Vay amk.
At war with reality’den beri her albüme bayılıyordum zaten de yeni albümün önemi artık bambaşka olacak.
L.G Petrov’la birlikte huzur içinde düet yapın artık.
Bu dünyadaki iğrenç,hastalıklı yaşama,bilince geçici de olsa kısa devre yapabildiğiniz için sonsuz teşekkürler.
Açık ara en sevdiğim death metal vokaliydi, At the Gates ile ayrı, Disfear ile ayrı, eski dönemdeki vokallerini ayrı son dönemdeki vokallerini ayrı seviyorum, yanık brutal vokal olayını külliyata sokan ve en iyi icra eden kişiydi, yazdığı sözlerle, sesiyle çok zor zamanlarımı atlatmama yardımcı oldu, benim için tam anlamıyla mükemmel brutal vokali icra eden kişiydi, 52 yaşında bir de, o kadar ironik ve genç bi ölüm ki cidden çok, çok üzücü, ne lanet bi yılmış adam kalmadı ya
İnanmıyorum…
The medication, the guilt
The low self-esteem and the nervous sweat
The sleeping troubles, the cancers
The heart attacks, the early deaths
The end of justice, the radiant fires
The waste left behind in the all-cleansing flames
The poisonous fumes from our own funeral pyre
The pesticide that we inhale…..
Çok büyük bir kayıp… Huzur içinde yatsın.
Gerçekten çok üzgünüm bir yakınımı kaybetmiş gibi hissediyorum. Yazın kendi kendime bu sene bir At the gates gelmedi aq falan diyordum… hayat böyle
Haberi alınca kulaklığı takıp bilinçsizce Terminal Spirit Disease albümünü açtım, And the World Returned’e kadar dineyebildim, kapattım. Anca bunları yazıyorum.
At the Gates, Skitsystem, Lock Up, Disfear, The Crown vs. içinde olduğu her işi ayrı ayrı sevdiğim, şarkının hissiyatını müthiş aktaran, ergenlikte gazımızı alan, yeri geldiğinde gaz veren eşsiz bir ses…
Gönül bağı kurduğumuz müzisyenlerin yaşımız ilerledikçe yavaş yavaş silinmesi zaten koyarken böyle zamansız ölümler insanın karnına yumruğu koyuyor, kendimize kurduğumuz evren parça parça çöküyor hissi veriyor.
16.09.2025
@hysteresis, Ben de aynı albümü açtım ama bu sefer hiç iyi hissetmiyorum. The Fevered Circle hiç bu kadar tadımı kaçırmamıştı.
16.09.2025
@hysteresis, Bir daha şarkı söylemeyemez diye yeni albümün vokalini kaydetmişti. Asıl onu nasıl dinlicez bilmiyorum :(
Bu haberle birlikte 2025 yılının oldukça “cursed” bir yıl olduğu kanısına vardım. Hepimizin tekrardan başı sağ olsun.
Glory to the fallen…
Bir sürü şey geçti aklımdan ama uzun uzun yazmak istemedim, acısı içimde kalsın. Benim gibi hayatında çok fazla metal konserine gitmemiş insanların en tepeye koyacağı bir grup At The Gates. Rahmetli ölmeden önce bir kez de olsa konserine gidip “I feel my soul go Cold” diye feryad etmek isterdim.
Kayıtları bitmiş olan son ATG albümü yayınlandığında hepimizde yeri çok başka olacaktır.
Kanser meselesini siteye ilk yazdığımdan beri şu haberi duymasak bari diye diken üstündeydim ama kaçılmıyor işte ebesini siktiğimden. Çok yazacak bir şey yok.
Yeni albüm çok oturacak içimize.
Bu şüreçler çok zor sureçler. Babami 2012 de kanserden kaybetmistim öncesinde doktorlar 6 ay süre vermişlerdi. Kemoterapi ve ceşitli ilaclarla bu süreyi anca 3 yil kadar uzatmiştık. Istiyorduk ki daha cok bizimle birlikte olsun daha fazla zaman geçsin hiç gitmesin diye. Kanseri son aşamalarında daha o yaşıma kadar bir kere bile agladigini görmediğim insan ( normalde sert mizaçlı ve acı eşiği çok yüksek olan biri ) sessizce ağladığını gördükten sonra. Bizim nekadar daha fazla bizle birlikte olmasini canimizdan cok sevdigimiz babamin bu daha cok aci katladigini insan cok üzülerek yaşıyor ve bir yadandan fazla cekmemesi icin dualar ediyorsun. Bir umutla yapilanlar bir ışık bir kıvılcım. Ama sonunda istemeye istemeye kabullenmek zorunda kalıyorsun sessiz kuytu köşelerde hıçkıra hıçkıra ağlayarak. O saatten sonrada artık dua etmeyi bıraktım. Thomas reis işıklarda uyu. Seninle birlikte ergenliğimiz zamanlarına bir çivi daha çakılmış oldu…
Çok umutluydum bize son harikasını yapacak diye. Bazen olmuyor. Bazen kötü şeyler oluyor. Tüm genre sesini kaybetmiş kadar oldu.
Hâlâ inanamıyorum ya cidden düşündükçe elim kalbime gidiyor. Tüm o şarkıları bundan sonra nasıl dinleyeceğim, nasıl çalacağım bilmiyorum.
Yutkunamadım, çok üzgünüm.Yazacak bir şey bulamıyorum.Kardeşimi kaybetmiş gibiyim.
Sene 2008-2009 civarı falan olmalı. Daha o zamanlar 8-9 yaşlarındayım ve metal müziğe çok erken bir yaşta başlamıştım abim sayesinde. Üst üste bir çok Melodeath grubu keşfediyordum. In Flames’ler, Kalmah’lar falan havada uçuşuyordu resmen. Bir gün yine abim sayesine bir Melodeath grubu daha keşfetmiştim, o da At the Gates’di ve tabi ki ilk dinlediğim parça Slaughter of the Soul’du. Bende uyandırdığı hisleri tarif etmem mümkün değil. O yaştaki bir çocuk için nasıl bir şey olduğunu siz hayal edin. O gün bugündür benim için hep en tepede yer alan gruplardan biri oldu At the Gates.
2018′de Türkiye’ye geldikleri zaman Tompa’yı izlediğim için kendimi ne kadar şanslı hissettiğimi şimdi çok daha iyi anlıyorum. 18 yaşımda Türkiye’nin öbür ucundan sırf At the Gates izlemek için uçağa atlayıp İstanbul’a gelmiştim. İyi ki de gelmişim. İşte o kadar önemli benim için hem Tompa, hem At the Gates.
Son dönemde Ozzy ve Brent öldüğünde baya bir Ozzy/Black Sabbath ve Mastodon parçaları döndürmüştüm. Daha 1 hafta 10 gün kadar önce The Nightmare of Being’i birkaç defa döndürüp ne kadar muazzam bir albüm olduğunu düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi. Ancak bugün bu haberi aldıktan sonra elim bir türlü At the Gates dinlemeye, play tuşuna basmaya gitmiyor. İşte At the Gates, maneviyatı o kadar büyük bir oluşumdu benim için ve bu oluşumun belki de en ikonik tarafını kaybetmiş olmanın verdiği hüzün çok başka…
Huzur içinde uyu Tompa…
“Slaughter of the soul, suicidal final art, children born of sin, tear your soul apart…”
Sırf şu sözlerin bile hatırlattığın onlarca farklı yer, onlarca farklı zaman var. Harbiden çok kötü koydu ya öyle böyle değil.
Söylediği tüm albümlere bakmak için metal-archives’a giriyordum ki elim Tompa’nın sayfasına gitmedi, o güncellemeyi görmek istemedim.
İnanmak, geçmiş zamanlı konuşmak istemiyorum. İçim acıyor, çok yakınımı kaybetmiş gibiyim.
İyi ki canlı izlemişiz, o şarkıları hep beraber haykırabilmişiz. Ama daha vereceği çok konser, yapacağı çok albüm vardı.
Oh – set me free – crucify life itself
And let your joy be the reality,
Our suffering life – the dream
At The Gates çok dinlediğim bir grup değil ama Slaughter Of The Soul sanırım baştan sona dinlediğim ilk melodeath albümüydü, o yüzden bende ayrı yeri var. Bir yazı bu albümle geçirdiğimi hatırlıyorum. Her yerde “Go!” diye diye gezmiştim. Offf, 52 çok erken göçmek için ya. Huzur içinde yatsın
Her gün ölen birilerini görüp birilerinin de doğmasına şahit olsanız da kahramanlarınızın ölümü her daim koyuyor size. İyi ki vardın Tompa. “Hiç yaşamamışız gibi olacak sonunda” ama o güne dek seni hep hatırlayacağım.
Ben böyle 2025’in yedi sülalesini sikeyim, bu nedir aq yeter lan cidden yeter.
Ciekals
Osbourne
Brent
Jurgen
Anders
Unuttuğum var mı bilmiyorum.
Göçüp gidenlere bakın, resmen bizimle taşak geçiliyor. İyi müzikten ziyade ölümler ile hatırlanacak leş gibi bir sene…
16.09.2025
@P L A G U E, Müzisyen olmasa da… David Lynch ekliyorum.
Kabus gibi bir haber :( Daha Brent Hinds’ın yokluğuna bile alışamamışken Tompa babanın haberi gerçekten fena mahvetti bizi… Asla bir benzeri olmayacak sesinin. 2010′da okulun kimya laboratuvarında en yakın arkadaşımın kitabımın üstüne Slaughter of the Souls yazıp fısıltıyla bu albümü dinle dediğini hatırlıyorum. Okul çıkışı internet cafeye gidip o albümü arka planda açıp oyun oynamaya başlamıştım ve müzikteki vokaller beni deliler gibi ürkütmüştü. Böyle bir sesin nasıl varolabileceğini, hangi gırtlaktan çıkabileceğini bir türlü tahayyül edememiştim. İnsan üstü bir varlık bile olabileceğine kanaat getirmiştim Tompa’nın. Hatta biraz cesaret kırıntısı edinip görsellerden tipine bakma cüretinde bile bulunabilmiştim. Albüm ilerlerken zaten hayatımın albümlerinden biri olmuştu bile çoktan. Zamanla gerek röportajlarda gerek türlü videolarda Tompa’nın gerçek hayatta ne denli tatlı bir insan üstelik bir de öğretmen olduğunu farkettiğimde saygım bin kat artmıştı.
İyi ki geldin ve geçtin bu dünyadan Tomas Tompa Lindberg…
Haberi duyduğumdan beri içime oturdu. Bir kaç ay önce kanser haberini okuduğumda bile “en azından vokalistliği bırakır ama bir figür olarak grupta ve Death Metal dünyasında varlığını devam ettirir” diyordum ama maalesef kanserden kurtulamadı.
Bu gece yatmadan “The night Eternal” dinleyeceğim. Sanırım tekrar eden melodilerle şarkı biterken koltuğuma çökmüş olurum.
2015 Ocak ve 2018 Aralık’taki At The Gates konserleri her zaman hatıralarımda kalacak.
Güle güle Tompa. Huzur içinde uyu…
https://www.instagram.com/stories/life_with_erdal/