# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
THE DILLINGER ESCAPE PLAN – Miss Machine
| 17.08.2025

Organize delilik.

2000 yılında “43% Burnt”ü ilk duyduğumda nasıl mala bağladığımı, THE DILLINGER ESCAPE PLAN diye bir kavramın “SA” diyerek bir anda hayatıma nasıl girdiğini unutamıyorum.

Grubun o albümdeki kural tanımazlığı, cüretkârlığı, benzersizliği, her açıdan çok acayip bir deneyimdi ve her anlamda aykırı bir oluşum olarak ciddi anlamda sayısız insanın aklını başından almışlardı.

O sırada grubun vokalisti olan Dimitri Minakakis’in ayrılığı, THE DILLINGER ESCAPE PLAN’in Greg Puciato ile turlamaya başlaması, ancak onu resmen gruba almamışken Mike Patton manyağıyla “Irony is a Dead Scene” EP’sini çıkarmasının ardından Puciato gruba resmen katılmış ve “Calculating Infinity”deki kaosu çok farklı yeni fikirlerle coşturarak daha dizginlenmiş ama kesinlikle yine tehditkâr ve ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir şekle bürünmüştü.

Grubu özel kılan en önemli şeylerden biri mathcore denen karman çorman şeyi akılda kalıcı biçimde ve türün karambollerinden nasıl sıyrılacaklarını bilerek, adeta hit şarkı formuna sokacak şekilde sunabiliyor oluşlarıydı.

“Miss Machine” bu açıdan grubun en önemli atılımıydı ve THE DILLINGER ESCAPE PLAN’in çiş kokulu küçük salonlardan çok daha büyük mekânlara geçişi açısından büyük önem taşıyordu.

Grup “Calculating Infinity”de güvenilmez, hafif sıyırmış bıçkın gençler görünümündeyken, bir anda otomatik tüfeklerle balo salonuna dalan smokinli katillere dönüşmüştü.

İlk albümdeki paçoz, çiğ, adrenalin damlayan, kana bulanmış müziğin yanında “Setting Fire to Sleeping Giants”, “Panasonic Youth”, “Unretrofied”, “Sunshine the Werewolf”, “Highway Robbery” gibi şarkılar grubun nasıl boyut atladığını, müzik dünyasının en kendine has adamlarından biri olan Mike Patton’la yaptıkları iş birliğinden nasıl ilham aldıklarını gösteriyordu. Birkaç sene önce “Jim Fear”, “Destro’s Secret”, “Sugar Coated Sour” gibi akıl hastalıklarına imza atan grup, şimdi “Unretrofied” gibi bir şeyle bambaşka bir taraftan ama yine çok etkileyici olmayı başarıyordu.

Bu müzikal değişim devam ederken THE DILLINGER ESCAPE PLAN’in tekinsiz aurası da genişliyor ve grup, normal de bu tarz şeyler dinlemeyen kitleye bile çekici geliyordu. THE DILLINGER ESCAPE PLAN’i 2005 yılında bu albümün turnesinde Vancouver’da THE DILLINGER ESCAPE PLAN, BETWEEN THE BURIED AND ME (“Alaska” turnesi), HORSE THE BAND, HELLA kadrosuyla canlı izlemiştim ve ortamda metalci gibi gözükmeyen ne kadar çok kız olduğunu görüp şaşırmıştı. Neredeyse bir gece kulübüne gelecek şekilde giyinmiş çeşitli hanım bireyler vardı ve Greg Puciato tavanlara çıkıp sütunlardan sarktıkça, seyircilerin üstüne basarak sağa sola koşturdukça onlar da ayrı bir mest oluyorlardı.

Albüme baktığımızda şarkı yapılarının sadeleştiğini, grubun clean vokal de kullanmaya başladığını, NINE INCH NAILS ve benzeri oluşumlardan ilham alarak endüstriyel dokunuşlara yöneldiğini görüyoruz. Gitarlar ve davul ilk albümdeki kadar kafaya çakmamaya başlamış, caz füzyon olayları ve elektronik unsurlar daha bir belirginleşmişti. Bu bir davayı satma değildi, THE DILLINGER ESCAPE PLAN hâlâ o bipolar, panik atak havasını koruyordu, ancak artık “daha bir beyefendi” oldukları da ortadaydı.

Bu da doğal olarak grubun daha fazla ilgi çekmesini sağladı. Çok da uzun olmayan bir süre sonra ABD’deki gece talk show’larına çıkacakları düzeyde ünlenecek, müzik ödül törenlerinde sahne alacak kadar büyüyecek olan grup, “Miss Machine” sayesinde kariyerindeki çok önemli bir eşiği aşmış ve mathcore olarak sınırlanmayı reddederek daha sanatsal, eklektik bir boyuta kaymıştı. Dönemin bir incelemesinde THE DILLINGER ESCAPE PLAN’in yaptığı müzik için “progressive circus acid freakout avant-goth metallic rock” ifadesi dahi kullanılmıştı.

“Miss Machine” bu açıdan THE DILLINGER ESCAPE PLAN’in en önemli albümlerinden biri, belki de birincisi. “Calculating Infinity”de herkesi aptala çeviren grup, kısa sürede kendi başka bir yerde konumlandırmış ve yine çok karakteristik, benzersiz bir düzlemde ilerleyeceği “Miss Machine”i çıkararak o dönem metal ve rock ile ilintili tüm türler içerisindeki en sıra dışı, en benzersiz gruplardan biri hâline gelmeyi başarmıştı. Bugünden geriye bakınca da ne kadar özel bir iş olduğu anlaşılıyor, ancak hem “Calculating Infinity”yi hem de “Miss Machine”i çıktığı dönemde, gerçek zamanlı dinlemiş biri olarak gerçekten de bambaşka bir hava, bambaşka bir etki, bambaşka bir şok yarattıklarını rahatlıkla söyleyebilirim.

8,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.36/10, Toplam oy: 11)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2004
Şirket
Relapse
Kadro
Greg Puciato: Vokal
Ben Weinman: Lead gitar
Brian Benoit: Ritim gitar
Liam Wilson: Bas
Chris Pennie: Davul
Şarkılar
1. Panasonic Youth
2. Sunshine the Werewolf
3. Highway Robbery
4. Van Damsel
5. Phone Home
6. We Are the Storm
7. Crutch Field Tongs
8. Setting Fire to Sleeping Giants
9. Baby's First Coffin
10. Unretrofied
11. The Perfect Design
  Yorum alanı

“THE DILLINGER ESCAPE PLAN – Miss Machine” yazısına 6 yorum var

  1. northern says:

    dep, yüzde 43 börnt şarkısıyla yaptığı kadar, vokalist elemanın bi avm konserinde sahneden bir anda koşarak seyircilerin kafaları üzerinde “stage running” yaptığı “o video” ile de insanları bir sağlam dumur etmişti.

  2. Rust in Peace. says:

    Bu fırsattan istifade daha fazla Converge kritiği talep ediyorum

    Ahmet Saraçoğlu

    @Rust in Peace., haklı bir serzeniş, gereğini yaparız.

  3. Canoir says:

    tDEP albümlerini sıralasanız nasıl sıralarsınız?

    Zeynel

    @Canoir,

    Miss Machine
    One of us is the killer
    Calculating Infinity
    Ire Works

    Ama böyle bakınca da Ire Works sonda sanki kötü albümmüş gibi görünüyor aksine hepsi ayrı dehşet albümler bence

    12ParmakBağırsağı

    @Canoir, Option Paralysis = One of Us is the Killer > Dissociation > Miss Machine > Ire Works > Calculating Infinity = Irony is a Dead Scene > Under the Running Board

    TDEP’i Puciato’suz düşünemiyorum. Diğer albümler Puciato’lulardan her zaman sonra geliyor benim için. Puciato’lular arasında OP ve OOUITK’ı ayıramıyorum birbirinden, kalanları o günkü keyfime göre daha çok veya daha az sevebiliyorum. Bir de çok sevdiğim bir OOUITK dövmem var.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.