Pasifagresif gibi albüm incelemelerine bu kadar önem veren bir yerde bu kadar ikonik bir albümün incelemesi nasıl oluyor da 2025 yılında yazılıyor, anlamak zor. Bu ifadeyi kullanabileceğimiz, henüz incelenmemiş başka albümler de var elbet, ancak “Jane Doe” gerçek anlamda bir başyapıt, bir kült, albüm kapağıyla bir grubun simgesi hâline gelmiş bir albüm.
Metal basınının üç, dört önemli yayın organında “2000-2010 Arasında Çıkan En Önemli Albüm”, “Gelmiş Geçmiş En İyi Metalcore Albümü” seçilmiş bir albüm.
CONVERGE’ün 1990’dan beri süregelen gelişiminin 1998’deki “When Forever Comes Crashing”de ulaştığı noktanın bir anda seviye atladığı ve farklı şeyler konuşmamızı gerektirecek bir özgünlüğe, yoğunluğa kaydığı “Jane Doe”, CONVERGE’ün aynı anda hem aşırı şiirsel hem de bir o kadar hayvan olmayı başardığı; metalcore, hardcore punk ve post-hardcore üçgeninde at koşturup baştan sona kusursuz bir kimlik sergilediği olağanüstü bir albüm.
Grubun zaman içindeki evrimi düşünüldüğünde “Jane Doe”nun CONVERGE’ü en iyi tanımlayan albüm olduğunu düşünüyorum. Sadece kapağından veya “Concubine”, “Fault and Fracture” ikilisinin ikonik açılışından ya da Jacob Bannon’ın bir şair gibi yazdığı ancak asla anlaşılır şekilde söylemediği muhteşem sözlerinden bahsetmiyorum. Albümün genelinde bir kültlük, bir başına buyrukluk, aykırı bir duruş, duygusal bir savaş var. CONVERGE, gelmiş geçmiş en iyi ayrılık temalı albüm olması kuvvetle muhtemel olan “Jane Doe”da hem Jacob Bannon’ın dehası sayesinde şarkı sözleri noktasında apayrı bir yerde konumlanıyor hem de metalcore’un AT THE GATES, IN FLAMES, SOILWORK ve türevlerinden etkilenmeyen özbeöz ve en saf hâlini de gözler önüne sererek metalcore başlığı altında anılan şeylerin %95’inden çok ayrı bir yerde durmayı başarıyor.
Kurt Ballou ve ekibin geri kalanının albümü yazarken CONVERGE’ün “Jane Doe” ile başka bir seviyeye yükselmesini amaçladığını hissedebiliyoruz. Şarkılardaki rifler, geçişler, duygusal değişimler herhangi bir albümde gördüklerimize kıyasla çok daha fazla hissedilerek, inanarak, kan ter gözyaşıyla yoğrularak yazıldıklarını bir şekilde belli ediyorlar. Bu durum öylesine hissedilir ki, albüm, yansıtılan duyguların gerçekliğini göstermek adına öylesine fazla yaşanmışlık ve açık yarayla dolu ki “Jane Doe” sanki sadece bir albüm olarak kalmıyor ve dinleyicilere hissettirdikleriyle 2000 sonrası metal/hardcore âlemleri içerisindeki kültürel bir figür olmaya kadar gidiyor.
CONVERGE’ün bunu başarmasını sağlayan şeyler arasında bazı kariyer zirvesi şeyler var. Bunların başında albümün sanki psikopatisi, şizofrenisi olan gerçek bir insanmışçasına nefes alması geliyor. Akıllara THE DILLINGER ESCAPE PLAN’in “Calculating Infinity”sini getiren, yer yer mathcore’la dans eden “Thaw” gibi olaylar veya günümüzün vizyoner ve sıra dışı grupları arasında gösterilen CODE ORANGE gibi müziğine sınır çekmeyen oluşumların yaptığı şeyleri bundan yaklaşık çeyrek asır önce yapmış olmaları gibi detaylar da eklenince “Jane Doe” bir müzikten ziyade bir ruh hâli olmaya doğru gidiyor. “Mavi bir huydur bende” dizesini duymuş olabilirsiniz, buradaki olay da “’Jane Doe’ bir huydur bende” olmaya yaklaşıyor.
Grup bunu yaparken bana kalırsa ilham kaynaklarını da satır aralarından belli ediyor. Misal hem son derece kaotik “Distance and Meaning”de hem de albümün en sakin anlarını barındıran “Hell to Pay”de NIRVANA’nın “Bleach” dönemindeki sludge rock, punk rock çiğliğini, pespayeliğini alabiliyoruz. Diğer yandan, sonradan, örneğin “The Dusk in Us”ta göreceğimiz NEUROSIS’imsi post-sludge olaylarının ışıklarının da yakıldığına, “Phoenix in Flight”taki atmosferik drone dokunuşlarıyla müziğin çok başka türlü bir gökyüzüne doğru kanat çırptığına tanık oluyoruz.
İlk MASTODON albümü “Remission”a koysak sırıtmayacak “The Broken Vow” yerinde kullanılan clean vokallerin ne kadar önemli olabileceğini vurgularken, albüme adını veren kapanış şarkısı “Jane Doe”da ise grubun ayrılık acısının dibine vurduğunu, özellikle kapanışıyla yıkıp geçtiğini görüyoruz. Her biri farklı taraflara kayan ve kendilerine özgü sivrilikler barındıran bu şarkılar bir şekilde aynı bütüne hizmet etmeyi ve “Jane Doe”nun aşırı karakteristik ve özgün yapısını oluşturmayı başarıyorlar.
CONVERGE sonradan yıllar içinde çok farklı kafalara girdiği işler de yaptı. Misal “Axe to Fall”da çılgın sololarla metalin dibine de vurdu, çok daha teknik beceri isteyen rifler de yazdı, çok daha fazla uyarıcı barındıran şarkılara ve albümlere de imza attı. “Jane Doe”nun farklı bir yerde konumlanmasını ve adeta CONVERGE’ün simgesi olmasını sağlayan şeyse müzikteki bu bireysel bileşenlerden, yani içerikten çok verdiği hisse yoğunlaşmasıydı. Bu tarz bir albümde görüp görebileceğiniz en gerçek, en hissedilerek yazılmış şarkı sözlerini içermesine rağmen vokallerin sadece haykırışlardan oluşması, sözlerin söylenmemesi bile albümün maddi tarafının geri planda tutulup manevi tarafıyla öne çıktığının ve benzer duyguları yaşayanların da yararlanması, kendi duygularına fon müziği yapabilmesi için bir tuval olarak tasarlandığının bir kanıtı. Jacob Bannon içindekileri söze döküyor, ama dinlerken kendi isyanımızı, öfkemizi, pişmanlığımızı, umudumuzu, çözümsüzlüğümüzü, endişemizi, hayal kırıklığımızı, yaşanan güzel şeyleri, gözyaşımızı, acımızı, merhametimizi, beklentimizi, utancımızı, kandırılmışlığımızı, haklılığımızı, haksızlığımızı, hatalarımızı, paylaşılanları, boşluğa düşüşümüzü, çaresizliğimizi, ayağa kalkışımızı istediğimiz gibi hissetme ve dışa vurma fırsatını da bize bırakıyor.
Gerçek ismi bilinmeyen veya kasıtlı olarak ismi gizlenen kişiler için kullanılan “John Doe”, “Jane Doe” ifadesinin albüm adı olarak seçilmesi de işte bu yüzden; isimlerden, kişilerden bağımsız olarak hepimizin benzer şeyleri yaşadığına, yaşayabileceğine, yaşayacağına ithafen.
“Jane Doe” böyle bir albüm. Metal, hardcore, müzik, artık ne başlık koyarsanız koyun o tarz içerisinde yaratılmış ve biten bir ilişkiyle, ayrılıkla ilgili olarak yapılmış en gerçek, en çarpıcı ve elbette ki en ikonik sanat eserlerinden biri.
Kadro Jacob Bannon: Vokal
Kurt Ballou: Gitar, vokal, theremin
Aaron Dalbec: Gitar
Nate Newton: Bas, vokal, theremin
Ben Koller: Davul
Konuk:
Kevin Baker: Geri vokal (6)
Tre McCarthy: Geri vokal (6)
Caleb Scofield: Geri vokal (6)
Şarkılar 1. Concubine
2. Fault and Fracture
3. Distance and Meaning
4. Hell to Pay
5. Homewrecker
6. The Broken Vow
7. Bitter and Then Some
8. Heaven in Her Arms
9. Phoenix in Flight
10. Phoenix in Flames
11. Thaw
12. Jane Doe
Kritiği görür görmez bastım play tuşuna. Mükemmel bir sürpriz oldu.
Övmenin zor olduğu albümlerden, her saniyesi kusursuz bir başyapıt. Benim için şöyle bir tanımı var bu albümün: metalcore’un De mysteriis dom sathanas’ı.
Zamansız ve asla eskimeyecek, bu kulaklar duydukça dinlemeye devam edilecek…
Sayın Saraçoğlu, 3100 TL içerideyim şu an durduk yere. Şu kritik olmasaydi bu para benim cebimden çıkmayacaktı bugün. Kritikle beraber albümü açtım demiştim zaten, sonra arkadaş aradı, bulunduğum yere yakınmış. Aldı beni sağ olsun. Arabada giderken hakkını veremediğimizi düşündük, zaten plan evde takılmaktı, ses sistemi de var akarız diye dusunduk. Giderken 3-4 bira alak dedik. Girdim tekele, jack daniel’s bana selektor yapiyor, e guzel biralar da var. Cerez su bu derken bu meblağ benden gitmiş oldu. Bilgin olsun diye yazdım.
nasıl ki metal müzik dinlemeyen birileri metale “kuru gürültü aga” diyorsa ben de aynen bu tür gruplara, artık mathcore mudur ne haltsa, bu şekil bakıyorum. kimi o şekil kimi bu şekil. basmıyor kafam aga. müzik bu değil. kapak bile çalıntı çıktı ya. pis herifler.
@eatthegun, No Heroes, Axe to Fall ve The Dusk in Us bana da daha çok hitap ediyor ama dünyadaki hiç bir albümün bu albümden daha iyi olduğunu düşünemiyorum ya. Zurnanın zırt dediği noktadır Jane Doe.
Harika bir yazı olmuş, albüme dair söylenmesi gereken her şey en verimli şekilde söylenmiş. Ellerinize sağlık abi.
Converge şu hayatta en sevdiğim 5 gruptan birisi herhalde; fakat hâlâ en sevdiğim albümlerine karar verebilmiş değilim. Jane Doe, Axe to Fall, All We Love We Leave Behind ve The Dusk in Us bence kusursuz, etkileyicilikte çığır açmış albümler. Jane Doe ise bence bunların en büyüğü; hem grubu tanımlayan hem de müzikte büyük değişikliklere yol açan bir albüm. Sadece metal ve hardcore punk’ın değil, tüm müziğin en önemli albümlerinden birisi olduğunu düşünüyorum. Bir klasik, bir başyapıt.
Kritiği görür görmez bastım play tuşuna. Mükemmel bir sürpriz oldu.
Övmenin zor olduğu albümlerden, her saniyesi kusursuz bir başyapıt. Benim için şöyle bir tanımı var bu albümün: metalcore’un De mysteriis dom sathanas’ı.
Zamansız ve asla eskimeyecek, bu kulaklar duydukça dinlemeye devam edilecek…
motoru bağırtma abim 2ye al devam et.
Önce 10’u yapıştırdım sonra okudum. Her bir şarkısına ayrı tapıyorum. Acayip ucube bir albüm.
Hayatımda en çok sevdiğim “şey”lerden biri. Müzik falan demiyorum bu ayrı bi olay. Playe basıp duvardaki albüm kapağına bakarak bi sigara yakayım.
Sayın Saraçoğlu, 3100 TL içerideyim şu an durduk yere. Şu kritik olmasaydi bu para benim cebimden çıkmayacaktı bugün. Kritikle beraber albümü açtım demiştim zaten, sonra arkadaş aradı, bulunduğum yere yakınmış. Aldı beni sağ olsun. Arabada giderken hakkını veremediğimizi düşündük, zaten plan evde takılmaktı, ses sistemi de var akarız diye dusunduk. Giderken 3-4 bira alak dedik. Girdim tekele, jack daniel’s bana selektor yapiyor, e guzel biralar da var. Cerez su bu derken bu meblağ benden gitmiş oldu. Bilgin olsun diye yazdım.
Başkan bu direkt seks yav
26.08.2025
@Kürşat, bakir adam yorumu
nasıl ki metal müzik dinlemeyen birileri metale “kuru gürültü aga” diyorsa ben de aynen bu tür gruplara, artık mathcore mudur ne haltsa, bu şekil bakıyorum. kimi o şekil kimi bu şekil. basmıyor kafam aga. müzik bu değil. kapak bile çalıntı çıktı ya. pis herifler.
27.08.2025
@northern, hocam kapak çalıntı değil. Jacob Bannon zaten bir fotoğraftan esinlenerek çizdiğini zamanında belirtmiş.
müziğinden kapağına kapağından grup elemanlarına tam bir ibne musikisi başlık koyamadım
Amına koydumun hayatı… 🚬🚬
Axe to Fall daha iyi, en azından ben daha çok severim, bu albümün herhangi bi kusuru olduğundan değil, benim için medılkor metkor dozu fazla
31.08.2025
@eatthegun, No Heroes, Axe to Fall ve The Dusk in Us bana da daha çok hitap ediyor ama dünyadaki hiç bir albümün bu albümden daha iyi olduğunu düşünemiyorum ya. Zurnanın zırt dediği noktadır Jane Doe.
01.09.2025
@ismail vilehand, SENİ ÇOK SEVİYORUM VE BENİM EVDE O RAKIYI İÇMELİYİZ
02.09.2025
@ismail vilehand, Artık farz oldu tekrar şans vereceğim, dinleyeli baya oldu, umarım bu sefer zurnanın kafasına varıcam ben de
Hayatımı %100 sağlıklı ve spor odaklı yaşamaya çalıştığım şu günlerde Vodka-sodaya düşürdü beni yine.
https://hizliresim.com/p2aeicz
Çok iyi..
Harika bir yazı olmuş, albüme dair söylenmesi gereken her şey en verimli şekilde söylenmiş. Ellerinize sağlık abi.
Converge şu hayatta en sevdiğim 5 gruptan birisi herhalde; fakat hâlâ en sevdiğim albümlerine karar verebilmiş değilim. Jane Doe, Axe to Fall, All We Love We Leave Behind ve The Dusk in Us bence kusursuz, etkileyicilikte çığır açmış albümler. Jane Doe ise bence bunların en büyüğü; hem grubu tanımlayan hem de müzikte büyük değişikliklere yol açan bir albüm. Sadece metal ve hardcore punk’ın değil, tüm müziğin en önemli albümlerinden birisi olduğunu düşünüyorum. Bir klasik, bir başyapıt.
02.09.2025
@TanSolo, sağ olasın.
Tarihin en iyi albümü falan çoğu zaman.
Ben sevemiyorum bu grubu. Kurt’ün masa başında yaptığı işleri daha çok seviyorum.
30.08.2025
Şu an yanından bile geçemem de, Ballou ile meslektaş olmak beni çok mutlu ediyor.
Yazdım yazdım sildim, Homewrecker girdi. hiçbir şey demiyorum amk.
Yarın şirkete Jane Doe tişörtüyle gidecez artık.
Bi de albüm boyunca 50 cl gin kesmiyo, 70 lazım.
20.09.2025
@Koray, deniyorum ve sonuçlarına katlanacam
Tek problemi: Çok kısa sürüyor.
” Biten bir ilişkinin ardından hissedilen her şeyi dışarı kusan bir tuval ve gelmiş geçmiş en iyi albümlerden biri.”
Kralsın Ahmet Abi
31.08.2025
@Koray, kalp
2 yeni tekir daha sahiplendim -homewrecker-
Sabah 5, Vilehand abimle Gilbey’s gin içiyoruz. Deftones dinliyoruz ama benim aklımda bu albüm ya da Hatebreed – Perseverance dinlemek vardı, olsun.
ALKOL TÜM KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR
SENİN GİBİ ALBÜMÜN AQ
“Too far to Ronaldo to think about it”
70 cl vodka, 3 bira.
”Biten bir ilişkinin ardından hissedilen her şeyi dışarı kusan bir tuval ve gelmiş geçmiş en iyi albümlerden biri.”